Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/714 E. 2021/837 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/714 Esas
KARAR NO : 2021/837
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … -….
VEKİLİ ….
DAVALI : … -…..
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 09/12/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan tensip ön inceleme aşaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkilinin abisi ile davalının … arasında alacak verecek konusunda sorun yaşamalarından kaynaklı olarak davalının müvekkilinin aracına kasten zarar verdiğini, müvekkili ve müvekkilinin ailesinin davalı … ve davalının eşinden şikayetçi olduklarını, davalının müvekkilinin iş yerine gelerek hakaret etmesi ,müvekkilinin aracına zarar vermesi nedeniyle müvekkilinin aracını uzun zaman satamadığını, yaşanan bu olaydan kaynaklı olarak müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını, davalı müvekkilinin aracına zarar vermesinden kaynaklı olarak maddi kayıplarının olduğunu, müvekkiline ait aracın… marka Duster 2013 modelli … plakalı aracı 07.10.2020 tarihinde satın aldığını ve araçta herhangi bir boya ve hasar kaydının söz konusu olmadığını, ancak davalı tarafın vermiş olduğu zarar neticesinde müvekkiline ait araçta sol arka çamurluk, sol arka kapı, sol ön kapı, ön çamurluk ve ön kaputun 1 cm ebadında boydan boya çizildiğini, daha sonra müvekkilinin aracını tamir ettirdiğini aracın tamir ücreti 8.800,00 TL ‘olduğunu ve aracını piyasa değerinin altında satmak zorunda kaldığını, aracın yapılma süresince müvekkilinin aracını kullanamaması ve aracın satışını da gerçekleştiremeyecek olmasında kaynaklı maddi kayıpların da tespit edilmesi gerektiğini, araçta 33.000,00 TL değer kaybı olduğunu ileri sürerek davalının mala zarar verme eyleminden ötürü davanın kabulü ile mala zarar verme eyleminin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinden bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Dosya, dava şartı olan görev yönünden öncelikle incelenmiş olduğundan, usul ekonomisi gereğince davalı tarafa tebligat yapılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklı Mala Zarar vermeden kaynaklı tazminat davasına ilişkindir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154. ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.
Somut olayda, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklı mala zarar vermeden kaynaklı maddi tazminat davası olup bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için tarafların tacir ve uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Davacı ve davalı taraflar gerçek kişi olup dava konusu olayda ticari iş ile ilgili olmayıp haksız fiil, mala zarar vermeden kayraklı maddi tazminata ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan tüm bu açıklamalara göre eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlere göre dava mutlak ticari dava olmayıp, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olup genel mahkemelerin görevine girdiği dikkate alınarak, davanın ANKARA Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu kapsamda mahkememizin görevsizliğine, HMK’nın 114/c,115/2.maddelerine göre dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dava dosyasının görevli ANKARA Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Uyuşmazlığın genel mahkemelerin görevine girdiği dikkate alınarak, dava mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığından mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan anılan yasanın 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
3-Tarafların, görevsizlik kararına karşı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,

Dair; dosya üzerinden tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸