Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/384 E. 2021/317 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/384 Esas – 2021/317
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA “
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/384 Esas
KARAR NO : 2021/317
HAKİM…
KATİP :…
DAVACI :…


VEKİLİ : Av….
DAVALI :…


VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 29/04/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı vekilinin Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 7 yıldır kiracı olarak faaliyet yürüttüğü Ankara … … Mah. … Sok. No:4 adresli iş yerinde 24/06/2016 tarihinde davalı … İdaresine ait ekonomik ömrünü tamamlamış su borusunun patlaması sonucu iş yerinde su baskını oluşmuş ve nihayetinde iş yeri duvarları ve zemininde büyük zararlar meydana geldiğini, ve sevkiyata hazır haç sayıda mobilya ile mobilya üretimi için kullanılan malzemenin kullanılamaz hale geldiğini, iş bu zararın tespiti için Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyası ile tespit yapıldığını, tespitte bilirkişiler tarafından 31.086,00 TL maddi zarar olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerinde müvekkili şirketin zararlarının tahsili için Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2016/16628 esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalının borca haksız yere itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile icra takibinin devamına, davalının alacak miktarının %20 oranından az olmamak şartıyla icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davalı vekilinin Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu Cevap dilekçesinde özetle; davaya baklamla görevle yer idare yargı olduğunu, dava konusu talebin süresinde olmadığını, süresinde itirazın iptali davası açılmadığını, hasar tarihi itibariyle de süre geçtiğini, ayrıda davacı şirket olup, hasarlandığı iddia edilen yerde işyeri olduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, dava konusu hasara ilişkin sorumluluğun kusur ve ihmalinden ötürü davacıya ait olduğunu, müvekkili idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın öncelikle usulden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, tüm deliller toplandıktan sonra dosya mobilya konusunda uzman bilirkişi ile yapı mühendisi, mimar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/03/2020 tarihli raporda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden , davaya konu … Mah. … Sok. No:… adresindeki işyerinde şube yolundaki boru arızası sonucu oluşan hasarda, davalı… Genel Müdürlüğün tam kusurlu olduğuna ve hasar bedelinin 30.086,00 TL olduğuna, icra takibine konu alacağın 30.086,00 TL olarak hesaplandığına, buna göre davalının itirazına konu miktarın 100 TL olarak hesaplandığına, icra inkar tazminatını hususunun sayın mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
03/03/2021 tarihli iki iş güvenliği uzmanı bilirkişi ile, önceki bilirkişi yapı mühendisi … … ’nın oluşturduğu bilirkişi kurulu raporunda; somut olayda ilgili iş yerinin önünde bulunan… Genel Müdürlüğünün ait temiz su borusunun patlaması sonucu işyerinin bordum katına sızan su nedeni ile burada bulunan ahşap ürünler ve işyerinin zarar gördüğünü, borunun korunmasının aboneye , bakım onarımının ise davalı… Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, borunun patlamasında davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının davalıya ait su borusunun patlayacağı öngörüsü ile yatılım yapmasının söz konusu olmadığını, bodrum katlarında depo, sığınak , kömürlük vs olarak düzenlenmiş olması ve projede belirtilenin dışında kullanım olması halinde zararla… ‘nin eylemi arasındaki illiyet bağı kesilmeyeceğinden davalının kusursuz sorumluluğu ortadan kalmayacağını, tasdikli projeye göre de bordum katın imalathane olarak düzenlenmiş bulunduğunu, dolayısı ile davacıya ait işyerinin bodrum katına su sızmasında davacıya atfedilebilecek herhangi bir müterafik kusur bulunmadığını, ancak kök raporda hasar bedeli sehven 30.086,00 TL hesaplanış olup gerçekte 30.916,00 TL olduğunu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, davalıya ait su borusunun patlaması sebebiyle davacıya ait iş yerinin ve içerisindeki eşyanın zarar gördüğünden bahisle oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
BK’nın 58. maddesi “bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur” hükmünü içermektedir.
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, BK’nın anılan maddesindeki sorumluluk objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu sorumlulukta zarar gören, yapı malikinin, yani davalının kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Yapı maliki de, kusurun bulunmadığı savunmasının ötesinde uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdır. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Ancak, imal olunan şey malikinin ek kusuru varsa, illiyet bağının kesilmesi malikin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Davalıya ait su borusunun yukarıda madde de açıklanan “imal olunan şey” kavramına dahil olup, davalı bu boruların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumludur. ( Yargıtay …Hukuk Dairesinin 2012/7206 Esas, 2013/6428 Kararı )
Mahkememizce alınan bilirkişi kurulu raporunda, tarafların karşılıklı (müterafik) kusur durumlarına ilişkin rapor alınmış olup ASKİ Genel Müdürlüğünün ait temiz su borusunun patlaması sonucu işyerinin bordum katına sızan su nedeni ile burada bulunan ahşap ürünler ve işyerinin zarar gördüğünü, borunun korunmasının aboneye , bakım onarımının ise davalı… Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, borunun patlamasında davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalının kusursuz sorumluluğu ortadan kalmayacağını, tasdikli projeye göre de bordum katın imalathane olarak düzenlenmiş bulunduğunu, dolayısı ile davacıya ait işyerinin bodrum katına su sızmasında davacıya atfedilebilecek herhangi bir müterafik kusur bulunmadığını, hasar bedelinin 30.916,00 TL olduğu belirtilmiş olup bilirkişi kurulu raporu denetime açık olup karar ve hüküm kurumaya elverişli olduğu kanaat ve sonucuna ulaşılarak, Davanın kısmen kabulü ile, davalının, Ankara …. İcra Dairesinin 2016/16628 Esas sayılı ilamsız icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca iptali ile, 30.916,00.TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilerek ayrıca alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının şartları oluşmadığından davacının bu talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-)Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının, Ankara …. İcra Dairesinin 2016/16628 Esas sayılı ilamsız icra dosyasına yöneltilmiş olan itirazının İİK.nun 67/1.maddesi uyarınca İPTALİ İLE, 30.916,00.TL asıl alacak üzerinden TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Alacak yargılamayı gerektirdiğinden İİK.nun 67.maddesi gereğince talep edilen icra inkar tazminatının şartları oluşmadığından bu talebin reddine,
3) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.111,87 TL harçtan, dava açılışında alınan 375,45.TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 1.736,42.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 7,22 TL’sinin DAVACIDAN; 1.312,78 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 35,90 TL başvurma harcı, 241,10 TL tebligat ücreti, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, toplamı 2.677,00 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 2.662,36 TL’si ile dava açılışında alınan 375,45 TL peşin harç toplamından oluşan 3.037,81.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.637,40.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 170,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren, HMK.nun 345.maddesine göre 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 21/04/2021
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalı