Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/219 E. 2022/410 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/219 Esas – 2022/410 Karar
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/219
KARAR NO : 2022/410

HAKİM : …
KATİP :….

DAVACILAR : ….

DAVALI :…

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davacıların oluşturduğu iş ortaklığı ile davalı arasında Yıldızeli Kanalizasyon ve Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatına ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında yer tesliminin 24/01/2019 tarihinde yapıldığını, iş ortaklığının sözleşmenin yerine getirilmesi kapsamında iş ve işlemlere başladığını, iş yeri tescil işleminin yapıldığını, işçi çalıştırma ile ilgili olarak bildirimde bulunulduğunu, vergi beyannamelerinin verildiğini, davalı kuruma araç teslim edildiğini, ihale katılımcılarından dava dışı … tarafından yapılan itirazın davalı tarafından, itiraz yolu ile şikayet başvurusunun Kamu İhale Kurumu tarafından reddedildiğini, açılan dava sonucunda ise idarenin redde ilişkin işleminin iptaline karar verildiğini, Kamu İhale Kurumu tarafından ise düzeltici işlem belirlenmesi kararı alındığını, davalı idarenin ise düzeltici işlem kararı almak yerine ihaleyi itiraz başvurusunda bulunan dava dışı … üzerinde bıraktığını ve davacıların oluşturduğu iş ortaklığına bildirimde bulunduğunu, daha sonra ise davalı idare tarafından işin maliyetinin talep eden Yıldızeli Belediye Başkanlığı tarafından karşılanamayacağı gerekçesi ile ihalenin iptaline karar verildiğini, tasfiye kabul tutanağı imzalandığını ve davalıların oluşturduğu iş ortaklığına gönderildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, mahkeme kararında ve Kamu İhale Kurumu kararında ihalenin iptali veya davacılar ile imzalanan sözleşmenin feshedilmesine ilişkin bir kararın bulunmadığını, sözleşmenin feshedilmesinde davacıların oluşturduğu iş ortaklığının bir kusuru veya sorumluluğunun bulunmadığını, kusursuz olduklarını, davalının tek taraflı almış olduğu karar ile sözleşmeyi feshetmek suretiyle davacıların zararına sebep olduğunu, işin yapılacağı yerin durumu ve mahiyeti dikkate alındığında yer teslimi ile sözleşmenin feshi süresi arasında işin yerine getirilmesinin hava şartları nedeniyle mümkün olmadığını, sözleşme imzalanması nedeniyle davacıların kamu ihale kurumu payı, karar pulu, sözleşme pulu, kesin teminat mektubu komisyonu, katma değer vergisi, damga vergisi, muhtasar, sosyal güvenlik kurumu primi, kamu ihale kurumu itiraz yolu ile şikayet bedeli, araç kira bedeli, araç yakıt bedeli, ofis kira bedeli, personel maaşı adı altında masraflar yaptıklarını, sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle sözleşme nedeniyle oluşacak kardan mahrum kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL zararın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 22/06/2021 tarihli dilekçesi ile, dava konusu taleplerinin 500,00 TL’lik kısmının müspet zarar, 500,00 TL’lik kısmının ise ihalelere girememekten kaynaklanan zarar ve sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan zarar olarak açıklamıştır.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasına Yıldızeli Kanalizasyon ve Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatına ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında yer tesliminin 24/01/2019 tarihinde yapıldığını, ihale katılımcılarından dava dışı … tarafından ihale sırasında sunulan teminat mektubunun kabul edilmemesine ilişkin hatanın kendilerinden kaynaklanmadığını belirterek itiraz başvurusunda bulunduğunu, itiraz başvurusunun davalı idare tarafından reddedildiğini, dava dışı …’ın kamu ihale kurumuna itiraz yolu ile şikayet başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun da reddine karar verildiğini, bunun üzerine dava dışı … tarafından idare mahkemesinde dava açıldığını, açılan dava konucunda kamu ihale kurumu kararının iptaline karar verildiğini, karar nedeniyle ihaleye verilen tekliflerin yeniden değerlendirilmesinin gerekeceği gerekçesi ile ise davacılar ile imzalanan sözleşme konusu işin tasfiye edilmesi ve durdurulmasına karar verildiğini, yapılan inceleme sonucunda en uygun teklifin dava dışı …’a ait olduğunun tespit edildiğini, davacılar tarafından dava dışı …’ın tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasının talep edildiğini, davalı tarafından talebin reddine karar verildiğini, davacılar tarafından bunun üzerine Kamu İhale Kurumuna itiraz yolu ile şikayet başvurusunda bulunulduğunu, Kamu İhale Kurumu tarafından dava dışı …’ın iş deneyim belgesinin usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğinin denetlenmesi yönünde karar verildiğini, yapılan inceleme sonucunda iş deneyim belgesinin usulüne uygun olduğunun tespit edildiğini, sözleşme konusu işin ihale ile ilgili mevzuata, mahkeme ve kamu ihale kurumu kararlarına uygun şekilde yürütüldüğünü, sözleşmenin feshinde davalıya yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, sonrasında ise Yıldızeli Belediye Başkanlığı tarafından sözleşme konusu ihaleye ilişkin maliyetin karşılanamayacağının bildirilmesi üzerine ihalenin iptaline karar verildiğini, sözleşmenin ve ihalenin feshinde davalıya yüklenebilecek kusurun bulunmadığını, sözleşmenin feshi nedeniyle teminatlar ve ek kesin teminatlar, poliçe ve zeyilnamelerin davacılara iade edildiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen müspet ve menfi zararların ödenmesine yönelik tazminat davasıdır.
Davacıların oluşturduğu iş ortaklığına ait sözleşmenin imzalanması tarihi ile feshedilmesi tarihini kapsar şekilde BA – BS formları dosya kapsamına gönderilmiştir.
Davalı idare tarafından dava konusu ihaleye ilişkin tüm belge ve bilgiler dosya kapsamına gönderilmiştir.
… 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/06/2020 tarih, 2019/930 esas, 2020/294 karar sayılı kararının incelenmesinde, mahkememiz dosyasında açılan dava ile aynı nitelikte açılan dava olduğu, taraflarının aynı olduğu, yapılan yargılama sonucunda görevsizlik kararı verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/11/2020 tarih, 2020/475 esas, 2020/593 karar sayılı kararının incelenmesinde, … 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/930 esas sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı ile gelen dosya olduğu, mahkemece arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına gönderilen … 23. İdare Mahkemesinin 05/02/2019 tarih, 2019/7 esas, 2019/103 karar sayılı kesinleşme şerhli kararının incelenmesinde, davacının …, davalının Kamu İhale Kurumu, davanın mahkememiz dosyasında davaya konu sözleşmeye ilişkin ihaleye yönelik olarak Kamu İhale Kurumu tarafından davacının itiraz yolu ile şikayet başvurusunun reddine ilişkin kararının iptali talebine yönelik olduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İfa imkânsızlığı – Genel olarak başlıklı 136/1. maddesi “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.” hükmünü, 136/2. maddesi “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.” hükmünü, 136/3. maddesi “Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmünü, Kısmi ifa imkânsızlığı başlıklı 137/1. maddesi “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.” hükmünü, 137/2. maddesi “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Müspet zarar, imzalanan sözleşme kapsamında borçlunun yükümlülüklerini gereği gibi ve vaktinde yerine getirmiş olması halinde alacaklının mal varlığının gelecek olduğu durum ile mevcut durum arasındaki oluşan fark olarak tanımlanmaktadır. Müspet zarar sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklanan ve kar mahrumiyetini de içerisine alan zarar türüdür. Kar mahrumiyeti sözleşme borçlusu tarafın sözleşme hükümlerine yerine getirmesi halinde mal varlığında oluşma ihtimali olan artıştır. Bu zarar ileriye dönük beklenti kaybı sonucunu doğuran zarardır. Menfi zarar ise, imzalanan sözleşmede taraflardan birisinin yükümlülüklerini yerine getireceğine inandığı karşı tarafın sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Tarafların sözleşme imzalamamaları halinde yapmayacakları, ancak sözleşme imzalanması nedeniyle yaptıkları zararlar bu kapsamda değerlendirilmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 136/1. maddesine göre borcun yerine getirilmesi borçluya yüklenmeyen durumlar sonucu imkansız hale gelirse borç sona erecektir. İmkansızlık hali sözleşme öncesi olabileceği gibi sözleşmenin imzalanmasından sonra da ortaya çıkabilecektir. Sözleşme öncesi imkansızlık halinde sözleşme konusu işin başkaları tarafından da yerine getirilmesi mümkün olmayacaktır. Sözleşme sonrası imkansızlık hali ise iki şekilde ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan birincisi, sözleşme öncesi mevcut olmayan ve sözleşme imzalanmasından sonra ortaya çıkan imkansızlık halidir. Bu durumda borç sona erer ve borçtan kurtulan taraf diğer taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermekle yükümlü hale gelir ve başkaca bir hak talebinde bulunamaz, zarar istemi dinlenemez ve sadece borcun yerine getirilmesinden önceki zararlarını isteyebilir. İkincisi ise sözleşme sonrası imkansızlık halidir ve kusurlu olan taraftan zarar talebinde bulunulabilir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, taraflar arasında Yıldızeli Kanalizasyon ve Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatına ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında yer tesliminin yapıldığı, dava dışı … tarafından ihaleye yönelik olarak yapılan itiraz yolu ile şikayet başvurusu sonrasında … 23. İdare Mahkemesi tarafından verilen karardan sonra ihale kapsamında en uygun teklifi verenin dava dışı … olduğunun tespiti ile davacı ile imzalanan sözleşmenin sonlandırılmasına ve tasfiyesine karar verildiği, ancak ihaleye ilişkin işe yönelik olarak iş sahibi Yıldızeli Belediye Başkanlığı tarafından alınan karar sonrasında ihalenin iptaline karar verildiği, geçerli olarak kurulan sözleşmede tarafların sözleşmeye uygun hareket etmelerinin ve edimlerini yerine getirmelerinin gerektiği, ihalenin iptal edilmesinde ve imzalanan sözleşme ilişkisinin sonlandırılmasında davacıların oluşturduğu iş ortaklığının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı idarenin ise sözleşmenin sonlandırılmasında kusuru bulunmamakla birlikte sözleşme öncesi döneme ilişkin olarak gerekli özeni göstermemek suretiyle sözleşmenin imzalanmasına neden olduğu, sözleşmenin sözleşme sonrası imkansızlık hali sebebiyle sona erdiği, sözleşmenin sonlandırılmasında davacı ile davalıya doğrudan yöneltilebilecek bir kusur bulunmaması nedeniyle tarafların kar kaybı, alacak ve başka bir sözleşme imzalanmamasından kaynaklanan zarar gibi müspet zararlarına ilişkin olarak birbirlerinden istemde bulunamayacakları, ancak Yargıtay kararlarında da kabul edildiği üzere sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan ve sözleşme ilişkisi kurulmamış olması halinde yapılmayacak olan menfi zararlar yönünden talepte bulunabilecekleri, taraflar arasında yapılan sözleşme konusu işin işe başlanılmasından önce sonlandırılması nedeniyle davalı idare oluşan herhangi bir yararının yada zararının bulunmadığı, davalı iş ortaklığının ise sözleşmenin imzalanması nedeniyle kamu ihale kurumu payı, karar pulu, sözleşme pulu, kesin teminat mektubu komisyonu, katma değer vergisi, damga vergisi, muhtasar, sosyal güvenlik kurumu primi, kamu ihale kurumu itiraz yolu ile şikayet bedeli, araç kira bedeli, araç yakıt bedeli, ofis kira bedeli, personel maaşı adı altında giderler yaptığı, belirtilen bu giderlerin Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da yer aldığı üzere iadesi talep edilebilecek menfi zarar kapsamında bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile de bu durumun tespit edildiği anlaşıldığından kar kaybı ve başka sözleşme imzalanmaması nedeniyle oluştuğu belirtilen müspet zarar talebine yönelik davanın reddine, menfi zarar talebine yönelik davanın ise kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay 6. HD. 11/10/2021 tarih, 2021/325 e, 2021/749 k; Yargıtay 15. HD. 14/10/2020 tarih, 2019/3562 e, 2020/2779 k).
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) (a) Müspet zarara ilişkin olarak açılan davanın REDDİNE,
(b) Menfi zarara ilişkin açılan davanın KABULÜ ile 296.564,32 TL alacağın DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 20.258,31 TL harçtan, dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 5.250,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.309,30 TL harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 14.949,01 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin, 2,29 TL’sinin DAVACIDAN; 1.357,71 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı, 111,00 TL tebligat ücreti, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 0,60 TL posta gideri, 2,50 TL dosya kapak gideri toplamı 3.173,40 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 3.168,06 TL’si ile dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harç ve yargılama sırasında yatırılan 5.250,00 TL ıslah harcı toplamından oluşan 8.477,36 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 29.209,50 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır

Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.