Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/561 E. 2022/304 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/561 Esas – 2022/304
T.C.

14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/561 Esas
KARAR NO : 2022/304

HAKİM : …….

DAVACI ….
….
DAVALI : …

DAVA : Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/01/2018
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
KARAR YAZMA TARİHİ : 06/06/2022

Mahkememizden verilen 26/11/2018 tarih ve 2018/43 Esas 2018/762 sayılı kararı … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih ve 2019/494 Esas 2021/1472 Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan ve mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ: Davacı Vekili Dilekçesinde; 21/08/2012 Tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı minibüs şoförünün kontrolünü kaybetmesi neticesinde aracın yoldan çıkarak takla atması sonucunda, araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkillerinin oğlu … ‘ın vefat ettiğini ve müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını, Daha önce KZTMMS sorumluluğu nedeniyle … Sigorta A.Ş hakkında … … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/94 Esas sayılı (yeni esası 2016/87) dosyası ile destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat davası açtıklarını, dosya kapsamında 2013 yılında alınan bilirkişi raporunda; Baba … için 143.776,05 TL, Anne … için ise 153.920,50 TL olmak üzere toplam 297.696,55 TL zarar hesap ediliğini, raporda bilirkişinin hata yaparak, Ferdi koltuk sigortası kapsamından her bir davacıya ödenen 75.000,00 er TL yi güncelleyerek tazminat miktarından mahsup ettiğini ve … için 62.100,03 TL, Anne için ise 62.100,03 TL eksik tazminat hesaplaması yaptığını, 25/11.2013 tarihinde söz konusu dosyaya bilirkişi raporuna itiraz ve değer arttırım dilekçesi … Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına sunularak, bu husustaki talep haklarını saklı tuttuklarını, söz konusu dosyada sigorta limiti ile tazminata karar verildiğini ve dava temyiz aşamasında iken karar gereğince sigorta şirketinin ödeme yapması nedeniyle sorumluluğunun sona erdiğini, ancak müvekkillerinin zararlarının KTZMMS sigorta limitinin üzerinde olduğunu, KTZMMS sigortasının limitini aşan kısımdan ise Davalı ZMMS’nin sorumlu olduğunu, Ölenin Uzman Jandarma Çavuş olarak görev yaparken vefat ettiğini, müvekkilinin zararının karşılanması için davalı sigorta şirketine müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir davacı için 100,00 TL olmak üzere 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı Vekili Cevap dilekçesi; 73 M 0117 plakalı aracın müvekkili şirket tarafından kaza tarihinde ZMMS sigortası ile sigortalı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını bu nedenle reddine karar verilmesini, davacının asker kişi olması nedeniyle emeklilik yaşının 42 yaş alınması gerektiğini, ayrıca bilirkişinin ömür boyu davacının ölenlere %20+%20 destek olacağını kabul ettiğini, bu durumun mümkün olmayacağını, ayrıca davacıya 2330 S.Y kapsamında Nakdi tazminat ve aylık bağlanmış ise bu miktarın indirilmesinin gerektiğini, ayrıca davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurunun nazara alınması gerektiğini, ayrıca tazminattan erken ödeme nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, yine davacının zararını kanıtlaması gerektiğini, davacının ticari faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davada mahkememizin 2018/43 Esas sayılı dosyasında verilen davanın kabulüne yönelik verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiş, … Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih ve 2019/494 Esas 2021/1472 Karar sayılı ilamında; “Dava, KZTMM Sigortası limitini aşan bakiye destekten yoksun kalma tazminatı bulunduğu iddiası ile tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan ve desteğin içinde olduğu aracın ZMSS şirketi aleyhine KZTMM Sigortası limitini aşan kısım için açılan destek tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, öncesinde mahkemenin 2013/94 Esas sayılı (bozma ilamından sonra 2016/87 Esas-2016/216Karar sayılı dosyası) dava dosyasında davacılar tarafından dava konusu tek taraflı kazayı gerçekleştiren minibüsün ZKTMSS şirketi olan … Sigorta A.Ş. hakkında destek tazminatı talebi ile dava açılmış, bu davada hükme esas alınan 15.11.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunda davacı baba için 143.776.05 TL, davacı anne için 153.920.50 TL destek tazminatı tespit edilmiş, kaza tarihi itibari ile söz konusu ZKTMMS poliçesinde ölüm halinde kişi başına limit toplamı 225.000,00 TL olduğundan 19.12.2013 tarih, 2013/368 Karar sayılı kararla davacı baba yönünden 108.666.40 TL, davacı anne yönünden 116.333.60 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş. den tahsiline karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, temyizden sonra davacılar vekilinin, davalı sigorta şirketi tarafından zararlarının tazmini sebebiyle sulh olunduğunu ve davanın konusuz kaldığını bildirmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarihli, 2014/5881 Esas-2015/10851 Karar sayılı ilamı ile sulh nedeniyle karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamından sonra mahkemenin 2016/87 esasına alınan dava dosyasında 11.04.2016 tarihli, 2016/216 karar sayılı karar ile tarafların sulh olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuş ve 02.06.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
İş bu eldeki dava ise, davacıların zararının ZKTMSS limitinin üzerinde olduğu iddiası ile limiti aşan tazminatın aracın ZMSS şirketi olan davalıdan tahsili istemiyle açılmıştır.
1-İleri sürüldüğü gibi davacıların ZKTMSS limitinin üzerinde kalan destek tazminatı olup olmadığının tespiti için öncelikle tarafların tüm delillerinin toplanıp, birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı sigorta şirketi, mevcut ise ZKTMSS limitini aşan zarardan, ZMSS poliçe limiti ile sorumludur. Bu nedenle davacıların gerçek zararının belirlenmesi, rücuya tabi olarak dava açılmadan önce yapılan ödemelerin tazminattan mahsup edilmesi gerekir.
Somut olayda, desteğin kazadan önce Jandarma uzman çavuş olarak görev yaptığı uyuşmazlık konusu değildir. Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında 2330 sayılı Kanun’un 6. maddesi hükmüne göre bu kanun hükümleri uyarınca ödenecek maddi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı; uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olup, yargı mercilerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıkların göz önünde tutulması gerekmektedir.
Dosya kapsamından desteğin Jandarmada uzman çavuş olduğu ve davaya konu trafik kazasının desteğin görevini ifası sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi desteğin ölümü nedeniyle davacılara 2330 sayılı yasa kapsamında nakdi tazminat ödenip ödenmediği hususunun araştırılması savunmasında bulunmasına rağmen, mahkemece olayın 2330 sayılı yasa kapsamında tazminatı gerektiren olay niteliğinde olmadığı gerekçesi ile bu yönde araştırma yapılmayarak eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece 2330 Sayılı Kanun’a göre desteğin görevini ifa ettiği sırada meydana gelen davaya konu trafik kazası nedeniyle 2330 Sayılı Yasa uyarınca davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmış ise ödeme tarihi ile yapılan ödemenin maddi tazminatın mı, manevi tazminatın mı karşılığı olduğunun, ne kadarının maddi, ne kadarının manevi tazminatın karşılığı olduğunun rakamsal olarak Jandarma Genel Komutanlığı’ndan ve İçişleri Bakanlığından sorularak, dayanak ödeme belgelerinin temin edilmesi, bu tespitten sonra davacılara yapılan maddi tazminat ödemesinin tazminattan mahsubu ile davacıların bakiye maddi tazminat alacağının hesaplanması konusunda yeniden rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Destek tazminatının hesaplanmasında, işlemiş dönemde desteğin geliri belli olduğundan, varsayımlar üzerinden değil, gerçek gelir üzerinden tazminatın tespiti gerekir. Davaya konu trafik kazası 21.08.2012 tarihinde meydana gelmiş olup, mahkemece desteğin kaza tarihinden geriye doğru son 3 aya ait (2012 yılı Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları) maaş bordroları getirilmiş, 17.10.2018 tarihli hesap bilirkişisi tarafından bu bordrolarda gösterilen ücretlerin ortalaması alınarak 2.637,82 TL tazminata esas gelir olarak kabul edilmiş, bu tutarın aynı dönemdeki asgari ücretin 3.56 katı olduğundan bahisle ve işlemiş döneme ait gelir tutarlarının, ait oldukları dönemin asgari ücretinin 3.56 katı alınarak belirlendiği ifade edilerek bilinen dönem tazminatı hesaplanmıştır. Destek, sağlığında resmi kurumda bordrolu maaşla çalışan bir kişi olmakla, kaza tarihine kadar zaten aylık geliri bordrolarla belirlenmiştir. Bu durumda Eylül 2012 tarihinden, raporun düzenlendiği tarihe kadar desteğin emsallerinin (aynı rütbede olan, aynı görevi yapan ve aynı hizmet süresi çalışan) aylık ücretlerinin çalıştığı kurum ve ilgili mercilerden sorulup, gelire dair ilgili belge ve bilgiler temin edilerek, işlemiş dönem için destek tazminatı hesabı yapılması gerekirken, yazılı olduğu gibi bilinen dönem için varsayıma dayalı tazminat hesaplanması doğru olmadığı gibi, davalı vekilinin itirazına rağmen 2012 yılı Ağustos ayına ait maaş bordrosunda gösterilen 28A1 (80,61 TL) ve 28A2 (413,14 TL) kalemi adı altında yapılan ödemenin ölüme bağlı bir ödeme olup olmadığı, sürekli ya da düzenli olarak ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılarak, ölüm nedeniyle yapılan, süreklilik arz etmeyen ödeme olduğunun tespiti halinde bu kalemlere ilişkin ödemelerin mahsubu ile desteğin söz konusu aya ait net maaşının belirlenmesi ve buna göre desteğin tazminata esas gelirinin tespiti gerekirken bu konuda herhangi bir araştırma yapılmaması da doğru görülmemiştir.
3-Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, işlemiş dönem için tazminat hesaplandıktan sonra, bilinmeyen dönem tazminat hesabında davacıların yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince bakiye ömürlerinin kaza tarihine göre belirlenmesi gerekirken, hesap tarihine göre bakiye ömür tespit edilerek fazladan bakiye ömür tespitine ve tazminat hesabına sebebiyet verilmiştir. Bu halde mahkemece davacıların kaza tarihindeki yaşlarına göre bakiye ömürlerinin tespiti ile tazminat hesabı yapılması hususunda yeniden aktüer bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hükme elverişli olmayan iş bu rapora göre karar verilmesi doğru değildir.
4-Yine hesap bilirkişi raporu davacıların muhtemel bakiye ömürleri, yıllara göre dağılımı gösteren tablo (çizelge) düzenlenmeden hazırlanmış olup, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bu rapora göre hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Dava dışı KTMSS şirketi olan … Sigorta A.Ş. tarafından, mahkemenin 2013/94-368 sayılı dosyasında (Bozmadan sonra 2016/87 Esas – 2016/216 Karar numarasını alan) davacılar tarafından açılan davanın yargılaması sırasında alınan 15.11.2013 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, davacıların destek tazminatının poliçe limitinden daha fazla olduğu tespit edildiğinden, davacılara poliçe limiti olan toplam 225.000,00 TL tazminatın ödenmesine karar verilmiş, taraflarca karar temyiz edilmiş, temyiz aşamasında sigorta şirketinin davacıların zararını tazmin etmesi sebebiyle taraflar sulh olduğundan, bu konuda karar verilmek üzere hükmün bozulması üzerine yeni esasa alınan davada sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle ilgili mercilerden eksik belge ve bilgiler araştırılıp, sorularak temin edildikten sonra, yukarıda 1, 2, 3 ve 4 nolu bentlerde açıklanan nedenler gözönünde tutularak, önceki bilirkişi dışında bir başka aktüer bilirkişiden, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıların KTZMSS limitini aşan ve davalı ZMSS şirketinin sorumluluğunda olan bakiye destek tazminatları olup olmadığı hususunda öncelikle 15.11.2013 tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihteki verilere göre davacıların talep edebileceği destek tazminatlarının hesaplanması, davacıların bakiye destek tazminatları olduğunun tespiti halinde, iş bu hükme esas alınan 17.10.2018 tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihteki verilere göre yeniden destek tazminatı hesabı yapılması, dava dışı sigorta şirketi tarafından yapılan tazminatın güncellenmiş değeri ile varsa 2330 sayılı yasa gereği davacılara ödenen maddi tazminatın mahsubu ile davalı taraf lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, bu inceleme ve araştırmalar yapılmaksızın eksik inceleme ve yetersiz, denetime elverişsiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı sigorta şirketi vekilinin bu hususlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir…” gerekçeleriyle mahkememiz kararının kaldırılması sonrasında dosya iş bu esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava; Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedenyle tazminat istemidir. Davacılar 225.000 TL ye kadar olan zararları dava dışı KTZMMS kapsamıda karşılamış, söz konusu zarar miktarını aştığını iddia ettiği kısmı ZMMS sigortasından talep etmektedir. Uyuşmazlık sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından mahkememiz görevlidir. Taraflar Arasındaki Uyuşmazlık; Kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurunu bulunup bulunmadığı Kusurunun bulunması halinde davacının destek tazminatı taebinin haklı olup olmadığı, Zamanaşımı, KTZMMS sigortası tarafından yapılan ödeme sonrasında, Daha önceki kararda hesaplama yapılan tarihe göre sorumluluğun sona erip ermediği, sorumluluğunun kabulü halinde, KZTMMS tarafından yapılan ödeme güncellenerek yapılacak hesaplamaya göre talep davacının talep edebileceği alacak miktarı, Ölenin uzman çavuş olması ve son düzenleme ile emeklilik yaşının 52 ye çıkarılmış olmasına göre aktif dönemi ve ölenin evlenme ihtimali ve 2 çocuğu olma ihtimaline binaen kademeli olarak daha önceki hesap tarihine göre önceki rapordan bağımsız olmak üzere yeniden hesaplama yapılarak KZTMMS yi aşan bir zarar bulunup bulunmadığı, Ölenin davacıya destek olduğunun veya alacağının kabulü halinde talep edilebilecek tazminat miktarı ve faizin başlangıcı ve niteliğine ilişkidir.
BOZMA KARARI ÖNCESİNDE DOSYAYA KAZANDIRILAN VE KARARA ESAS ALINAN DELİLLER: Mahkememiz 2018/87 E. Sayılı dosyası dosyamız içerisine kazandırılmış, Davacısının … ve …; davalısının ise … Sigorta A.Ş olduğu, davacıların 27/11/2012 tarihinde açılan dava ile davacıların 21/08/2012 Tarhinde vefat eden çocukkları Süleyman Topal’ın vefat etmesi nedeniyle, tek taraflı kaza yapan araç Karayolları Zorunlu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortasından tazminat talep ettiği, Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davacıların toplam zararı 225.000,00 TL yi aştığından bahisle … içn 108.666,40 TL, … için 116.333,60 TL destekten yoksun kalma tazminatına 2013/94 E. 2013/368 K. Sayılı ilamı ile 19/12/2013 tarihinde karar verildiği, kararın davalı tarafından temyiz ve davacı tarafından katılma yolu ile temyiz edilmesi sonrasında, davacılarının zararlarının tazmin edilmesi ve tarafların sulh olması nedeniyle davadan feragat etmesi üzerine, Yargıtay 17. HD’nin 2014/5881 E. 2015/10851 K. Sayılı ilamı ile, feragat hususunda karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verildiği, akabinde 2016/87 Esas sırasında kayıtlı davanın taraflarca takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığı görülmüştür. Sözkonusu kararda bilirkişi hesaplamasının Yargıtay uygulamasına ve aktüer hesaplama tekniğine uygun olmadığı görülmüştür.
73 M 0117 Plaklı araca ait ZMMS sigortası poliçe ve hasar dosyası dosyamız içersine kazandırılmış, kaza yapan aracın Davalı tarafından ZMM Sigortası ile sigortalı olduğu, davalılara ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Kazanın oluş şekline göre yeniden kusur raporu alınmasına gerek görülmemitşir.
Mahkememiz dosyasında alınan tazminat hesabının Yargıtay Uygulamasına ve İçtihatlara uygun olmaması nedeniyle, KZTMS tarafından yapılan ödemenin tüm zararı karşılayı karşılmadığını belirlemeye yeterli olmaması nedeniyle Aktüer bilirkişiden Daha önceki hesap tarihine göre KZTMS limitini aşar ödeme olup olmadığı hususunda rapor hazırlaması, aşan miktar olması halinde tazminat miktarını belirlemesi istenmiştir. Aktüer Bilişirkişi Selda Korkmaz 17/10/2018 tarihli raporunda; 21/08/2012 tarihinde meydana gelen trafi kazası neticesinde araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıların oğlu Süleyman Topal’ın bekar ve çocuksız olarak vefat ettiğini, Davacıların KZTMMS olan Dava dışı … Sigortanın Sorumluluğunu aşan miktardaki tazminat taleplerinin ZMMS olan davalından talep ettiklerini, Hesaplamanın PMF 1931 taplosuna göre teknik faiz olmaksızın, geliri %10 arttırım ve %10 eksilme yöntemi ile yapıldığını, Vefat edenin ölmeden önce Uzman Çavuş olmasına göre ölmeden önceki 3 adet maaş bodrosunun ortalaması olan 2.637,82 TL olmasına göre hesaplama yapıldığını, ölenin Uzman Jandarma Çavuş olmasına göre 3269 Sayılı Yasanın 5. Maddesi gereğince hizmetinin 52 yaşına kadar devam edeceğinin kabul ediliğini, pasif dönemi gelirinin ise Agisiz Asgarü ücret üzerinden hesap ediliğini, Vefat eden Süleyman Topal’ın kaza tarihinde 23,775 yaşında, davacı olan babasının 48,496 yaşında, davacı annesinin ise 46,668 Yaşında oduğunu, buna göre davacıların kendi yaşam süreleri boyunca ölenin desteğinden kaldığını, TUİK Verilerine göre illere göre ortalama evlenme yaşı ile ölenin kaza tarihindeki yaşı naza alındığında 27 yaş olarak bul ediliğini, ayrıca 3’er yıl ara ile 2 çocuğunun olacağının kabul edilerek, ölenin evlenme ihtimali ve çocuklarının olma ihtimallarine göre davacıların destek paylarının hesap ediliğini, Davacılara daha önce 15/11/2013 tarihli rapora istinaden tazminat hesaplaması yapılarak, dava dışı … Sigorta A.Ş tarafıından 225.000,00 TL ödeme yapılmış olmasına göre öncelikle söz konusu tarih itibariyle tazminat miktarının hesaplandığını buna göre davacının …’ın söz konusu rapor tarihi itibariyle hesap edilen destek zararının 119.911,16 TL olduğu, … İçin Destek zararının 126.940,15 TL olduğunu, tazminttan yapılan ödemler mahsup edildikten sonra KZTMM Sigortasından karşılanmayan (limiti aşan) …’ın zararının 11.244,76 TL, …’ın zararının 10.606,55 TL oduğunu dolayısı ile KZTMS limitini aşan davacıların zararlarının bulunuduğunu, Buna göre 17/08/2018 tarihi itibariyle davacıların destek zararını hesap ettiğini, buna göre yeniden yapılan hesaplamada davacının 17/08/2018 tarihi itibariyle Davacı …’ın destek zararının 222.085,73 TL, davacı …’ın destek zararının 236.912,80 TL olacağını, söz konusu zararlardan Dava dışı … Sigorta tarafından yapılan ödemelerin güncellenmiş değerleri mahsup ediliğinde Davacı …’ın bakiye tazminat miktarının 82.203,79 TL, davacı …’ın destek zararının ise 87.161,18 TL olacağını raporunda mütalaa etmiştir.
Davacılar vekili tarafından dava değeri bilirkişi raporuna göre davacı Meynune yönünden 87.161,18 TL, Davaı … Yönünden 82.203,79 TL olarak belirlenmiştir.
Davalı tarafından bilirkişi raporuna ve dava değerinin belirilenmesi itiraz edilmiş ise de, itirazları yerinde görülmemiştir.
KALDIRMA KARARI SONRASINDA DOSYAYA KAZANDIRILAN VE KARARA ESAS ALINAN DELİLLER: Jandarma Genel Komutanlığına, İçişleri Bakanlığına Hazine ve Maliye Bakanlığına kaldırma kararı doğrultusunda yazılan müzekkere cevapları dosyaya celp edilmiştir.
Akabinde bozma kararı doğrultusunda rapor düzenlenmesi için dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … 16/03/2022 tarihli raporunda; 21.08.2012 tarihinde dava dışı sürücü Mehdi Tosun’un idaresindeki 73 M 0117 plakalı aracı
ile seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında
araçta yolcu olarak bulunan Süleyman Topal’ın vefat ettiği, geride annesi ve babasının destekten
yoksun kalma kaldıkları ve tazminat talep ettikleri, kazaya karışan 73 M 0117 plakalı aracın
502741011 numaralı ZMMS poliçesi ile davalı … Sigorta Şirketi tarafından
25.11.2011-2012 tarihleri arasında sigortalandığı, 21.08.2012 vefat tarihinde poliçe teminatının
sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 225.000,00 TL olduğu, 2. … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 16.09.2021 tarih ve 2019/494 E.
2021/1472 K. sayılı kararı ile; davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıların KTZMSS limitini aşan ve
davalı ZMMS şirketinin sorumluluğunda olan bakiye destek tazminatları olup olmadığı hususunda
öncelikle 15.11.2013 tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihteki verilere göre davacıların talep
edebileceği destek tazminatlarının hesaplanması gerektiği yönündeki hüküm gereği;
13.11.2018 tarihindeki veriler ve karardaki diğer hususlar dikkate alınarak yapılan
hesaplamaya göre davacılar için toplam 300.936,73 TL zarar hesaplanmış olup kaza tarihi 21.08.2012
itibariyle poliçe limiti 225.000,00 TL’nin aşıldığının belirlendiği, bu sebeple, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin ilgi kararı gereğince dava
dışı sigorta şirketi tarafından yapılan tazminatın güncellenmiş değerinin mahsubu ile 17.10.2018
tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihteki verilere göre yeniden destek tazminatı hesabı
yapıldığı, 17.10.2018 tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama sonucu davacılar için toplam
533.215,25 TL destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza sigortacısı dava dışı … Sigorta A.Ş.
tarafından ödenen 225.000,00 TL tazminatın, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin
ilgi kararı gereğince güncellenerek hesaplanan zarardan mahsup edilmesi sonucu davacı … için belirlenen bakiye destekten yoksun kalma zararının 140.044,21 TL, davacı … için belirlenen bakiye destekten yoksun kalma zararının 103.537,48 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Toplanan delillere, bilirkişi raporlarına, kazanın oluş şekline, tarafların beyanlarına, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih ve 2019/494 Esas 2021/1472 Karar sayılı ilamına ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların talebi, çocuklarının içersinde yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı kaza neticesinde vefat etmesi nedeniyle Zorunlu Karayolları Taşımacılık Sigortasının zararlarını aşan zararların davalı ZMM Sigortası tarafından karşılanması istemine ilişkidir.
Kazaya karışan araç Yolcu taşımada kullanılan minibüs olup, 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanuna tabidir. Nitekim 4925 Sayılı Yasa kapsamında Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası da bulunduğundan, daha önce mahkememize açılan davada sigorta tarafından sigorta limiti olan 225.000,00 TL nin davacılara ödendiği anlaşılmıştır. 4925 Sayılı Yasa (mülga) 19. Maddesi ” (1)Hak sahiplerinin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen teminattan fazla ise hak sahiplerinden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, teminat tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur. (2)Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin hak sahiplerinden birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde diğer hak sahiplerine karşı da borcundan kurtulmuş sayılır. (2)Meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Bu sorumluluk sigortası ile karşılanamayan zararlar için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına müracaat edilir.” hükmünü içerdiğinden, davacılar, Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında karşılanmayan zararlarını Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasından talep edebilir. Yasada zararın Karayolları Zorunlu Taşımacılık Sigortasının ödeme tarihine göre belirlenip belirlenmeyeceğine ilişkin açık bir hüküm yok ise de, Tazminatın Aktüüer hesaplamaya dayalı olan tazminat hesabı olması ve ikinci dava açılmadan tazminat miktarında azalmaya gerektirecek olan durumların varlığı ortaya çıkar ise değerlendirilmesi gerektiği gibi (ör: tazminat alacaklısının hesaplamaya esas alınan raporda öngörülen süreden önce vefat etmesi gibi), tazminatın artışına esas alınması gereken hususlar var ise bunlarından nazara alınması gerektiğinden, rapor tarihine en yakın tarih itibariyle ile yeniden hesaplamanın uygun olacağı kanaatine varılarak, bu şekilde hesaplama yapılmış ve ZMMS tarafında yapılan ödemede güncel tazminat miktarından, güncellenerek mahsup edilmesi yolu gidilmesi uygun görülmüştür. Bu çerçevede; alınan son bilirkişi raporuna göre; davacının Karayolları Taşımacılık Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında ödemeye ilişkin hesaplama yapıldığı tarihte zararı davacı …’ın 119.911,10 TL, …’ın Destek Zararı ise 126.940,15 TL olup, sigorta tarafından yapılan ödemeler sonrasında Karayolları Taşımacılık Zorunlu Maluliyet Limitini aşan kısım … için 11.244,76 TL, … için 10.606,55 TL olduğundan, davacıların sigorta limiti aşan kısmı talep edebileceği kanatine varılmış buna göre mahkememizce yapılan hüküm tarihine en yakın tarih itibariyle yapılan hesaplamaya göre ise Davacı …’ın destek zararı 226.649,90 TL, Davacı …’ın destek zararı ise 306.565,35 TL hesap edilldiğinden, Karayolu Taşımacılık Sigortası tarafında ödenen tazminatta güncellenerek mahsup ediliğinde davacı …’ın talep edebileceği destek zararının 103.537,48 TL, Davacı …’ın destek zararının 140.044,21 TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekirken aleyhe bozma yasağı kapsamında kalınarak ve taleple bağlı kalınarak; …’ın talep edebileceği destek zararının 82.203,79 TL, Davacı …’ın destek zararının 87.161,18 TL olduğu kabul edilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Faiz hesabı yönünden ise; Taminat davalarında, Olayın haksız fiil olması nedeniyle kural olarak zarar kaza tarihi itibariyle belirlenir ve Davalalıların zarar verenler olması halinde kaza tarihine göre hesap edilen hasar göre tazminat belirlenir ve dolayısı ile de kaza tarihinden itibaren faiz talep edilebilir. Davalının ZMMS olması halinde ise sigortaya müracaat tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda temerrüt gerçekleşir. Bu durumda dahi hasar belirlemesi kaza tarihine göre belrlenir. Maddi hasarlı kazalarda bu durum tarafların adil yargılama ve mülkiyet haklarını zedelemediği faizin bu şekilde işletilmesi her iki tarafın hak ve yükümlülüklerini dengelememektedir. Ancak bu durum destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatında veya cismani zarar nedeniyle tazminatta yönelik olduğundan, birberi uygulandığında adil yargılma hakkına, mülkiyet hakkına zarar verebilecek duruma geldiği aşikardır. Bu durum Roma Hukukundan gelen “hırsız her zaman mütemerrit addolunur” (semper moram fur facere videtur) ilkesi ile açıklanamaz veya geçiştirilemez. Zira ülkemizde Ölümlü kazalarda 15 yıllık ceza zamanaşımı olduğuda düşünüldüğünde, yıllar sonra açılabilecek bir dava , enflasyonist ortamda ve ayrıca gelirinde enflasyonun üzerinde arttığı , ülkemiz gibi ülkelerde Aktür hesaplama gerektiren ve kişinin yıllar içerisinde uğrayacağı kaybın peşin olarak ödendiği durumlarda, adil yargılanma hakkını zedeleyeceği gibi mülkiyet hakkını da zedeler, Bu nedenle yargının Aktüer Hesaplama gerektirine Ölüm ve Cismani zarar nedeniyle tazminata uygulanacak faizin belirlenmesinde uygun bir yöntem belirlenmesi zorunluluktur. Örneğin 2008 Yılında meydana gelen ölümlü trafik kazası neticesinde, 10 yıl sonra açılan bir davada, kişinin 2008 Yılında dava açması halinde 2008 ikinci yarısındaki veriler çerçevesinde asgari ücret 608,40 TL iken, 2018 Yılında Asgari ücret 1603,00 TL’ye artarak yaklaşık %200 artış kat etmiş olup, söz konusu miktar yasal faizin kat kat üzerinde bir rakamdır. Öte yandan aynı süre içersinde işleyen temerrüt faizide yıllık %9 üzerinden hesap eidliği takdirde %100 üzerinde faize oluşacağı ülkemizin realitesidir. Hal böyle olunca, Aktüer hesaplamda kaza tarihinde dava açıp hakkını alan ile kaza tarihinde yıllar sonra açılan dava arasında dengesizlik olacağı kuşkusuzdur. Buna göre kaza tarihinde dava açıp alacağını alan kişinin elde edileceği tazminat 100.000,00 seviyesinde iken on yıl sonra bu kişinin elde edebileceği gelir faiz hariç 300.000 TL ye kadar çıkabilmektedir. Öte yandan kaza tarihinde tazminatını alan kişinin elde edebileceği gelir 10 yılda faizi ile birlikte 200.0000,00 TL’yi bulabilecekken, Yargıtay’ın hakkaniyeti sarsacak şekilde hesap tarihindeki tazminata, işleten ve sürücü yönünden kaza tarihinden sigorta yönünden ise daha önce temerrüte düşürülmüş ise temerrüt tarihinden itibaren faiz işletildiğinden, gelir artışından kaynaklanan fark yanı sıra kaza tarihinde bilinmeyen sonradan oluşan verilerek tazminat hesap ediliğinden söz konusu tazminat zarar gören lehine faiş şekilde artmaktadır. Misalda belirtiliği 10 yıl sonra 300.000 TL ye çıkan tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faiz hesap ediliğinde bu miktar yaklaşık 600.000 TL ye ulaşmaktadır. Bu durumda kaza tarihinde tazminat alanın on yıl sonra yasal faizli miktara 200.000 TL ye ulaşmakta iken, 10 yıl sonra dava açanın alacağı tazminat bu miktarın 3 katına kadar yani 600.000 TL ye kadar ulaşmaktadır. “hırsız her zaman mütemerrit addolunur” (semper moram fur facere videtur) ilkesi bu kapsamda bu şekilde uygulanması İnsan Hakları Sözleşmesine açıkça aykırıdır. Davalının temeerüt olduğu husus, kaza tarihindeki verilere hesaplanacak tazminata ilişkin olup, yıllar içersinde yasal faiznde üzerinde gelir artışı olan durumlarda, hem gelirin artışından kaynaklanan tazminat, hemde gelirin artışından kaynaklanan farka kaza tarihinden itibaren faiz işletilemez. Özellikle 15 yıl gibi bir zamanaşımının kabul ediliği durumlarda, bu ilkenin uygulanması hukukla bağdaşmaz. Somut olaya geldiğinde Davacı şayet kaza tarihi olan 2012 yılında Karayolları Zorunlu Taşımacılık Sigortasına müracaatı sonucunda alacağı ödenmiş olsaydı. 2012 yılı verilerine göre davacının tüm zararlarının Zorunlu Karayolları Taşımacılık Mai Mesuliyet Sigortası içersinde oluğu aşikardır. Zira 2012 yılı 2. Dönemide Asgari ücret 739,79 TL iken, 2018 Yılında ise 1603,12 TL olup, ZMMS’nin sorumlu olduğu kısım 2015 yılına kadar ilk davanın devam etmesinden kaynaklandığı aşikardır. Bu nedenle Aktüer hesaplama söz konusu olan davalarda, dengeleyi şekilde faiz başlangının belirlenmesi ve davanın açılmasının geciktirilmesini yahut uzatılmasının özendiri olan şuan ki sistemden vazgeçilmedir. Bu çerçevede mahkememizce değerlendirme yapılarak, Davacı tarafından 19/06/2014 tarihinde zararının karşılanmasın için Davalı Sigortaya müracaat etmiş olup, 8 günlük yasal süre içersinde istenilen tazminatın ödenmediği sabit olup, davalının 8 iş günü sonunda temerrüttü gerçekleşmiş ise de, şayet söz konusu tarihte ödeme yapılmış olsa idi, davacı … için, ilk dava bilirkişi hesap tarihine kadar ödeyeceği miktar 11.244,76 TL, Davalı … için ödeyeceği miktar 10.606,55 TL olacağından bu miktarlar yönünden 02/07/2014 tarihinden, kalan bakiyeler yönünden ise dava tarihi olan 18.01/2018 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda işlemiş faize hükmedilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davanın KABULÜ ile davacıların oğlunun vefatı nedeniyle davacı … için 87.161,18 TL, davacı … için 82.203,79 TL destek tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı … için öngörülen tazminatın 10.606,55 TL lik kısmına 02/07/2014 tarihinden, kalan bakiyesine hesaplamanın rapor tarihine göre yapılması ve gelir artışlarının da nazara alınmış olmasına göre dava tarihi olan 18/01/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
Davacı … Topaln için öngörülen tazminatın 11.244,76 TL lik kısmına 02/07/2014 tarihinden, kalan bakiyesine hesaplamanın rapor tarihine göre yapılması ve gelir artışlarının da nazara alınmış olmasına göre dava tarihi olan 18/01/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 11.569,32 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL peşin harcın ve 577,78 Tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 10.955,64 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı … kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 11.486,49 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
4-Davacı … kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 12.130,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Karar ve ilam harcından mahsup edilen 613,68 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 1.450,00 TL bilirkişi ücreti, 224,80 TL tebligat ve müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 1.715,90 TL’nin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-HMK’nun 333 ve GAT’nin 5. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/05/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸