Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2021/859 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/401 Esas
KARAR NO : 2021/859

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : 1- … – …
VEKİLLERİ :…
DAVALI : 2- …

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 11/01/2021

Mahkememizden verilen 16/11/2020 tarih ve 2020/301 Esas 2020/495 sayılı kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 17/06/2021 tarih ve 2021/522 Esas 2021/816 Karar sayılı ilamıyla KALDIRILMAKLA, mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin olumsuz sonuçlanan kredi başvurusu üzerine davalı şirket ile yapılan anlaşma protokolü uyarınca …. parselde kayıtlı taşınmazına ipotek konulmak suretiyle kredi başvurusunda bulunduklarını, davalı bankanın bahse konu taşınmazın üzerine çekilen kredi 140.000,00 TL olmasına rağmen 500.000,00 TL ipotek koyduğunu, 2013 yılında tek parsel şeklinde olan taşınmazın yapılan imar çalışmaları sonucunda iki ayrı parsele bölündüğünü, yapılan parselasyon neticesinde her iki parsel üzerinde de davalı banka lehine 1.dereceden ipotek yapıldığını, ipotek bedelinin ödenmesi sonucu her iki taşınmazın …. isimli şahsa temlik edildiğini belirterek yapılan anlaşma protokolüne riayet etmeyerek ve müvekkilinden alınan muvafakatnameyi kötüye kullanarak müvekkilinin maliki olduğu gayrimenkuller üzerine konulan haksız ipoteğin terkinine ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, yine taşınmaların haksız temlikinin terkinini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava açılmadan önce ara buluculuğa başvurulmadığını, dava değerinin 600.000,00 TL olduğunu ve harcın tamamlatılması gerektiğini, yetki itirazlarının bulunduğunu, dava konusu taşınmaza konu icra dosyası temlik sözleşmesi ile temlik edildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, menfi tespit talebinin yanı sıra ipoteğin kaldırılması ve temlik işleminin iptali talebi bulunduğunu bu taleplerin taraflarının farklı olduğunu ve davanın tefrik edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KALDIRMA ÖNCESİ VERİLEN KARAR: Mahkememizin 2020/301 Esas sayılı dosyasında, Davanın, TTK’nın 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar verilmiş, davacı vekili ve davalı banka vekilinin istinaf talebi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 17/06/2021 tarih ve 2021/522 Esas 2021/816 Karar sayılı ilamında;
“Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında teminat olarak verilen ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti ile temlikin iptali istemlerine ilişkindir.
Dava, ipotek veren davacının borçlu olmadığının tespiti istemiyle icra takibinden önce İİK’nın 72. maddesi gereği açmış olduğu menfi tespit, ipoteğin fekki ve bankaca yapılan temliklerin iptali istemlerine ilişkin olup ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuk düzenlemesine tabi bulunduğundan arabuluculuğa başvurulmadan ve neticesi beklenmeden dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemiz menfi tespit davasının da dava şartı olarak arabuluculuk sistemine dahil olduğu görüşünde ise de, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 01/04/2021 tarih 2020/4396 Esas 2021/3198 Karar sayılı ilamı ile menfi tespit davasının dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığına dair kararı gözetilerek ve hukukta istikrar ilkesi gereğince mahkemece arabulucuya başvurulmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle işin esasına girilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine…” gerekçeleriyle Mahkememizin 16/11/2020 tarih 2020/301 Esas 2020/495 Karar sayılı kararının kaldırılması sonrasında dosya mahkememize gönderilmiş ve iş bu esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava ipotek veren taşınmaz maliki tarafından açılan, davalının ipotekle temin edilen alacağının olmadığından bahisle borçlu olmadığının tespiti, haksız temlikin terkini ve ipoteğin fekki istemine ilişkidir.
KALDIRMA KARARI SONRASINDA DOSYAYA KAZANDIRILAN VE KARARA ESAS ALINAN DELİLLER: Kaldırma kararı doğrultusunda dosyada mevcut deliller yeterli görülmekle, yeni bir delil celbi sağlanmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Toplanan delillere, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2021 tarih ve 2021/522 Esas 2021/816 Karar sayılı ilamına ve tüm dosya kapsamına göre;
HMK’nun 12. maddesine göre ” (1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” Davacı tarafından, üzerine iptek konularak, kendisine tahsis edilen taşınmazların tahsis bedelini ödediğinden bahisle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup, dava nitelik itibariyle gayrimenkulün aynına ilişkindir. Öte yandan İİK’nun 72. Maddesinde takipten sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin yapıldığı yer yetkili kılınmış ise de ipoteğin taraflar arasındaki taşınmazın tahsis bedeline ilişkin olup ve talep gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan, HMK’nun 12. Maddesine göre taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğundan, tapu sicil müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre de, ipoteğin fek’i talep edilen taşınmazlar Erzincan Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin yetki sınırları içerisinde kaldığından mahkememizin yetkisizliğine, yetkiye ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın HMK’nun 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1)Dava konusu talep taşınmazın aynından kaynaklanmakta olup, HMK’nun 12. maddesi uyarınca iş bu davada taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğundan, HMK’nun 114/ç maddesi gereğince mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2)HMK 114/ç maddesi gereğince kesin yetki dava şartı olduğundan anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
3) Kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın ERZİNCAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) GÖNDERİLMESİNE,
4) (a) Süresi içinde yapılan başvuru yapılması ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına,
(b) Süresi içinde başvuru yapılmaması halinde ise HMK’nin 20/1-son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve yargılama giderlerinin verilecek ek kararda hüküm altına alınmasına,

Dair, davacı vekili ve davalı banka vekilinin yüzüne karşı taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸