Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/264 E. 2022/586 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/264 Esas – 2022/586
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/264 Esas
KARAR NO : 2022/586
HAKİM : Yusuf GÖRÜR 38071
KATİP : Mesude HALICI AKGÜL 185915
DAVACI : TÜSAN YAPI SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. MEHMET ALİ ÖNAL
DAVALI : CENK TURİZM İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ
LİMİTED ŞİRKETİ- Mustafa Kemal Mah. 2155. Sokak No:4/28 Çankaya/ ANKARA
VEKİLİ : Av. NURİYE KUTLUAY HATİPOĞLU
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
KARAR YAZMA TARİHİ : 03/09/2022
Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı müvekkilinin Karayolları 5. Bölge Müdürlüğünün 2014/45917 ihale kayıt numarası ile 52 Mersin ve 57 Adana Şube Şeflikleri Devlet ve il yollarında fiziki standartların iyileştirilmesi amacıyla Karayolu yapımında kullanılmak üzere davalı şirketten beton alımı yapılmış olduğunu, alınan betonun Karaisalı-Bucak karayollarının menfezlerinin kullanmış olduğunu, yapılan menfezlerden kısa bir süre sonra çökmeler oluşmuş olduğunu, menfezlerdeki betonların parçalandığını, bunun sonucu yapılan laboratuvar analizlerinde malzemenin standartlarının çok altında olduğunu, malzemenin basınç dayanıklılığının olmadığını, kalitesinin çok düşük olup teslim edilen malzemenin Karayollarının teknik şartnamesine uygun olmadığının rapor edildiğini, Mersin … Noterliğinin ihtarnamesi ile ödeminin geri verilmesinin istenilmesinin ihtar edildiğini, davalı tarafın temerrüte düşürüldüğünü, ancak bir ödemede bulunulmadığını, ayıplı ifadan kaynaklanan ayıpla malzeme bedeli yeniden yapılmak zorunda kalan menfez inşaatları, kullanılan malzeme işçilik bedelleri olarak şimdilik 20.000,00 TL’nin noter ihtarnamesinin davalıya tebliğinden itibaren başlamak üzere ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın süre yönünden reddine karar verilmesine, öne sürülen ayıp iddiasının fiilen yoksun olup müvekkili şirket yönünden ayıptan doğan sorumluluğun yasal koşullarının mevcut olmadığını, davacı şirket tarafından betonun kullanıp yeri ve amacına uygun olarak doğru zamanda ve teknik ekipmanla uygulanmasının yapılmamasından kaynaklanmış olmasının mümkün olduğunu, ayıp ihbarının yasal sürede yapılmadığını, mal tesliminden yaklaşık 4 ay sonra yapılan bir ayıp ihbarının süresinde olmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir yasal sorumluluğunun bulunmadığının davanın reddini savunmuştur.
Davalı vekilinin, şartları bulunmayan zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, tüm deliller toplandıktan sonra dosya İnşaat Mühendisi bilirkişi … , Mali Müşavir Bilirkişi… ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Bilirkişi… ‘a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 03/03/2022 tarihli raporda, Taraflar arasındaki beton alımı ile ilgili olarak davacı tarafın sipariş talebi üzerine davalı tarafından betonun karşılandığı, karşılanan beton ile ilgili olarak, KDV dahil 14.882,16 TL tutarlı 10.08.2015 tarihli faturanın düzenlendiğini, taraflar arasında satıma ilişkin yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, davalı tarafından temin edilen betonun belirtilen şartlarda teslim edilip edilmediğinin tespitinin mümkün olmadığını; betonun teslimatının 05.07.2015 – 02.08.2015 tarihleri arasında yapıldığını; davacı tarafından teslimat sırasında muayene yükümlülüğünün yerine getirilmediği; Beton uygulaması yapıldıktan sonra, betondan alınan numunelerin teste tabi tutulması ile betonun standartlara uygun olmadığını, bu durumun beton imalatından mı veya betonun uygulamasından mı kaynaklandığı hususunun tam olarak belirlenemediğini, 16.07.2015 -31.07.2015 – 08.08.2015 – 21.08.2015 – 01.09.2015 tarihli deney raporları dosyaya sunulmakla birlikte; bu numunelerin davalı tarafından yapılan teslimatlardan alınıp alınmadığı ve alınma tarihlerinin de tespit edilemediğini, beton imalatının standartlara uygun olmaması nedeniyle, menfezlerde yapılan imalatın sökülerek yeniden yapılması halinde, davacı tarafın maruz kaldığı zararların; tacir olan davacı tarafından her türlü bilgi ve belge ile (irsaliye, fatura, SGK kayıtları) ispatlanabilecek olmasına rağmen; somut bir bilgi ve belgenin dosyada mevcut olmadığı; ancak tahmini ve takdiri olarak zarar bedelinin, malzeme-nakliye işçilik dahil serbest piyasa rayiçlerine göre 48.800,00 TL olabileceği; bu konudaki takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğunu, Dava konusu ile ilgili olarak, tarafların sorumluluğunu belirleme imkânı olmadığından; davacı tarafından beton imalatının yeniden yapılmasından dolayı maruz kaldığını iddia ettiği masrafları isteyip isteyemeyeceği hususunun Mahkemenin takdirinde olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekiline, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen; beton imalatının standartlara uygun olmaması nedeniyle, menfezlerde yapılan imalatın sökülerek yeniden yapılması halinde, davacı tarafın maruz kaldığı zararların; tacir olan davacı tarafından her türlü bilgi ve belge ile (irsaliye, fatura, SGK kayıtları) ispatlanabilecek belgeleri ibraz etmesi için süre verilmiş olup davacı vekili belirtilen belgeleri ibraz etmeyerek keşif yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı şirketin devlet ihalesinde karayolu menfez yapımında davalı taraftan aldığı betonun ayıplı ve bozuk çıkmasından dolayı açtığı alacak davasına ilişkindir. Davacı tarafın alacak davasına konu ettiği davalı şirketten aldığı betonun aralarındaki sözleşmeye ilişkin olarak belirtilen şartlarda teslim edilip edilmediği, kalitesi düşük beton olup olmadığı, kalitesi düşük beton ise yapılan menfezin çökme ve bozulmasından kaynaklı olarak davacı tarafın tekrar yapımını yaptığı iddiası ile ödemesini yaptığı beton ücreti ile çökme sonrası yaptığı menfez masrafları olan malzeme ve işçilik paralarını talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise bunların tutarının ne olduğu, davalı tarafında aralarındaki sözleşmeye göre standart beton teslim edip etmediği, standart beton teslim etmemiş ise menfezin çökme ve parçalanmasından dolayı altığı beton ücreti ile beraber yeniden menfez yapılmasına ilişkin masraflardan sorumlu olup olmayacağı tespitine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; ”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”, TMK’nun 6. maddesine göre ise; ”Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” şeklindedir.
HMK.nun 200.maddesinde düzenlenen senet ile ispat zorunluluğu, ” (1)Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve ifası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz (2022 güncel değer: 6.640,00.TL) Türk Lirasını geçtiği taktirde senetle ispat olunmasıgerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veye değeri ödeme veya borçkan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasının aşağı düşse bile senetsiz ispat olunmaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenir. ” diye düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma, arabuluculuk tutanağı ile ihale dosyası ile birlikte toplanan tüm deliller ile alınan bilirkişi kurulunun raporu birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi kurulu raporunda; davalı tarafından temin edilen betonun belirtilen şartlarda teslim edilip edilmediğinin tespitinin mümkün olmadığını, Beton uygulaması yapıldıktan sonra, betondan alınan numunelerin teste tabi tutulması ile betonun standartlara uygun olmadığını, bu durumun beton imalatından mı veya betonun uygulamasından mı kaynaklandığı hususunun tam olarak belirlenemediğini, beton imalatının standartlara uygun olmaması nedeniyle, menfezlerde yapılan imalatın sökülerek yeniden yapılması halinde, davacı tarafın maruz kaldığı zararların; tacir olan davacı tarafından her türlü bilgi ve belge ile (irsaliye, fatura, SGK kayıtları) ispatlanabilecek olmasına rağmen; somut bir bilgi ve belgenin dosyada mevcut olmadığından Dava konusu ile ilgili olarak, tarafların sorumluluğunu belirleme imkânı olmadığı belirtilmiş olup davalı vekiline, bilirkişi kurulunun belirttiği bilgi ve belgelerin ibrazı istenilmiş olup davacı vekili bu belgeleri sunmamış olup keşif talep etmiş olup, bu kapsamda, davacı taraf HMK.nun 200.maddesine göre alacağın miktarına göre senet ile ispat zorunluluğu ilkesi gereği, alacağını HMK.nun 190.maddesi ile MK.nun 6.maddesi kapsamında ispat edemediğinden, davanın reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davanın REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL harçtan, dava açılışında davacıdan alınan 341,55.TL peşin harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 260,85.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13.maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim…
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸