Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/3 E. 2021/630 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/3 Esas – 2021/630
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/3 Esas
KARAR NO : 2021/630

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …..
VEKİLİ : …..
DAVALI :…..
VEKİLİ : …..

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin davalıya hazır beton satışı yaptığını, bedellerinin bir kısmının tahsil edildiğini, 19.357,95TL bakiye alacakları olduğunu, bu hususun faturalar, cari hesap ekstreleri ve borç mutabakatına ilişkin yazışmalarla açık şekilde belli olduğunu, bakiye alacağın taksili Ankara … Müdürlüğünün 2019/14993 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiğini, ancak davalı tarafın itirazı ile takibin durdurulduğunu, davanın kabulünü, itirazın iptalini ve takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf ile müvekkil şirket arasında süregelen ticari mal ve hizmet alım işlerinin faturalandırılmasında alınan mal ve hizmetin nev’i gereği tevkifatlı fatura düzenlenmesi zorunluluğu bulunduğunu, 2018 Haziran, Temmuz, Ağustos ve Ekim aylarında yapılan satışlar için davacı tarafından tevkifatsız faturalar düzenlendiğini, durumun fark edilmesi üzerine davacı tarafla iletişime geçilerek düzeltme beyannamesi verilmesi hususunda sözlü mutabakata varıldığını, bunun üzerine anılan dönemlere ilişkin Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin düzenlendiğini ve tevkifat tutarlarının ödemelerinin yapıldığını, davacı tarafın bu düzeltmeleri yapmadığını, davacının dayanak olarak gösterdiği cari hesap ekstresinde müvekkil şirketin borcu olarak gösterilen tutar ile müvekkil şirketin tevkifat yaptığı tutarın uyuştuğunu, söz konusu itilafın alınan mal ve hizmete değil, davacı tarafın kanunen uygulaması zorunlu olan tevkifatı uygulamamasından kaynaklandığını, borca dayanak gösterilen mutabakat metninin tevkifatsız faturalara ilişkin verilen düzeltme beyannamelerinden önceye ilişkin olduğunu, davanın reddini, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini, talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava; taraflar arasındaki ticari satım sonrası ödenmediği iddia edilen satım bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu görüldü. Mahkememiz yetkisine itiraz edilmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ticari satım sonucu davacının herhangi bir alacağının olup olmadığı, varsa miktarı, taraflar arasındaki faturaların tevkifatlı olup olmamasının alacağa bir etkisinin olup olmadığı, davalının takibe itirazda haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLER: Ankara … Müdürlüğünün 2019/14993 Esas sayılı dosyası dosyamız içerisine kazandırılmış, alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, alacaklı tarafından 19.357,95 TL 15/05/2029 tarihli 50.822,00 TL tutarlı faturadan kalan alacağı olduğundan bahisle genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin 22/11/2019 tarihinde davalıya tebliğ edilmesi üzerine davalı vekili tarafından 26/11/2019 tarihinde borca ve ferilerin tamamına itiraz ediliği, borca itirazın ve davanın yasal süresi içerisinde olduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından, takibe konu fatura suretinin delil olarak dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Bilirkişi Ercan Çalı’dan alınan 18/01/2021 tarihli rapora göre; her iki taraf ticari defterlerinin HMK’nun 222. Maddesi hükümleri gereğince sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı hususunda takdirin münhasıran Sayın Mahkemeye ait olduğunu, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin faturanın her iki tarafın ticari defterlerine kaydedilmiş olduğunu, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle 19.357,95TL alacaklı olduğunu, davalının ticari defterlerinde ise davacıya borcunun bulunmadığını, dava takip ve uyuşmazlık konusu 19.357,95TL’ nın KDV TEVKİFATINDAN kaynaklandığını, yasa gereği tevkifatın alıcı/davalı tarafından yapılması gerektiğini, tevkifat tutarının satıcı/davacının nam ve hesabına vergi dairesine ödendiğini, davacının kendi nam ve hesabına yapılan bu ödemeyi vergi dairesinden talep etme hakkının olduğunu, itirazın İptali, İcra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda nihai takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğunu mütala etmiştir.
Davacının vergi dairesine müzekkere yazılarak taraflar arasında tevkifat yapım işleri ve bu işlerle birlikte ifa edilen mühendislik mimarlık ve etüt proje işleri nedeniyle davacı adına davalı tarafından yatırılan KDV tevkifatı olup olmadığı, varsa kim tarafından ve hangi usulle iade alınabileceğine ilişkin bilgi verilmesi istenilmiş, ilgili cevabı yazı dosyaya celp edildikten sonra tarafların itirazlarını karşılar şekilde gelen yazı cevabı da dikkate alınmak suretiyle ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi Ercan Çalı 14/06/2021 tarihli ek raporunda; taraflar arasında gerçekleşen Mikserli Hazır Beton satışları nedeniyle, davacı tarafın davalıya 2018 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Ekim aylarında kestiği faturalarda yapılmayan KDV TEVKİFATLARI nedeniyle, alıcı/davalının 05/02/2019 ve 06/02/2019 tarihlerinde bağlı oldukları vergi dairesine verdiği (Vergi Sorumluları İçin) 2 nolu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile tahakkuk eden ve ödenen KDV TEVKİFATLARINDAN’da anlaşıldığı üzere, bu dönemlerde davacı tarafın keşide ettiği faturalara KDV TEVKİFATI uygulandığı hususunun sabit olduğunu, kök raporda açıklandığı üzere; KDV TEVKİFATI; hesaplanan Katma Değer Vergisinin tamamının satıcıya ödenmemesi, Mikserli Hazır Beton teslimlerinde uygulanacak tevkifat oranındaki tutarın hesaplanan Katma Değer Vergisinden mahsup edilmesi ve mahsup edilen bu tutarın satıcının nam ve hesabına vergi dairesine ödenmesi uygulamasını içerdiğini, dolayısı ile davalı tarafından yapılan KDV tevkifatı tutarı davacıya değil, ancak yasal mevzuat gereği davacı nam ve hesabına Vergi Dairesine ödendiğini, davacının iş bu davada alacağının; teslimi yapılan malın bedeli ve bu bedel üzerinden hesaplanan KDV tutarı kadar olduğunu, hesaplanan KDV tutarının tevkifata tabi olmayan kısmının davacıya ödendiği, tevkifat tutarının davacı/satıcı nam ve hesabına davacının Vergi Dairesi hesaplarına ödendiği sabit olduğuna göre, davacının yapılan tevkifat tutarı kadar alacağının işbu dava/takip sonucu tahsilinin mükerrer tahsilat olacağını, Taraflar arasındaki Mikserli Hazır Beton alım satımına İlişkin ticari ilişki mevcuttur. Bu tür alım satımda mal teslimine ilişkin uygulamada, alıcının istenilen şantiye adresine, satıcının mikserli araçlarıyla hazır betonu taşıması suretiyle olduğunu, yani Mikserli hazır beton nakli ve teslimatı alıcı tarafından değil bizzat satıcının mikserli araçlarıyla, istenilen şantiye adresine yapıldığını, hazır beton teslimatı davacı/satıcı tarafından bizzat şantiye adresinde gerçekleştirildiğine göre, satıcı/davacının hazır betonun hangi/nasıl bir işte kullanıldığı hususunda bilgi sahibi olmamasının beklenemeyeceğini, davacı/satıcının hazır betonu davalıya “İnşaat Taahhüt İşi” kapsamında teslim ettiği hususu, raporun 4.1. başlığı altında yapılan tespit ile sabit olduğuna göre, satıcı/davacının kök ve iş bu raporda bahsedilen vergi mevzuatı gereğince, KDV TEVKİFATINI faturada göstermek, gösterilmemişse dahi alıcının tevkifat yapma zorunluluğunun bulunduğunu, Dava takip ve uyuşmazlık konusu 19.357,95TL’nın KDV TEVKİFATINDAN kaynaklandığını, yasa gereği tevkifatın alıcı/davalı tarafından yapılması gerektiğin, ancak tevkifat tutarının satıcı/davacının nam ve hesabına vergi dairesine ödendiğini raporunda mütala etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Toplanan delillere, takibe konu faturanın her iki tarafın defterine işlenmiş olmasına, davalının itirazlarının mahiyetine göre;
Taraflar arasında ticari satım ilişkisi sabit olup davacı söz konusu faturanın KDV tevkifatından dolayı 19.357,95 TL’lik ödenmeyen kısmı yönünden alacaklı olduğundan, alacağın tahsilini talep edebilir. Davalı tarafından takip tarihi itibariyle alacağın olmadığı, borcun ödendiği iddia edilmiş ise de, ödemeye ilişkin sunulan dekontların faturaya konu satımın davacıya fatura düzenlenmesinden önce bildirilmediği, her ne kadar tevkifat kesintisi nedeniyle faturanın ilgili kısmı ödenmemiş ve bu ödeme davacı nam ve hesabına ilgili vergi dairesine yapılmışsa da, bundan davalının sorumlu olacağı mahkememizce kabul ve tespit edilmiş olmakla, davalının bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre de davacının takip tarihi itibariyle 19.357,95 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile itirazın iptali ile itirazın iptaline karar verilen alacağı %20’si oranında icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davanın kabulü ile davalının Ankara … Müdürlüğünün 2019/14993 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 19.357,95 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Davalı tarafça takibe haksız olarak itiraz edildiğinden İİK 72 maddesi uyarınca 3.871,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.322,34 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 233,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.088,54 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle, suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu alabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar ve ilam harcından mahsup edilen 233,80 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 54,40 TL başvuru harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 650,00 TL bilirkişi ücreti, 81,25 TL tebligat ve müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 793,45 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nun 333 ve GAT’nin 5. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2021

Katip…..
¸

Hakim …..
¸