Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/503 E. 2021/471 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/503 Esas – 2021/471
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/503 Esas
KARAR NO : 2021/471

HAKİM …
KATİP : …

DAVACI …
VEKİLİ : Av….
DAVALI :…
VEKİLİ : Av….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ticari ilişkisinin mevcut olduğunu ve aralarında cari hesap bulunduğunu, davaya konu faturalara istinaden davalının müvekkiline 111.827,28 TL borcunun bulunduğunu, borca istinaden Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1164 sayılı takip dosyası ile takibe geçtiklerini, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davaya konu takibe vaki itirazın iptali ile davalının asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu icra takibinin ilamsız olarak başlatıldığını, yapılan itiraz üzerine takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, taraflar arasında her ne kadar ticari ilişki mevcut ise de iddia olunan faturaları kabul etmediklerini, müvekkilinin borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ: Davacı vekili cevaba cevap dilekçesnide; davaya konu faturaların ödendiğine ilişkin belge bulunmadığını belirterek dava dilekçesindeki iddia ve taleplerini yinelemiştir.
İKİNCİ CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili ikinci cevap dilekçesi vermemiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava; taraflarasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Mahkememiz yetkisine itiraz edilmemiştir. Taraflararasında ticari ilişkinin varlığına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının taraflararasındaki genel ticari ilişki kapsamında yahut takibe konulan faturalar kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı, takip tarihi itibariyle varsa alacak miktarının ne kadar olduğuna ilişkin olduğu tespit edildi.
DELİLLER: Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2019/11264 E. Sayılı dosyası dosyamız içerisine kazandırılmış, alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, alacaklı tarafından 111.827,28 TL alacak yönünden genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmesi üzerine çıkartılan tebligatın, iade edildiği, davalı vekili tarafından 23/08/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, borca itirazın ve davanın yasal süresi içerisinde olduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından alacağa ilişkin fatura suretleri dosyamıza delil olarak sunulmuştur.
Davalı vekilinin hazır olduğu 21/09/2020 ve 25/01/2021 tarihli celselerde ticari defter ve kayıtlarını sunması, yahut yerinde inceleme talebi var ise yer ve ilgilisini bildirmek için süre verilmesine rağmen defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra; davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde SMMM bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Bilirkişi Serkan Şimşek 03/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı yanın 2018 yılı ticari defterlerinin İşletme Hesabı Esasına göre tutulduğunu, 2019 yılına ait ticari defterlerinin Yevmiye Defteri, Defteri Kebir, Envanter Defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğunu, faturalarla kayıtlarının uyumlu olduğunu ve sahibi lehine delil özelliğine haiz olduğunu, davacının 2018 yılı defter kayıtlarının İşletme Hesabı Esasına göre tutulması nedeniyle davalı ile olan ticari ilişkisinin Ticari Defter ve Kayıtları üzerinde cari hesap şeklinde takip edilmeye uygun olmadığını, davacının mahkeme dosyasına sunduğu faturalar ve ödeme makbuzlarının yanın sıra defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde oluşturulan ekstreye göre son işlem tarihi olan 13/05/2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan 136.060,14 TL alacaklı olduğunu, davacının dava konusu yapmış olduğu 111.827,28 TL ile alacaklı olduğu tutar arasında 24.232,86 TL fark olduğunu, farkın nedenlerinin davacı tarafından dosyaya sunulan fatura, ödeme belgeleri ve ticari defter kayıtları üzerinden yapılan yerinde inceleme neticesinde tespit edilemediğini, davalının yerinde inceleme talebi veya mahkemeye sunulmuş ticari defter ve belgelerinin olmaması nedeniyle ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığını, sunulması veya bildirilmesi halinde ek rapor düzenleneceğini mütala etmiştir.
Davacı vekiline bilirkişi raporu sonrasında faturaya konu malın teslimine ilişkin varsa belgelerini sunmak için verilen sürede, HMK’nun 222. Maddesi uyarınca davalının delil olarak ticari defterlerine dayanmakla birlikte, geçerli mazeret sunmaksızın defter sunmaktan kaçınması halinde, karşı tarafın iddiasını ispat etmiş olacağı hükmü uyarınca, davalının ticari defterlerinin incelenmesini talep eder, dilekçe sunması üzerin davalı vekiline ilgili hususta 2 hafta kesin mehil verilmesine rağmen herhangi bir beyanda bulunmadığı, anlaşılmış, alınan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli görülmekle, ek rapor alınmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Toplanan delillere, davacı yanın ticari defter ve kayıtları ile takibe konu faturalara ve ödeme belgelerine göre; HMK’nun 222/3. Maddesinde yer alan; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” hükmü uyarınca davacının defterleri, davalı vekiline verilen kesin süreye rağmen defterlerin ibraz edilmemiş olması nedeniyle davacının defterleri lehine delil olarak kabul edilmiş olup, taraflar arasında ticari satım ilişkisi sabit olup davacının, ticari defter ve kayıtları ile sunulan fatura ve ödeme belgelerinin incelenmesi sonucunda oluşturulan ekstreye göre son işlem tarihi olan 13/05/2019 tarihi itibariyle davalıdan 136.060,14 TL alacaklı olduğundan, davacı alacağından icra takibi ve dava dilekçesi ile talep ettiği 111.827,28 TL’lik alacağının tahsilini taleple bağlılık kuralı gereği talep edebilir. Davalı tarafından icra takibine takip tarihi itibariyle davacıya borcunun bulunmadığı, takibe dayanak faturalar karşılığında borcunun olmadığı iddia edilmiş ise de, yargılama aşamasında buna ilişkin hiçbir delil sunmadığı gibi, davacının ticari defterlerinde davalıya ait işlemlerin 120 L01 numaralı hesapta Heka Hidrolik Adı ile takip edildiği, davacının 2018 – 2019 yılları Ticari defter kayıtlarında davalıya düzenlenen faturalar toplamının 272, 674,40 TL olduğu, davalının davacıya toplam 32.056,51 TL’lik fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacıya yapılan ödemenin 104.557,75 TL olduğu, karşılıklı düzenlenen faturaların ve yapılan ödemelerin tenzilinden sonra davacının davalıdan 13/05/2019 tarihi itibariyle 136.060,14 TL alacağının bulunduğu, davacının alacak talebinin is 111.827,28 TL’den ibaret olduğu, alınan bilirkişi raporu ve davacı vekilinin sunmuş olduğu alacağa ilişkin fatura suretleri ve ödeme belgeleri ile doğrulanmıştır, bu nedenlerle davanın dava dilekçesinde belirtilen harca esas değer ve takibe konu olan 111.827,28 TL üzerinden kabulü ile davalının itirazının iptaline, kabul edilen 111.827,28 TL asıl alacak miktarı üzerinden takibin devamına, devamına karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ve davalı takibe haksız olarak itiraz etmiş olduğundan itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2019/11264 Esas sayılı dosyasındaki vaki itirazının iptali ile 111.827,28 TL asıl alacak yönünden takibin devamına, alacağa takip tarihinden yasal faiz işletilmesine,
Davalı takibe haksız olarak itiraz ettiğinden, İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca takibin devamına karar verilen alacağın %20’si oranında olmak üzere 22.365,45 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 7.638,92 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.350,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.288,32 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle, suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL zorunlu alabuluculuk ücretinin haklılık durumuna göre davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 14.573,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar ve ilam harcından mahsup edilen 1.350,60 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 44,40 TL başvuru harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 76,70 TL tebligat ve müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 727,50 TL’nin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nun 333 ve GAT’nin 5. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2021

Katip …
¸

Hakim ….
¸