Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/327 E. 2021/655 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/327
KARAR NO : 2021/655

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … TC nolu
VEKİLİ : Av. … [elektronik tebliğ]

DAVALI : …
… mersis nolu
VEKİLİ : Av. … [elektronik tebliğ]

DAVA : Tazminat (Haciz yazısının uygulanmamasından kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, dava dışı borçlu hakkında Ankara…Dairesinin 2019/4692 esas sayılı dosyaları ile icra takibi yaptıklarını, davalı bankaya IBAN numarası da bildirilmek suretiyle dava dışı borçlunun hesaplarına haciz konulması yönünde 28/03/2019 tarihinde haciz yazısının gönderildiğini, ayrıca aynı tarihte İİK’nin 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi de gönderildiğini, davalı banka tarafından verilen yazı cevabı ile dava dışı borçlunun hesabında 28/03/2019 tarihi itibari ile 1.029,59 TL, 29/03/2019 tarihi itibari ile 1.030,48 TL olduğunun ve belirtilen miktarlar üzerine haciz konulduğunun bildirildiğini, dava dışı borçlunun hesabına 29/03/2019 tarihinde 112.000,00 TL para yatırıldığını ve davalı banka tarafından yatırılan paranın dava dışı borçluya ödendiğini, banka tarafından yapılan ödemenin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı bankanın haksız ve hukuka aykırı eylemi nedeniyle davacının takip dosyasındaki alacağını alma imkanının kalmadığını belirterek 35.000,00 TL’nin 28/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 14/09/2020 tarih, 2020/398 esas, 2020/329 karar sayılı kararı ile İİK’nin 89/1. maddesi uyarınca gönderilen birinci haciz ihbarnamesinden kaynaklanan tazminata ilişkin davaya bakma görevinin Ankara İcra Hukuk Mahkemelerine ait olduğu belirtilerek verilen görevsizlik kararının davanın İİK’nin 78. maddesi uyarınca gönderilen haciz yazısından kaynaklandığı ve tarafların tacir olması nedeniyle mahkememizin görevli olduğu şeklindeki Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 14/04/2021 tarih, 2021/223 esas, 2021/674 karar sayılı kararı ile kaldırılmakla mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını, davanın ve taleplerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 28/03/2019 tarihli haciz yazısı ile dava dışı borçlunun belirtilen İBAN numaralı hesabına ve diğer hesaplarına haciz işlenmesinin bildirildiğini, yazı gereğince dava dışı borçlunun belirtilen hesabındaki bakiye üzerine haciz şerhinin işlendiğinin bildirildiğini, aynı tarihli birinci haciz ihbarnamesi ile de dava dışı borçlunun hesaplarına haciz konulduğunun bildirildiğini, banka tarafından cevap tarihi itibari ile dava dışı borçlunun hesabında bulunan bakiye üzerine haciz şerhinin işlendiğinin bildirildiğini, her iki cevap yazısında da yazının tebliğ tarihi itibari ile haczin uygulandığının belirtildiğini, banka tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, haciz yazısına ve birinci haciz ihbarnamesine kanuna ve banka kayıtlarına uygun şekilde cevap verildiğini, davanın dayanağının bulunmadığını ve haksız olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nin 78. maddesi uyarınca tebliğ edilen haciz yazısının gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın giderilmesine yönelik tazminat davasıdır.
Ankara…Dairesinin 2019/4692 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından dava dışı borçlu … hakkında düzenleme tarihi 12/12/2018, ödeme tarihi 04/03/2019 olan 35.000,00 TL bedelli bono ile ilgili icra takibi başlatıldığı, takip öncesinde ihtiyati hacze ilişkin karar alındığı ve takip ile birlikte ihtiyati haciz kararının uygulanmasının talep edildiği, dosya kapsamında 28/03/2019 tarihinde İİK’nin 78. maddesi kapsamında düzenlenen haciz yazısı ve İİK’nin 89/1. maddesinde düzenlenen birinci haciz ihbarnamesi ile dava dışı borçlunun yazı içeriğinde belirtilen İBAN numarasına ait hesabı ile bankada bulunan tüm hesapları üzerine (maaş hesabı hariç) ihtiyati haciz konulmasının istenildiği, belirtilen yazıların 28/03/2019 tarihinde banka şubesine teslim edildiği, banka tarafından haciz yazısına 29/03/2019 tarihinde borçlunun hesabında bulunan 1.029,59 TL üzerine, birinci haciz ihbarnamesine ise 29/03/2019 tarihinde 1.030,48 TL üzerine haczin uygulandığı belirtilmek suretiyle cevap verildiği, dosyada dava dışı borçlunun başka herhangi bir mal varlığının tespit edilemediği ve bu nedenle haczedilmesinin mümkün olmadığı, daha sonra icra dairesi tarafından yazılan yazı üzerine dava dışı borçluya ait hesapta bulunan ve haczedildiği bildirilen paranın icra dairesine gönderildiği ve alacaklıya ödendiği, icra dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davalı bankanın 17/06/2021 tarihli yazı cevabının incelenmesinde, dava dışı borçlunun haciz konulan hesabında 28/03/2019 tarihi itibari ile 1.029,59 TL bakiyenin bulunduğu, belirtilen hesaba 29/03/2019 tarihinde kıdem tazminatı açıklaması ile 112.304,94 TL, Mart maaş ödemesi açıklaması ile 1.049,55 TL, ihbar tazminatı açıklaması ile 9.356,00 TL ödeme yapıldığı, belirtilen hesap üzerinde davaya konu icra takibi dışında Ankara…Dairesinin 2019/4691 esas sayılı dosyası ile konulmuş haczin de bulunduğu anlaşılmıştır.
Davanın haksız fiil hükümleri uyarınca açılan tazminat davası olması nedeniyle İİK’nin 78. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 72. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Dava konusu haczin uygulandığı tarihte yürürlükte bulunan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Haciz – Talep Müddeti başlıklı 78/1. maddesi “Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı, haciz konmasını isteyebilir. Ancak, alacaklı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden, bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak ve alacağı olup olmadığını sorgulayabilir. Sorgulama sonunda sistem mal, hak veya alacağın mahiyeti ve detayı hakkında bilgi veremez; sadece mal, hak veya alacağın genel olarak olup olmadığı konusunda bilgi verebilir. Borçlunun mal, hak veya alacağının varlığının tespiti halinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden de haciz talep edilebilir.” hükmünü, Taşınır ve taşınmaz malların haczi başlıklı 85/1. maddesi “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallariyle taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.” hükmünü, Satış Talebi – Talep için müddetler başlıklı 106. maddesi “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir. Borçlunun üçüncü şahıslardaki alacağı taşınır hükmündedir.” hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davacı tarafından başlatılan icra takibi sırasında dava dışı borçlunun hesaplarının haczedilmesi hususunda davalı bankaya İİK’nin 78. maddesi kapsamında haciz yazısının gönderildiği, davalı banka tarafından yazının ulaştığı tarihte dava dışı borçlunun hesabında bulunan para üzerine haciz şerhinin işlendiği, hesap sahibi ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber ileride doğması muhtemel bulunan alacakların müstakbel alacaklar olarak kabul edildiği, hesap sahibi ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar ise devamlılık arz eden bir alacak niteliğinde olmadığından müstakbel alacaklar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, İİK’nin 106/2. maddesi uyarınca borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının taşınır niteliğinde bulunduğu, taşınır hükümlerine göre haczedilmesinin gerektiği ve haciz yazısı uyarınca ancak mevcut bir mal, hak veya alacağın haczinin mümkün olduğu, henüz mevcut olmayan bir şeyin taşınır hükümlerine göre haczedilmesine yasal olanak bulunmadığı, dava konusu olayda üçüncü kişi konumunda bulunan davalı bankanın da kendisine gönderilen haciz yazısı uyarınca yazının ulaştığı tarihte dava dışı borçluya ait hesapta bulunan para üzerine haciz şerhini işlediği, gerek İcra ve İflas Kanunu ve gerekse de Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre haciz yazılarının üçüncü kişi konumunda bulunan bankaya ulaştığı tarihte borçlu adına kayıtlı banka hesaplarında bulunan para hakkında hüküm ifade eder nitelikte bulunduğu, davalı banka tarafından haciz yazısı uyarınca haciz şerhinin işlenmesinden sonra dava dışı borçlunun hesabına gelen paraların devamlılık arz eden bir niteliklerinin bulunmadığı gibi müstakbel alacak olarak nitelendirilmelerinin de mümkün olmadığı, davalı banka tarafından haciz yazısının gereklerinin yazının ulaştığı tarih itibari ile yerine getirildiği, haczin uygulanmamasının söz konusu olmadığı ve bu hali ile bankanın haciz şerhinin işlenmesinden sonra gelen ve müstakbel alacak niteliği de bulunmayan paraları dava dışı borçluya ödemesi nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay … HD. 26/04/2016 tarih, 2015/10434 e, 2016/4681 k; 26/09/2019 tarih, 2018/3695 e, 2019/5893 k).
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın, dava açılışında alınan 597,72 TL peşin harçtan düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 538,42 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4. maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır

Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.