Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/335 E. 2021/650 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2021/360 Esas
KARAR NO : 2021/644

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın davalı şirketin kurulduğu tarihten bu yana %25 ortağı olduğunu, şirketin %64 hissesinin aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı olan …’ye, %10 hissesinin aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan kardeşi …’ye, %1 hissesinin ise Yönetim Kurulu Başkanı …’nün eşine ait bulunduğunu, davalı şirketin 20.03.2014 tarihli Genel Kurul toplantısında, sermayenin 100.000,00 TL’den 2.500.000,00 TL’ye arttırılmasına karar verildiğini, ancak gerek TTK’ya gerekse de alınan Genel Kurul kararına aykırı şekilde; 508.573,72 TL tutarındaki 1/4 peşin ödeme tutarının ortaklar tarafından değil, şirketin banka hesaplarından ödendiğini, bu durumun davalı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı tarafından müvekkil aleyhine açılmış olan Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/623 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, emredici bir düzenleme olan TTK. 481. maddesinde, payların bedellerinin pay sahiplerinden ilan yoluyla isteneceğinin düzenlendiğini, sermaye koyma borcunun şirket tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, oysa bilirkişi raporunda açıkça tespit edildiği üzere sermaye arttırımı gereği ortaklar tarafından ödenmesi gereken 508.573,72 TL blokenin ortaklar tarafından değil, şirketin banka hesaplarından yatırıldığının sabit olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında devam eden bir çok davada, hakim ortak olan Yönetim Kurulu Başkanının, kendi hakimiyetindeki başka şirketlere para aktardığının, kanuna ve yasaya aykırı Yönetim Kurulu Kararları aldığının, şirket mali defterlerine eksik ve hatalı kayıtlar yapıldığının, şirket mali defter ve kayıtlarının Genel Kurullarda gizlendiğinın, geriye dönük muhasebe işlemleri ile müvekkil aleyhine kar payının azaltıldığının ve müvekkilin şirketten alacaklarını azalttığının da tespit edildiğini belirterek davalı şirketin, sermayesinin 100.000,00 TL’den 2.500.000,00 TL’ye arttırılmasına dair sermaye arttırımı işleminin batıl olduğunun tespitini, bunun mümkün olmaması halinde iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın açılabilmesi için öngörülen 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu sermaye arttırımının 10/04/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, işbu davanın açılması için gereken sürenin 10/7/2014 tarihi itibariyle dolduğunu, bu nedenle öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu 10/04/2014 tarihli sermaye arttırma kararına, davacı …’ın da ortak sıfatıyla olumlu oy verdiğini ve kararı imzaladığını, kararın, Ticaret Sicil Gazetesi’nde davacının da imzasıyla ilan edildiğini, davacının talebinde hukuki yarar bulunmadığı gibi TTK uyarınca işbu davayı açmasının yasaklandığını, Genel Kurul kararlarına karşı iptal davası açabilecek kişilerin TTK 446. maddesi hükmünde açıkça ve emredici şekilde düzenlendiğini, hükme göre, toplantıya katılıp da olumlu yönde oy kullanan ortağın iptal davası için dava ehliyeti bulunmadığını, iş bu sebeple davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, iddia edildiğinin aksine sermaye arttırımı sebebiyle doğan sermaye borcunun diğer ortakların nam ve hesabına, ortak ve yönetim kurulu başkanı … tarafından ödendiğini, davacı … ise işbu 381,410,54 TL’lik borcu …’ye halen ödemediği için hakkında Ankara … Dairesi’nin 2020/5941 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davacının borca itiraz etmesi üzerine taraflarınca Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/623 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, iş bu davada, önce borcun sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı olduğuna ve bu sebeple borcun zaman aşımına uğradığına dair ilk itirazda bulunduğunu, ancak mahkemenin haklı olarak bu itirazı kabul etmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sermaye arttırım kararının batıl olduğunun tespiti istemini ilişkindir.
Mahkememizce davacı tarafın delilleri toplanmış, davalı şirketin ticaret sicil özeti getirtilmiştir.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23/06/2021 tarihli yazısı ve ekindeki belgeler incelendiğinde; davalı şirketin merkezinin Ankara’da bulunduğu, davacının pay sahibi olduğu görülmüştür.
Dava konusu sermaye arttırım kararının alındığı 20.03.2014 tarihli davalı şirket genel kuruluna davacının da katıldığı, olumlu oy kullandığı, alınan kararın 3 aylık yasal süre içerisinde 10 Nisan 2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Anonim Şirketlerde Sermayenin Arttırılması genel olarak TTK’nın 455 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu sermaye artışından önce yapılan sermaye artırım bedelinin tamamen ödenmediği iddia edilmemiştir.
Genel Kurul Kararlarının iptali TTK’nın 445 ve 446. maddelerinde, butlanı 447. maddede düzenlenmiş olup, davacı pay sahibi sermaye arttırımı kararının alındığı genel kurul toplantısına katılıp, olumlu oy kullandığı gibi genel kurul tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde dava açmadığından kararın iptalini dava edemeyeceği, yine alınan sermaye artırım kararının, davacı pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandırmadığı veya ortadan kaldırmadığı, bilgi alma, inceleme ve denetleme kararını sınırlandırmadığı, şirketin temel yapısını bozmadığı veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olmadığı anlaşıldığından butlan ile batıl olduğunun kabul edilemeyeceği, ayrıca arttırılan sermayeden dolayı bloke edilen bedelin ortaklar yerine şirketin banka hesaplarından ödenmesi halinde dahi bu hususun sermaye artırım kararının iptalini gerektirmeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davanın REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. ONAT DOĞU AKOLUK’un yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/10/2021

Başkan …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Katip …
✍e-imzalı