Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/564 E. 2022/92 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/564 Esas – 2022/92
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/564 Esas
KARAR NO : 2022/92
HAKİM : ….
KATİP : …..

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : …..
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
KARAR YAZMA TARİHİ : 22/02/2022
Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkili şirketin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacıyla 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri uyarınca kurulduğunu, tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticari şirket olduğunu, özelleştirme işlemleri gereği … mülkiyetinde bulunan dağıtım sistemlerinin işletme hakkı 24/07/2006 tarihli İHDS ile devredildiğini, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü yıllarda, dava dışı …’ın maliki olduğu Mardin İli … İlçesi ….. numaralı taşınmaza …’ın kamulaştırmasız el atması nedeniyle müvekkili şirkete karşı, 05.07.2013 tarihinde … …Hukuk Mahkemesi’nin 2013/215 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası açıldığını, dava Mahkemenin 29.01.2014 tarih ve 2014/21 K. sayılı kararı ile sonuçlandığını, karar müvekkili şirket tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2014 tarih 2014/11214 E, 2014/25479 K. sayıl kararı ile Yerel Mahkeme kararının düzeltilerek onatımasına karar verilmiş olup, karar kesinleştiğini, … …Hukuk Mahkemesi’nin 2013/215 E. 2014/21 K. sayılı ilamı uyarınca … İcra Dairesi’nin 2014/716 E. sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından 01.12.2014 tarihinde toplam 30.957,06 TL … İcra Dairesi hesabına zaruri olarak ödendiğini, … …., Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına konu olan olayın dağıtım sisteminin işletilmesi ile doğrudan ilgili olup, müvekkil şirket ile davalı … arasında akdedilen 24.07.2006 tarihli işletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncesinde 1988’li yıllarda gerçekleştiğini, söz konusu olaydan kaynaklanan sorumluluk İHDS’nin 7.1 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davalı …’ta olmasına rağmen ödeme müvekkil şirket tarafından yapıldığını, söz konusu olaydan kaynaklı sorumluluğun davalı …’ın olduğunu belirterek … ….. AHM’nin 2013/215 Esas ve 2014/21 Karar sayılı ilamı uyarınca müvekkili şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 30.957,06 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davanın rücu talebine ilişkin olduğunu, zamanaşımı, husumet ve hukuki yarar yokluğunda ilişkin usule ilişkin itirazda bulunduklarına, zaman aşımı süresinin 2 yıl olduğunu, ödemenin yapıldığı dava konusu alacak zaman aşımına uğradığını, bu tür davanın taraflarına yönetilmesinin mümkün olmadığını, husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, rücu davasının mahiyet gereği ödeme belgesini ibraz edilmesi gerektiğini, kök davada verilen kararın tescil durumunun araştırılması gerektiğini, kök ilamın kamulaştırmasız el atma hakkı durumunun atlanılmaması gerektiğini, 30/03/2013 tarihli 6446 sayılı EPK kamulaştırma başlıklı 19. Maddesinde 17/06/2016 tarihinde yapılan değişiklik ile 6446 sayılı kanunun 19. Maddesinin 6. Fıkrasında yer alan kamulaştırma bedelleri ifadesinden sonra gelmek üzere ” ile ilgili diğer giderler ” ifadesi eklendiğini, dolayısıyla 30/03/2013 ile 17/06/2016 tarihleri arasında kesinleşen ilamlarda … adına tescil edilen taşınmazlarda yalnızca kamulaştırma bedellerinde sorumluluk söz konusu olacağını, diğer giderler kapsamındaki yargılama gideri vekalet ücreti, faiz , icra giderleri gibi tüm diğer giderlerden sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceği, eldeki davanın da 10/11/2014 tarihinde kesinleştiğinin gözetilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kök davada yasal faiz hükmedildiğini, bu nedenle avans faiz istemesinin kabul edilemeyeceğini, ödeme tarihinden itibaren faiz istenmiş ise de ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, öncelikle davanın usulden reddine, usulden reddedilmemesi halinde ise esastan davanın reddedilmesini savunmuştur.
… ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/215 Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden tüm evrakları istenilmiş olup yapılan incelemede, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası açıldığını, dava Mahkemenin 29.01.2014 tarih ve 2014/21 Karar sayılı kararı ile sonuçlandığını, karar davacı şirket tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 10.11.2014 tarih 2014/11214 Esas, 2014/25479 Karar sayıl kararı ile Yerel Mahkeme kararının düzeltilerek onatımasına karar verilmiş olup, karar kesinleştiği, … İcra Dairesi’nin 2014/716 E. sayılı dosyası Uyap üzerinden istenilmiş olup yapılan incelemede; … ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/215 E. 2014/21 K. sayılı ilamı uyarınca … İcra Dairesi’nin 2014/716 E. sayılı dosyası ile davacı şirket aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığı, davacı şirket tarafından 01.12.2014 tarihinde davadışı …’a toplam 30.957,06 TL … İcra Dairesi hesabına ödendiği tespit edilmiştir.
… ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/45 Esas, 2013/96 Karar sayılı ilamı mahkememizin 2020/485 Esas, 2021/55 Karar sayılı dosyasında, eldeki bu dosyanın evveliyatı olan dosyadan dolayı dosya içerisine alınmış olup , davacısının dava dışı …, davalısının dosyamız davacısı … olduğu, 28/12/1988 yılında gerçekleştirilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle maddi tazminat istemli dava sonucunda davanın kabulü ile kamulaştırması el atılan taşınmazın tapu kaydının davalı … adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2013 tarih ve 2013/15354 Esas,- 2013/17321 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onana kararı ile kesinleştiği görülmüştür.
Davacı vekili alacağa konu taraflar arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile 28/06/2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesini delil olarak dosyaya sunmuştur.
Dava konusu alacağın taraflar arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine dayandığı ve sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Yasa’nın 125.maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, 19/03/2014 ödeme tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Ayrıca davacı tarafın husumet itirazı da, işletme devir sözleşmesine göre davalı taraf sözleşme gereği muhatap olduğundan red edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi kapsamında dava dışı alacaklının … 1. AHM’nin 2013/215 Esas sayılı dosyasında kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı açılmış olan davada hüküm altına alınan alacağın icra dairesinde ödenmesi nedeniyle iş bu alacağın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; zaman aşımı, husumet ve hukuki yarar yönünden davalı tarafından usul yönünden itiraz edilmiş olup öncelikle itiraz ve defilerin değerlendirilmesi gerektiği, daha sonra davacının işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca davalıdan, asliye hukuk mahkemesinin kararı sonrası icra aşamasında ödediği tazminat alacağını rücuen isteyip isteyemeyeceği, isteyebilmesi halinde miktarı, faizin oranı ve başlangıcına ilişkin olduğu tespit edildi.
Tarafların imzaladıkları 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin;
7.1 maddesi “… sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluk … a aittir. ”
7.2 maddesi “.. Sözleşmenin imza tarihinden sonra çıkacak idari ve hukuki ihtilaflar şirket tarafından derhal …’a bildirilir..”
7.4 maddesi “…Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabı …’dır. ..”
7.5. maddesi “…Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu şirkete aittir. ..”
7.6. maddesi “… sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir.”
7.7 maddesi “…Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir ..”
8.1. maddesi “Dağıtım tesislerine ve dağıtım tesislerinin işletilmesinde kullanılan unsurlara ilişkin sözleşme yapılmış yatırım projeleri şirket tarafından tamamlanır. Söz konusu projelerin bu sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle tamamlanmış kısmının mali sorumluluğu …’a aittir. Söz konusu yatırım projelerinin sözleşmenin imzalanmasından sonra gerçekleşecek kısımlarının her türlü mali sorumluluğu ise şirkete aittir.”
18.6. maddesinde “.. … hisselerinin kamuya ait olmasının başka bir kamu kurum veya kuruluşlarının fiillerinin …’a izafe edilmesi neticesini doğurmayacağını, kurum veya kurul kararlarından …’ın hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını, .. gayrikabili rücu ve kayıtsız ve şartsız olarak kabul ve taahhüt eder.” hükümleri ile 28/06/2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesinin;
9.4. maddesi “Alıcı ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve hükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketin idareyi ve …’ı ilzam edebilecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.”
22. maddesinin d bendi “Alıcı basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle şirket ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve şirketin hisse satış sözleşmesi tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığını, şirket hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri süremeyeceğini, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından ayıba karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiil veya hukuki nedene dayanarak idareden veya …’dan talepte bulunamayacağını kabul ve taahhüt eder, “
22. Maddesinin f bendi “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketin idareyi ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.”,
22. Maddesinin p bendi “Alıcı işletme hakkı devir sözleşmesinden doğan bütün yükümlülükleri şirketin zamanında ve gereği gibi yerine getireceğini kabul ve taahhüt eder.” hükümlerine göre; davalının işletme hakkı devir sözleşmesinin yukarıda ayrıntısına yer verilen 7.4. maddesi gereğince, davacı tarafından yukarıda sözü edilen mahkeme ilamı uyarınca ödediği tüm tutardan sorumlu olduğu, eldeki davanın dayanağı ihtilafın sözleşmenin imza tarihinden önce 28/12/1988 tarihinde gerçekleşen bir kamulaştırmasız el atma olayına dayalı olup, davacının ödemiş olduğu ve belgelendirdiği bedeli davalıdan talep hakkı bulunduğundan ve alacak hakkı davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren, tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi talep edebileceği anlaşıldığından bilirkişi raporu alınması gerekli görülmeden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-)Davanın KABULÜ ile, 30.957,06.-TL rücuen tazminatın, ödeme tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.114,68.TL karar ilam harcının, dava açılışında davacıdan alınan 528,67.TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 1.586,01.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13.maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı, 528,67 TL peşin harç, 17,70 TL tebligat ücreti, olmak üzere toplam 605,67.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren, HMK.nun 345.maddesine göre 2 (iki) hafta içerisinde… Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim….
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸