Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/425 E. 2021/395 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ EK-KARAR

ESAS NO : 2019/425 Esas
KARAR NO : 2021/395

MİRASÇILARI : A-… -…
B-…
C…
Ç-…
D-…

2- … – …

DAVA : Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/04/2015
KARAR TARİHİ : 31/05/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 31/06/2021

Mahkememizden verilen 27/06/2016 tarih ve 2015/881 Esas 2016/433 sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 22/05/2019 tarih ve 2016/15476 Esas 2019/6594 Karar sayılı ilamıyla ile bozulması üzerine Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Açılan Tazminat)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili, müvekkillerinin desteği olan …’ın davalı tarafından ZMMS sigortası ile sigortalanan araçta yolcu olarak bulunduğu sırada geçirdiği kazada vefat ettiğini, sigortalı arac sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, bu nedenle vefat edenin anne ve babası olan müvekkillerinin desteğinden mahrum kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir davacı için 3.000,00’er TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili bilirkişi raporu sonrasında 02/02/2016 tarihli dilekçesi ile dava değerini davacı … için 51.086,47 TL’ye, Davacı … için 13.856,47 TL’ye arttırarak 64.942,94 TL’ye arttırarak, eksik harcı ikmal etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul Mahkemelerinin yetkili oduğunu, müvekkilinin kusur ve sigorta limiti ile sorumlu oduğunu, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini, zarar görenin fazla olması halinde teminatın paylaştırılması gerektiğini, yasal faiz talep edilebileceğini, hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Ayrıca dava değerinin arttırılması talebinide kaul etmediklerini belirtmiştir.
Davada mahkememizin 2015/881 Esas sayılı dosyasında verilen Davacı …’ın oğlunun ölümü nedeniyle destekten yoksun kalması nedeniyle 10.473,90 TL tazminatın dava tarihi olan 14.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı …’ın oğlunun ölümü nedeniyle destekten yoksun kalması nedeniyle 26.460,90 TL nin dava tarihi olan 14.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine kararı davacılar vekilince temyiz edilmiş; Yargıtay … Dairesi’nin 22/05/2019 tarih ve 2016/15476 Esas 2019/6594 Karar sayılı ilamında; “Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 10.473,90 TL, … için 26.460,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 14.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Kaza tarihinde destek 47 (47 yıl 3 ay) yaşında olup hükme esas alınan 08.04.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda destek yaşasaydı, 2 sene sonra evleneceği, evlendikten 2 sene sonra çocuğunun olacağı kabul edilerek destek paylarının dağıtımı yapılmıştır. Dairemiz uygulamalarına göre hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen desteğin ileride evleneceği ve bir yıl sonra bir çocuğu daha sonra ikinci çocuğunun olacağı varsayılarak hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem için de anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir. Bu haliyle, temyiz edenin sıfatı dikkate alınarak bilirkişi raporunda desteğin 1 çocuğunun olacağı kabul edilerek hesaplama yapılması bozma nedeni yapılmamışsa da desteğin evlendikten sonra ve çocuk sahibi olacağı dönemler bakımından yukarıda açıklanan ilkelere göre hesaplama yapılması gerekirken davacı anne ve baba için destek payları eksik belirlenerek hesap yapılması doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” gerekçeleriyle mahkememiz kararının kaldırılması sonrasında dosya iş bu esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN NİTELİĞİ: Dava, davalı tarafından ZMMS sigortası ile sigortalanan aracın kaza yapması neticesinde araç içersinde yolcu olarak bulunan, vefat eden oğulların desteğinden mahrum kaldıklarından bahisle destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
BOZMA KARARI ÖNCESİNDE DOSYAYA KAZANDIRILAN VE KARARA
ESAS ALINAN DELİLLER: … ACM 2015/576 Esas sayılı dosyası UYAP ortamında dosyaya kazandırımış, sigorta araç sürücüsü hakkında “…plaka sayılı Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait özel amaçlı itfaiye aracı ile … Köyü istikametinden … Köyü istikametine seyir halinde iken belirtilen mevkiye gelindiğinde daha önceden yağan yağmurlar nedeniyle yumuşayan ve gevşeyen toprak zeminli orman yolunda ilerlediği esnada aracın sağ ön lastiğinin gevşek zeminli bölüme girmesi sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağ tarafına doğru yoldan çıkarak dik yamaçlı ormanlık alanda devrilmesi sonucu kazanın meydana geldiği, kaza başlangıç yerinden aracın yaklaşık 100 metre aşağıya takla atarak devrildiği esnada araçta yolcu olarak bulunan maktul … ve tanık Tevfik Yavuz ile araç şoförü Ekrem Tezcan’ın araçtan savruldukları, yolculardan …’ın olay yerinde hayatını kaybettiği, şüpheli … yaralandıkları, şüphelinin kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğundan bahisle ceza davası açıldığı, dosyanın derdest olduğu görülmüştür.
Ölenin aile nüfus kaydı dosyaya kazandırılmış ölenin 01/01/1968 doğumlu, bekar ve çocuksuz olduğu davacıların ölenin anne ve babası olduğu görülmüştür.
Ölenin sosyal ekonomik durumu araştırılmış, kaza tarihinde Burdur Orman İşletme Müdürlüğünde TYP işçisi olarak çalıştığı bildirimiş gelirine ilişkin deliller toplanmıştır.
Kaza yapan …plakalı aracın ZMMS sigorta poliçesi dosyamız içersine alınmış kaza yapan aracın, kaza tarihinde davalı tarafından sigortalandığı görülmüştür.
Olay tarihinde davacı tarafından sigortalı Orman İşletmesine ait aracın tek taraflı olarak şarampolden yuvarlanması neticesinde kazanın meydana gelmesi ve aracın kaza sonrasında yaklışık 100 mt takla atması neticesinde ölüm olayının meydana gelmesine ve öleninde araç içersinde yolcu olarak bulunmasına göre, kaza tespit tutanağında kabul edilen oluş şekline göre de yeniden kusur raporu alınmasına gerek görülmemiş, dosya Aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişi 28/01/2016 tarihli raporunda; 01/04/2015 tarihinde …’ın yolcu olarak bulunduğu aracın tek taraflı kazası neticesinde vefat ettiğini, ölenin 01/01/1968 d.lu olup kaza tarihinde 47 yaşında ve bekar olduğunu, PMF tablosuna göre kaza tarihi itibariyle kalan ömrünün 24 yıl 1 ay 14 gün olduğunu ve 15/05/2039 tarihine kadar yaşayacağının kabul edileceğini, davacı …’ın ise ölenin annesi olduğunu ve olay tarihinde 71 yaşında olduğunu kaza tarihine kadar muhtemel yaşam süresinin 5 ay 22 gün olduğunu ve 23/09/2023 tarihine kadar yaşayacağının kabul edileceğini, Davacı …’ın ise ölenin babası olduğunu ve kaza tarihinde 84 yaşında oladuğunu 20/12/2018 tarihine kadar yaşayacağının kabulü gerektiğini, bu nedenle destek sürelerinin davacıların yaşam süresi kadar olduğunu, ölen bekar olması ve anne babası ile yaşamasına göre destek oranın her biri için gelirinin %25’i olduğu, Kaza tespit tutanağına göre de kazada araç sürücüsünün kusurlu olduğu, ölenin yolcu olması nedeniyle kusur indirimi yapılamayacağını, hatır taşıması iddiasının ise mahkemenin takdirinde olduğunu, Ölenin Orman İşletme Müdürlüğünde Asgari ücretle kadrolu işçi olmaksızın çalıştığını buna göre yapılan hesaplamaya göre Davacı …’ın işlemiş dönem destek kaybının işlemiş ve işleyecek dönem destek kaybının toplam 51.086,47 TL olduğunu, davacı …’ın ise 13.856,47 TL olduğunu raporunda mütala edilmiştir.
Davalı tarafından ölenin evlenme ihtimalinin değerlendirilmediğinden bahisle rapora itiraz edilmesi, ölenin kaza tarihinde 47 yaşında olmasına rağmen AYM tablosuna göre az da olsa evlenme ihtimali bulunmasını, bu ihtimali ortandan kaldıran delillerin de davacı tarafından sulunmaması nedeniyle bilirkişiden bu konuda ek rapor alınmış bilirkişi 08/04/2016 tarihli ek raporunda desteğin olay tarihinden 2 yıl sonra evleneceği, evlenme tarihine kadar anne ve babasına desteğinin %25’e olacağı, evlendikten sonra sonra ise ann ve babaya desteğinin %12,50’şer olacağı, davacı babanın destek ihtiyacı kaltığında ise anneye desteğinin %25 olacağını, evlendikten 2 yıl son bir çocuğunun olacağını bu durumda anneye desteğinin %20 olacağını buna göre yapılan hesaplamaya göre ise Davacı …’ın talepedebileceeği tazminat miktarının 26.460,90 TL, davacı …’ın talep edebileceği tazminat miktarının 10.473,90 TL olacağını raporunda mütalaa etmiştir.
KALDIRMA KARARI SONRASINDA DOSYAYA KAZANDIRILAN VE KARARA ESAS ALINAN DELİLLER: Kaldırma kararı doğrultusunda hesaplama yapılması için dosya Aktüer bilirkişiye tevdii edilmiş, Aktüer bilirkişi Serhat Sevinç 04/01/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı baba …’ın yargılama esnasında 12/01/2017 tarihinde vefat ettiği hususu göz önüne alınarak ve ayrıca Yargıtay … Dairesinin bozma ilamında belirtilen hususlara ek 2021 yılında hazırlanan güncel asgari ücret ile tekrar yapılan hesaplamada; davacı anne …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında davalıdan talep edebileceği toplam tazminat tutarının 55.036,65 TL, davacı baba …’ın (12/01/2017 tarihinde vefat ettiği) destekten yoksun kalma zararı karşılığı toplam tazminat tutarının 7.454,39 TL, kaza tarihinde ZMMS poliçesi ölüm ve sakatlanma teminat limit tutarının 90.000,00 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Rapora karşı taraf vekillerinin itirazları sonrasında gerçeğin daha ziyade tezahürü için Yargıtay Bozma ilamında bozma nedeni yapılmayan hususların ve taraf itirazlarının dikkate alınarak ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden aktüer bilirkişiye tevdii edilmiş; Aktüer bilirkişi Serhat Sevinç 10/03/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı baba …’ın yargılama esnasında 12/01/2017 tarihinde vefat ettiği hususu göz önüne alınarak ve ayrıca Yargıtay … Dairesinin bozma ilamında belirtilen hususlara (destek payı açısından davacı lehine usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek) ve ek 2021 yılında hazırlanan güncel asgari ücret ile tekrar yapılan hesaplamada; davacı anne …’ın destekten yoksun kalma zararı karşılığında davalıdan talep edebileceği toplam tazminat tutarının 58.659,88 TL, davacı baba …’ın (12/01/2017 tarihinde vefat ettiği) destekten yoksun kalma zararı karşılığı toplam tazminat tutarının 7.454,39 TL, kaza tarihinde ZMMS poliçesi ölüm ve sakatlanma teminat limit tutarının 90.000,00 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
DAVA DEĞERİNİN ARTIRILMASI: Davacı vekili tarafından dava değerini bilirkişi rapor doğrultusunda 66.152,08 TL olarak davacılar …destekten yoksun kalma tazminatı yönünden ıslah edilmiştir. Harcı ikmal edilmiştir.
Davalı Vekili Bilirkişi raporuna ve dava değerinin belirlenmesine ilişkin itirazlarıı sunmuş, müvekkili şirketin poliçeden doğan herhangi bir sorumluluğu olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Toplanan delillere, Yargıtay … Dairesi’nin 22/05/2019 tarih ve 2016/15476 Esas 2019/6594 Karar sayılı Bozma ilamına ve tüm dosya kapsamına göre, Olay tarihinde Orman İşletme şefliğinde çalışan …’ın orman işletme şefliğine ait aracın şarampolden devrilerek 100 metre takla atması şekilde meydana gelen kazada öldüğü sabit olup, kazanın meydana geliş şekline ve kaza tespit tutanağına göre ölen izafe edilebilecek kusur olmamasına göre tek taraflı meydana gelen kazada meydana gelen zarardan sigorta şirketi sorumludur. Gerek Yargıtay gerekse de bilimsel doktorini göre ölenin anne ve babasına destek olduğu kabul edilir. Aksine destek olmadığı ispatlanamamıştır. Kaldı ki ölen bekar olup davacılar ile birlikte yaşadığından davacılara destek olma durumu da subuta ermiştir. Bu durumda davacılar kaza neticesinde meydana gelen destek zararlarını, ZMMS sigortası kapsamında davacıdan talep edebilirler. Tazminat hesabında Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aktüer hesaplamada ölenin bekar olması halinde evlenme ihtimali de değerlendirilmesi gereken bir husus olup evlenme ihtimali olması durumunda, ölenin evlenme ihtimaline ve bozma ilamında belirtildiği gibi iki çocuğunun olma ihtimaline göre destek paylarının değerlendirilmesi zorunludur. Öte yandan ölenin kaza tarihindeki yaşının evlenme ihtimali var ise de, evlenme ihtimali ortadan kalkmadıkça yapılacak hesaplamada evlenme ihtimali nazara alınması gerekir. Buna göre olay tarihinde 47 yaşında olan ölenin AYM tablosuna göre azda olsa evlenme ihtimali bulunmaktadır. Davacı tarafından bunun aksi ispatlanamamıştır. Bu durumda bilirkişi ek raporunda evlenme ihtimali nazara alınarak yapılan hesaplama çerçevesinde davacıların destek zararlarının olduğunun kabulü gereklidir. Davalı tarafından hatır taşıması savunması getirilmiş ise de, kazanın ölenin çalıştığı işyerinde ve işyerine ait aracın kazası neticesinde meydana gelmesine göre savunmasına itibar edilmemiştir.
Bu itibarla davanın; aldırılan 10/03/2021 tarihli ek rapor, davacı tarafın davacı … yönünden taleple ile bağlılık kuralı ile davacı … mirasçıları yönünden davalı tarafın bozmaya konu olan mahkememiz kararına karşı temyiz yoluna başvurmadığı hususu da dikkate alınmakla usuli kazanılmış hakkı doğrultusunda ve talep edilen zararın sigorta kapsamında kalmasına göre kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ İLE; Davacı …’ın oğlunun ölümü nedeniyle destekten yoksun kalması nedeniyle 10.473,90 TL tazminatın dava tarihi olan 14.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan alınarak davacının mirasçılarına verilmesine,
Davacı …’ın oğlunun ölümü nedeniyle destekten yoksun kalması nedeniyle 51.086,47 TL nin dava tarihi olan 14.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.205,19 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 229,02 TL peşin harç ve ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.976,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı … kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … mirasçılarına verilmesine,
4-Davacı … kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 7.441,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red edilen miktar üzerinen hesap ve takdir edilen 3.382,57 TL nispi vekalet ücretinin davacı … mirasçılarından alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar ve ilam harcından mahsup edilen 229,02 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 27,70 TL başvuru harcı, 11,90 TL vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 303,40 TL tebligat ve müzekkere posta gideri olmak üzere toplam 943,00 TL’nin, davada red ve kabul oranına göre 893,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine fazlaya ilişikin giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 333 ve GAT’nin 5. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyizen Yargıtay’a başvuru yolu açık olmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸