Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/568 E. 2022/5 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/568 Esas – 2022/5
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/568
KARAR NO : 2022/5

HAKİM ….
KATİP :…..

DAVACI : ….

DAVALI :…..

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davacı şirketin özelleştirme kanunu hükümleri uyarınca kurulan, ayrı tüzel kişiliği ve sermayesi olan ticari şirket olduğunu, 24/07/2016 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi ile davalı tarafından yürütülen elektrik dağıtım faaliyetlerinin davacıya devredildiğini, özelleştirme sürecinin tamamlanmasını takiben 28/06/2013 tarihli hisse satış sözleşmesi ile davacıya ait hisselerin satışının gerçekleştiğini, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde dava dışı üçüncü kişi hakkında düzenlenen fatura nedeniyle dava dışı üçüncü kişi tarafından borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak davacı şirket hakkında dava ve ek açıldığını, yapılan yargılamalar sonucunda her iki davanın da kabulüne karar verildiğini ve her iki davada da aleyhlerine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedildiğini, hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin yapılan icra takipleri sırasında dava dışı üçüncü kişiye ödendiğini, sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen iş ve işlemlerin sorumluluğunun davalıya ait olduğunu, 7.6 maddesi uyarınca sözleşme imza tarihinden önceki her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun davalıya ait olduğunu, yapılan ödemeye dayanak işlem tarihinin işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanması tarihinden önce olduğunu, dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödemelerden davalının sorumlu olduğunu belirterek yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, talebin zamanaşımına uğradığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, dava dışı üçüncü kişi tarafından açılan davanın faturanın yüksek olmasına dayalı olduğunu, dava dışı üçüncü kişi tarafından açılan dava kapsamında asıl talep ile ilgili olarak davacının mal varlığında bir eksilme olmadığını, ilamdan kaynaklanan vekalet ücreti ve yargılama gideri gibi ferilerin rücu edilmesinin mümkün olmadığını, işletme hakkı devir sözleşmesi ve hisse satış sözleşmesi kapsamında hukuksal giderler olarak muhasebeleştirilmesinin gerektiğini, ödenen bedellerin elektrik dağıtım faaliyeti kapsamında ödenen bedellerden olmadığını, sözleşmenin 18.6 maddesi uyarınca ödenen bedellerin talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu talebin işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında yer almadığını, sözleşmede yer alan üçüncü kişi ifadesinin şirket tüzel kişiliği ile bağlantısı olmayan kişileri ifade ettiğini, icra dosyası kapsamında ödenen faiz ve icra giderlerinden sorumlu olmadıklarını, ödeme tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını, dava dışı üçüncü kişi tarafından açılan dava kapsamında davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinin yapılan ödemeden düşülmesinin gerektiğini belirterek haksız ve yersiz olarak açılan davanın öncelikle usulden, aksi kanaatte olunması halinde ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen işletme hakkı devir sözleşmesi nedeniyle sözleşme öncesi döneme ait olduğu belirtilen ve davacı tarafından yapılan ödemelerin davalı tarafından iadesine ilişkin rücuen alacak davasıdır.
Kızıltepe … Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/05/2014 tarih, 2012/1288 esas, 2014/528 karar sayılı kararının incelenmesi neticesinde, dava dışı üçüncü kişi ….. tarafından dosyamız davacısı hakkında….. abone numaralı sözleşme kapsamında düzenlenen 2002/11. dönem faturasına karşı açılan menfi tespit davası olduğu, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçmek ve onanmasına karar verilmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kızıltepe İcra Dairesinin 2015/4147 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Kızıltepe ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/05/2014 tarih, 2012/1288 esas, 2014/528 karar sayılı kararında hükmedilen vekalet ücreti ile yargılama giderinin infazı için dava dışı üçüncü kişi … tarafından dosyamız davacısı hakkında başlatılan icra takibi olduğu, icra dosyası kapsamında yapılan dosya hesabı sonucunda 08/12/2015 tarihinde 8.208,49 TL ödemenin dava dışı üçüncü kişiye yapıldığı anlaşılmıştır.
Kızıltepe ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/12/2015 tarih, 2015/1537 esas, 2017/365 karar sayılı kararının incelenmesi neticesinde, dava dışı üçüncü kişi … tarafından dosyamız davacısı hakkında 1000000023300 abone numaralı sözleşme kapsamında düzenlenen 2002/11. dönem faturasına karşı açılan ek menfi tespit davası olduğu, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği, kararın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesinden geçmek ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kızıltepe İcra Dairesinin 2018/967 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Kızıltepe ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/12/2015 tarih, 2015/1537 esas, 2017/365 karar sayılı kararında hükmedilen vekalet ücreti ile yargılama giderinin infazı için dava dışı üçüncü kişi …. tarafından dosyamız davacısı hakkında başlatılan icra takibi olduğu, icra dosyası kapsamında yapılan dosya hesabı sonucunda 29/03/2018 tarihinde 2.944,68 TL ödemenin dava dışı üçüncü kişiye yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, davacı hakkında işletme hakkı devir sözleşmesi öncesi dönemde meydana gelen olaya ilişkin olarak üçüncü kişi tarafından açılan dava ile ilgili yapılan yargılama neticesinde hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak davacı tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesi “işletme hakkı… tarafından devredilen dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olarak sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluk…’a aittir” hükmünü, 7.4 maddesi “dağıtım faaliyetinin… tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu…’a aittir, TEDAŞ tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı…’tır, bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar… tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük… tarafından karşılanır.” hükmünü, 7.6 maddesi “sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk…’a aittir, bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı…’tır, bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar… tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük… tarafından ödenir.” hükmünü içermektedir.
Davanın taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesine dayanılarak açılmış olması nedeniyle zaman aşımı süresinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. (818 sayılı Borçlar Kanununun 125.) maddesi uyarınca 10 yıl olduğu, zaman aşımı süresinin davacı tarafından dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödeme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı ve davanın bu süre içerisinde açıldığı, bu nedenle davalının zaman aşımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesinin tarafı olduğu ve davanın imzalanan sözleşme kapsamında açıldığı, bu nedenle davalının husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan hisse satış sözleşmesinin “işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla” hükmünü içeren 9.4 maddesi ve 22/f maddesi hükümleri dikkate alındığında davalının hisse satış sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği yönündeki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davalı tarafından dava dışı üçüncü kişi hakkında işletme hakkı devir sözleşmesi öncesinde düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına dayalı olarak dava dışı üçüncü kişi tarafından açılan dava sonucunda dava dışı üçüncü kişinin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin dosyamız davacısından alınarak dava dışı üçüncü kişiye verilmesine karar verildiği, davacı tarafından bu bedellerin menfi tespit davasını açan dava dışı üçüncü kişiye yapılan icra takibi sırasında ödendiği, yapılan ödemenin işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından öncesi döneme ait olaya ilişkin olduğu, sözleşme öncesi döneme ilişkin olay kapsamında üçüncü kişiler tarafından açılan davalarda aleyhe hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücretleri nedeniyle yapılan ödemelerden taraflar arasında düzenlenen işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddeleri uyarınca yapılan davalının sorumlu olduğu, tarafların tacir oldukları ve davacı tarafından dava dışı üçüncü kişiye ödeme yapılması tarihi itibari ile davacının mal varlığında eksilmenin meydana geldiği, bu nedenle de davacının ödeme tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunabileceği anlaşıldığından davanın kabulüne, ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur (Yargıtay 11. HD. 04/02/2021 tarih, 2020/1708 e, 2021/875 k; Ankara BAM …. HD. 01/12/2021 tarih, 2019/1636 e, 2021/1436 k).
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın KABULÜ ile 8.208,49 TL alacağın ödeme tarihi olan 08/12/2015 tarihinden, 2.944,68 TL alacağın ödeme tarihi olan 29/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek AVANS FAİZİ ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 761,87 TL harçtan, dava açılışında alınan 190,47 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 571,40 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 190,47 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 16,50 TL tebligat ücreti, olmak üzere toplam 266,27 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/01/2022

Katip … Hakim ….
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.