Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/259 E. 2021/361 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/259
KARAR NO : 2021/361

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davacı şirketin servis taşımacılığı yaptığını, davacı şirkete ait aracın park halindeyken hasar gördüğünü, meydana gelen hasara ilişkin zararın kasko şirketi tarafından karşılandığını, ancak kazanç kaybı zararının teminat dışı olması nedeniyle karşılanmadığını, davacı şirkete ait aracın kullanılamaması nedeniyle kazanç kaybının oluştuğunu, oluşan kazanç kaybından araç maliki ve sürücüsü olan davalıların sorumlu olduğunu belirterek 100,00 TL kazanç kaybı alacağın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, haksız fiil sonucunda meydana gelen dolaylı zararın karşılanmasına yönelik maddi tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde sayılan davalar ve bazı özel kanunlarda belirlenmiş olan davalar (Kooperatifler Kanununun 99.; İcra ve İflas Kanununun 154.; Finansal Kiralama Kanununun 31.; Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi) (mutlak ticari davalar), her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan işlerden kaynaklanan davalar (nispi ticari davalar) ile yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalar (üçüncü grup ticari davalar) ticari dava olarak kabul edilmektedir ve bu davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri – Sorumluluk başlıklı 49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü, Tazminat – Belirlenmesi başlıklı 51. maddesi “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.” hükmünü, Tazminat – İndirilmesi başlıklı 52. maddesi “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacı … tacir ise de, davalı araç maliki … ile davalı araç sürücüsü … tacir değildir.
Davanın dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümleridir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davanın konusunu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığı oluşturan haksız fiil hükümlerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerinde düzenlendiği ve yukarıda sayılan ticari davalar arasında yer almadığı, davanın kazaya karışan aracın sürücüsü ve malikine karşı haksız fiil hükümleri nedeniyle açıldığı, davacının tacir olmasının davanın ticari dava sayılmasını gerektiren hallerden olmadığı gibi davacının taşıma işi nedeniyle uğramış olduğu kazanç kaybını talep etmesinin de davanın niteliğinin taşıma hukuku kapsamında olmasını gerektirmediği, davanın sigorta hükümleri kapsamında açılmadığı gibi davalılar arasında da sigorta şirketinin bulunmadığı, bu hali ile uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4, 5, HMK’nin 2, 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİ ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2) Davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3) Kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye göndermeyi talep etmeleri halinde dosyanın ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4) (a) Süresi içinde yapılan başvuru yapılması ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına,
(b) Süresi içinde başvuru yapılmaması halinde ise HMK’nin 20/1-son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve yargılama giderlerinin verilecek ek kararda hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalıların YOKLUĞUNDA, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) haftalık yasal süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
18/05/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır

Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.