Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/388 E. 2022/703 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/388 Esas – 2022/703 Karar
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/388
KARAR NO : 2022/703

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI : ….

DAVA : Karşılıksız Çek Nedeniyle Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2022

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, dava dışı şirket tarafından keşide edilerek davacıya verilen çekin karşılığının ibraz anında bulunmadığını tespit edildiğini, yapılan icra takibinde de çek bedelinin tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, davalı bankanın çek hesabı açarak çek yapraklarını dava dışı şirkete teslim ettiği sırada üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, dava dışı şirket ve ortakları hakkında gerekli ve yeterli araştırmayı yapmadığını, özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek dava konusu çekin karşılıksız çıktığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 1.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davanın haksız ve yerinde olmadığını, banka tarafından dava dışı şirkete çek hesabı açılması ve çek yaprağı verilmesi sırasında kanundan kaynaklanan yükümlülüklerin özenle ve dikkatle yerine getirildiğini, gerekli araştırmaları yaptığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucu karşılıksız çıkan çek nedeniyle tazminat talebine yöneliktir.
Mahkememizce dava dışı şirketin hakkında çek yasaklama kararı bulunup bulunmadığı, protestolu senet kaydı olup olmadığına ilişkin belgeler dosya arasında getirilmiştir.
Dava dışı şirketin ticaret sicil özeti dosya arasına getirilmiştir.
Dava dışı şirketin aktif ve pasif mal varlığı araştırması yapılarak dosya arasına getirilmiştir.
Bilirkişi Eda ÖZDEMİR tarafından düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile, davalı banka tarafından dava dışı şirkete çek hesabı açılması ve çek yaprağı verilmesine ilişkin işlemlerin neler olduğu açıklandıktan sonra bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin değerlendirilmesi halinde müterafik kusurlu sayılması ile çek bedelinin müterafik kusuru miktarının davacıya ödenmesi gerektiği açıklanmıştır.
Davacı vekili 25/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava konusu talebini 50.431,34 TL olarak ıslah etmiş ve gerekli harcını yatırmıştır.
5941 sayılı Çek Kanununun Bankanın araştırma yükümlülüğü, çek hesapları ve çek defterleri başlıklı 2/1. maddesi “Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.” hükmünü, 2/2. maddesi “Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin Risk Merkezi ile adli sicil kayıtlarını ve açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye’de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri, talebi hâlinde hamile verilir.” hükmünü, 2/3. maddesi “Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz. Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkâr olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda bankaya yazılı beyanda bulunur. Tüzel kişiler adına verilecek beyannamede ayrıca, tüzel kişinin yönetim organında görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kişilerin çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı belirtilir. Muhatap banka; gerçek veya tüzel kişi adına açılması talep olunan çek hesaplarında bunların, sermaye şirketlerinde ayrıca yönetim organında görev yapanlar ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunmadığı hususunu kontrol ederek, yasağın bulunmadığına ilişkin sorgulama sonucunu muhafaza eder. Bankalar çek hesabı açtıkları kişiler ile çek hesabı sahibi tüzel kişi ise hesap açılış tarihi itibarıyla tüzel kişi tarafından bildirilen işlem yetkililerini 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder.” hükmünü, 2/4. maddesi “Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı bulunan gerçek kişinin, yönetim organında görev yaptığı veya ticaret siciline tescil edilen yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri verilmez.” hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davacı ile dava dışı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki kapsamında dava dışı şirketin davalı banka tarafından 23/08/2017 tarihinde kendisine teslim edilen çek karnesinde yer alan 3625112 seri nolu çeki davacı yararına keşide etmek suretiyle verdiği, çekte keşide tarihinin 25/11/2017 olarak yazılı olduğu, dosya kapsamına sunulan belgeler ve bilirkişi tarafından yerinde yapılan inceleme sonucunda davalı bankanın dava dışı şirkete 3625112 seri nolu çekin de bulunduğu çek karnelerini teslim etmesi aşamasında 5941 sayılı Çek Kanununun 2. maddesinde yazılı bulunan araştırmaları yapmak ve gerekli özeni göstermek suretiyle çek karnesini teslim ettiği, çek karnesinin teslim edildiği tarih itibari ile dava dışı şirket yada yetkilileri hakkında verilmiş bir yasaklama kararının yada protestolu senet kaydının bulunmadığı, dava konusu çek karnesinin teslim tarihinden önce dava dışı şirkete ait arkası yazılan çekler bulunmakta ise de çeklerin arkasının yazılma tarihleri ile ödeme tarihleri (arkasının yazılma tarihi itibari ile en geç dört gün içinde) ve davaya konu çek karnesinin teslim tarihi dikkate alındığında risk oluşturabilecek zaman aralığının bulunmadığı ve risk ihtimalinin ortadan kalkmış olduğu, davalı banka tarafından dava konusu çekin yer aldığı çek karnesinin tesliminden sonra yapılan çek karnesi teslimlerinde gerekli özen veya yükümlülüğü gösterip göstermemesinin dava konusunun çözümüne etkisinin bulunmadığı, tacir olan davacının dava dışı şirket ile ticari ilişkisi kapsamında çek karnesi almadan önce gerekli araştırmaları yapmak suretiyle basiretli bir tacir gibi davranmasının gerektiği, çeklerin ileri tarihli keşide edilebilmesine olanak sağlayan kanun hükmü dikkate alındığında gerek çek karnesinin verilmesi tarihi itibari ile, gerekse ticari ilişki kapsamında çek keşide edilmesi tarihi itibari ile çek bedelini ödeme gücü bulunan keşidecinin daha sonra ödeme gücünden yoksun hale gelebileceği, banka tarafından teslim edilen çek karnelerinde yer alan çeklerde bedel hanesinin boş olarak teslim edildiği, çekin miktarının keşide edilmesi sırasında keşideci tarafından yazıldığı, bankanın çekin miktarı hususunda bir sorumluluğunun da bulunmadığı, davalı bankanın çek karnesinin teslim edilmesi sırasında 5941 sayılı Çek Kanunu hükümleri uyarınca gerekli özeni gösterdiği, araştırma yükümlülüğünü ve sorumluluğunu yerine getirdiği, 5941 sayılı Çek Kanunun 2. maddesine uygun davranılmaması halinde 6098 sayılı TBK’nin 49. maddesi uyarınca haksız fiil hükümlerine göre sorumluluğun doğabileceği, yapılan tüm araştırmalar sonucunda davacının zararının oluşmasında bankaya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, davacının ticari ilişki içerisinde bulunduğu ilgililerden çek alması sırasında gerekli araştırmayı yapma sorumluluğunun bulunduğu, davaya konu çek ile ilgili olarak başlatılan icra takibinin derdest olduğu, bu hali ile davalı bankaya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, davalı bankanın sorumluluğunun Çek Defterlerinin Baskı Şekline ve Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktarın Belirlenmesine İlişkin Tebliğ hükümleri ile belirlenen miktarın ödenmesine yönelik olduğu, dava dilekçesinde ve aşamalarda dayanılan Yargıtay kararlarının dava konusunun çözümü ile ilgili olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (İzmir BAM 20. HD. 16/02/2022 tarih, 2020/1018 e, 2022/263 k; Kayseri BAM 6. HD. 15/10/2021 tarih, 2021/1433 e, 2021/1765 k).
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 845,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 904,30 TL harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 823,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.