Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/413 E. 2022/481 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2022/413 Esas
KARAR NO : 2022/481

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ …
DAVALI : … – … …
ASLİ MÜDAHALE TALEP
EDENLER :1) … – Çankaya/ANKARA
2) … – Çankaya/ANKARA
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Toplantısına Çağrı İzni)
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Toplantısına Çağrı İzni) dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin %19,05 pay sahibi, aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı şirketin 2020 yılı olağan genel kurulunu 25.03.2021 tarihinde gerçekleştirdiğini, genel kurulun, üç yıllığına …, … ve …’u yönetim kurulu olarak seçtiğini, aynı tarihte (25.03.2021) yapılan yönetim kurulu toplantısı neticesinde yönetim kurulu görev bölümü yapıldığını, müvekkili …’ın yönetim kurulu başkanlığına, …’ın yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiğini, görev bölümünün yapıldığı yönetim kurulu toplantısından sonra uzun bir dönem yönetim kurulu toplantısı yapılamadığını ve en son 01.11.2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında pay senetlerinin bastırılmasına ve ortaklara dağıtılmasına yönelik karar alınmakla yetinildiğini, başka herhangi bir konuda karar alınmadığını, hal böyle iken Yönetim Kurulu Başkanı olan müvekkilinin, şirketin olağan işlerinin görüşülmesi ve yasal zorunluluk olan olağan genel kurulunu yapılmasına ilişkin karar almak üzere diğer yönetim kurulu üyelerini 25.05.2022 tarihli yazı ile 01.06.2022 tarihinde yönetim kurulu toplantısı icra etmek üzere şirket merkezine davet ettiğini, ancak diğer yönetim kurulu üyelerinin 01.06.2022 tarihli toplantıya katılmalarına rağmen anlaşılmaz bir tutumla hiçbir müzakereye yer vermeksizin ve toplantı tutanağını da imzalamadan toplantı yerinden ayrıldıklarını, 01.06.2022 tarihli herhangi bir karar alınamayan yönetim kurulu toplantısını takiben müvekkili Yönetim Kurulu Başkanı …’ın bu kez Ankara 12. Noterliği’nin 03.06.2022 tarih ve 17473 yevmiye numaralı ihtarnamesi aracılığı ile diğer yönetim kurulu üyelerini TTK 409 ve TTK 369. maddeleri hükümleri uyarınca 14.06.2022 tarihli yönetim kurulu toplarıtısına davet ettiğini, yönetim kurulu üyelerine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen diğer yönetim kurulu üyelerinin bu defa da hiçbir haklı mazeret göstermeksizin 14.06.2022 tarihli yönetim kurulu toplantısına katılmadıklarını, davalı şirketin TTK’da belirtilmiş görev ve zamanla bağlı kılınmış yapacağı işlerin çoğunu tamamlaması için yönetim kurulunun da seçileceği bir genel kurul toplantısının yapılması zaruretinin açık olduğunu belirterek TTK m. 410/2 gereği, müvekkili …’a dilekçe ekinde yer alan gündem ile “Genel Kurulu Toplantıya Çağırma İzni” verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı şirket ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan … ve …’a dava dilekçesi tebliğ edilmiş, vekilleri Av. … 01/07/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davalı şirketin yönetim kurulunun üç üyeden müteşekkil olduğunu, şirketin 25 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulu toplantısında, …, … ve …’un 25 Mart 2024 tarihinde kadar görevi ifa etmek üzere genel kurul tarafından yönetim kuruluna seçildiğini, 25 Mart 2024 tarihinde kadar görev ifa etmek üzere 25 Mart 2021 tarihinde davalı Anonim Şirket’in genel kurulu tarafından yönetim kuruluna seçilen üç üyenin, aynı tarihte kendi aralarında almış oldukları karar marifetiyle de, …’ı bir yıl süreyle “Yönetim Kurulu Başkanı” ve de,…’ı bir yıl süreyle “Yönetim Kurulu Başkan Vekili” olarak seçildiğini, ayrıca bu iki kişinin şirketi ayrı ayrı münferiden şirkete temsil ve ilzama yetkili kılındığını, müvekkillerinin TTK’nın emredici 366’ncı maddesi uyarınca yeni bir “yönetim kurulu başkanı” ile “yönetim kurulu başkan vekili” seçilmesi mücadelesi içerisinde bulunduklarını, ancak yönetim kurulu başkanlık görevi 2022 yılı mart ayından sona ermiş bulunan -selef başkan- …’ın, TTK’nın 390’ıncı maddesi uyarınca « üye tam sayısının çoğunluğu ile » toplanan ve de « kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile » alan üç üyeli yönetim kurulu bünyesindeki diğer iki üyenin (… ve …’un), müşterek usulde olumlu oy kullandıkları seçim kararına her seferinde, tek başına ve de hukuk ve yasaya aykırı usulde direndiğini, davacı …’ın, 1 Haziran 2022 tarihinde üç üyenin iştirakinde (%100 nisapla) toplanmış bulunan yönetim kurulu toplantısında, emredici TTK madde 366 uyarınca alınması zaruri olan ve de kendisi haricindeki iki üyenin (…’ın ve …’un) olumlu oylarıyla almak için kendisine sundukları ıslak imzalı yönetim kurulu karar taslağını reddettiğini, müvekkili …’ın, 1 Haziran 2022 tarihli yönetim kurulu toplantısında şahsının ve de diğer üye …’un maruz kaldığı tavır ve davranışlar dolayısıyla ve daha da önemlisi davacı … tarafından davalı şirketin ticari defterleri üzerine tüm hakikati çarpıtan kayıtlar düşülmesi karşısında 14 Haziran 2022 tarihli yönetim kurulu toplantısının saatinden tam bir saat önce üçüncü defa ıslak imzalı yönetim kurulu karar taslağını …’a tebliğ ettiğini, su sayede müvekkili …’ın, davacı …’ın toplantıda da vuku bulacak vakıaları da ileride çarpıtmasına engel olabilmeyi amaçladığını, davalı şirketin görevi ifa eder üç üyeli bir yönetim kurulunun mevcut olduğunu, her bir üyenin, davalı şirketin iş ve işlemleri ile ilişkili usulde irade açıklamalarında bulunduğunu, üstelik üç üyeden ikisinin, söz konusu irade açıklamalarında birbirleriyle eş güdüm ve mutlak bir uyum içerisinde olduğunu, hal böyle iken üç üye arasından sadece bir üyenin diğer iki üyenin iradelerine riayet etmemesi, davalı şirketin “yönetim kurulu karar defteri” üzerinde hukuk ve yasaya aykırı usulde mutlak bir tahakküm kurması, üzerine de “yönetim kurulunun karar alamadığı” gerekçesiyle huzurdaki davayı ikame etmesinin hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, somut olayda anonim şirketin yönetim kurulunu kilitlemeye çalışan yegâne şahsın, kendi menfaat, arzu ve istekleri haricinde hiçbir yönetim kurulu üyesinin iradesine saygı göstermeyen davacı …’ın bizzat kendisi olduğunu, müvekkilleri … ile …’un, alınan yönetim kurulu kararın icrası adına gerek davalı şirkete, gerekse alınan kararlara ve iki üyenin müşterek iradesine saygı göstermeyen davacı …’a husumet yöneltmek suretiyle iş bu davaya asli müdahil olarak katılmayı talep ettiklerini belirterek öncelikle asli müdahillik taleplerinin kabulünü, üç üyenin ikisinin (… ile …’un) ıslak imzalarını havi yönetim kurulu karar taslağı hakkında üçüncü üye davacı …’ın zımnen olumsuz oy kullandığının, bu itibarla da karar taslağının, üçte iki nisapla (oy çokluğuyla) yönetim kurulu kararına dönüştüğünün tespitini, müvekkili …’ın TTK’nın 392’nci maddesine uygun suretle tasarruflarda bulunabilmesine olanak tanıyacak bir davalı şirket çalışanına (şirketin idari işleriyle görevlendirilmiş kurul üyesi harici bir şahsa) “güvenilir kişi” tevdi edilmesini, TTK’nın 392’inci maddesinin yedinci (son) fıkrası uyarınca karar taslağının, mahkeme gözetiminde ve de mahkeme tarafından belirlenecek bir tarihte mevcut üç yönetim kurulu üyesinin isticvaplarına hükmolunması ve de her bir üyenin duruşma salonunda oy beyanlarının alınmaları suretiyle karara bağlanmasını, davalı şirkete hukuk ve yasaya bağlı usulde ve de mutlak tarafsızlık içinde savunacak bir avukatın atanmasını, yargılama süresince davalı …’nin yönetim kurulu karar defteri üzerinde davacı …’ın hukuk ve yasaya aykırı yeni tasarruflarda bulunmasının önüne geçilebilmesi adına davalı şirketin karar defterinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere mahkemeye veya davalı şirkete atanacak tarafsız vekile tevdi olunmasını, sonucunda davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nın 410/2. maddesi uyarınca davalı şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması istemine ilişkindir.
TTK’nın 410/2. maddesi uyarınca, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle tekbir pay sahibi genel toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir.
TTK’nın 410/2. maddesinin gerekçesinde, bu fıkra hükmünün genel kurulun bazı olağanüstü durumlarda toplantıya çağrılabilmesini sağlamak amacıyla öngörüldüğü, gruplar arasındaki uyuşmazlık ve çekişme dolayısıyla yönetim kurulunun toplanamaması, üye eksikliğinden veya bazı azlık haklarının kötüye kullanılması nedeniyle toplantı nisabının gerçekleşmemesi, toptan istifa yahut kaza gibi nedenlerle yönetim kurulunun mevcut olmaması hallerinde kilitlenmeye giren şirketin çıkar yol bulabilmesi için genel kurulun toplanabilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
TTK’nın 365/1. maddesine göre, Anonim Şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. 366/1. maddesine göre de, Yönetim Kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer.
Dava dilekçesine ekli olarak sunulan davalı şirketin 25.03.2021 tarihli ve 2021/2 sayılı yönetim kurulu karar örneğinin incelenmesinden, 25.03.2021 tarihli genel kurul toplantısında, davacı … ile asli müdahale talebinde bulunan … ve …’un 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri ve kendi aralarında yaptıkları görev taksimi sonucunda 1 yıl süre ile davacı …’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı, asli müdahale talebinde bulunan …’ın da Yönetim Kurul Başkan Yardımcılığı ile görevlendirildiği, her ikisinin de münferiden atacakları imzalar ile temsil ve ilzama yetkili kılındıkları anlaşılmıştır.
TTK’nın 390/1. maddesi uyarınca, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı taktirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır.
Dava dilekçesi ile asli müdahale talebinde bulunan dilekçe ve ekleri incelendiğinde; TTK’nın 410/2. maddesinde belirtilen şekilde, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması şartlarının gerçekleşmediği, uyuşmazlığın 3 yıl süre ile seçilen yönetim kurulu üyelerinin kendi içlerindeki görev dağılımından kaynaklandığı, yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin sona ermediği, yönetim kurulu üyeleri … ve …’un toplantı nisabını sağladıkları, davadan hemen önce toplandıkları, özetle davacı tarafın, anılan maddeye dayalı olarak davalı şirket genel kurulunu toplantıya çağırma koşullarının bulunmadığı, davanın niteliği gereği bu tür davalarda verilen kararların kesin nitelikte olduğu, asli müdahale talebinde bulunanlar vekilinin dilekçesinde talep edilen hususların iş bu davada karara bağlanamayacağı, kaldı ki talebin olsa olsa feri müdahale olarak değerlendirilebileceği, davalı şirketin tüm yönetim kurulu üyeleri davadan haberdar olmaları nedeniyle davalı şirketin temsili ile taraf teşkili yönünden eksiklik kalmadığı kanaatine varılmakla davanın ve asli müdahale talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davanın ve asli müdahale talebinin REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda TTK’nın 410/2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/07/2022

Başkan …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Katip …
✍e-imzalı