Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/280 Esas – 2021/121
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/280
KARAR NO : 2021/121
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA :Alacak (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davacının 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kurulmuş kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, davalı ile 01/10/2010 – 31/10/2012 tarihleri arasında …… Hava Limanı hizmetlerinin yerine getirilmesi hususunda sözleşme imzalandığını, dava dışı işçi …’ın davalı yanında çalışmakta iken iş sözleşmesinin sonlandırıldığını, belirtilen işçi tarafından İş Mahkemesinde açılan dava neticesinde verilen karar uyarınca davacı tarafından ödeme yapıldığını, davalı ile imzalanan sözleşme kapsamında davalının yanında çalışan işçilerin her türlü işçilik ödemelerinin davalı tarafından yapılması gerektiğine dair hüküm bulunduğunu belirterek davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen 20.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, aşamalarda taleplerini tekrarlamıştır.
Davalı şirket yetkilisi ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, dava konusu talep yönünden zaman aşımı süresinin dolduğunu, yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava dışı işçilerin muvazaalı olarak iş sözleşmelerinin yapıldığını, dava konusu ödemelerden sorumlulukların bulunmadığını, faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın öncelikle yetki nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise sorumlulukların bulunmaması nedeniyle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesi nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemenin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Zaman aşımı süresinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olduğu ve davanın bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından davalının zamanaşımı itirazı ile dava konusu sözleşmeler kapsamında Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığından davalı tarafın yetkiye yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava dışı işçi tarafından işçilik alacaklarının ödenmesine yönelik olarak açtığı, ……. İş Mahkemesinin 2018/610 esas sayılı dosyası ile mahkeme kararının infazına yönelik … …. İcra Dairesinin 2013/13947 esas sayılı dosyalarının UYAP sistemi üzerinden gönderildiği, iş mahkemesi kararının 22/02/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Yüklenicinin Sözleşme Konusu İş İle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları başlıklı 22. maddesinin “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde belirlenmiş olup, yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” hükmünü, Şartnamenin Yüklenici Firmanın Yükümlülükleri başlıklı 5.18 maddesi “Yüklenici, istihdam ettiği özel güvenlik personelinin iş kanunu, SSK mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar, tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı ve sorumlusudur. Personelin, 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerden doğan tüm ekonomik ve sosyal haklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Yüklenici tarafından istihdam edilen özel güvenlik personeline ilişkin herhangi bir sorumluluk … ‘ye yüklenemez.” hükmünü içerdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 01/01/2010 – 31/12/2012 tarihleri arasında geçerli hizmet sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme kapsamında belirtilen tarihler arasında dava dışı işçi …’ın davalı yanında çalıştığı, dava dışı işçinin ayrıca 05/09/2006 – 31/12/2009 tarihleri arasında davacı ile dava dışı şirketler arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında işçi olarak çalıştığı, dava dışı işçinin 05/09/2006 – 31/12/2012 tarihleri arasında toplam 2309 gün çalışmasının bulunduğu, bu çalışmanın 1096 günlük kısımının davalı yanında olduğu, davacı tarafından dava dışı işçiye işçilik alacakları uyarınca açılan dava nedeniyle toplam 35.851,24 TL ödeme yapıldığı, mahkememizce yapılan hesaplama neticesinde yapılan ödemenin dava dışı işçinin davalı yanında çalıştığı süre ile toplam çalışma süresi dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde [35.851,24 TL * (1096 / 2309)] 17.071,31 TL kısmından davalının sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davacı kurum ile davalı arasında hizmet alımına ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında davacının işveren, davalının yüklenici olduğu, dava dışı …’ın davalı işçisi olarak sözleşme kapsamında çalıştığı, işçilik alacaklarının ödenmemesi neticesinde açılan davalar sonucunda davacı tarafından mahkeme kararı uyarınca dava dışı işçiye ödeme yapıldığı, taraflar arasında imzalanan hizmet alımı sözleşmesinin 22. maddesi ile teknik şartnamenin 5.18 maddesi uyarınca çalışan işçilerin her türlü özlük ve işçilik alacaklarından yüklenici (alt işveren) konumunda bulunan davalının sorumlu olduğu, 4857 sayılı İş Kanununun 112/1-a maddesi ile sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde asıl işveren tarafından dava dışı işçiye yapılan işçilik alacaklarına ve açılan davalar nedeniyle dava yargılama gideri ve masrafları ile icra takibine ilişkin masraflara ilişkin ödemeyi yükleniciden talep etme hakkının bulunduğu, sözleşme kapsamında sorumluluğun kime ait olacağına dair hüküm bulunması nedeniyle Türk Borçlar Kanununda yer alan birlikte sorumluluk hükümlerinin uygulanamayacağı, bu hali ile davacının davalıdan ödemiş olduğu işçilik alacaklarını sözleşme hükümleri uyarınca iade isteyebileceği, taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olduğu ve ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte iadesinin gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın KISMEN KABULÜ ile 17.017,31 TL alacağın ödeme tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek AVANS FAİZİ ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2) Dava açılışında alınan 341,55 TL peşin harcın alınması gereken 1.162,45 TL harçtan düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 820,90 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 196,86 TL’sinin DAVACIDAN; 1.123,14 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı, 11,00 TL tebligat ücreti, toplamı 65,40 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 55,65 TL’si ile dava açılışında alınan 341,55 TL peşin harç toplamından oluşan 397,20 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
23/02/2021
Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.