Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/635 E. 2021/772 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/635 Esas
KARAR NO : 2021/772

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALILAR : 1- … – ……
2- … – … …

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/11/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasında evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davalı … tarafından dava dışı şirket ile davalı şirket hakkında başlatılan icra takibi sırasında davacıya birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, süresi içinde itiraz edilmemesi nedeniyle ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve ikinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini, ancak icra dairesi tarafından hukuka aykırı şekilde üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, dava dışı borçlunun davacıda herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını belirterek Ankara … İcra Dairesinin 2020/29747 Esas sayılı dosyasında gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesi nedeniyle dava dışı takip dosyası borçlusunun davacıda herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, İcra ve İflas Kanununun 89/3. maddesi kapsamında borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde sayılan davalar ve bazı özel kanunlarda belirlenmiş olan davalar (Kooperatifler Kanununun 99.; İcra ve İflas Kanununun 154.; Finansal Kiralama Kanununun 31.; Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi) (mutlak ticari davalar), her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan işlerden kaynaklanan davalar (nispi ticari davalar) ile yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalar (üçüncü grup ticari davalar) ticari dava olarak kabul edilmektedir ve bu davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında başlıklı 89/3. maddesi “… İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıltığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106. maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.” hükmünü içermektedir.
Davacı üçüncü şahıs, davalı … ise icra dosyası alacaklısıdır. Aralarında doğrudan bir ticari ilişki bulunduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davanın İİK’nin 89/3. maddesi kapsamında borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu ve yukarıda sayılan ticari davalar arasında yer almadığı, bu hali ile uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay …. HD. 12/04/2016 tarih, 2016/3568 e, 2016/6425 k; Ankara BAM …. HD. 26/02/2020 tarih, 2020/386 e, 2020/390 k; 25/09/2020 tarih, 2020/1307 e, 2020/1160 k).

H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4, 5, HMK’nin 2, 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİ ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2) Davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3) Kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye göndermeyi talep etmeleri halinde dosyanın ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4) (a) Süresi içinde yapılan başvuru yapılması ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına,
(b) Süresi içinde başvuru yapılmaması halinde ise HMK’nin 20/1-son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve yargılama giderlerinin verilecek ek kararda hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların YOKLUĞUNDA, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) haftalık yasal süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
23/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸