Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2021/489 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/370
KARAR NO : 2021/489

DAVA : Alacak (Avukatlık Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2021
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/06/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacılar vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davalının avukat olduğunu, 2003 ila 2019 yılları arasında davacıların ticari satışları nedeniyle ödenmeyen alacakları yönünden icra takibi yaptığını, icra dosyalarının sayılarının çok fazla olması nedeniyle davalı tarafından yapılan tahsilatların takibinin mümkün olmadığını, yapılan bir takım tahsilatların davalılara ödenmediğini, yapılan tahsilatlara ilişkin davalıdan rapor hazırlanmasının istenildiğini, davalı tarafından rapor hazırlanılmadığı gibi güven ilişkisinin bittiği bildirilmek suretiyle davacılara ait icra dosyalarının takip edilmediğini, icra dosyalarının sayısının çok fazla olması nedeniyle dosyaların tespitinin bu aşamada mümkün olmadığını belirterek davalının takip etmiş olduğu davacılara ait icra dosyalarının, bu dosyalar nedeniyle tahsil edilen alacak miktarının ve davalı tarafından davacılara ödenmeyen alacak miktarının tespit edilmesine, bu aşamada 5.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, munzam zarara yönelik haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, avukatlık vekalet sözleşmesi kapsamında davalı avukat tarafından dava dışı kişilerden tahsil edilerek davacılara ödenmeyen alacak miktarının tespiti ile tespit edilen alacağın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine ilişkin alacak davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde sayılan davalar ve bazı özel kanunlarda belirlenmiş olan davalar (Kooperatifler Kanununun 99.; İcra ve İflas Kanununun 154.; Finansal Kiralama Kanununun 31.; Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi) (mutlak ticari davalar), her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan işlerden kaynaklanan davalar (nispi ticari davalar) ile yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalar (üçüncü grup ticari davalar) ticari dava olarak kabul edilmektedir ve bu davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.
Davacılar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri kapsamında tacir sayılanlar arasındadır.
Davalı, avukat olarak çalışmaktadır ve tacir değildir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, taraflar arasında avukatlık işlerinin yürütülmesi amacıyla vekalet ilişkisi kurulduğu, davalının avukat olduğu ve tacir sıfatının bulunmadığı, sözleşme gereği hizmet alan taraf olan davacıların ise tacir olduğu, tüketici sıfatlarının bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olmadığı, davanın konusunu oluşturan avukatlık vekalet sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 502 ila 514. maddeleri arasında düzenlenen vekalet sözleşmesinin bir türü olduğu, davanın avukatlık sözleşmesi kapsamında ortaya çıkan uyuşmazlığa yönelik olarak açıldığı ve sayılan ticari davalar arasında yer almadığı, avukatlık vekalet sözleşmelerinden kaynaklanan davalarda görevli mahkemenin hizmet alan tarafın sıfatına göre belirlenmesinin gerektiği, bu kapsamda hizmet alan tarafın tüketici olması halinde tüketici mahkemelerinin, diğer hallerde ise genel mahkemelerin görevli olduğu (Yargıtay 13. HD. 12/07/2018 tarih, 2018/3545 e, 2018/7887 k), bu hali ile uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4, 5, HMK’nin 2, 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİ ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2) Davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3) Kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye göndermeyi talep etmeleri halinde dosyanın ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4) (a) Süresi içinde yapılan başvuru yapılması ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına,
(b) Süresi içinde başvuru yapılmaması halinde ise HMK’nin 20/1-son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve yargılama giderlerinin verilecek ek kararda hüküm altına alınmasına,
Dair, davacılar vekilinin ve davalının YOKLUĞUNDA, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) haftalık yasal süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/06/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır

Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.