Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/572 E. 2021/320 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA “
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/572 Esas
KARAR NO : 2021/320

DAVA : Manevi Tazminat ( Haksız Fiilden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 29/04/2021
Mahkememize, Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı gelen davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı vekilinin Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin…bünyesi altında bulunan ve özel güvenlik alanında oldukça başarılı bulunan ve 66 ilde faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davalı şirket tarafından Kamu İhale Kurumuna yapılan 05/07/2017 tarihli başvuruda ” … şirketinin özel güvenlik faaliyet belgesinin OHAL kapsamında iptal edilip daha sonra iade edilmiş olsa da hala bu tarz konular ile anıldığı ve… Şirketi, … Güv.Ltd.Şti. Ve bölünmeden doğan… Özel Güv. Hizm. Ltd.Şti. ve Vadi Güvenlik Şirketi’nin dolaylı yoldan bir firma olduğunun düşünüldüğü…” beyan edildiğini, bu beyanla müvekkili firmanın FETO ile bağlantısını iddia eden davalı şirket, müvekkiline çok büyük zarar verdiğini, itibar kaybına sebep olduğunu, müvekkili şirketin kişilik haklarının zedelendiğini belirterek 40.000,00 TL manevi tazminatın 05/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davalı vekili Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, öncelikle yetki ve görev itirazında bulunarak, açılan davanın yerinde olmadığını, müvekkili şirketin Kamu İhale Mevzuatı ve Kamu İhale Kurul Kararları doğrultusunda Anayasal hakkı olan itiraz hakkını kullandığını, hak arama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli 2017/530 Esas, 2018/622 Kararı ile davacının manevi tazminat talebi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin bu kararını davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …Dairesinin 2019/781 Esas, 2020/1136 kararı ile; ” …Eldeki dosyada; taraflar tacir olup; davalı tarafın ticari faaliyeti sırasında dava konusu şikayeti gerçekleştiği iddia olunmuştur. Bu eylem her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgilidir. Tarafları da tacir olan uyuşmazlığın ticari dava olarak asliye ticaret mahkemesinde görülüp çözülmesi gerekmektedir. …Şu durumda, davalı şirketin ticari faaliyeti çerçevesinde davacı ve dava dışı şirketi Kamu İhale Kurumuna şikayet etmesinden kaynaklanan tacirler arası tazminat davasına bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mahkemesi değil, asliye ticaret olduğu gözetilerek mahkemenin görevli olması dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ” karar verilmesi nedeniyle dosya Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı ile Uyap üzerinden mahkememize tevzi edilmesi üzerine, mahkememizin esas numarasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından davacı şirket hakkında kamu ihale kurumuna yapılan itiraz dilekçesinde belirtilen iddialar karşısında kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiasına dayanılarak açılmış olan manevi tazminat davasıdır.
Davacı ve davalı şirketlerin özel güvenlik alanında resmi kurumlar tarafından yapılan ihalelere iştirak eden firmalar olduğu, davacı şirketin iştirak ettiği bir ihalede, davalı şirketin kamu ihale kurumuna 05/07/2017 tarihinde yaptığı başvuruda “davacı şirketin özel güvenlik faaliyet belgesinin OHAL kapsamında iptal edilip, daha sonra iade edilmiş olsa da hala bu tarz konular ile anıldığı …. ” ifade edilmiş olup, tazminata, dava konusu edilen dilekçenin bu dilekçe olduğu anlaşılmıştır.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır. ( Yargıtay…Dairesinin 2018/5207 Esas, 2019/2590 Kararı)
Somut olayda, davacı şirketin 25/05/2017 tarihinde yapılan 6 aylık özel güvenlik ihalesine katıldığı, ihaleyi… Güvenlik firmasının kazanması üzerine, davalı firmanın 16/06/2017 tarihinde ihaleyi yapan idareye itiraz hakkını kullandığı, itiraza cevap verilmemesi üzerine kamu ihale kurumuna itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde ihaleyi kazanan… firması ile ilgili bir takım itirazlarda bulunulduğu, bu firmanın… firması ile bağlantılı olduğu ve… firmasının OHAL kapsamında özel güvenlik faaliyet belgelerinin iptal edildiği, bu nedenle basında çıkan haberlerde dikkate alınarak soruşturma yapılması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmış olup, yargılama sırasında Kamu İhale Kurum Başkanlığına davalının itirazına konu olay ile ilgili müzekkere yazılmış, gönderilen 18/07/2018 tarihli yazı cevabında; … Koruma ve Eğitim Hizm.Ltd.Şti.’ne ait “Özel Güvenlik Eğitim Kurum Faaliyet İzin Belgesi” nin iptal edildiği bildirilmiş olmakla, davalı firmanın Kamu İhale Kurumuna yaptığı itirazın gerekçesiz ve dayanaksız bir itiraz olmadığı, yasal itiraz hakkının kullanıldığı sonuç ve kanaatine varılarak davacının manevi tazminat talebi yerinde görülmeyerek, davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davacının davasının REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.TL harçtan, dava açılışında alınan 683,10 TL peşin harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 623,80.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3.maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.