Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/545 E. 2021/280 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2020/545 Esas
KARAR NO : 2021/280

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’a ait boru hatlarının müvekkili şirket tarafından Çevre Kirliliği Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, 12/12/2018 tarihinde petrol boru hattının Nurdağı Gaziantep’te bulunan 40” çaplı hat borusunun birleşim kaynağında büyük bir kırılma ve patlama meydana geldiğini, kırılma sonucu Gaziantep Gökçedere Köyü’nde yaşayanların arazilerine petrol aktığını ve zarar oluştuğunu, müvekkili şirket tarafından, …’ın yapmış olduğu çevre kirliliğinin giderilmesi ve üçüncü şahısların zararlarının tazminine yönelik masraflardan dolayı …’a 192.593,90 TL ve 455.570,47 USD sigorta tazminatı ödendiğini, patlamaya sebebiyet veren kırılma noktasında, patlamadan 3 buçuk ay önce tamamlanan deplase çalışmasının yapıldığını, bu yapım işinin müteahhidinin davalı şirket olduğunu, deplase yapım işinin tehlikeli madde taşımacılığına ilişkin bir inşaat olduğunu, zorunlu standartlarının … Ham Petrol ve Doğal Gaz Boru Hattı Tesislerinin Yapımı ve İşletilmesine Dair Teknik Emniyet ve Çevre Yönetmeliği ile belirlendiğini, bu yönetmeliğini 5/b maddesine göre zorunlu standartlardan birinin Amerikan Petrol Enstitüsü standardı olduğunu, davalı şirketin yapım işini API 1104 standardına uygun yapıp teslim ettiğini beyan ettiğini, ancak kırılma sonrasında yapılan bilirkişi incelemelerinde deplase işinin API 1104 standardına uygun yapılmadığının tespit edildiğini, hasardan bir gün sonra …’ın, davalı şirkete ayıplı ifa sebebiyle ihbar yaptığını, ancak cevap verilmediğini, ayıplı ifa sebebiyle müvekkili sigorta şirketinin maddi zararı oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 192.593,90 TL ve 455.570,47 USD tazminatın ihbar tarihi olan 13.12.2018’den itibaren işleyecek 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek orandaki ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyanın, davacının müvekkili şirket, davalısı … olan … Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, sözleşme hükümleri uyarınca, … Sigorta AŞ ile yapım işine istinaden “All Risk Sigortası” yaptırdığını, davanın … Sigorta AŞ’ye karşı açılması gerektiğini, müvekkili şirket ile … arasında 11/01/2016 tarih ve 310 sayılı “Gaziantep İli Nurdağ İlçesi Ham Petrol Boru Hatlarının Deplasesi Yapım İşine Ait Sözleşme” imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkili şirketin Ham Petrol Boru Hattı yapılma işini üstlendiğini, 12/12/2018 tarihinde söz konusu işe ilişkin LV 16B ana vanasında bir patlama meydana geldiğini, petrol sızıntısı olduğunu ve boru hattının zarar gördüğünü, müvekkili şirketin, yapım aşamasında, sözleşme, idari şartname ve ilgili mevzuat uyarınca üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, yapılan yazışmalarda, boru et kalınlıklarının hatalı olduğunun dava dışı idareye birçok kez bildirildiğini, ancak gerekli boruların temininin sağlanmadığını ve mevcut borularla yapım işine devam edilmesi talimatı verildiğini, vana istasyonu yerinin uygun olmadığı yönündeki uyarıya ise dava dışı idarenin bir komisyon kurarak proje mahaline geldiğini, ancak vana yerinin uygun olduğu yönünde müvekkili şirkete bildirim yapıldığını, ihale sözleşmesi ve eklerinde bulunan Nurdağı İlçesi Bölümündeki HPBH Deplasesi Yapım İşi Kapsamı (Özel Teknik Şartname) de belirtilen İKY 200 Tasarım İşleri kapsamında, “Yüklenici bu iş kalemi kapsamında aşağıdaki listede belirtilen projeleri yapım öncesinde İdare’nin onayına sunacaktır.” hükmü gereği 27/07/2016 tarih ve 064 sayılı yazıda, sözleşme gereği istasyon içi hat borularının idarenin uhdesinde olduğu belirtilerek REV A istasyon mekanik projelerinin hazırlanabilmesi için dava dışı … tarafından sağlanacak istasyon içi hat borularının (Özel Teknik Şartname) İKY 430 Sabit Tesisleri İçin Ekipman Temin ve Montajı başlıklı maddesi gereği et kalınlığının bildirilmesinin talep edildiğini, dava dışı …’ın 18/08/2016 tarihli cevap yazısında, “sözleşme ekinde bulunan EK 2-A, EK 2-B, EK 2-C kısımlarında belirlenen boru et kalınlığı dağılımının belirtildiği, yatay mesafede lokasyonları belli olan vana istasyonlarına boru et kalınlıklarınını bu dağılıma uygun olarak belirlenmesi gerektiği”nin ifade edildiğini, Sözleşmenin 23.4. maddesi ile yüklenicinin iş yerinde bulundurması gereken teçhizat ve ekipmanın belirlendiğini, sızıntıya sebebiyet verecek hiçbir teçhizat ve ekipmanın müvekkili şirket tarafından sözleşme uyarınca temin edilmediğini, müvekkili tarafından temin edilen malzemelerin Sözleşmenin 33.9. maddesi gereği dava dışı …’ın onayından geçtiğini, şantiyeye gelen her teçhizatın kontrolünün Sözleşmenin 33.7.6. maddesi ile …’ın üzerinde olduğunu, dava dışı … tarafından yaptırılan tüm boru hatları ve tesislerinin yüksek güvenlik riski taşıyan sistemler olduğunu, bu nedenle yapılan tüm imalatların ilgili standartlar ve şartnameler gereği birçok aşamada denetim ve testlere tabi tutularak işletmeye alındığını, yapım işi sözleşme ve eklerinde ve … işleyişinde, tahribatsız muayene değerlendirme nihai yetkisinin dava dışı …’a ait olduğunu, 29/05/2018 tarihinde …’ın yapı denetim görevlisi nezareti ve denetiminde söz konusu hat vanası spool imalat, onaylanmış prosedüre göre hidrostatik testi yapıldığını ve olumsuz herhangi bir durum tespit edilmediğinden karşılıklı olarak “Spool Test Raporu” ile imza altına alındığını, dava dışı idareye, sözlü ve yazılı olarak projenin dizayn çalışmalarında kullanılan parametre ile verilerin eksik/yanlış olduğunun, sözleşme ve şartnamelere uygun olmadığının bildirildiğini, her defasında dava dışı idarenin talimat ve direktifleri doğrultusunda işlemlerin tesis edildiğini, olayın gerçekleştiği 12/12/2018 tarihinde bölgeye, yıldırım düştüğü, yüksek bir ses duyulduğu gibi olayların akabinde petrolün akmaya başladığı bilgilerinin mevcut olduğunu, hasarın müvekkilinin kusuru olmaksızın meydana geldiğini bu nedenle söz konusu hasardan dolayı oluşan/oluşacak zararların müvekkili tarafından kabul edilmediğini ancak dava dışı idarenin talebi doğrultusunda hasarın onarımı sırasında oluşacak maliyetlerin bedelinin ödenmesi kaydıyla müvekkili şirketin onarım işini yapmaya hazır olduğunun …’a bildirildiğini, … tarafından müvekkili şirkete iletilen TSE Değerlendirme Raporlarında, tespit edilen hataların bir kısmının teknik olarak imkansız olduğunu, dava dışı İdare mühendislerinin değerlendirme raporları ile TSE Raporları arasında yüksek oranda farklar bulunduğunu, dava dışı idare personelince hazırlanan raporda, TSE raporunda tespit edilen çatlak hatasının bulunmadığını, dava dışı idare tarafından Nurdağı Sulh Hukuk Mahkemesi’ne delil tespiti istemiyle başvurulduğunu ve mahkemece 2019/11 D.iş sayılı dosya üzerinden rapor aldırıldığını, raporda kusurun kesin olarak müvekkili şirkete ait olduğuna dair belge, tespit veya bildirim olmadığını, bu duruma rağmen dava dışı idare tarafından ortaya çıkan zararın müvekkili şirkete rücu edilmeye çalışıldığını belirterek dosyanın öncelikle aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan ve daha önce açılmış … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise 12/12/2018 tarihinde meydana gelen patlama nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığının tespiti ile davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Çevre Kirliliği Mahalli Sorumluluk Sigortası kapsamında üçüncü kişilere yapılan ödemelerin rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Birleştirilmesi talep edilen mahkememizin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; tarafların kısmen aynı olduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyebilecek nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK.nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi de bağlar. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davalar arasında bağlantı var sayılır.
Mahkememizin iş bu davası ile yine mahkememizin … Esas sayılı davasının taraflarının kısmen aynı olduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyebilecek nitelikte bulunduğu, yargılamanın birlikte görülmesinde usul ekonomisi yönünden yarar olduğu değerlendirilerek mahkememizin 2020/545 Esas sayılı dosyasının, daha önce açılan mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
HMK’nın 166. maddesi uyarınca mahkememizin 2020/545 Esas sayılı davasının, daha önce açılan mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Bundan sonraki işlemlerin mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin birleşen davada dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili …yüzüne karşı esas hüküm ile birlikte gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …