Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/179 E. 2021/429 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/179
KARAR NO : 2021/429

DAVA : Alacak (Sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında frahnchise işi için görüşmeler yapıldığını, görüşmeler sonucunda asıl sözleşmenin iki gün sonra yapılması ve giriş bedeli olarak belirlenen miktardan düşülmesi kaydı ile 125.000,00 TL ödeme yapılmasına ilişkin protokol düzenlendiğini, davacı tarafından 125.000,00 TL bedelin ödendiğini, ancak daha sonra taraflar arasında asıl sözleşmenin imzalanmadığını, sözleşmenin kurulamamasında davacının kusurunun bulunmadığını, davacı tarafından yapılan ödemenin sözleşmenin kurulamaması nedeniyle iadesi için davalı hakkında takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek Ankara … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında franchise işi için protokol imzalandığını, davalıya ait markanın franchise’nin 250.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devredileceğinin kararlaştırıldığını, protokol uyarınca davacının yetkilendirildiğini, ancak daha sonra davacının başkaca isteklerde bulunduğunu, davalı şirket tarafından taleplerin karşılanmaya çalışıldığını, ancak daha sonra davacı tarafından sözleşme imzalanmaksızın ihtarname ile ödediği bedelin iadesinin istenildiğini, davacının sözleşmeyi imzalamaması nedeniyle davalı şirketin zarara uğradığını, davacının sözleşmeyi hiçbir sebep olmaksızın haksız olarak feshettiğini, davalının uğradığı olumlu ve olumsuz zararların karşılanmasının gerektiğini belirterek davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava, sözleşmenin feshi nedeniyle yersiz yere ödendiği belirtilen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine yöneliktir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde sayılan davalar ve bazı özel kanunlarda belirlenmiş olan davalar (Kooperatifler Kanununun 99.; İcra ve İflas Kanununun 154.; Finansal Kiralama Kanununun 31.; Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi) (mutlak ticari davalar), her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan işlerden kaynaklanan davalar (nispi ticari davalar) ile yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalar (üçüncü grup ticari davalar) ticari dava olarak kabul edilmektedir ve bu davalarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Ticari işletme – Bütünlük ilkesi başlıklı 11/1. maddesi “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” hükmünü, 11/2. maddesi “Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir.” hükmünü, Tacir – Gerçek kişiler başlıklı 12/1. maddesi “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.” hükmünü, Esnaf başlıklı 15/1. maddesi “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.” hükmünü, Esnaf başlıklı 15/1. maddesi “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medenî Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevabın incelenmesinde, davacının herhangi bir kaydının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Düden Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevabın incelenmesinde, davacının işletme hesabı esası usulüne göre vergilendirilmekte olduğunun ve 2020 yılına ait yıllık gelir vergisi beyannamesi ile zarar bildiri yaptığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı, işletme hesabı esasına göre defter tutmaktadır ve tacir değildir.
Davanın dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 77 ila 82. maddeleri arasında düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleridir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu ve tacir olmadığı, davanın sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca çözümlenmesinin gerektiği, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 77 ila 82. maddeleri arasında düzenlendiği ve yukarıda sayılan ticari davalar arasında yer almadığı, bu hali ile davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4, 5, 12, 15, HMK’nin 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİ ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2) HMK’nin 2. maddesi uyarınca davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3) Kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye göndermeyi talep etmeleri halinde dosyanın ANKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4) (a) Süresi içinde yapılan başvuru yapılması ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına,
(b) Süresi içinde başvuru yapılmaması halinde ise HMK’nin 20/1-son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve yargılama giderlerinin verilecek ek kararda hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.