Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/397 E. 2021/559 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/397 Esas – 2021/559
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2020/397 Esas
KARAR NO : 2021/559

BAŞKAN :….
ÜYE : ….
ÜYE :….
KATİP :….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…..
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket yönetim kurulu tarafından şirketin 2017-2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısının 19.06.2020 tarihinde şirket adresinde yapılacağının ilan edildiğini ve müvekkiline davet mektubu gönderildiğini, müvekkilinin toplantıya katıldığını ve gelir-gider tablosundaki giderlerin abartılı olduğunu gördüğünde giderlere ilişkin ayrıntılı bilgi verilmesini talep ettiğini, müvekkilinin şirket muhasebecesi tarafından yapılan açıklamaya katılmadığını, toplantı tutanağına ihtirazi kayıt düşürmek istediğini belirttiğini ancak muhasebeci tarafından bu belgelerin daha sonra düzeltileceği söylenerek toplantı tutanağının imzalatılmadığını ve tutanağın müvekkiline verilmediğini, ticaret sicil gazetesinde toplantı tutanağının noterde tasdik edilmesinin haricinde bir bilgi bulunmadığını, müvekkilinin bilgi edinme hakkının genel kurul öncesi ve sonrasında kısıtlandığını, davalı şirket defter ve kayıtlarının usulüne uygun olmadığını, şirketin finansal tabloları ve faaliyet raporları arasında önemli çelişkiler bulunduğunu, yönetim kurulu başkanının ayrıca dava dışı Büyük Ortadoğu AŞ şirketinin de yönetim kurulu başkanı olduğunu, muhalefete konu “okunan tüm rapor ve hesapların ayrı ayrı ibra ve kabulü” konulu 5.gündem maddesi içerisinde yer alan ve davalı şirketin malvarlığı içinde önemli bir yekun teşkil eden harcamaların muvazalı olduğunu, gerçeği yansıtmadığı gibi şirketin kara geçmesini önlemek ve ortaklara kazançtan pay vermemek amacıyla yapıldığını, ayrıca yapılan harcamalar için belirlenen ücretlerin piyasa şartlarının ve emsallerin çok üstünde olmasının de yönetim kurulu başkan ve üyelerine örtülü kar dağıtımı niteliği taşıdığı kanaatini oluşturduğunu, şirketin kar etmesi gerekirken, şirketle alakası olmayan harcamalar gerekçe gösterilerek şirketin zararda gösterildiğini ve bu nedenle kar dağıtımı hususunda uzun zamandır karar alınamadığını, her ticari şirket gibi anonim şirketinin nihai amacının kar elde etmek ve bunu ortaklara dağıtmak olduğunu, şirketin kar dağıtamadığı bir dönemde, kendilerine fahiş denilecek bedeller ile filo kiralaması ve benzeri şekilde fazlaca gider yapılmış gibi gösterilmesinin dürüstlük kurallarına, kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek davalı şirketin 19.06.2020 tarihinde gerçekleşen 2017-2018-2019 yılı olağan genel kurul toplantısının tümden iptalini, bunun mümkün olmaması halinde 5. maddesinin iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bilgi alma hakkının ihlal edilmediğini, ortada TTK’nın 437. maddesi kapsamında mütalaa edilebilecek bilgi bulunmadığını, söz konusu madde kapsamı incelendiğinde, pay sahibinin “her istediğinde” ve “usulünü kendi belirleyeceği” şekilde bu hakkı kullanamayacağını, kaldı ki, talep edilen genel kurul karar tutanağının, davacının da katıldığı ve muhalefet şerhini ibraz ettiği bir toplantıda kaleme alındığını, başka bir ifadeyle karar tutağını içeriğine davacı vakıf olup, TTK m. 437 anlamında bilgi alma hakkına konu olabilecek bir “bilgi” söz konusu olmadığını, davacının bütün detaylarına vakıf olduğu bir genel kurul karar tutanağını talep etmesinin bilgi alma hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceğini, bilgi alma hakkının ihlal edildiği iddiasının tek başına iptal nedeni olarak ileri sürülemeyeceğini, bu konuda ayrıca dava açılabileceğini, söz konusu karara ulaşılmasının her zaman mümkün olduğunu, ticaret sicil müdürlüğünden de temin edebileceğini, bu sebeplerle yönetim işlerini aksatır şekilde, zaten içeriğine vakıf olunan ve ticaret sicilinde de ulaşılabilecek olan bir genel kurul karar tutanağının “noter” marifetiyle talep edilmesinin TTK’nın 437. maddesi uyarınca korunan hukukî menfaate ve TMK’nın 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, genel kurlu toplantısında davacının talep ettiği bütün bilgilerin kendisine verildiğini, söz konusu genel kurul kararında 5 numaralı gündem maddesine muhalefet şerhi koyan davacının 3 ve 4.maddeler bakımından herhangi bir itiraz ileri sürmediğini, zira kendisine istediği her evrakın gösterildiği ve gerekli açıklamaların yapıldığını, davacı tarafın iddia ettiği araç kiralama işleminin 2016 yılına ilişkin bir faaliyet olduğunu, 2016 faaliyet raporu, bilanço ve gelir tablosu hesapları 23/06/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında, davacının da katılımıyla oybirliği kabul ve ibra edildiğini, şirketin zarar ettirildiği, defterlerin usulüne göre tutulmadığı iddialarının soyut nitelikte olduğunu, bir iptal davasında nazara alınabilecek iddialar olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 19.06.2020 tarihli genel kurul toplantısının 5 nolu maddesinin iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca sunulan deliller dosyamız arasına alınmış, davalı şirketin ticaret sicil özeti getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler tarafından düzenlenen 03/05/2021 tarihli raporda; davalı şirketin 23.06.2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağının, 5. maddesinde, “Madde gereği okunan tüm rapor ve hesapların ayrı ayrı ibra ve kabulüne geçildi. Yapılan ayrı ayrı oylamalarla 2015 -2016 yıllarına ait Yönetim kurulu raporları oy birliği ile ibra ve kabul edilmiştir. (Yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmamıştır.) Yine madde gereği yapılan ayrı bir oylama ile 2015 – 2016 yıllarına ait Bilanço, Gelir / Gider farkı hesaplarının oy birliği ile kabul edilmiştir.” denildiği, davalı şirketin 19.06.2020 tarihli genel kurul toplantısının 5 numaralı maddesinin, “Madde gereği okunan tüm rapor ve hesapların ayrı ayrı ibra ve kabulüne geçildi. Yapılan ayrı ayrı oylamalarla 2017-2018-2019 yıllarına ait Yönetim kurulu raporları oy çokluğu ile ibra ve kabul edilmiştir. (Yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmamıştır.) Yine madde gereği yapılan ayrı bir oylama ile 2017 – 2018 -2019 yıllarına ait Bilanço, Gelir / Gider farkı hesapları oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Ortak Hüseyin Hulki GENÇ her iki oylamada da karşı oy kullanmıştır.” biçiminde olduğu, davacının toplantıda hazır bulunup karara olumsuz oy kullandığı ve bu muhalefetini tutanağa geçirttiği, ibra kararları, genel kurul kararı olduklarından genel kurul kararının geçerliliğine ilişkin düzenlemelere tâbi olup, genel kurul kararlarının hükümsüzlüğüne ilişkin kanun maddelerinin, usulüne uygun alınmayan bir ibra kararı içinde uygulandığı, bu anlamda, yönetim kurulunun kanuna, ana sözleşmeye ve usule aykırı işlemleri, bilançoda bazı hususların hiç veya gereği gibi belirtilmemiş olması, bilançonun şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içermesi, hesaplama ilkelerine aykırı hareket edilmiş olması, şirketin zarara uğratılmış olması gibi durumların değerlendirilmesi gerektiği, şirketin 2017 – 2018 ve 2019 yıllarına ait gelir tablolarının incelenmesinde; şirketin araç kira ve onarım giderleri dışında olan diğer gider kalemlerinde fahiş bir durum görülmediği, davalı şirket defter kayıtlarda görünen araç kiralama ve onarım giderine ilişkin, davalı firma tarafından sözleşme imzalanmış olduğunun tespit edildiği, gidere ilişkin dayanak belgesinin bulunduğu, bununla birlikte net satışlarının yarısından fazla olan araç kiralama ve onarım giderlerinin yüksek olduğunun değerlendirildiği, bu giderlerin 2017 yılında net satışların %64,59’una, 2018 yılında net satışların %50,02’sine ve 2019 yılında net satışların %71,65’ine denk geldiği, şirketin satışlarının yarısından fazla araç kira ve onarım gideri bulunduğu, 6102 sayılı TTK’nın 437/5. maddesinde; “Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir.” hükmünün yer aldığı, dosya kapsamındaki belgeler nazara alındığında; davacının, bilgi alma ve inceleme hakkının ihlâli durumunda, öngörülen usule başvurmadığı, ayrıca, Yargıtay içtihatlarında, salt bilgi edinme hakkının ihlalinin yeterli görülmediği, bilgi vermeme ile genel kurulda alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunması gerektiğinin kabul edildiği, davacının 19.06.2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararlara olumsuz oy kullandığı ve bu suretle bilgi alma hakkının ihlali ile genel kurulda alınan karar arasında nedensellik ilişkisine dair bir hususun varlığının tespit edilemediği, özel denetim talebi hususunda davacının, dava konusu genel kurulda özel denetim talep ettiğine dair bir hususa rastlanmadığı, dava konusu genel kurulda Bakanlık Temsilcisi bulunmasına gerek bulunmadığı açıklanmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, davacının dilekçesinde araştırılmasını istediği hususların dava konusu ile bir ilgisinin olmadığı, bilirkişi raporunun usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun bulunduğu kanaatine varıldığından itirazlara itibar edilmemiştir.
Toplanan deliller, dosya içeriği ve özellikle bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; 19.06.2020 tarihli genel kurul toplantısının 5 nolu maddesinde alınan karara, toplantıda hazır bulunan davacının olumsuz oy kullandığı ve bu muhalefetini tutanağa geçirttiği, bilirkişi raporunda davalı şirketin araç kira ve onarım gideri dışında diğer kalemlerde fahiş bir durum görülmediğinin açıklandığı, kayıtlarda görünen araç kiralama ve onarım giderine ilişkin sözleşmenin ve gidere ilişkin dayanak belgelerin bulunduğu, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılamamasının tek başına genel kurul toplantısında alınan kararın iptaline gerekçe olamayacağı, uzun süreli araç kiralama sözleşmelerine göre, kiralanan araç sayısının ve kira bedelinin fahiş kabul edilemeyeceği, kaldı ki TTK’nın 553.maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyelerinin hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumlulukları gereğince haklarında ayrıca dava açılabileceği kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davanın REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 5,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı asıl …. ve vekili Av. …. ile davalı vekili Av. ….. yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/09/2021

Başkan ….
e-imzalıdır
Üye ….
e-imzalıdır
Üye ….
e-imzalıdır
Katip ….
e-imzalıdır