Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/163 E. 2022/434 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/163 Esas
KARAR NO : 2022/434

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ…
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
KARAR YAZMA TARİHİ : 25/06/2022

…Asliye Hukuk Mahkemesince 2022/65 E. 2022/84 K. Sayılı 12/11/2020 tarihli davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından davanın reddi kararı sonrasında mahkememize tevzi edilen ve mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’ın canlı hayvan alıp satmakta olduğunu, geçimini bu şekilde idame ettirdiğini, davalı borçlular olan … ve … da müvekkilinden canlı hayvan almış karşılığında 15.000,00 TL bedelli 02/08/2015 günlü 523204 Seri No lu çek tanzim edip müvekkiline verdiklerini, davalılar müvekkilini elindeki çeki takibe koymaması için yıllarca oyaladığını; müvekkilinin de kendilerine inanmış icra takibi başlatmadığını, Davacı vekili müvekkili adına 21.11.2019 tarihinde ilamsız icra yolu ile takip başlatıldığını, 02/08/2015 tarihinde davaya konu çeki düzenleyip müvekkiline veren davalılar …İcra Müdürlüğünün 2019/2423 sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri 22.355,55-TL miktarına icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine itiraz ettiklerini, borçluların ödeme emrine itirazlarının iptal edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; Borçluların yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçluların kötü niyeti sabit olduğundan her bir davalı bakımından ayrı ayrı takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava, …İcra Müdürlüğü’nün 2019/2423 esas sayılı dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
DELİLLER: …İcra Müdürlüğü’nün 2019/2423 esas sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır. Dosyanın incelenmesinde; 21/11/2019 tarihinde alacaklı … tarafından borçlular … ve … aleyhine asıl ve ferileri ile birlikte 22.355,55-TL’lik ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 26/11/2019 tarihinde borçlular Hüsniye ve …’a tebliğ edildiği, borçlular Hüsniye ve …’nn 28/11/2019 tarihinde ayrı ayrı borca itirazda bulundukları anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemde, İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesindeki düzenleme uyarınca başlatılan bir takip nedeniyle süresi içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İİK’nın 67. maddesine göre ise; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”
Anılan yasal düzenlemeler doğrultusunda itirazın iptali davası takip talebine itiraz eden alacaklı tarafından itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde borçluya karşı açılan bir eda davasıdır. Genel kural olarak ispat külfetinin davacıda olduğu bu davanın görülme koşulları ise özetle, alacaklının hali hazır durumda hukuki yararın bulunması, bu konuda kesin hükmün bulunmaması, geçerli bir ilamsız icra takibinin yapılmış olması, ve bu takibe karşı usulüne uygun bir itirazın yapılmış olması ve davanın borçlunun itirazının davalıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılmış olması gerekir.
İtirazın iptali davalarında genel ispat kuralı geçerli olup bu davalar icra takibine bağlı davalardan olduğundan davacının icra takibine konu edilen alacağın varlığını ve bu kapsamda borçludan alacaklı olduğunu ispatlaması gerekir.
Dava konusu ayacağa ilişkin düzenlenen çek TTK.m.814 gereği ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıl geçtiğinden zamanaşımına uğramıştır, bu nedenle davacı tarafça ilamsız takibe konu edilmiştir. Zamanaşımına uğrayan çek hakkında açıklama yapmak gerekirse; çeke ilişkin zamanaşımı süresinin geçmesi ile birlikte çeke dayalı talep hakkı kendiliğinden sona ermemektedir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 1997, s. 879; Kendigelen, A./Kırca, İ.: Kıymetli Evrak Hukuku Genel Esaslar Kambiyo Senetleri, İstanbul 2019, s. 264). Bu itibarla hamil, çeke ilişkin zamanaşımı süresinin geçmesi hâlinde dahi çeke dayanarak borçluya karşı takip yapabilir veya genel mahkemelerde alacak davası açabilir. Ancak borçlunun zamanaşımı def’inde bulunması hâlinde, alacaklı kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını yitirecektir. Zamanaşımına uğrayan bir çek kambiyo senedi vasfını kaybettiği için kambiyo hukununun tanıdığı özel imkanlardan yararlanamayacak ve hatta adi senede dahi dönüşemeyecektir. Zira zamananaşımına uğrayan çek fiziki olarak ortada olsa bile maddi hukuk anlamında artık hiçbir şey ifade etmemekte sadece ispat hukuku alanında delil başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla zamanaşımına  uğrayan  çek  adi senede dönüşmeyeceği için, alacağın ispatı açısından tek başına yeterli olmayacak, bununla birlikte sadece HMK’nın 202. maddesi kapsamında bir (yazılı) delil başlangıcı olarak kullanılabilecektir. Bu durumda zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı teşkil ettiğinden davacı alacak hakkının varlığını tanık dahil her türlü delille ispat edebilecektir.
HMK’nın 202/2 maddesine göre iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge, delil başlangıcı sayılır. Zamanaşımına uğrayan bono, delil başlangıcında bulunması gereken tüm unsurları taşımaktadır. Bu nedenle zamanaşımı nedeniyle kambiyo vasfını kaybeden  bonoya dayanma imkânı olmayan hamil, temel ilişkiye dayanarak açılan davalarda,  zamanaşımına  uğrayan  bonodan  delil başlangıcı olarak yararlanabilir ve senetle ispatı gereken bir hukuki işlem hakkında iddiasını tanık dinleterek veya başka delillerle ispat etme imkânına sahip olur (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 25.12.2019 tarihli ve 2019/1 E., 2019/8 K. sayılı kararı).
Dosyamız davacısı, zamanaşımına uğramış çek delil başlangıcı sayıldığından, iddiasını her türlü delille ispatlama hakkına sahiptir.
Aksi kararlaştırılmadıkça alım-satım ilişkilerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmelerinin esas olduğu da nazara alındığında; davalının açıklanan savunmaları, borcun bulunmadığına yöneliktir, bu durumda alacak hakkını doğuran borcun var olduğunu ispat yükü davacıdadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/(19)11-937E 2021/357K sayılı ilamında; …davalının açıklanan savunmaları, borcun kaynağını oluşturan olgunun (satım akdinin) ve bundan doğan borcun varlığının kabulünü ve aynı zamanda borcun ödendiğini de içermektedir. Bu durumda, davalı borcu ödediğine ilişkin savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Eş söyleyişle, somut olayda ispat külfeti davalıya aittir. Davacı, davalının bu kabul beyanı nedeniyle alacağının varlığını kanıtlamak yükümlülüğünden kurtulmuş; buna karşılık davalı, borcu ödediğini kanıtlamakla yükümlü hâle gelmiştir. Ayrıca davalı taraf dava konusu bonoların davacıya sipariş edilen ancak kendisine teslim edilmeyen kömüre ilişkin verildiğini de savunduğuna göre bu iddiasını da ispatlaması gerekir… Denmekle, borcun kabulü ile ödeme iddiasında bulunan tarafın bu iddiasını kanıtlaması gerektiğini bildirmiştir. Somut olayda davalı tarafça borcun varlığının kabulü yahut borcun ödendiğine ilişkin bir defi ileri sürülmediğinden ispat yükü halen borcun varlığını ileri süren davacıdadır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, davalının çekin hatır için verilmiş olduğuna yönelik savunmasını ve çekin teminat amacıyla verilmiş olduğuna yönelik savunmaları dahi ispat yükünü değiştirmeyecek bir savunma kabul etmiştir;
-2017/4024E, 2019/2267K.”Dava zamanaşımına uğramış çeklerden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Zamanaşımına uğramış kambiyo senetlerinde taraflar arasında temel ilişkininin bulunması halinde senetler yazılı delil başlangıcı teşkil edeceğinden davacı davasını tanık dahil her tür delil ile ispatlama imkanına sahiptir. Davalının dava konusu çeklerin hatıra binaen verildiği savunması ispat yükünü değiştirmez. Mahkemece açıklanan bu ilkeler çerçevesinde taraf delilleri toplanarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının sair delilleri toplanmadan alacağın varlığının sübutu için sadece zamanaşımına uğramış çeklerin yeterli görülmesi ve ispat yükü tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
-2015/7147E, 2015/16906K. “Davalının, yaptığı alışverişlerde borcunu fazlasıyla ödediğini, takip konusu bonoların ise verilen bir mal karşılığı olmadığını, bu senetleri teminat amacıyla verdiğini beyan etmesi ispat yükünü üzerine aldığını göstermez. Mahkemece, zamanaşımına uğramış bonoların yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu da dikkate alınarak, davacının bu yöndeki delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Tüm bilgiler ışığında Yargıtay kararları doğrultusunda zamanaşımına uğramış çeke dayalı takibe yapılan itirazın iptali davasında, alacağını, borcun varlığını ispat yükü davacıda olup zamanaşımına uğramış çek delil başlangıcı sayılmıştır. Davacı iddiasını her türlü delille ispatlayabilecekken, usulüne uygun verilen iki haftalık kesin süreye rağmen dilekçelerinde gösterdikleri delillerini sunmamıştır. Davacı tarafça delilleri süresinde bildirilmediğiden, görevsizlik kararı verilen mahkeme devam eden yargılama esnasında verilen sürede tanık listesi sunulmadığından bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmiş, yine davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafa yemin hakkı hatırlatılıp buna ilişkin süre verilmesine rağmen ispat yükünün davalı tarafta olduğundan bahisle yemin delilini kullanmayacaklarını, yemin delili ara kararından dönülmesini talep ettiklerini bildirmişlerdir. Davacı tarafın iddiasını ispata yarar tüm delillerinden vazgeçmiş sayıldığından, alacağa konu hukuki ilişkinin varlığı ispat edilemediğinden, davacı tarafça ispat külfeti yerine getirilmediğinden davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 270,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,30 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333 ve GAT’nin 5. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalıların yokluğunda taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸