Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/316 E. 2021/719 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/316 Esas
KARAR NO : 2021/719
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ….
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 11/10/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacı müvekkilinin, kat karşılığı inşaat sözleşmeleriyle arsa payı karşılığı inşaat işi yapan müteahhit olduğunu. Davalı firma ise genelde çelik kapı ve profil demir kapı imalatıyla iştigal etmektedir. Davacı yüklenici, davalı firmaya yaptığı inşaattaki bağımsız bölümlerin giriş çelik kapıları ve her kattaki yangın merdivenlerine açılan profil demir kapıların imalat ve yerine montaj ile tam sağlam ve çalışır vaziyette teslim edilmek üzere sözü edilen kapıların imalatlar yerine montaj ve nakliye vs işlerini toplam 98.250.00TL bedelle yapımı konusunda anlaştıklarını. Kısacası, harici anlaşmaya göre toplam 69 adet çelik kapı ve 68 adet profil demir kapı imal edilip değinilen inşaata getirilip yerlerine monte edilerek teslim edileceğini. Davalı tarafın montajını yapmış olduğunu çelik kapıların yerlerine hatalı montajları sebebiyle açılıp kapanmalarında önemli güçlüklerin bulunduğu belirlenmiş olduğunu. Davalının hatalı monte ettiği tüm çelik kapılar ve kasaları yerlerinden sökülerek yeniden usulüne uygun montaj işi yaptırılmış ve çelik |kapılar çalışır, açılır kapanır hale getirildiğini. Bu işler için haricen iş yaptırılan ustalara çelik kapıların ve kasalarının verinden sökülüp yeniden verlerine usulüne uygun monte edilmesi işi için toplam olarak |22.000.00TL. ödendiğini. Ayrıca, bu kapıların ve kasalarının sökülmesi sırasında örülü duvarların ve tuğlaların zarar görmesi sebebiyle kırılan duvarların ördürülmesi ve kırılan tuğlaların satın alınması için malzeme ve işçilik olarak 6.000,00TL. |ödeme yapılmıştır. Çelik kasaların yerinden sökülmesi ve yeniden usulüne uygun monte edilmesi işlemleri sırasında kırılan tuğla ve örülen duvarların alçı ile sıvanması ve boya ile badana edilmesi işleri için işçilik ve malzeme ile nakliyesi dahil toplam olarak 14.000.00TL ödeme yapıldığını. Zemindeki bazı mermerlerin kırılması ve kapı eşiklerindeki mermerlerinde kırılması sonucunda malzeme işçilik ve nakliye dahil 9.000.00TL. ödeme yapıldığını. Yangın merdiveni kapılarının bir kısmının eğik ve bir kaçının noksan olması sonucunda bunların dahi ikmali için 5.000.00.TL ödemesi yapıldığını. Tüm bu sayılan işler için toplam olarak 56.000,00.TL. ödendiğini. Davalı tarafın işini özenle ve usulüne uygun yapmaması nedeniyle, davacının ikinci kez yaptırmak zorunda kaldığı işler ile malzeme ve işçilik vs bedelinin davalıdan tahsili için ve davacı tarafından davalıya işin başında tüm bu işler için verilen 98.250.00TL’lik çekin ödemesinin, belirtilen noksanlıkların davalı tarafından ikmal edilmemesi ve davacı tarafından sonradan tamamlattırılması nedeniyle yapılmadığını. Bunun üzerine. davalı taraf, iyi niyet kuralına aykırı olarak iş bu çeki bankaya ibraz ettirmiş ve arkasına “karşılığı yoktur” cümlesini yazdırarak Ankara 14. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2018/460 Esasında kayıtlı derdest bulunan dosyadaki dilekçesiyle Çek Kanunu’na muhalefet suçu sebebiyle şikayet etmiştir. Davalı tarafin imalat, nakliye ve yerlerine montaj vs işini yüklendiği 69 adet çelik kapı ve 68 adet profil demir kapının söz konusu inşaatta üsülüne uygun monte edilmemesi sonucu ve profil kapıların bir kaçının noksan olması birkaçının da eğik ve ezilmiş olmaları sebebiyle davacının davalıya 56.000.00TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini. Arabuluculuğa başvurduklarını sonuç alamadıklarını. Buna göre davacının davalı tarafa açıklanan işler için keşide ederek verdiği 98.250.00TL bedelli çek nedeniyle, davacının davalıya 56.000.00.TL. borçlu olmadığının tespitine. Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Huzurdaki davada Müvekkili şirkete yapılan tebligat usulsüz olduğunu, davanın bugün öğrenildiğinin kabulü gerektiğini. Taraflar arasında akdedilen 21.03.2016 tarihli sözleşme gereğince Müvekkil Şirket tüm edimlerini eksiksiz yerine getirmiş ve ödemelerini almıştır. Sözleşme ile iş bedeli 150.000,00 TL karşılığında Müvekkile …. ‘de bulunan dairenin devredilmesi konusunda mutabakata varılmış lduğunu ancak dairenin devredilememesi nedeniyle 20.07.2018 keşide tarihli 98.250,00 TL bedelli çek verilmiştir. Çekin karşılıksız çıkması nedeniyle Ankara … Müdürlüğü’nün 2018/9605 sayılı icra takibi yapılmıştır. İcra takibinden sonra Davacı yan borçtan kurtulma amaçlı huzurdaki haksız davayı ikame etmiş olduğunu. Takibe konu çek, sözleşme konusu işlerin ifası uyarınca Müvekkile devredilmesi taahhüt edilen taşınmazın devredilememesi nedeniyle iş karşılığı verilmiştir. Davacı tarafın, dava dışı kişilere yaptığını iddia ettiği ödemeleri delil olarak sunduğunu ancak bu ödeme belgelerinin, tarihsiz, hangi iş için, nerede yapılan iş için olduğu belirsiz olup, hiç bir belirleyici muhteviyatı olmayan, salt davaya dayanak olması için düzenlendiği çok açık olan belgelerden ibaret olup kabulü mümkün olmadığını. Her şeyden önce davacı, müvekkile ayıp ihbarını yapmamış olduğunu. Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesinin amir hükmüne göre, ifa edilen işte eksik, kusur ve bir ayıp bulunması halinde tacir bunu, iki gün içinde, muayeneden sonra ise sekiz gün içinde ihbar etmelidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 477.maddesindeki amir hükmüne göre Davacı, davalı Müvekkiline ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usulüne uygun şekilde yerine getirmemesi nedeniyle işi ve eseri kabul etmiş sayıldığını. Bu nedenle ayıp nedeniyle sorumluluk davasının dinlenemeyeceği şüphe götürmeyeceğini. Davacı öncelikle ayıp ihbarını yaptığını ispatlaması gerektiğini. Hiçbir incelemeye gerek kalmaksızın ayıp ihbarının yapılmamış olması nedeniyle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde davanın ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit davasına ilişkindir.
Taraflar arasındaki çelik kapı ve demir kapı imal ve montajina ilişkin eser sözleşmesi kapsamında davalının montaj işlemini usulune uygun şekilde yapmaması sebebeyle davacının maddi zarara uğradığından ve bir kısım malzemenin noksan ve ayıplı olduğundan bahisle davalıya işin başında verilen çek nedeniyle oluşan zarar nispetinde davalıya borçlu olmadığnıın tespiti istenimden kaynaklandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının montaj işini hatalı ve ayıplı yapıp yapmadığı bu kapsamda davacının zararının oluşup oluşmadığı, davalı tarafından imal edilen kapıların ayıplı olup olmadığı, teslim edilmeyen eksik kapı bulunup bulunmadığı, TBK’nun 477. Maddesi gereğince eserin açık veya örtülü olarak kabul edilip edilmediği, ayıplar konusunda ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip geterilmediği, davacının ileri sürdüğü hususların davalının eser sözleşmesi kapsamınada edimini ayıplı şekilde yerine getirip getirmemesinden kaynaklanıp kaynaklandığı, bu kapsamda davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Davacı tarafın delillerin toplanması için, mahkememizin 03/02/2021 tarihli ara kararı ile mahallinde 12/03/2021 tarihinde keşif yapılmasına karar verildiği, davacı vekili keşif masraflarını yatırmayarak, keşif gününden birgün önce adli yardım talep ettiği, mahkememizin 11/03/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin adli yardım talebinin reddi ile red kararının kesinleşmesi halinde keşif gider avansını yatırması için kesin süre karar verildiği. Bu adli yardımın reddine ilişkin ara kararına davacı vekilinin itiraz etmesi üzerine, itirazı değerlendirilen Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/03/2021 tarihli 2021/53 D.iş Esas, 2021/53 D.İş Kararı ile davacı vekilinin itirazına reddine karar verilmiş olup davacı vekilinin tekrar adli yardım etmesi üzerine mahkememizin 16/06/2021 tarihli ara kararı daha önce adli yardım talebi red edildiğinden tekrar reddine karar verilmiş olup bu ara kararıda davacı vekili tiraz etmesi üzerine Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2021 tarihli 2021/106 D.İş Esas, 2021/106 D.İş Kararı ile davacı vekilinin vekilinin itirazının reddine kesin olarak karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; ”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”, TMK’nun 6. maddesine göre ise; ”Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacı tarafın adli yardım talebi red edilmiş olup verilen kesin süre içinde keşif- delil giderini yatırmadığından, mahallinde keşif yapılarak, bilirkişi raporu alınamadığından, dosyadaki mevcut delil durumuna göre, davacının maddi zarara uğrayarak, bir kısım malzemenin noksan ve ayıplı olduğundan bahisle davalıya işin başında verilen çek nedeniyle oluşan zarar nispetinde davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin davasını, davacı taraf delilleri ile ispat edemediğinden. HMK.nun 190.maddesi ile TMK.nun 6.maddesine göre davacı taraf hakkın dayandırdığı olgularının varlığını ispat edemediğinden, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın REDDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.TL red karar ilam harcının davacıdan peşin alınan 956,34.TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 897,04.TL’nin karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya iadesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) Davacının tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan AAÜT’sine uyarınca hesaplanan 8.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE.
Dair; davalı vekilinin yüzlerine karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2021
Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸