Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/34 E. 2021/693 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/34 Esas
KARAR NO : 2021/693
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borucunu İlişkin)
DAVA TARİHİ : 15/01/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 08/11/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davalının, davacı müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatife olan aidat borucunu ödemediğinden Ankara … Dairesinin 2019/9455 esas sayılından toplam 3.625,50 TL ve yine 2019/12937 Esas sayılı icra dosyasından 5.417,94 TL olmak üzere toplam 9.043,44 TL alacaklarını tahsil etmek için icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın haksız olarak itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğundan , itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davalı müvekkilinin davacı kooperatife yaptığı sözleşmeye göre 48.000,00 TL bedel karşılığında kooperatife 101 numaralı üye ile üye olduğunu, normal şartlarda 2007 yılında kat mülkiyetine geçilmesi gerekirken davacı kooperatifin ancak 2015 yılında geçebildiğini, müvekkili dahil 48 üyenin kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, yönetim kurulunun oy birliği ile istifalarının kabul edildiğini, tekrar kooperatife üye olmazlar ise davacı kooperatifin tapu tescil davası açarak tapularına sahip olacaklarının söylendiğini, bu sebeple tekrar üye olduklarını, istifa etme iradeleri yok sayılarak korkutma eylemi ile tekrar üye yapıldığını, Ankara …. ‘nin 2019/237 esas sayılı derdest dosyada genel kurul kararının iptali için dava açıldığını, yine kooperatif aidat adı altında Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2018/13642 icra takibi başlatıldığını, itiraz etmeleri üzerine Ankara …. ‘nin 2019/609 esas sayılı davanın açıldığını, kooperatif üye şahısları arasında herhangi bir hak konusunda bir eşitlik olmadığını, davalı müvekkilinin kooperatife normal aidat ödemeler dışında 6.000 TL ve 5.000 TL’lik iki farklı ödeme yaptığını, …. Konut Yapı Kooperatifinin fesh edilmiş olduğunu, bu fesihten sonra ilgili kooperatifin kalan inşaat kendisi tamamlayıp kooperatif devri gereken 68 adet daireyi vermeyip kendisinin başkaca 3.üncü kişilere satmış olduğunu, davacı kooperatifin 68 daireyi almak için hiç çabalamadığını, bu davada talep edilen 9.043,44 TL ‘lik takibin esas kaynağının 14 Nisan 2019 tarihli Genel Kurul Kararıyla evini alamayan üyelerinin mağduriyetini gidermek için davacı kooperatiften evini alan üyelerden 42.000 TL ek ödeme talep edilmiş olmaktan kaynaklandığı, bu ek ödemenin haksız hukuka aykırı olduğunu, aylık %18 faiz işletildiğini, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, buna göre Ankara …. ATM’nin 2019/237 esas sayılı Genel Kurul Kararına ilişkin derdest davanın bekletici mesele yapılmasına, davanın da reddini savunmuştur.
Davacı vekilinin UYAP üzerinden dosyaya sunduğu 23/08/2021 tarihli beyan dilekçesi ile davalı taraftan icra dosyasındaki alacakların haricen tahsil ettiklerinden huzurdaki davanın konusuz kalması nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, ayrıca davanın açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasını beyan etmiştir.
Davalı vekili de duruşmadaki beyanında, davalı müvekkilinin, davacı taraf ile anlaştıkları konusunda bilgisinin olmadığını, bir karar verilmesine yer olmadığına bir diyeceklerinin olmadığını ancak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep ettiklerini beyan etmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m. 67/1). Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri dışında, itirazın iptali davasında başka itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi hâlinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidirki alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkâr tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur. (Hukuk Genel Kurulunun 09.02.2011 tarih ve 2011/13-29 E., 2011/56 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararları). İtirazın iptali davası aşamasında, alacak harici olarak tahsil edilmiş ise davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif aidat borcundan dolayı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istenimine ilişkindir.
Davacı vekilinin dosyaya sunduğu beyan dilekçesine göre, davalı taraftan icra dosyasındaki alacakların haricen tahsil ettiklerinden, dava konusuz kaldığı anlaşıldığından buna göre bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ayrıca davacı taraf alacağını davalı taraftan haricen tahsil etmiş olduğundan, davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davacı taraf, davalı taraf ile haricen anlaştıklarını belirttiğinden dava konusuz kaldığı anlaşıldığından buna göre BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

2) Dava açılışında alınan 154,44.TL peşin harcın, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ilam harcının mahsubu ile fazla alınan 95,14.TL’nin karar kesinleştiğinde istemi halinde davacı tarafa iadesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4)Davacı tarafından yapılan 54,40. TL başvurma harcı, 59,30. TL peşin harcı, 57,50.TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 171,20.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5)Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 6.maddesine göre hesap edilen 4.080,00.TL vekalet ücretinin,davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸