Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/409 E. 2022/836 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/409 Esas – 2022/836 Karar
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/409
KARAR NO : 2022/836

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI :….
DAVALI : ….

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 15/06/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/12/2022

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında 12/07/2021 – 12/07/2022 tarihleri arasını kapsamak üzere taşıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra akaryakıt fiyatlarının ön görülemez şekilde artış gösterdiğini, davacının edimini yerine getirmekte güçlük yaşamasına sebep olduğunu, akaryakıt fiyatlarında meydana gelen artış nedeniyle sözleşmenin uyarlanmasına yönelik taleplerinin davalı tarafından yerine getirilmediğini belirterek TBK’nin 138. maddesi uyarınca taraflar arasında imzalanan 12/07/2021 tarihli Personel Taşıma Hizmeti Alımına Ait Sözleşmenin değişen koşullara göre uyarlanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmenin taraf iradelerinin uyuşması ile imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede fiyat farkı verilmeyeceğine ilişkin hüküm bulunduğunu, davalının 24/02/2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında olmadığını belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme bedelinin uyarlanması talebine yöneliktir.
Uyuşmazlık, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi hususunda taraf menfaatlerini etkiler nitelikte zorunlu bir koşulun bulunup bulunmadığı, imzalanan sözleşme, eki şartnameler ile ilgili mevzuat hükümlerine göre değişen koşullar nedeniyle sözleşmenin uyarlanması şartlarının oluşup oluşmadığı ile oluştuğunun kabul edilmesi halinde sözleşme hükümlerinin ne şekilde uyarlanmasının gerektiği hususlarına ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Aşırı ifa güçlüğü başlıklı 138/1. maddesi “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu hükümleri ve diğer yürürlükte bulunan kanun hükümlerinde sözleşme serbestliği ilkesi kabul edilmiştir. Bu ilkeye göre, sözleşme yapıldığı şartlarda aynen uygulanmalıdır. Sözleşme koşulları taraflar için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan ortaya çıkan nedenlerle değişmiş olsa bile taraflar sözleşmedeki edimlerini aynen yerine getirmekle yükümlüdürler. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereğidir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davalı tarafından dava konusu sözleşmenin imzalanması öncesinde doğrudan alım yöntemi uygulanmak suretiyle sözleşme konusu işe ilişkin olarak tekliflerin alındığı, işin yapılmasına ilişkin olarak davacı ile birlikte dava dışı şirketler tarafından da tekliflerin sunulduğu, davacı tarafından sözleşme konusu işe ilişkin olarak en uygun teklifin verildiği, en uygun teklifi veren davacı ile davalı arasında 12/07/2021 tarihinde Personel Taşıma Hizmeti Alımına Ait Sözleşmenin imzalandığı, dünya genelinde Covid19 salgını vakalarının 2019 yılı sonlarında, ülkemizde ise 2020 yılı Mart ayı içerisinde görülmeye başladığı, salgın nedeniyle 2020 yılı Mart ayı ile Haziran ayı arasında ticari ve ekonomik hayatı etkileyebilecek nitelikte tedbirlerin alındığı, 2020 yılı Haziran ayından itibaren ise kademeli normalleşme olarak belirlenen tedbirlerin uygulanmaya başladığı, sözleşmeye konu ihalenin yapıldığı, sözleşmenin imzalandığı ve sözleşme gereği tarafların edimlerinin yerine getirilmesi gereken tarihlerde kademeli normalleşme tedbirlerinin uygulanmaya devam ettiği, davacının sözleşme konusu işi yüklenmek için sunmuş olduğu belgelere göre ihaleye konu işlerin yapılmasına ilişkin sektörde faaliyet gösterdiği, ticari faaliyetlerinin bu kapsamda olduğu, davacı tarafından en uygun teklifin verildiği sözleşme konusu işe ilişkin başkaca firmaların katılımının da bulunduğu, davacının fiyat farkına ilişkin olarak şartnamede ve sözleşmede belirtilen hükümleri kabul etmek suretiyle sözleşmeyi imzaladığı, sözleşmenin 5.1 maddesi ile sözleşme süresi boyunca fiyat değişikliği yapılmayacağının ve yakıt, fiyat farkı ve benzeri farkların sözleşmeye yansıtılmayacağının düzenlendiği, günümüz dünya ve ülke koşullarında akaryakıt fiyatlarında dalgalanmalarının oluşabileceğinin davacının tacir olması ve sözleşme konusu iş alanında faaliyet göstermesi nedeniyle davacı yönünden öngörülebilir olduğu, davacının oluşabilecek olan akaryakıt fiyat artışını taşıma sektöründe faaliyet göstermesi nedeniyle basiretli bir tacir gibi ön görmesinin gerektiği, dava konusu sözleşmeye konu işin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslara İlişkin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen işler ile 24/02/2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde belirlenen işler arasında yer almadığı, Anayasanın 48. maddesi ile TBK’nin 26. maddesi dikkate alındığında tarafların sözleşme ile bağlı oldukları ve sözleşme konusu edimlerini yerine getirmelerinin gerektiği, sözleşmenin imzalanmasından sonra akaryakıt fiyatlarında meydana gelen artışın tek başına sözleşmenin uyarlanması için yeterli olmadığı, kaldı ki sözleşme bedelinin TL olarak belirlendiği, mevcut hali ile ön görülemezlik koşulunun dava konusu olayda gerçekleşmediği ve sözleşmenin uyarlanması yada fiyat farkı verilmesi şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay HGK 28/11/2019 tarih, 2017/13-515 e, 2019/1233 k).
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın REDDİNE,
2) Dava açılışında alınan 80,70 TL peşin harcın, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcı karşıladığı anlaşıldığından HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.