Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/559 E. 2021/400 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/559 Esas – 2021/400
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/559
KARAR NO : 2021/400

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2015
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/06/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde ve 10/12/2015 tarihli talep açıklama dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında 26/09/2012 tarihinde … (… ) – … (Kuzey) Elektrik İletim Hattı Teklif Birim Fiyat Yöntemli Anahtar Teslimi İşine Ait Yapım İşi” ile ilgili olarak sözleşme imzalandığını, davacının sözleşme kapsamında çift devre elektrik iletim hattı tesisi kapsamında 41 adet direğin alt montaj, üst montaj ve tel çekimi ile tek devre elektrik iletim hattı tesisi kapsamında 373 adet direğin alt montaj, üst montaj ve tel çekimi işlerini yaparak teslim etmeyi yüklendiğini, 05/10/2012 tarihinde yer teslim tutanağının düzenlendiğini, işin bitirilme tarihinin 27/05/2014 olduğunu, sözleşme konusu işe ait güzergah üzerinde orman arazileri ile özel mülkiyete konu taşınmazla ile ilgili olarak izin, kamulaştırma, el koyma gibi idari ve hukuki işlemlerin sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi hükümleri uyarınca davalı tarafından yerine getirilmesi gerekirken yerine getirilmediğini, davacının kendisinden kaynaklanmayan olumsuzluklara rağmen işin büyük bir kısmını tamamladığını, davalının kendi iç yazışmalarında kusurlu olduklarının kabul edildiğini, teminat mektuplarının geçerlilik sürelerinin davalının talebi ile uzatıldığını, yer tesliminin gereği gibi yapılmamış olması nedeniyle şantiye, malzeme, makine, ekip/ekipman sorunlarının ve ek maliyetlerin oluştuğunu, işin yapımı için ön görülen sürenin dolması üzerine yapılan süre uzatım taleplerine davalı tarafından olumlu cevap verilmediğini, işin bitirilmesi için ön görülen sürenin bitmesine rağmen davalı tarafından gecikme cezasının uygulanmadığını, sözleşmeye göre işe başlama tarihi olarak fiili yer teslim tarihinin esas alınmasının gerektiğini, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği halde işin yapılmasını istediğini, sonrasında sözleşmenin haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli şekilde feshedildiğinin bildirildiğini, sözleşmenin feshi nedeniyle davacı hakkında tasdik edilen konkordato projesinin de olumsuz olarak etkilendiğini, davalının kendi kusuru ile işin gecikmesine neden olmasına rağmen sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, teminatların nakde çevrilmesini sağladığını belirterek her türlü zarar, alacak ve tazminat hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalının kusuru nedeniyle yürütülemediğinin tespitine, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmek istenen sözleşmenin ayakta tutulmasına, sözleşmenin ayakta tutulması talebinin kabul görmemesi halinde ise sözleşmenin haksız feshi nedeniyle haksız olarak bloke konulan ve iade edilmeyerek nakde çevrilen 25/09/2012 tarihli teminat mektubu yönünden 20.000,00 TL’nin, her bir hak edişten % 5 oranında yapılan kesintilere karşılık 5.000,00 TL’nin, nakde çevrilen 18/10/2012 tarihli avans teminat mektubuna karşılık 20.000,00 TL’nin ve nakde çevrilen 19/10/2012 tarihli avans teminat mektubuna karşılık 5.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, aşamalarda taleplerini ve beyanlarını tekrarlamıştır.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında yer tesliminin 05/10/2012 tarihinde yapıldığını, işin bitim tarihinin 27/05/2014 olduğunu, yer teslim tutanağı ve davacı tarafından hazırlanıp davalı tarafından onaylanan iş programı uyarınca teminat mektubu karşılığında sözleşme bedelinin % 15 oranında iş avansının davacıya ödendiğini, yapılan işlere karşılık 13 hak ediş düzenlendiğini ve hak ediş ödemelerinin yapıldığını, sözleşmenin genel müdürlük makamının oluru ile feshedildiğini, davacının farklı sözleşmeler ile yüklendiği bir kısım işleri de tamamlamadığını, bir takım projelerdeki saha faaliyetlerinin tamamen durma noktasına geldiğini, davacının tamamlayamadığı sözleşmelerdeki gecikme sebebinin sözleşme konusu işlerin aynı anda yürütülüyor olması nedeniyle yapımında yetersiz kalınması, malzeme temininde güçlükler yaşanması, davacının finansman sıkıntısı çekmesi, alt yükleniciler ile yaşanmış olan anlaşmazlıklar nedeniyle alt yüklenicinin işi bırakması, döviz kurundaki yükselişin sözleşme konusu işlerin maliyetini artırması nedeniyle TL olarak belirlenen sözleşme bedelleri nedeniyle tacir olan davacının bu durumu ön görememesinden kaynaklandığını, ayrıca konkordato ilan eden davacının tüm işlerinde gecikmeler ortaya çıktığını, sözleşme konusu işin bir an önce bitirilmesinin gerekmesine rağmen işlerin durması nedeniyle sözleşmenin feshedilmek zorunda kalındığını, sözleşme kapsamında çift devre kısmında 41 adet direğin tamamının, tek devre kısmında ise 351 adet direğin alt montajlarının yapıldığını, diğer işlerin ise finansal sorunlar nedeniyle yapılamadığını, çift devre direklerin tel çekim çalışmalarının 26/01/2015 tarihinde tamamlandığını, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar eksikliklerin giderilmemesi nedeniyle geçici kabulün yapılamadığını, tek devre kısmına ait işin ise 5.013 tonluk kısmının 1.686 tonluk kısmının tamamlandığını, sözleşme kapsamında yapılmayan işlerin kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmaması ile ilgisinin bulunmadığını, sözleşme kapsamında işin yapılmasını engelleyen araziler yönünden acele el koyma davaları açıldığını ve el koyma kararları alınarak sorunların çözüldüğünü, sözleşme kapsamında kamulaştırma işlemleri ile ilgili evrakların davacıya verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, bir kısım yerlerde ise işin tamamlanmasına rağmen halen kamulaştırma işlemlerinin devam ettiğini, arazi malikleri ile yaşanan sorunların kamulaştırma işleminden kaynaklanmadığını, arazilere verilen zarar bedellerinin ödenmemesinden kaynaklandığını, teminat mektuplarının süre uzatımlarının işin bitirilmesi ile birlikte ödenen avans tutarının düşülmesi suratıyla teminat mektuplarının serbest bırakılması yönündeki ön görü nedeniyle olduğunu, orman izinlerinin sözleşme öncesinde alındığını, sözleşme konusu işin yapımının temin edilecek malzemelere bağlı olduğunu, döviz kurunda meydana gelen artış nedeniyle ek maliyetler oluştuğunu, sözleşme kapsamında fiyat farkına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, davalının kusuru nedeniyle süre uzatımı verilmesi halinde fiyat farkı ödenmesinin düzenlendiğini, tacir olan davacının döviz kurundaki artışları ön görmesinin gerektiğini, davacı tarafından sözleşme konusu iş sırasında sebep olunan zararlar, işçiler tarafından ödenmeyen işçilik alacaklarına ilişkin yapılan başvurular ve davacının diğer alacaklıları tarafından yapılan başvurulan nedeniyle davacı alacağı üzerinde 23.1.287,84 Avro ve 50.688.688,27 TL haciz bulunduğunu, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiş, aşamalarda talep ve beyanlarını tekrarlamıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanan 26/09/2012 tarihli sözleşme konusu işin davalının kusuru nedeniyle yürütülemediğinin tespiti, sözleşmenin ayakta tutulması, mümkün olmaması halinde sözleşmenin haksız feshi nedeniyle tazminat talebine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise, sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, feshedilen sözleşmenin ayakta tutulmasına karar verilip verilemeyeceği, teminatların iadesi koşullarının bulunup bulunmadığı, nakde çevrilen kesin ve avans teminat mektupları nedeniyle alacak talep edilip edilemeyeceği, varsa talep edilebilecek alacak tutarı hususlarına ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda sözleşmenin feshinde tarafların ortak kusurlu olduklarının tespitine, kesin teminat mektubunun ve nakdi kesin teminatın iadesi talebi ile avans teminat mektubuna yönelik talebin reddine dair verilen 21/11/2017 tarih, 2015/1270 esas, 2017/816 karar sayılı kararının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 30/10/2020 tarih, 2020/83 esas, 2020/128 karar sayılı kararı ile davacının tacir olup olmadığının tespit edilmemesi nedeniyle kaldırılmasına karar verilmekle, dosya yazılı sırasına kaydedilerek kaldırma kararı uyarınca yargılamasına devam olunmuştur.
Kaldırma kararı uyarınca davacı tarafından kaldırma kararında belirtilen talep ile ilgili olarak başvurma harcı ve peşin harcın yatırıldığı, Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğüne ve Seğmenler Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan yazılara verilen cevaplara göre ise davacının tacir sıfatına sahip olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 26/09/2012 tarihinde “… (…) – … (Kuzey) Elektrik İletim Hattı Teklif Birim Fiyat Yöntemli Anahtar Teslimi İşine Ait Yapım İşi” sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme hükümlerinde yapım işleri genel şartnamesinin sözleşme eki olarak sayıldığı ve sözleşmenin 06/05/2015 tarihli makam oluru ile davalı tarafından feshedildiği ve feshin davacıya bildiriminin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler Nilüfer ÖNDER, Nejat ÜNLÜ ve Osman Gazi PİRİÇDANE tarafından düzenlenen bilirkişi asıl raporu ile, taraflar arasında imzalanan dava konusu sözleşmenin 4735 sayılı Kanunun 20/a maddesi ve sözleşme kapsamında ek olarak sayılan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47/2-a maddesi hükmüne davalı tarafından haklı olarak feshedildiğinin ve fesih sonrasında teminat mektupları ile ilgili olarak yapılan işlemlerin 4735 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47/5, 6, 7, 10. maddesi hükümlerine uygun olduğunun ve davacının talep edebileceği herhangi bir alacağın bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin rapora karşı itirazları üzerine düzenlenen ve muhalefet içeren 21/12/2016 tarihli ek rapor ile, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı idarenin kusuru nedeniyle davacının sözleşme konusu edimini yerine getirememesi nedeniyle davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin ve irat kaydedilen teminat mektubunun davacıya iade edilmesinin gerektiğinin tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmış, rapor kapsamında bilirkişi Nilüfer ÖNDER tarafından sunulan karşı görüş ile, davalı tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin ve fesih sonrası teminat mektupları ile ilgili yapılan işlemlerin kanuna ve şartnameye uygun olduğunun, yapılan işe ilişkin metraj bulunmaması ve durum tespit tutanağının genel ifadeler ile düzenlenmiş olması nedeniyle kesin hesabın yapılamadığının, dosya kapsamında yer alan bilgilere göre ise davacının 193.093,75 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler Nilüfer ÖNDER, Nejat ÜNLÜ ve Osman Gazi PİRİÇDANE tarafından hazırlanan asıl ve ek rapor arasında oluşan çelişkinin ve tarafların raporlara karşı itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiler Muammer Metin ŞENEL, Semih NAKİP ve Hüseyin Bölükbaşı ÜNAN tarafından hazırlanan 25/04/2017 tarihli rapor ve tarafların itirazları üzerine düzenlenen 09/09/2017 tarihli ek rapor ile, sözleşme konusu işin yapımı sırasında el konacak taşınmaz malların kamulaştırılmasının veya geçici işgaline ilişkin harita, plan, cetveller ve diğer bütün işlemler ile kamulaştırma veya geçici el koyma ile ilgili işlemlerin tamamlanması ile birlikte iş programına uygun olarak kısım kısım davacıya teslim edilmesi sorumluluğunun davalıda olduğunun, sözleşme konusu işin bir bölümünün orman içinden ve özel mülkiyete konu arazilerden geçmesi nedeniyle orman geçiş izinleri, kamulaştırma veya acele el koyma kararı alınmadan temel inşaatlara başlanılmasının mümkün olmadığının, bu hususların sözleşme konusu olmaması nedeniyle davalı tarafından yapılmasının gerektiğinin, davalının belirtilen hususlardaki edimlerini davacının ihtarlarına rağmen gerçekleştirmediğinin, süre uzatımlarını vermediğinin ve buna bağlı olarak fiyat farkı konusunda herhangi bir karar alınmadığının ve bu suretle davacının edimini yerine getirmekte temerrüde düşmesine neden olunduğunun, davalı tarafından edimlerin yerine getirilmemesi halinde Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47. maddesine göre sözleşmenin feshi ile ilgili işlem yapılacağının bildirilmesine rağmen davalının ekonomik olarak güç durumda olması nedeniyle bildirime rağmen yeniden ve istenilen düzeyde çalışmaya başlamaması nedenleriyle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmesinde tarafların ortak kusurlu olduğunun, kesin teminat mektuplarının paraya çevrilerek ceza koşulu olarak gelir kaydedilmesinin hukuka uygun olmadığının, 2.845.320,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun iadesinin gerektiğinin, hak edişlerden yapılan kesintiler nedeniyle oluşan 877.150,94 TL davacı alacağının sözleşme konusu işin yapılması sırasında üçüncü kişilerin arazilerine verilen 64.702,00 TL bedelli zararın davalı tarafından ödenmesi nedeniyle davacı alacağından düşülmesinin gerektiğinin ve 03/12/2015 tarihinde düzenlenen hak edişten sözleşmenin feshi tarihine kadar davacı tarafından yapılan iş bulunması halinde kesin hesap hak edişinde dikkate alınmasının gerektiğinin tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında düzenlenen 05/10/2012 tarihli yer teslim tutanağının sözleşme ve eki Yapım İşleri Genel Şartnamesine uygun şekilde düzenlenmediği, sözleşme konusu işin önemli bir bölümünün orman içinden geçtiği, bir kısım güzergaha ilişkin orman geçiş izninin yer tesliminden 546 gün sonra, bir kısım güzergaha ilişkin orman geçiş izninin ise işin bitim tarihinden 105 gün sonra alındığı, davalı tarafından sözleşme kapsamında davacıya süre uzatımlarının verilmediği ve böylelikle davacının sözleşmeyi yerine getirme hususunda temerrüde düştüğü, davalı tarafından yapılan bildirim ile davacıya tanınan 20 günlük süre içerisinde davacının sözleşme konusu işin yerine getirilmesi hususunda gereken çalışmayı yapmadığı/yapamadığı, davalının gerekli izinleri almaması, davacının ise kendisine yapılan bildirime rağmen sözleşme konusu işin yerine getirilmesi hususunda çalışma yapmaması/yapamaması nedeniyle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin feshinde tarafların ortak kusurlu oldukları, sözleşmenin feshinin tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşması ile sonuç doğurduğu, geri alınmasının mümkün olmadığı, davalı tarafından sözleşmenin feshi hususunda davacıya bildirimin yapıldığı, tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğuran fesih bildirimi nedeniyle sözleşmenin ayakta tutulmasının veya ayakta tutulmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10. maddesi ile sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 45. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmesi durumunda teminatların iade edilebileceği, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında kesin hak edişin düzenlenmediği ve bu nedenle teminatların iadesi koşullarının oluşup oluşmadığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, kullanılan ve hak edişlerden düşülmeyen avans kadar avans teminat mektubunun nakde çevrildiği, bölge adliye mahkemesi kaldırma kararı sonrasında yapılan araştırmaya göre davacının tacir olduğunun tespit edildiği ve bu hali ile mahkememizin görevli olduğu, gerek kaldırma kararı öncesinde toplanan deliller, gerekse kaldırma kararı sonrasında toplanan deliller birlikte değerlendiğinde mahkememizin kaldırma kararı öncesinde vermiş olduğu karardan ayrılmayı gerektirir bir hususun da bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın KISMEN KABULÜ ile,
(a) Taraflar arasında 26/09/2012 tarihinde imzalanan “… (… ) – … – … (Kuzey) Elektrik İletim Hattı Teklif Birim Fiyat Yöntemli Anahtar Teslimi İşine Ait Yapım İşi” SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDE TARAFLARIN ORTAK KUSURLU OLDUKLARININ TESPİTİNE,
(b) Kesin hak edişin düzenlenmemiş olması nedeniyle kesin teminatların iadesi koşullarının değerlendirilmesi mümkün olmadığından KESİN TEMİNAT MEKTUBUNUN ve NAKDİ KESİN TEMİNAT KESİNTİSİNİN İADESİ TALEBİNİN REDDİNE,
(c) Davacı tarafından kullanılan ve hak edişlerde mahsup edilmeyen avans tutarı kadar avans teminat mektubunun nakde çevrildiği anlaşıldığından AVANS TEMİNAT MEKTUPLARININ NAKDE ÇEVRİLEN KISMININ İADESİNE YÖNELİK TALEBİN REDDİNE,
(ç) Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu harca tabi talep yönünden, 59,30 TL nispi harca tabi talep yönünden olmak üzere toplam 118,60 TL harçtan, dava açılışında alınan 853,88 TL peşin harç ile kaldırma kararı sonrasında yatırılan 54,40 TL harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 789,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 5.915,80 TL kaldırma kararı öncesinde yapılan yargılama gideri ile kaldırma kararı sonrasında yapılan 27,50 TL tebligat ücreti ve 54,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 5.997,90 TL’nin davanın kabul niteliği ve taleplerin bir kısmının kabul edilmesi hususu dikkate alınarak 1/2 oranında paylaştırılması suretiyle hesaplanan 2.998,95 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen taleplerin niteliği dikkate alınarak hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen talepler dikkate alınarak hesaplanan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/06/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır

Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.