Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/312 E. 2021/906 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/312 Esas – 2021/906
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/312 Esas
KARAR NO : 2021/906
HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI : ….

DAVALILAR :…..

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
( Trafik Kazası- Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
KARAR YAZMA TARİHİ :05/01/2022
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkili …’nin 22/05/2017 tarihinde ….. önünde yayalar için ayrılan kaldırımda beklerken davalı …’in idaresindeki araç müvekkiline çarpması sonucunda yaralanarak ayak bileğinde kırık meydana geldiğini, ayağına 2 adet platin takıldığını, yaklaşık olarak %20 oranında maluliyetinin oluştuğunu, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, davacı müvekkilinin 1935 doğumlu olduğunu, kazadan önce yaşına göre sağlıklı sayılabilecek ve kendi bakımını yapabilen bir insan iken kazadan sonra uzun süre yatalak konumda kaldığını, devamlı fizik tedavi görmek zorunda kaldığını, şiddetli ağrılar yaşamakta ve yardım almadan kendi bıkımını, gözetimini ve günlük rütin faaliyetlerini yerinde getiremediğini, müvekkilinin yaşadığı maddi ve manevi zararın bir nebze olsun karşılanabilmesi için kazada asli kusuru bulunan …’a ve araç sahibi …’A işbu manevi tazminat davasının açılmasını, müvekkilinin kaza sebebiyle maddi olarak yaşadığı kayıpları da asli kusurlu olan sürücü …’a , araç sahibi … ve aracın sigorta şirketi olan …Sigorta A.Ş ‘ye doğan bu zararlar ı karşılaması için bu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu, arabuluculuk başvurusun sonucunda anlaşamadıklarını, ileri sürerek TBK’nın haksız fiil ve kusursuz sorumluluğa ilişkin hükümleri çerçevesinde davalılar …,… ve …Sigorta A.Ş.’den fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10,000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine Davalılar … ile …’ın müvekkilin uğramış olduğu manevi hasar nedeni ile 60.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, bu kapsamda müvekkilini dava sonunda hükmedilecek maddi tazminat miktarından mahsup edilmek üzere geçici ödeme yapılmasına karar verimesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
DAVALI …SİGORTA A.Ş VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından dava öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından kanunda öngörülen başvuru şartının gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete 21/12/2016 – 2017 tarihleri arasında 4001604843150 numaralı KTK ZMMS ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının kişi başına azami 330.000 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketinde ise sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, davacının maddi tazminat talebini açıkça kuruşlandırması gerektiğini, davacı yana SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti için ilgili SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılması gerektiğini, ZMMS genel şartlarına göre geçici iş göremezlik zararı ile geçici bakıcı giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacı yanın kalıcı maluliyeti söz konusu ise davacı yanın maluliyeti özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre tespit edilmesi gerektiğini, huzurdaki davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel şartları ve eki olan TRH 2010 tablosu uygulanması gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatı belirlenirken vergilendirilmiş gelir yoksa asgari ücret baz alınması gerektiğini, davacı yanın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz talebinin haksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DAVALI … VE … VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; müvekkili …’ın olay günü Yunus Market ‘e alışveriş yapmak için gitmiş ve aracını market önüne park ettiğini, alışverişini bitirdikten sonra geri geri yola çıkmak istediğini, ancak bu esnada davacı aracın ön sağ tarafında durduğunu ve kendisinin yeri düştüğünü , olay günü tutulan kaza tespit tutanağında davacının araçların trafiğe çıkacakları kısımda durduğunu, yayalar için var olan kaldırımı kullanmamasının kusurlu olduğunu gösterdiğini, davacı bulunduğu konumun araçların geçebileceğini düşünmemiş , dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde davrandığını, müvekkilinin davacının düşmesinden sorumlu olmadığını, davacının düştüğü sırada aracını çalıştırmadığını, davacının yaralanmasının müvekkilinin çarpması sonucunda meydana gelmediği için TBK’nun haksız fiil hükümlerine göre maddi manevi tazminat sorumluluğu doğmadığını, müvekkilinin olayda bir kusurunun olduğunu kabul etmemekle beraber tazminatın zenginleşme aracı olmaması ilkesi gereğince davacı tarafın talep ettiği tazminat miktarı çok yüksek olduğunu, davacı kendi kusuruyla yaralanmış olup fahiş miktarda da tazminat talep ettiğini, bu nedenlerle müvekkilinin davacının yaralanmasında hukuka aykırı bir davranışı veya kusuru bulunmadığından davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili tarafından sunulan 26/11/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sürekli iş göremezlik sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL ‘nin olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Ankara ….. Asliye Ceza Mahkemesine sunulan Kusur raporunda özetle; Şüpheli sürücü …’ın fazlası ile 1. Derecede ( Asli ) kusurlu olduğunu, mağdure yaya …’nin ise kısmen tali derece de kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ankara …. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alınan Kusur raporunda özetle; Sürücü …’ın asli kusurlu olduğunu, Yaya …’nin alt düzeyde tali kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz tarafından alınan 06/02/2020 tarihli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dali Başkanlığının raporunda özetle; Muayene ve rapor tetkik bulguları bildirilen İbrahim ve Güllü kızı, 01.03.1935 doğumlu …’nin 22.05.2017 tarihli sağ ayak bileğinde hareket kısıtlılığı, şekil bozukluğu yaralanması neticesinde; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin özür oranının %8 (yüzdesekiz) olduğunu, 4 (dört) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememiz tarafından alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi 18/11/2020 tarihli raporunda özetle; 01.07.2020 tarihinde kişinin sol alt ekstremitesinin ampütasyonun, 22.05.2017 tarihli olay ile illiyetinin bulunmadığını, mevcut belgelere göre; İbrahim kızı, 01.03.1935 doğumlu …‘in 22.05.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, (sağ ayak bileğinde hareket kısıtlılığı) 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında; Tablo 3.5 a ve b’ye göre %3 ve %3 olup , Tablo 3.2’ye göre %3 olduğunu, Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %3 (yüzdeüç) olduğunu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğini, İbrahim kızı, 01.03.1935 doğumlu …‘in 22.05.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII (32a…………..1)A %5 , E cetveline göre %7.0 (yüzdeyedinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
MAHKEMEMİZ TARAFINDAN ALINAN MAKİNE MÜHENDİSİ TRAFİK KUSUR RAPORUNDA ÖZETLE; Davalı …’a ait olan ve diğer davalı …Sigorta A.Ş.’ne 21.12.2016-2017 tarihleri arasında geçerli 4101604843150 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı otomobilin sürücüsü davalı …’ın olayda % ,70 -Yüzde Yetmiş- Oranında Kusurlu” olduğunu, Olayda yaralanmış olan davacı yaya …’nin olayda % 30 -Yüzde Otuz- Oranında Kusurlu” bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
MAHKEMEMİZCE TARAFLARIN DELİLLERİ TOPLANMIŞ, TÜM DELİLLER TOPLANDIKTAN SONRA DOSYA AKTÜERYA HESAP BİLİRKİŞİSİNE TEVDİ EDİLMİŞ, BİLİRKİŞİ TARAFINDAN DÜZENLENEN 30/06/2021 TARİHLİ RAPORDA, Tarafımıza tevdi edilen görev mucibince, yukarıda ayrıntılı şekilde yer alan dava dosyası kapsamının incelenmesi, dosyada yapılan tespit, değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda Davacı … nin Sayın mahkeme tarafından hak kazanıldığına karar verilmesi halinde: “TRH 2010”-“Ulusal Mortalite Tablosu”esas alınarak ve “Progresif Rant” yöntemi kullanılarak “her yıl için ayrı ayrı 410 artırım (Kn formülü) ve %10 iskonto (1/kn formülü) uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamalar sonucunda; Davacının 22.05.2017 olay tarihinden 4 ay iş göremez olduğunu, % 7 oranında sürekli işgücü kaybına Uğramış ve kusurunun % 30 olmasına göre Sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının 7.418.64 TL. Olduğunu, Geçici İş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 3558.10 TL olduğunu, kaza tarihinde (2017) ZMSS poliçesi sakatlanma ve sölüm teminat limit tutarının 330000 TL. Olduğunu, Davacı tarafın; sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası (04.04.2019) temerrüde düşme tarihinden “kanuni” faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
23/11/2021 TARİHLİ AKTÜERYA EK RAPORUNDA ÖZETLE; Dosyada yapılan tespit, değerlendirme ve itirazların sonucunda: Davacı ve davalı tarafların itirazlarının yerinde olmadığını, Yargıtay kararlarına göre tazminat hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gerektiğini, kök bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların mevzuata ve yukarıda yerverilen Yargıtay kararlarında yer alan ilkelere göre hesaplanmış olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DAVACI VEKİLİ 29/12/2021 tarihli duruşmadaki beyanında: “Önceki duruşmadaki beyanımazı göre sulh olduk. Davalı sigorta şirketinin ödeme yaptığını. Maddi tazminat yönünden tüm davalılar yönünden davanın konusu kalmamıştır. Manevi tazminat talebimiz devam etmektedir. Yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz de maddi tazminat yönünden yoktur. Manevi tazminat talebimiz devam etmektedir. Sulh sözleşmesine göre Maddi tazminat yönünden de yargılama gideri ve vekalet ücretimiz talebimiz yoktur. Manevi tazminat yönünden ise yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz vardır. Ayrıca karar verilirken biz sigorta şirketi ile sulh olup anlaştığımızdan sigorta şirketi dışındaki davalılara maddi tazminat yönünden vekalet ücreti verilmemesini talep ediyoruz. Buna göre karar verilsin. ” şeklinde bulunmuştur.
DAVALI …SİGORTA A.Ş VEKİLİ 29/12/2021 tarihli duruşmadaki beyanında: Davacı taraf ile maddi tazminat yönünden sulh olduklarını. Yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerini olmadığını . Bu taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tek taraflı, yaralamalı trafik kazası neticesinde yaya konumundaki davacının iş göremezliği nedeniyle maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir,
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma, arabuluculuk son tutanağı, trafik kusur ile maluliyet raporları ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı …’a ait olan ve diğer davalı …Sigorta A.Ş.’de 21.12.2016-2017 tarihleri arasında geçerli 4101604843150 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı otomobilin sürücüsü davalı …. ‘ın olayda % 70 oranında kusurlu olduğunu, Olayda yaralanmış olan, davacı yaya Sevli Seyfeli’nin olayda % 30 oranında kusurlu olup, davacı …’nin 22.05.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak gelişen yaralanmasının, ( sağ ayak bileğinde hareket kısıtlılığı, şekil bozukluğu yaralanması neticesinde) kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %3 olduğunu, %7 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş olup,
Bu kapsamda, MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN: Davacı tarafın açtığı maddi tazminat yönünden davacı taraf ile davalı sigorta şirketi sulh olduğundan, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığından, maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden konusu kalmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı tarafın MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN değerlendirildiğinde,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesi gereğince, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü mevcuttur. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Bu kapsamda yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, olayın oluş şekli, davalı sürücünün %70 kusurlu oluşu, tarafların sosyo ekonomik durumlarına, olay tarihine, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak ve nesafet kaidelerine ve olay tarihindeki paranın alım gücüne göre meydana gelen elim olayda davacı tarafından duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı bir nebze hafifletmek için, manevi tazminata hükmedilmesinin uygun bulunduğu yönünde kanaat edinilerek, davacı için 15,000,00,- TL Manevi Tazminatın, kaza tarihi olan 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte, araç sürücü ve maliki olan davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıda gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davacı tarafın açtığı maddi tazminat yönünden davacı taraf ile davalı sigorta şirketi sulh olduğundan maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden konusu kalmadığından BU KONUDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2) Davacı tarafın MANEVİ Tazminata yönelik davanın KISMEN KABULÜ ile, 15.000,00 TL Manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin REDDİNE,
3) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65.TL karar ve ilam harcının, dava açılışında davacıdan alınan 239,09.TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 785,56.TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00.TL arabuluculuk ücretinin, 990,00.TL’sinin DAVACIDAN; 330,00.TL’sinin müştereken ve müteselsilen davalılar … Ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40.TL başvurma harcı, 275,45 TL tebligat ücreti, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, toplamı 1.569,85.TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 392,46.TL’si ile dava açılışında alınan 239,09.TL peşin harç toplamından oluşan 631,55.TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6)Davacı taraf vekilinin maddi tazminat yönünden vekalet ücreti talepleri bulunmadığına dair beyanı da dikkate alınarak konusu kalmayan maddi tazminat talepleri yönünden vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
7) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından kısmen kabul edilen manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8) Davalılar … ve … yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından, red edilen manevi tazminat tutarı üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3.maddesi uyarınca hesaplanan 5,100,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ a verilmesine,
9) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ile diğer davalılar … ile …’ın vekili ile davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/12/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim….
¸e-imzalıdır.

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸