Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/216 E. 2022/165 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/216 Esas – 2022/165
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/216 Esas
KARAR NO : 2022/165

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACILAR :…

DAVALI :….

DAVA : Tazminat ( Trafik, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı)
DAVA TARİHİ : 09/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZMA TARİHİ : 28/03/2022
Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacıların miras bırakan olan müteveffa …’nun … plakalı araç sürücüsü iken trafik kazasında ölümü nedeniyle ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasından dolayı … plakalı kamyon sürücüsü …’ ün sevk ve idaresindeki aracın ZMMS poliçe sigortası ile sigortalı olan araç sürücüsü …’ün kusurundan dolayı meydana gelen kazadan dolayı davacı müvekkillerinin desteği olan müteveffanın ölümü nedeniyle desteğinden mahrum kaldıklarından şimdilik davacı … için 600,00 TL , … için 100,00 TL … için 100,00 TL, … için 100,00 TL, … için de 100,00 TL olmak üzere toplam şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumlulukları dahil olmak üzere müştereken ve müteselsilen sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olduğu anlaşıldı.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkili şirkete sigortalı olan araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, … plakalı aracın şirketlerinde ZMMS sigortası bulunduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, ölen destek müteveffanın gelirinin resmi belgelere ispatlanması gerektiğini, yoksa asgari ücret geliri olarak alınması gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, kazada hatır taşıması bulunup bulunmadığının tespiti yapılması gerektiğini, belirtilen nedenlerle davanın reddini beyan etmiştir.
İSTANBUL ADLİ TIP KURUMU TRAFİK İHTİSAS DAİRESİNİN 30/06/2021 TARİH 73499 SAYILI RAPORUNDA; Sürücü … sevk ve idaresindeki kamyon ile kendi sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle yolun sağındaki kaldırıma çarpması ve sağ şeridi kapatarak aracının durduğu esnada aynı istikamette seyreden sürücü … yönetimindeki aracın yavaşlaması ve yine gerisinden gelen müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki araçla direksiyon hakimiyetini kaybedip önünde yavaşlayan sürücü … yönetimindeki araca ve kendi aracına çarpması ile neticelenen dava konusu kazada atfı kabil kusuru bulunmadığını, Müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri dışı, devlet yolunda gündüz vakti seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi ve önünde seyretmekte olan otomobil ile arasında yeterli ve güvenli takip mesafesi bırakması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, olay mahalline geldiğinde kaza yaparak sağ şeridi kapatan araç nedeniyle önünde yavaşlayan otomobili dikkate alması, kontrollü şekilde yavaşlayarak zamanında etkili tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybederek önünde yavaşlayan otomobile ve kaza yapıp sağ şeridi kaplar vaziyette duran kamyona çarpması ile neticelenen dava konusu kazada kusurlu olduğunu, Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile yerleşim dışı, devlet yolunda seyir halindeyken yolun sağındaki kaldırıma çarparak sağ şeritte duran kamyon nedeniyle yavaşladığı sırada gerisinden gelmekte olan ve güvenli şekilde tedbir alamayarak direksiyon hakimiyetini kaybeden müteveffa sürücü idaresindeki otomobilin sağ arkadan çarpmasına maruz kaldığı kazada atfı kabil kusuru bulunmadığını, sonuç olarak Sürücü …’ün kusursuz olduğunu,  Müteveffa sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, Sürücü …’ın kusursuz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporuna karşı taraf vekilleri tarafından beyan itiraz dilekçesi sunulması , dosya arasında bulunan trafik kaza tespit tutanağında sürücü … ile Sürücü …’nun ayrı yarı trafik kuralını ihlal ettiği belirtilmesine rağmen İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinde ise sürücü …’ün kusursuz olup, müteveffa sürücü …’nun ise %100 kusurlu olduğunu, sürücü …’ın ise kusursuz olduğu belirtildiğinden bu çelişkinin giderilmesi için İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak İstanbul Teknik Üniversitesi Makine- Trafik Kürsüsünden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, dosyamız 11/11/2021 tarihinde İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş olup, İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE-TRAFİK KÜRSÜNDEN Makine Mühendisi Öğretim Görevlilerinden oluşan bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu 27/11/2021 tarihli raporda; … plakalı aracın müteveffa sürücüsü …’nun K.T.K.’nun 52. maddesine göre aracının hızını görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlayıp dikkatli bulunması ve önündeki araçları izlerken de güvenli bir mesafe bırakması gerekirken, yağışlı havada dikkatsiz ve tedbirsiz biçimde seyretmesi ve önündeki araçları yakın takip etmesi sonucu, önünde aynı İstikamete seyreden ve yolu kapatan kaza nedeniyle yavaşlayan (daha önce meydana gelen kaza nedeniyle yol kısmen trafiğe kapanmış durumda) araca sağ yandan kontrolsüzce çarptığından ve daha yolu kapatan kamyona ve K.T.K.’nun 84 d (arkadan çarpma- -Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma – Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama) maddelerine de göre de asli kusurlu olduğundan, meydana gelen kazalarda tam (%100) kusurlu olduğunu, Kazaya karışan ve önlerinde meydana gelen yolu kapatan kaza nedeniyle yavaşlayan … plakalı aracın sürücüsü …’ın seyir şeridinde aracına sağ yandan çarpıldığından ve kazayı önlemek için alabileceği bir tedbir olmadığından dolayı kusursuz olduğunu, zincirleme kazada önde kayarak kaza yapan … plakalı kamyonun sürücüsü … ün … plakalı aracın müteveffa sürücüsü …’nun aracının direksiyon hakimiyetini kaybedip önünde yavaşlayan … plakalı araca ve daha sonra kamyona çarpması ile neticelenen dava konusu diğer kazada nizamlara ve kurallara aykırı bir hareketi bulunmadığından kusursuz olduğunu, 2 kaza arasında 15 dakika bir süre geçtiği ve bu arada yol üzerinde bir önlem alınmadığına dair davacı tarafın tanığı haricinde bir veri dosya içeriğinde mevcut olmadığını, sonuç olarak … plakalı aracın mütevaffa sürücüsü …’nun meydana gelen çok araçlı kazada tam, %100 (yüzde yüz) oranında asli kusurlu olduğunu, kazaya karışan diğer sürücülerinin kusursuz oldukları sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Davacıların miras bırakan olan müteveffa desteklerini trafik kazasında ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldıkları iddiası ile açılan destekten yoksun kalma tazminatı davası olup, davacıların destek müteveffanın eşi ve çocukları olup, bu kapsamda destelerinin ölümü nedeniyle desteklerinin trafik kazasındaki kusur derecesi ve ne oranda desteğinden yoksun kaldığının tazminatı olarak belirlenmesi, davalı sigorta şirketi için de sigortacısı olduğu dava dışı araç sürücüsünün ZMMS poliçesinden kaynaklı olarak sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sigortalısının kusuru ile birlikte , davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatı kapsamında ne kadar sorumlu olduğunun tespitine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ise, BK’nın 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatını müteveffanın meydana gelen trafik kazasında 3.kişi olarak bulunduğu sırada, kaza meydana gelmesi halinde , TBK.nun 53/3.maddesine göre ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler uğradıkları kayıplar için için tazminat davası açabileceklerdir. ( Yargıtay HGK.nun 2011/17-787 Esas, 2012/92 Kararı) davacılar desteğinin meydana gelen olayda ağır kusurlu olduğu ve illiyet bağının kesildiği, sözkonusu kazada kazaya karışan diğer araç sürücüsünün de kusurunun bulunmadığı gözönüne alındığında, davacıların destekten yoksun kalma tazminatının sigorta kapsamı dışında kaldığı anlaşılmıştır. ( Yargıtay HGK’nun 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Kararı aynı mahiyettedir. )
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma, poliçe ve hasar dosyası ile birlikte toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; en son alınan talimat ile İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MAKİNE-TRAFİK KÜRSÜNDEN oluşan Makine Mühendisi Öğretim Görevlilerinden oluşan bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu 27/11/2021 tarihli raporda; meydana gelen trafik … plakalı aracın mütevaffa sürücüsü …’nun meydana gelen çok araçlı kazada tam, %100 (yüzde yüz) oranında asli kusurlu olduğunu, kazaya karışan diğer sürücülerinin kusursuz oldukları belirtilmiş olup bilirkişi raporu karar ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılarak, davacıların müteveffası …’nun meydana gelen trafik kazasında tam kusurlu (%100) olarak bulunduğundan, kazaya karışan diğer sürücülerinin kusursuz oldukları, davacıların müteveffası … tam kusurlu tespit edilmiş olduğundan, davacılar ise … plakalı kamyon sürücüsü davadışı …’ ün sevk ve idaresindeki aracın ZMMS poliçe sigortası ile sigortalı olan araç sürücüsü …’ün kusurundan dolayı kazanın meydana geldiği iddiası ile davacıların desteği olan müteveffanın ölümü nedeniyle desteğinden mahrum kaldıkları gerekçesi ile açtıkları maddi tazminat davasınında, davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı kamyon sürücüsü davadışı …’ ün trafik kusuru tespit edilemeyip tersine davacıların destekleri tam kusurlu tespit edilmiş olduğundan, buna göre TBK.nun 53/3.maddesine düzenlenen destekten yoksun kalma tazminatının şartlarının oluşmadığı, sigorta kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, Davacıların destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davacıların destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL red harcının, dava açılışında davacılardan alınan 54,40.TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 26,30.TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13.maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.000,00.TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı , davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸