Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/69 E. 2021/474 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/69 Esas – 2021/474
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/69
KARAR NO : 2021/474

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davalıya ait, davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesi düzenlenen … plaka sayılı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, yolcu olan davacının kusurunun bulunmadığını, kasko poliçesi kapsamında manevi tazminat teminatının da bulunduğunu, kaza nedeniyle davacının % 21 oranında sürekli iş göremezlik durumunun ve 4 ay süre ile geçici iş göremezlik durumu ile 2 ay süre ile bakıcı ihtiyacı bulunduğunun tespit edildiğini, davalılara manevi tazminata ilişkin yapılan başvuruya rağmen davalılar tarafından ödeme yapılmadığını belirterek 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili ayrıntısı süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, trafik kazasının Düzce ilinde meydana geldiğini, davalının adresinin Düzce olduğunu, yetkili ve görevli mahkemenin Düzce Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, meydan gelen kazada kusurunun bulunmadığını, davacının zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında maddi tazminat aldığını, talep edilen manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açabilecek şekilde yüksek olduğunu belirterek yetki yönünden davanın reddine, davacının haksız ve yüksek manevi tazminat talebinin ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili ayrıntısı süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, sorumluluklarının ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında değerlendirilmesinin gerektiğini, manevi tazminata yönelik olarak usulüne uygun başvurunun yapılmadığını, sigortalılarının kusurunun ispat edilmesinin gerektiğini, davanın kabulü halinde ise dava tarihinden itibaren faizden sorumluluklarının bulunduğunu belirterek yetki yönünden davanın reddine, davacının haksız manevi tazminat talebinin ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle manevi tazminat ödenmesine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun Görevli ve Yetkili Mahkeme başlıklı 110/2. maddesi “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmünü; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının Arabulucuya Başvuru ve Yetkili Mahkeme başlıklı C.7. maddesinin ikinci fıkrası “Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, hak sahibi sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgâhının bulunduğu mahkemede dava açılabileceği gibi uyuşmazlığın çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna da başvurabilir.” hükmünü içermektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Davalının birden fazla olması hâlinde yetki başlıklı 7/1. maddesi “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmünü, 7/2. maddesi “Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” hükmünü, Sigorta sözleşmelerinden doğan davalarda yetki başlıklı 15/1. maddesi “Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.” hükmünü, Haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı 16/1. maddesi “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamı ve açıklanan hükümler birlikte değerlendirildiğinde, davacının ve davalı …’ın adresinin Düzce olduğu, davaya konu kazanın Düzce ilinde meydana geldiği, davalıya ait aracın ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesinin Düzce ilinde bulunan acente tarafından düzenlendiği, davalı sigortanın genel merkezinin İstanbul ili olduğu, Ankara ilinde şubesi bulunduğuna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davalıların dava dilekçesinin tebliğinden itibaren süresi içerisinde usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunduğu, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, HMK’nin 6, 7, 15 ve 16. maddelerine göre açılan dava ile ilgili olarak birden fazla mahkemenin yetkili olduğu, HMK’nin yetkiye ilişkin hükümlerinde bölge müdürlükleri yönünden yetkiye ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, şube niteliği ve görevi bulunmayan bölge müdürlüklerinin davaya ilişkin olarak yetkinin belirlenmesinde dikkate alınmasının mümkün olmadığı, davacının genel ve özel yetkili mahkemelerden herhangi birisinde dava açmadığı, seçim hakkının davalılara geçtiği, davalıların süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetkili mahkemeyi de belirtmek suretiyle yetki itirazında bulundukları, her bir davalı yönünden dosyanın ayrılarak belirlenen yetkili mahkemeye gönderilmesinde hukuki yarar bulunmadığı, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalılar yönünden ortak yetkili mahkemenin kazanın meydana geldiği yer olan Düzce mahkemeleri olduğu anlaşıldığından Düzce Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) yetkili ve görevli olduğunun kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,

1) HMK’nin 116/1-a maddesi uyarınca süresi içinde yapılan yetki itirazının KABULÜ ile MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2) HMK’nin 7 ve 16. maddeleri uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkemenin DÜZCE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) OLDUĞUNA,
3) Kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın DÜZCE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) GÖNDERİLMESİNE,
4) (a) Süresi içinde yapılan başvuru yapılması ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına,
(b) Süresi içinde başvuru yapılmaması halinde ise HMK’nin 20/1-son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve yargılama giderlerinin verilecek ek kararda hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
22/06/2021