Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/648 E. 2021/447 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/648 Esas – 2021/447

T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/648
KARAR NO : 2021/447

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …

VEKİLİ : Av….

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında …, …, Ereğli, …, Ilgın ve Kastamonu Şeker Fabrikalarında kullanılmak üzere 12.550.000 adet, 50 kilogramlık astarsız polipropilen kristal şeker ambalaj torbası işi ile ilgili olarak sözleşme imzalandığını, … ve Kastamonu fabrikaları için birim torba fiyatının 1,410 TL, …, Ereğli, … ve Ilgın fabrikaları için ise 1,372 TL olarak belirlendiğini, sözleşme bedeline baskı, nakliye, sigorta, ambalajlama, belge hazırlama giderlerinin dahil olduğunu, torbanın hammaddesi olan polipropilenin tek tedarikçisinin… Holding Anonim Şirketi olduğunu, hammadde fiyatının Amerikan doları üzerinde belirlendiğini, sözleşmenin kurulmasından sonra % 37 oranında bir artışın meydana geldiğini, sözleşme ile kararlaştırılan torba bedelinin davacı şirket açısından katlanılamaz derecede düşük kaldığını, sözleşmenin 24.1 maddesi uyarınca artışa gidildiğini ve davacı tarafından davalıya teslim edilmesi gereken torba adedinin 15.050.000 adet olarak belirlendiğini, bu durumun da davacıyı daha zor duruma soktuğunu, dünya genelinde ortaya çıkan salgın nedeniyle sözleşmenin yerine getirilmesinde sorunlar yaşanmaya başlanıldığını, edimler arasındaki dengenin davacının katlanamayacağı şekilde değiştiğini, salgının Türk Borçlar Kanununun 138. maddesi kapsamında olağanüstü sebep olduğunu, meydana gelen kur artışı, hammadde fiyatında gerçekleşen olağanüstü artış, salgın hastalık dikkate alındığında sözleşmenin imzalandığı anda taraflar arasında var olan dengenin davacı şirketin katlanamayacağı şekilde değiştiğini ve bozulduğunu belirterek dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere … ve Kastamonu fabrikaları için torba fiyatının 2,115 TL, …, Ereğli, … ve Ilgın fabrikaları için ise 2,058 TL olarak belirlenmek suretiyle sözleşmenin uyarlanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, aşamalarda taleplerini ve beyanlarını tekrarlamıştır.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında 12.550.000 adet torbanın satın alınması hususunda sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 24.1 maddesi uyarınca yapılan artış ile torba adedinin 15.550.000 adet olarak belirlendiğini, sözleşmeye konu ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine uygun şekilde yürütüldüğünü, ihale hususunun davacının da aralarında bulunduğu 13 adet firmaya bildirildiğini, bildirim tarihi ile ihale tarihi arasında 30 günlük süre bulunduğunu, süresi içerisinde herhangi bir şikayet başvurusunun bulunulmadığını, şartnamenin 45. maddesi ile fiyat farkı hesaplanmayacağının düzenlendiğini, sözleşmenin 14. maddesinde ise fiyat farkına ilişkin sözleşme imzalanmasından sonra değişiklik yapılamayacağının yazılı olduğunu, davacı şirketin uzun yıllardır belirtilen sektörde faaliyet gösteren bir firma olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etmesinin gerektiğini, ihale dokümanlarını ve şartnameyi incelemek suretiyle ihaleye katılıp katılmayacağını değerlendirmesinin gerektiğini, ihalenin salgının başlamasından 3 ay sonra yapıldığını, ticari ve sosyal hayata ilişkin kısıtlamaların ihale tarihinden önce gerçekleştiğini, davacının salgın koşullarını bilmesine rağmen ihaleye katıldığını, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve fiyat artışlarının mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceğini, bu süreçte yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde sözleşmeler ile ilgili olarak ek süre verilebileceği ile sözleşmenin fesih yoluna gidilebileceğinin düzenlendiğini, fiyat farkı ödemesi yapılmasına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını, sözleşme konusu torbanın üretiminde kullanılan ürünün fiyat farkı verilmesini düzenleyen esaslara ilişkin düzenlemede yer almadığını, aynı ihalede diğer fabrikaların temini işini üstlenen firmaların fiyat farkı talebinin bulunmadığını, taleplerin haksız rekabet oluşmasına neden olabilecek nitelikte bulunduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, aşamalarda taleplerini tekrarlamıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme bedelinin uyarlanması talebine yöneliktir.
Uyuşmazlık, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi hususunda taraf menfaatlerini etkiler nitelikte zorunlu bir koşulun bulunup bulunmadığı, imzalanan sözleşme, eki şartnameler ile ilgili mevzuat hükümlerine göre değişen koşullar nedeniyle sözleşmenin uyarlanması şartlarının oluşup oluşmadığı ile oluştuğunun kabul edilmesi halinde sözleşme hükümlerinin ne şekilde uyarlanmasının gerektiği hususlarına ilişkindir.
Dava dışı… Holding Anonim Şirketi tarafından sözleşme konusu torbaların üretilmesinde kullanılan polipropilenin 09/06/2020 – 30/12/2020 tarihleri arasında oluşan günlük satış fiyatı çizelgesi dosyaya gönderilmiştir.
Davalı tarafından Ağrı, …, …, …, Elazığ, Erciş, Ereğli, …, Ilgın, Kars, Kastamonu, Malatya, Susurluk, Uşak ve Yozgat fabrikaları için kristal şeker ambalaj torbası alımına ilişkin olarak ihale yapıldığı, ihalelere davacının da yer aldığı 9 farklı firma tarafından teklif verildiği, …, …, Ereğli, …, Ilgın ve Kastamonu fabrikaları için en uygun teklifin davacı tarafından verildiği, diğer fabrikalar için ise katılan diğer firmalar tarafından en uygun teklifin verildiği, ihaleyi düzenleyen idare tarafından … fabrikası için yaklaşık maliyetin 1,7430 TL, … fabrikası için 1,7402 TL, Ereğli, … ve Ilgın fabrikası için 1,7222 TL, Kastamonu fabrikası için 1,7285 TL olarak belirlendiği, davacı tarafından … ve Kastamonu fabrikası için 1,4100 TL, …, Ereğli, … ve Ilgın fabrikası için 1,3720 TL olacak şekilde teklif verildiği ve belirtilen fabrikalar için davacı ile 17/07/2020 tarihinde ihale sırasında vermiş olduğu teklifler dikkate alınmak suretiyle davalı idare ile yüklenici davacı arasında 2020 yılı 12.550.000 adet, 50 kilogramlık Astarsız Polipropilen KristalŞeker Ambalaj Torbası Mal Alım Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme bedelinin TL üzerinden, süresinin 300 gün ve işe başlama tarihi ise sözleşmenin imzalanmasını takip eden ilk iş günü olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Sözleşmenin 14.1. maddesi ile mücbir sebepler veya idareden kaynaklanan nedenlerle işin bitim tarihinin süre uzatımı verilmek suretiyle uzatılması hali dışında fiyat farkı hesaplanmayacağının ve sözleşmenin imzalanmasından sonra fiyat farkına ilişkin hususlarda değişiklik yapılamayacağının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından 26/08/2020 tarihinde davalı idareye sözleşme bedelinin uyarlanması yönünden başvuruda bulunulduğu, davalı idare tarafından ise 01/09/2020 tarihli yazı ile sözleşmenin 14. maddesi hükmü gerekçe gösterilmek suretiyle talebin uygun bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Aşırı ifa güçlüğü başlıklı 138/1. maddesi “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu hükümleri ve diğer yürürlükte bulunan kanun hükümlerinde sözleşme serbestliği ilkesi kabul edilmiştir. Bu ilkeye göre, sözleşme yapıldığı şartlarda aynen uygulanmalıdır. Sözleşme koşulları taraflar için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan ortaya çıkan nedenlerle değişmiş olsa bile taraflar sözleşmedeki edimlerini aynen yerine getirmekle yükümlüdürler. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereğidir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, taraflar arasında 17/07/2020 tarihinde TL bedel üzerinden …, …, Ereğli, …, Ilgın ve Kastamonu Şeker fabrikaları ile ilgili olarak 2020 yılı 12.550.000 adet, 50 kilogramlık Astarsız Polipropilen KristalŞeker Ambalaj Torbası Mal Alım Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 24. maddesi uyarınca iş artışının yapıldığı, dava dışı… Holding Anonim Şirketi yazı cevabı ekinde bulunan çizelgeye göre sözleşmenin imzalandığı 17/07/2020 tarihi ile 31/12/2020 tarihleri arasında Amerikan doları kurunda meydana gelen dalgalanmalar nedeniyle zaman zaman artışların, zaman zaman ise düşmelerin olduğu, dünya genelinde Covid19 salgını vakalarının 2019 yılı sonlarında, ülkemizde ise 2020 yılı Mart ayı içerisinde görülmeye başladığı, salgın nedeniyle 2020 yılı Mart ayı ile Haziran ayı arasında ticari ve ekonomik hayatı etkileyebilecek nitelikte tedbirlerin alındığı, 2020 yılı Haziran ayından itibaren ise kademeli normalleşme olarak belirlenen tedbirlerin uygulanmaya başladığı, sözleşmeye konu ihalenin yapıldığı, sözleşmenin imzalandığı ve sözleşme gereği tarafların edimlerinin yerine getirilmesi gereken tarihlerde kademeli normalleşme tedbirlerinin uygulanmaya devam ettiği, davacının ihaleye katılmak için sunmuş olduğu belgelere göre ihaleye konu işlerin yapılmasına ilişkin sektörde faaliyet gösterdiği, ticari faaliyetlerinin bu kapsamda olduğu, davalı idare tarafından her bir fabrika için belirlenen yaklaşık maliyet birim fiyatını da dikkate almak suretiyle ihalelere katıldığı, davacı tarafından en uygun teklifin verildiği ihalelere başkaca firmaların katılımının da bulunduğu, davacının fiyat farkına ilişkin olarak şartnamede ve sözleşmede belirtilen hükümleri kabul etmek suretiyle sözleşmeyi imzaladığı, ihale şartnamesinin 45. maddesi ile sözleşmenin 14. maddesinde belirtilen hususlar dışında fiyat farkı verilmeyeceğinin düzenlendiği, günümüz ülke koşullarında döviz dalgalanmalarının oluşabileceğinin öngörülebilir olduğu, davacının oluşabilecek olan kur artışını basiretli bir tacir gibi ön görmesinin gerektiği, dava konusu sözleşmeye konu işin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslara İlişkin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen işler arasında yer almadığı, Anayasanın 48. maddesi ile TBK’nin 26. maddesi dikkate alındığında tarafların sözleşme ile bağlı oldukları ve sözleşme konusu edimlerini yerine getirmelerinin gerektiği, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme konusu malın üretiminde kullanılan hammadde fiyatında meydana gelen artışın tek başına sözleşmenin uyarlanması için yeterli olmadığı, kaldı ki sözleşme bedelinin TL olarak belirlendiği, mevcut hali ile ön görülemezlik koşulunun dava konusu olayda gerçekleşmediği ve sözleşmenin uyarlanması yada fiyat farkı verilmesi şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay HGK 28/11/2019 tarih, 2017/13-515 e, 2019/1233 k).
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, dava açılışında alınan 170,78 TL peşin harç harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.