Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/532 E. 2021/586 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/532 Esas – 2021/586
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/532 Esas
KARAR NO : 2021/586
HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI …

DAVA : Alacak (Çek Karnesi Verilmesinden Kaynaklı Bankacılık İşlemleri)
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 24/09/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Dava dışı Borçlu … İnş. Taah… Ltd. Şti tarafından keşide edilerek müvekkili tarafından tahsile konulan 30/09/2018 keşide tarihli 45.420,00 TL bedelli 0027419 seri nolu çekin karşılığının çıkmadığını, davalı bankanın çek kanunu kapsamında çek hesabı açarken göstermesi gereken özeni ve dikkati göstermediğini ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, davalı bankanın dava dışı borçlu şirket ve ortakları hakkında gerekli araştırmayı yapmayarak özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlendiği aşamada HMK 107 hükmü gereğince arttırılmak üzere şimdilik 1.000 TL’nin öncelikle çekin karşılıksız çıktığı ( zararın doğduğu ) keşide tarihinden itibaren, bu talepleri kabul görmez ise dava tarihinden itibaren 3095 sok m.2/2’ye göre işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Dava ön inceleme aşamasında HMK.nun 114 maddesine göre dava şartı yönünden incelendiğinden usul ekonomisi ilkesi gözetilerek davalı tarafa tebligat yapılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı bankalının dava dışı kişiye çek hesabını açarken gerekli özen ve dikkat göstermediği iddiası ile verilmeyecek kişiye çek karnesi vermesi nedeniyle davacının bundan dolayı uğradığı zarar nedeniyle açılan alacak tazminat davasına ilişkindir.
İsviçre ve Alman Hukukunda yer alan “belirsiz alacak davası”, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Hukukumuza kazandırılmıştır. 6100 sayılı HMK’nin 107/I. maddesi “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere Belirsiz alacak davası davacının, davada talep edeceği miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin objektif şekilde imkânsız olması ya da bunun kendisinden beklenememesi halinde mümkündür. Davacı dava tarihinde davanın miktarını tam ve kesin olarak biliyorsa veya bunu bilebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açılamaz.
Sorun, davacının alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilecek bir durumda olması halinde alacağının tahsili için kısmi dava açmasının mümkün olup olmadığında toplanmaktadır.
Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmi dava denir. Diğer bir ifadeyle, bir alacak hakkında daha fazla miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kısmının dava edilmesi gerekir (Yargıtay HGK ….10.2012 gün, 2012/9-838 Esas 715 Karar sayılı ilamı, Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. Bası,s.286; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, s.320).
Kısmi dava, 6100 Sayılı HMK’nın 109. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1.fıkrasında “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir” hükmüne, 2.fıkrasında ise; “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, kısmi dava açılabilmesi için;
a-Talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması,
b-Talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmalı bulunması veya açıkça belirli olmaması gerekir.
Şayet, talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir ise kısmi dava açılamayacaktır. Diğer bir anlatımla; talep konusunun miktarı taraflar arasında “tartışmasız” ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar bakımından bir tartışma olmakla beraber, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın, objektif olarak talep konusunun miktarı herkesçe anlaşılabilecek şekilde “belirli” ise, o talep sonucunun sadece bir kısmı dava edilemez. Bu gibi hallerde, kısmi davanın yasaklanmasının sebebi, davacının kısmi dava açmakta hukuki yarar bulunmadığının kabul edilmesidir. Davacının alacağını, küçük parçalara bölüp her biri için ayrı ayrı dava açmasında hukuki yarar değil; aksine, dava hakkının kötüye kullanılması söz konusudur (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11.Bası, s.319-320).
Talep konusu açıkça taraflar arasında tartışmalıysa ya da açıkça belirli değilse açılan bir kısmi davada davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Açılmış olan bir kısmi davada alacağın taraflar arasında tartışmalı olup olmadığı ya da açıkça belirli olup olmadığı davalının davaya vereceği cevapla anlaşılabilir. Nihayet hakim, ön inceleme aşamasında bu hususu tespit edebilir. Şayet, davalı davaya cevabında alacağı tartışmalı hale getirmişse artık, açılmış olan kısmi davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmeyip işin esası hakkında hüküm kurulması gerekir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11.bası,s.320-321). ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/17-1099 Esas, 2019/460 Kararı)
Eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı şüphesizdir. Alacağının miktarı veya değeri belirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılmaz. Salt bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. ( Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin 2014/442 Esas, 2014/2051 Kararı)
Somut olayda, dava konusu edilen 30/09/2018 keşide tarihli 45.420,00 TL bedelli 0027419 seri nolu çekin karşılığının çıkmadığını, buna rağmen davacı tarafından ise şimdilik 1.000.TL üzerinden belirsiz alacak davası açıldığı, dava konusu edilen çek ve üzerindeki bedele göre talep edilecek alacak belirli olduğundan dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davanın hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
2)Dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harcın, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcı karşıladığı anlaşıldığından HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.23/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸