Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/224 E. 2023/319 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/224 Esas – 2023/319
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/224 Esas
KARAR NO : 2023/319

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI ….
DAVALI :….

DAVA : Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Tazminatı )
DAVA TARİHİ : 13/04/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
KARAR YAZMA TARİHİ : 29/05/2023
Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; 22/07/2011 tarihinde 05:30 sıralarında meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı araç sürücüsü …’nin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada müvekkili davacının oğlu …’nin vefatı sonucu desteğinden yoksun kalma nedeniyle ilerde belirlenecek tazminat miktarı bilinmediğinden şimdilik aracın ZMMS sigorta poliçesini yapan davalı sigorta şirketinden şimdilik 100,00.TL destekten yoksun kalma tazminatının kazanın meydana geldiği 22 Temmuz 2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacının tüm zararlarının müvekkili sigorta şirketi tarafından karşılandığını, davacı anne Mehriye için 15/12/2020 tarihinde 43.222,20 TL tutarında ödeme yapıldığını, müteveffanın eşi Narin ERGÜNCE için ise 148.041,36 TL asıl alacak, 12.151,70 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 160.193,06 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödeme yapıldığını, bu durumda tazminat miktarı en fazla gerçek zarar kadar olabileceğini, sigortacının sorumluluğunun da sigorta bedeli ile sınırlı olduğunu, sigortacının uğranılan zarardan fazlasını ödeyemeyeceğini, mahkemece yapılacak işin buna göre ödemenin yapıldığı tarihteki verilere göre hesaplama yapılması, buna göre ödemenin gerçek zararı karşılayıp karşılamadığını değerlendirmesi gerektiğini, emniyet kemerinin yolculuk esnasında takılması gerektiğini, müteveffanın kazanın oluşumunda kusuru bulunmasa dahi kazada hayatını kaybetmesinde kimde daha ağır kusur bulunduğunu, müterafik kusurun varlığı halinde kusur indirimi yapılması gerektiğini, müteveffanın davacıya gerçekten destek olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacıya SSK tarafından gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılarak destekten yoksun kalanın vergilendirilmiş kazancının esas alınması gerektiğini, özel hususi araçlarda kaza tarihinden itibaren avans faizi istenilmesinin haksız olduğunu, hukuka aykırı açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişi Serhat Sevinç’e tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 01/07/2022 tarihli raporda özetle; davacı anne …’nin destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 1.889,53 TL olduğu, Mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın, sigorta şirketinin kısmi ödeme yaptığı tarih olan 15/12/2020’den itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinin bulunabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları sonucunda düzenlenen 09/11/2022 tarihli ek raporda özetle; davacı anne …’nin destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 1.615,92 TL olduğu, Mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın, sigorta şirketinin kısmi ödeme yaptığı tarih olan 15/12/2020’den itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinin bulunabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları sonucunda asgari ücret miktarınında değişmesi üzerine düzenlenen 14/02/2023 tarihli ek raporda özetle; davacı anne …’nin destekten yoksun kalma zararı karşılığında talep edebileceği bakiye tazminat tutarının 1.493,23.TL olduğu, Mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın, sigorta şirketinin kısmi ödeme yaptığı tarih olan 15/12/2020’den itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinin bulunabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 26/04/2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müvekkili için talep edilen 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 1.493,23 TL’ye yükseltilmesine, tüm tazminat miktarlarına kaza tarihi olan 22/07/2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının desteği olduğunu iddia ettiği müteveffa oğlunu kaybettiği trafik kazasından dolayı sigorta şirketine karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 22/06/2018 tarih 2016/5 Esas, 2018/6 Karar sayılı kararında, annne ve/veya babanın çocuğunun haksız fiil ve veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, destek ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumun’dan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocukların anne ve/veya babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiği kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinin 3. bendinde düzenlenmiş olup, “Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini gerekmektedir”. Bu maddeye göre, haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak bu haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmıştır.
İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesine göre; ”Destekten yoksun kalma tazminatının doğumu için destek ile tazminat talebinde bulunan kişi arasında bir destek ilişkisi bulunmalıdır. Burada bahsedilen destek ilişkisi hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar. Destek ilişkisinin varlığında destek olunanın ihtiyaçlarının sürekli ve düzenli olarak karşılanması yer almaktadır. Burada ifade edilmek istenen süreklilik ve düzenlilik hali yardımın belirlenen zamanlarda ve belirli miktarlarda yapılması değil, eğer destek ölmeseydi yardımların devam edeceğine dair bir beklentinin bulunmasıdır. Eğer yardım devamlı destek saiki ile değil de, tek seferlik, geçici, düzensiz ya da gelişigüzel zamanlarda yapılıyor ve ileride yardımın devam edeceğine dair bir beklenti yaratmıyorsa , bu durumda desteğin sürekli ve düzenli olduğundan bahsetmek mümkün olmayacaktır”.
Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümlerinden anlaşıldığı üzere; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına kavuşturulmasıdır. Eş deyişle amaç; destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. (Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 2019/213 Esas, 2019/7417 Kararı)
Burada önemle üzerinde durulması gereken husus, trafik kazasında ölen müteveffanın destek gücünün, ana ve/veya babanın destek ihtiyacı ile beklenilen destek şeklinin ve miktarının yaşam deneylerine uygun olması gereğidir.
Davacının öz oğlu olan müteveffanın davaya konu trafik kazası sonucu öldüğü sabit olup, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi olan 22/07/2011 tarihi itibariyle 25.05.2011 – 25.05.2012 tarihleri arasında 42023065 numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alan davalı sigorta şirketinin kazada davacı açısından meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğu anlaşılmıştır.
22/07/2011 tarihli kaza tarihi itibariyle, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, 22/07/2011 tarihli kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuata göre destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketi sorumlu olacaktır. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas, 2013/74 Karar sayılı, HGK’nun 18.11.2015 gün ve 2014/17-691 Esas- 2015/2626 Karar sayılı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 28.2.2017 tarihli 2015/8521 Esas, 2017/2152 Karar sayılı ilamları uyarınca)
Bu kapsamda, davada, davacı anne …’nin açtığı Destekten Yoksun Kalma Maddi Tazminatı yönünden, trafik kazasında ölen müteveffau …’nin destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocuklarının anne ve babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiği kabul edilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 55. maddesine göre maddi delillerle hesaplanabilir sürekli ve düzenli fiili bir desteğin varlığı da kanıtlanmamış olsa dahi farazi desteğin karine olduğu kabul edilmektedir. Türk Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddeleri uyarınca, somut olayın özelliğine göre davacı annenin yararına, alabileceği destekler de dikkate alınarak aktüerya bilirkişi tarafından güncel asgari ücrete göre hesaplanan, hakkaniyete uygun olan 14/02/2023 tarihli ek raporda; Davacı Anne … için 1.493,23.TL Destekten yoksun kalma tazminatı olarak belirlenmiştir.
Davacı vekili tarafından 26/04/2023 tarihli ıslah dilekçesi sunulmuş olup, Buna göre 1.493,23.TL Destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile kısmi ödemenin yapıldığı temerrüte düşme tarihi olan 15.12.2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketinde ZMMS trafik sigortası ile sigortalı olan araç hususi araç olduğundan, uygulanan faiz yasal faiz uygulanmış olup ayrıca davalı vekili tarafından müteveffa desteğin kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığına dair müterafik kusur def’inde bulunulmuş olup trafik kazası tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı belirsiz olup destek müteveffanın araca sıkışarak vefat ettiği, araçtan zor çıkartıldığı savcılık soruşturma tutanaklarından anlaşılmış olup bu neden ile müterafik kusur indirimi yapılmayarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davanın KABULÜ ile, 1.493,23.TL Destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile kısmi ödemenin yapıldığı temerrüte düşme tarihi olan 15.12.2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,

2- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 102,00.TL karar ve ilam harcının, dava açılışında alınan 59,30.TL peşin harç ve 5,00.TL ıslah harcı olmak üzere toplam 64,30.TL’nin mahsubu ile bakiye 37,7‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazine gelir kaydedilmesine,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13.maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30.TL başvurma harcı, 59,30.TL peşin harç, 5,00 TL ıslah harcı, 123,1‬0 TL tebligat ve posta ücreti, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.246,7‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2.maddesi uyarınca hesaplanan 1.493,23.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin yüzlerine karşı olmak üzere, dava değeri karar tarihi itibariyle istinaf kesinlik sınırı olan 17.830,00.TL.nin altında olduğundan HMK’nin 341/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunda usulen anlatıldı. 24/05/2023

Katip…
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır

** Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır**