Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/186 E. 2022/222 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/186 Esas – 2022/222
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/186 Esas
KARAR NO : 2022/222
HAKİM …
KATİP :…
DAVACI : …
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARAR YAZMA TARİHİ : 18/04/2022
Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı şirket tarafından davalı şirkete malzeme temin edilmesi konusunda karşılıklı anlaştıklarını, davacı firmaya kırılmış … malzemesi için anlaşılmış olup söz konusu malzemeleri edimi yerine getirdiğini, faturalardan ve cari hesap ekstrelerinden anlaşıldığı gibi ürünleri temin ederek edimi yerine getirdiği, davalı tarafın cari hesaptan kaynaklı borcunu ödemediğini, buna göre toplam 12.442,76 TL alacağı için Ankara … İcra Müdürlüğünün 2017/22062 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın haksız şekilde itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Yetki itirazında bulunduklarına, sözleşmenin ifa yerinin …olduğunu, adreslerinde …olduğunu, yetki konusunda bir sözleşme bulunmadığını, …AHM’ne dosyanın gönderilmesini talep ettiklerini, davacı şirket ile taş alımı ve kum alımı konusunda anlaştıklarını, fazladan taraflarından fatura edilen miktarın 6.690 TL olduğunu, bu miktara ilişkin taraflarınca alacaklıya iade fatura kesildiğini, alacıklıya kalan borçlarının 5.500 TL olup, bu miktarın alacaklı tarafın kabul edilmediğinden arabulucuk aşamasında da anlaşamadıklarını, anlaşma miktarları dışındaki miktar üzerinden fatura keserek haksız bir talepte bulunulduğunu beyanları doğrultusunda davanın reddini savunmuştur.
Dava, faturaya davayı cari hesaptan kaynaklı para alacağından kaynaklanmakta olup Türk Borçlar Kanunun 89.maddesine göre para alacaklarında, davacı kendi yerleşim yerinde de dava açabiliceğinden, buna göre davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, tüm deliller toplandıktan sonra dosya Muhasebe ve Finansman ABD bilirkişisi…’e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 22/10/2021 tarihli raporda, Dosya kapsamı, davacıya ait ticari defter kayıtları ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Davacı tarafın ticari defterlerinin belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığını, davacı tarafın ticari defterleri gözönünde bulundurulduğunda 29.11.2017 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 12.442,76-TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın faturalarda 04 Kırılmış … malzemesinin birim fiyatının yanlış yazılmış olmasından kaynaklı olarak fazladan alacak tahsil edildiğini iddia ettiği 15 adet faturaya ilişkin irsaliyeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde bu faturalara konu kumun teslim edildiğinin anlaşıldığını, 15 adet faturada yer alan toplam 5.093,48 ton kumun birim fiyatının 7,75-TL değil de 7,25-TL alınması durumunda 5.093,48 x (7,75 – 7,25) = 2.546,74-TL fiyat farkı çıktığını, Mahkemenin faturada yer alan birim fiyatın yanlış yazılmış olduğuna kanaat getirmesi halinde 29.11.2017 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 12.442,76 – 2.546,74 =) 9.896,02-TL alacaklı olduğunu, Mahkemenin faturada yer alan birim fiyatta bir yanlışık olmadığına kanaat getirmesi halinde 29.11.2017 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 12.442,76-TL asıl alacaklı olduğunu, davalının 01.04.2021 tarihinde davacıya yapmış olduğu 5.500,00-TL tutarlı ödeme dikkate alınarak taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin netleştirilmesi durumunda davacının davalıdan alacağının (12.442,76 – 5.500,00 =) 6.892,76-TL olduğunu, takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faiz talebinin yerinde olduğunu, davalı tarafa ait ticari defterlerin ve belgelerin de incelenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 03/11/2021 tarihli 2 nolu celsesinin 2 nolu ara kararında davalı tarafın tanık olarak belirttiği … ve …’in dinlenmesi için …Asliye Hukuk Mahkemesine ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla ) talimat yazılmasına karar verilmesi üzerinde …Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/61 talimat sayılı dosyası ile alınan tanık beyanlarında
Davalı tanığı …’in alınan beyanında: ” Ben davalı ….. LTD. ŞTİ bünyesinde 2014 yılından beri çalışıyorum. Halen çalışmaya devam etmekteyim. Ben davalı şirket bünyesinde muhasebe elemanı olarak çalışmaktayım. Davacı şirket tarafından davalı şirkete malzeme satışı yapılmıştı ve buna ilişkin tüm ödemeleri eksiksiz olarak yaptık. Davacı şirket tarafından davalı … şirketine … malzemesi satışı yapılmıştı buna ilişkin ödemeleri muhasebe elemanı olmam nedeniyle bizzat ben yapıyordum. Davacı tarafça iddia edilen 12.442,76 TL borcun 7.000 TLsi şirketimizce ödendi geri kalan miktar ise malzemelerdeki birim fiyat farkından dolayı ödemesi yapılmadı, buna ilişkin iade faturası da kesildi. Şirketimizin davacı şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Olay hakkında görgüm ve bilgim bundan ibarettir. Tanık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı …’ın alınan beyanında; ” Ben davalı ….. LTD. ŞTİ bünyesinde 2017-2019 yılları arasında İnşaat Mühendisi olarak çalıştım. Dava konusu edilen ödeme noktasında benim herhangi bir bilgim yoktur. Benim işim gereği muhasebe işleriyle herhangi bir alakam yoktu. Olay hakkında görgüm bilgim bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur .” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SMMM bilirkişi… tarafından düzenlenen 03/03/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamı, davacıya ait ticari defter kayıtları ve sunulan belgeler üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Davacı tarafa ait ticari defter kayıtlarına göre, 29.11.2017 takip tarihi itibariyle 15 adet faturada yer alan toplam 5.093,48 ton kumun birim fiyatının 7,75-TL değil de 7,25-TL alınması durumunda 5.093,48 x (7,75 – 7,25) = 2.546,74-TL fiyat farkı çıktığı, faturada yer alan birim fiyatın yanlış yazılmış olduğuna kanaat getirmesi halinde 29.11.2017 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 12.442,76 – 2.546,74=) 9.896,02-TL alacaklı olduğu; faturada yer alan birim fiyatta bir yanlışlık olmadığına kanaat getirmesi halinde 29.11.2017 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 12.442,76-TL asıl alacaklı olduğunu,26.03.2021 dava tarihinden sonra davalının 01.04.2021 tarihinde davacıya yapmış olduğu 5.500,00-TL tutarlı ödeme dikkate alınarak taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin netleştirilmesi durumunda davacının davalıdan alacağının (12.442,76 – 5.500,00 =) 6.892,76-TL olduğunu, Tanık …’in beyanına göre 12.442,76-TL bakiyenin 7.000,00-TL’sinin davalı şirket tarafından ödendiği belirtilmiş olsa da davacı tarafın ticari defterlerinde 7.000,00-TL tutarlı bir tahsilat kaydı yer almadığından davalı taraf ticari defterlerinin ve ödeme belgelerinin incelenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, davacı ile davalı arasında ticari alım satımdan kaynaklı cari hesaba dayalı başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre cari hesaba dayandığı alacağının mevcut olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, davalı tarafında kendi kayıt ve defterlerine göre davacı alacaklıya karşı borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarının ne olduğu, ayrıca yetki itirazının değerlendirilmesine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma ile birlikte Ankara … İcra Dairesinin 2017/22062 Esas sayılı icra dosyası, tarafların ticari defter ve kayıt bilgileri ile birlikte toplanan tüm deliller ile birlikte alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişinin kök ve ek raporunda belirtildiği üzere; faturada yer alan birim fiyatta bir yanlışlık olmadığına kanaat getirilmesi halinde 29.11.2017 takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan bakiye 12.442,76-TL asıl alacaklı olduğu tespit edilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan rapor denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek, faturada yer alan birim fiyatta bir yanlışlık olduğunu davalı taraf, HMK.nun 190. maddesi ve TMK.nun 6. Maddesi kapsamında ispat edememiş olup ayrıca 26.03.2021 dava tarihinden sonra davalının 01.04.2021 tarihinde davacıya yapmış olduğu 5.500,00-TL tutarlı ödeme dikkate alınarak taraflar arasındaki borç alacak ilişkisine göre, davacının davalıdan alacağının (12.442,76 – 5.500,00 =) 6.892,76-TL olduğu tespit edilmek ile, buna göre davanın kabulüne karar verilerek, davalının icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca iptali ile, 12.442,76 .TL asıl alacağın dava tarihinden sonra ödenen 5.500,00 TL’nin mahsubu ile icra takibinin toplam 6.892,76 .TL üzerinden icra takibinde belirtilen şekilde faiz işletilecek şekilde takibin devamına, karar verilmiş olup ayrıca alacak likit olduğundan takip tarihindeki asıl alacak üzerinden davalı taraf icra inkar tazminatına mahkum edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-)Davanın KABULÜ İLE, Davalının, Ankara … İcra Dairesinin 2017/22062 Esas sayılı ilamsız icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca İPTALİ İLE, 12.442,76 .TL asıl alacağın dava tarihinden sonra ödenen 5.500,00 TL’nin mahsubu ile icra takibinin toplam 6.892,76 .TL üzerinden icra takibinde belirtilen şekilde faiz işletilecek şekilde TAKİBİN DEVAMINA,
2-)Asıl alacak likit olduğundan İİK’nun 67.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan 2.488,55 -TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 470,84.TL karar ve ilam harcının, dava açılışında davacıdan alınan 212,50 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 258,34.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13.maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 212,50 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 184,60 TL tebligat ücreti, 600,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.056,40.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/04/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸