Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/346 E. 2022/210 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/346 Esas
KARAR NO : 2022/210
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … -TC … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
KARAR YAZMA TARİHİ : 11/04/2022
Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı müvekkili ile davalı arasında bir takım kitapların satışının gerçekleştirildiğini, satışı yapan ve teslimi gerçekleştirilen kitaplara ilişkin olarak 4 adet fatura karşılığı toplam 21.731,25 TL bedelli faturalara ilişkin kitapların satışının gerçekleştirildiğini, faturaların davalılara teslim edildiğini, teslimin tam olarak gerçekleştirildiğini, davalı tarafça bir kısım ürünler iade edilerek 15.255 TL iade faturası düzenlenerek müvekkili şirkete gönderildiğini, ancak davalı tarafın tüm yazılı ve sözlü beyanlarına rağmen bakiye fatura bedeli olan 16.882,50 TL alacağı ödemekten imtina ettiğini, ödenmeyen faturalar için Ankara… Müdürlüğünün 2020/10160 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın haksız bir şekilde itiraz üzerine icra takibi durduğundan arabuluculuğa başvurduklarına, bundan bir sonuç alamadıklarını, buna göre itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini , yargılama gideri ve vekalet ücretini davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı taraf sadece faturaya dayanarak davalı müvekkilinin borçlu olduğunu iddia ettiğini faturanın tek başına akit ifasını gösteren bir belge niteliğinde olmadığını, faturayı tanzim eden ve alan kimse arasında borç ilişkisinin bulunmadığı hallerde faturanın hukuki bir sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, borcun varlığını kabul etmemekle birlikte kendilerine herhangi bir faturanın tebliğ edilmediğini, faturadaki malın teslim edildiğini, davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, faturaya itiraz edilmemesinin tek başına alacağın varlığı anlamına gelmediği yönünde verilmiş olan Yargıtay emsal kararlarının bulunduğunu, buna göre faturaya süresinde itiraz edilmemesinin tek başına alacağın varlığını göstermediğini, fatura muhteviyatı malın teslim edildiğinin ispatının davacıya ait olduğunu, faturada teslim edilen kısımda müvekkilinin adı ve imzasının bulunmadığını, teslimin müvekkiline tam olarak teslim edildiğini ispatlaması gerektiğini, haksız suretle açılan bu davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Dosya arasında bulunan Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğünün 12/08/2021 tarihli cevabi yazısında; Davalı …’ın tacir olup işletme hesabına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, tüm deliller toplandıktan sonra dosya Muhasebe ve Finansman ABD Öğretim Üyesi bilirkişi … ‘e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 31/01/2022 tarihli raporda, Davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde 2019 yılına ait ticari defterlerin tasdiklerinin zamanında ve tam olarak yaptırıldığının görüldüğünü, ticari defterlerinin delil gücüne sahip olması kanaatinin mahkemenin takdirinde olduğunu, ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişki 20.09.2019 tarihinde başladığının görüldüğünü, 2019 yılında davacının davalı adına toplam 32.137,50-TL bedelli 4 adet fatura tanzim ettiğinin, davalının 15.255,00-TL tutarlı iade faturası düzenlediğini, 2019 yılı dönem sonunda davacının davalıdan bakiye (32.137,50 – 15.255,00 =) 16.882,50-TL alacağının olduğunu, devam eden dönemlerde taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin gerçekleşmediğinin tespit edildiğini, davacı tarafından tanzim edilen faturaların irsaliyeli fatura olarak düzenlendiğini, 970184 sayılı 18.10.2019 tarihli 1.342,50-TL bedelli, 969696 sayılı 16.09.2019 tarihli 7.646,25-TL bedelli, 969634-969635 sayılı 11.09.2019 tarihli 21.731,25-TL bedelli faturaların teslim alan kısımlarında ad-soyad ve iıslak imzanın yer aldığının tespit edildiğini, davalı tarafın işletme defteri üzerinde yapılan inceleme neticesinde icra takibine konu edilen 970184 sayılı 18.10.2019 tarihli 1.342,50-TL bedelli, 969882 sayılı 26.09.2019 tarihli 1.417,50-TL bedelli, 969696 sayılı 16.09.2019 tarihli 7.646,25-TL bedelli, 969634-969635 sayılı 11.09.2019 tarihli 21.731,25-TL bedelli faturaların tamamının işletme defterine gider olarak kaydedildiğini, 15.225,00-TL bedelli iade faturasının gelir olarak kaydedildiğini, dolayısıyla 2019 yılı sonunda işletme defteri kayıtlarına göre davalının davacıya 16.882,50-TL borçlu olduğu tespit edildiğini, Dava konusu somut olayda davacı tarafın her ne kadar faiz talebinde bulunmuş olsa da faizin dayanağı belgeye dosya kapsamında rastlanmadığını, faiz talebi, ya davalının temerrüde düşürülmesi ya da taraflar arasındaki sözleşmede faize ilişkin düzenleme bulunmasıyla doğacağını, dava dosyasının incelenmesinden taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye ve davacının davalıyı temerrüde düşürücü ihtarnamesine rastlanmadığını, bu nedenle davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığına kanaat getirildiğini, sonuç olarak ; Dosya kapsamı, davacıya ve davalıya ait ticari defter kayıtları ve belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Davacı tarafın ve davalı tarafın ticari defterleri gözönünde bulundurulduğunda 16.11.2020 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 16.882,50-TL asıl alacaklı olduğunu, Davacının 2.692,53-TL işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kitap satışından kaynaklı itirazın iptali davasına ilişkindir. Davacının , davalı tarafa icra takibine konu yaptığı faturalara ilişkin kitapları teslim edip etmediği, teslim etmiş ise ticari defter ve kayıtlarına göre icra takibine konu alacağının mevcut olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, davalı tarafında fatura alacağına dayalı kitapların kendisinin veya çalışanı tarafından teslim alınıp alınmadığı, teslim alınmış ise ticari defter ve kayıtlarda davacıya karşı borçlu olduğu miktarın tespitine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı iddia, savunma ile Ankara… Müdürlüğünün 2020/10160 Esas sayılı dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ve toplanan tüm deliller ile alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda; davacıya ve davalıya ait ticari defter kayıtları ve belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Davacı tarafın ve davalı tarafın ticari defterleri gözönünde bulundurulduğunda 16.11.2020 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 16.882,50-TL asıl alacaklı olduğunu belirtilmiş olup davacı vekili tarafından da bu miktar üzerinden harç ödenerek dava açılmış olduğundan, bu kapsamda HMK.nun 26.maddesine göre davacı tarafın talebine bağlı kalınarak, davacı tarafın davalıdan bu miktarda alacaklı olduğu tespit edilmiş olduğundan buna göre, davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca iptali ile,16.882,50.TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren icra takibinde belirtilen şekilde avans faiz işletilecek şekilde takibin devamına, karar verilmiştir. Ayrıca alacak faturaya davayı likit olduğundan, davalı taraf %20 icra inkar tazminatına mahkum edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-)Davanın KABULÜ İLE, Davalının, Ankara… Dairesinin 2020/10160 Esas sayılı ilamsız icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca İPTALİ İLE, 16.882,50.TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren icra takibinde belirtilen şekilde avans faiz işletilecek şekilde TAKİBİN DEVAMINA,
2-)Asıl alacak likit olduğundan İİK’nun 67.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan 3.376,50-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.153,24.TL karar ve ilam harcının dava açılışında davacıdan alınan 190,44.TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 962,80.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13.maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 190,44.TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 32,00.TL tebligat ücreti, 750,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.031,74.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen, kararın tebliğinden itibaren, HMK.nun 345.maddesine göre 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 06/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸