Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/297 E. 2022/710 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/297 Esas – 2022/710
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET “TÜRK MİLLETİ ADINA”
MAHKEMESİ KARAR

ESAS NO : 2019/297 Esas
KARAR NO : 2022/710

BAŞKAN :…
KATİP : ….

DAVACI …..

DAVALI :….

DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat
DAVA TARİHİ : 14/04/2015
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2022
Mahkememize, Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/04/2019 tarihli, 2015/459 Esas – 2019/359 Karar sayılı yetkisizlik kararı tevzi edilen Menfi Tespit ve İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı … denetçileri tarafından müvekkili şirkette 21/04/2014 – 30/04/2014 tarihleri arasında inceleme yapıldığını, çıkan ara rapora müvekkili şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine … denetçileri tarafından 09/09/2014 – 19/09/2014 tarihleri arasında 2. kez inceleme yapılarak nihai rapor düzenlendiğini ve buna göre, 01/01/2009 – 31/03/2014 döneminde müvekkili şirkete aydınlatma hizmeti nedeniyle 11.839.963,01 TL fazla ödeme yapıldığını beyan ederek, bu bedelin müvekkilinin alacaklarından kesileceğinin 30/03/2015 gün ve 14375 sayılı yazı ile taraflarına bildirildiğini, davalı …’ın raporu ve bu rapora istinaden yapmak istediği kesintilerin mevzuata ve hukuka aykırı olduğunu, iptalinin gerektiğini, ayrıca davalı …’ın taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davalı …’ın 19/02/2015 gün ve 7894 sayılı yazısı ekinde gelen 12/02/2015 tarihli nihai denetim raporunun ve bu rapor çerçevesinde müvekkili şirketten 23/03/2015 gün ve 35187 sayılı yazı ekinde 11.839.963,01.TL istenilmesinin hukuka aykırı olduğunun tespitine ve bu istemin hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline,bu miktarın icraya konulmasının uygun görülerek şekilde ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, iş bu davanın görülmesinde…Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle yetki yönünden reddi gerektiğini, ayrıca davaya bakmakta görevli mahkemenin İdare Mahkemeleri olduğunu, yargı yolu itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak iş bu davanın haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili kurum tarafından Kanun ve buna dayanılarak hazırlanan Yönetmelik, Tebliğ ve Genelgeler çerçevesinde kendisine verilen yetki çerçevesinde ve kamu alacaklarının korunması açısından işlem tesis ettiğini, herhangi bir hukuka aykırılığın söz konusu olmadığını, bu nedenle ortada Genel aydınlatmalara ilişkin düzenlenmiş bir Yönetmelik ve Tebliğ varken Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanması gerektiğini söylemenin mahkemeyi yanıltmaya yönelik bir açıklama olarak görüldüğünü, Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanuna dayanılarak hazırlanan genel aydınlatma yönetmeliği çerçevesinde elektrik dağıtım yerinin genel aydınlatma tesislerinin inceleme ve denetimi için genel müdürlüklerinin yetkilendirildiğini, müvekkili kurumun, dağıtım şirketleri tarafından gönderilen aylık faturalarda sadece fiyat, miktar, endeks ve tarih takip kontrolünü yaptığını, faturanın gerçek değeri yansıtıp yansıtmadığı veya aydınlatılan bölgenin genel aydınlatma kapsamında olup olmadığı hususunun ancak saha denetimi sonucunda ortaya çıkacağını, bu nedenle denetim ekiplerince yapılan inceleme sonucu ortaya çıkan rapora istinaden anılan şirketten talep edilen bedelin zamanaşımına uğramadığı hususunun da açıkça görüleceğini, davacının, 4628 sayılı yasadan sonra 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda ilk defa kesinti yapılmasının mevzuata girdiğini belirtmekte ve inceleme başlangıç tarihinin bu tarih olması gerektiğini savunmaktaysa da bu hususun kabulü mümkün bulunmadığını, dağıtım şirketinin aydınlatma tesislerinin ölçü sistemlerini tesis etmekle ve dogru ölçüm yapılmasından sorumlu bulunduğunu, davacı şirket için yapılan inceleme ve denetimden sonra çıkan enerji bedeli ve ödeme miktarının tamamen geçmiş dönemlerden almış olduğu fazla ödemeleri kapsadığını, dolayısıyla geçmiş dönemlere ilişkin; o dönemde yapılan fazla ödeme miktarınin denetim sonucu tarihine kadar anapara artı faizi şeklinde 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine uyarınca hesaplandığını, dava dilekçesinde; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın aydınlatma ile ilgili yükümlülüğünün ve ödemelerinin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı kanunun Geçici 6. maddesi ile doğduğu için bu tarihten sonraki ödemeler için denetim yapılmasının gerektiği savunulmaktaysa da iş bu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/04/2019 tarihli, 2015/459 Esas – 2019/359 Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce deliller toplanmış, bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
MAHKEMEMİZCE GÖREVLENDİRİLEN BİLİRKİŞİLER TARAFINDAN DÜZENLENEN 26/08/2021 TARAMA TARİHLİ RAPORDA SONUÇ OLARAK; Kanun, Yönetmelik, Tebliğ ve Genelge hükümleri kapsamında, davacı şirket görev bölgesinde yer alan tüm genel aydınlatma tesislerini işletmekle, aykırılıkları gidermekle, yapılan tüketimleri doğru şekilde tespit ederek faturalarını …’a sunmakla yükümlü olup, davalı …’ın da mevzuat hükümlerine göre her görev bölgesinde aydınlatma tesislerinin mevzuata uygunluğunu tespit ve faturalarının denetimini yapma yükümlülüğü mevcut olduğu, yapılan denetimlerde ilgili dönemde yürürlükte bulunan mevzuata uygun davranma yükümlülüğünün bulunduğu, bu noktada 13.07.2016 tarama tarihli bilirkişi kurul raporuna iştirak ettikleri, itiraza konu bilirkişi raporunda nihai denetim raporunda belirtilen tahakkuk ve alacağın, belirtilen esaslar çerçevesinde hesaplanıp/hesaplanmadığının incelenmediği, Yönetmelik ve Tebliğ hükümlerinde yer almasa dahi, yapılacak uygulama sırasında mutlaka denetime konu dönemler içinde tesislerin mevcut durumunun, tesislerdeki elektrik tüketiminin azaltılmasına yönelik iyileştirmelerin dikkate alınması, bir başka deyişle denetime konu dönemle denetim dönemindeki şartların eşitlenmesi gerektiği, CD kapsamında dosyaya sunulmuş olan nihai denetim raporu tabloları ve hesaplarında her abonelik için SEYT ve EYT değerlerinin bulunmadığı, SEYT değerine %4 tolerans eklenmesi gerekirken eklenip/eklenmediğinin bilinmediği, ayrıntılı SEYT hesaplamasına yer verilmediği, denetime konu dönemde incelemeye tabi olan fatura tarihleri itibariyle Yönetmeliğin öngördüğü şekilde onaylı Aydınlatma Profili dikkate alınarak toplam devrede kalma (TDS) saatlerinin dikkate alınıp/alınmadığı, hangi aboneliklerde OSOS verisi kullanıldığı anlaşılamamış olup, raporun bu haliyle mevzuata uygun olmadığı gibi denetime de açık olmadığı, Denetim raporunda tespit edilen fazla tüketime denk gelen tutarın nasıl hesaplandığına dair detaylı açıklama bulunmadığı, faiz başlangıcı ve fatura ödeme tarihlerinin bulunmadığı, fazla ödeme tutarı hesaplanırken davacı şirket tarafından faturalarla ilgili kurumlara ödenen enerji fonu, TRT payı ve BTV gibi kalemlerin yine ilgili kurumlardan tahsil edilmesi gerekeceğinden bu duruma dair bir inceleme bulunmadığı, yani mahsup edilecek olan bedelin hangi kalemlerden oluştuğu ve miktarlarının bilinmediği, dolayısıyla davacının menfi tespitine konu tutarın incelenmesinin, dosya kapsamı ile mümkün olmadığı ve yerinde inceleme yapılarak, nihai raporda yer alan gücü düşülecek olarak gösterilen toplam 516 abone için denetime konu faturaların incelenmesi, denetim tarihlerinde OSOS kapsamında bulunan sayaçların belirlenip, bu sayaçlarda OSOS verilerinin alınması gerektiği, denetim tarihinde OSOS kapsamında olmayan sayaçlar için kullanılabilecek OSOS verisi varsa bunların kullanılması, SEYT ve EYT değerlerinin aydınlatma profilleri dikkate alınarak hesaplanması ve her fatura için iade tutarının, fatura kalemleri bazında hesaplanması gerektiği, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin müstakil bir bağlantı noktası olan tüm müşteriler için geçerli olduğu, genel aydınlatma aboneliklerinin Yönetmeliğin dışında tutulduğu/tutulacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığı, denetim sırasında sayacın arızalı olduğuna ve ölçme hassasiyetinden şüphe edildiğine dair bir tespit olmadığı halde mevzuata uygun şekilde tesis edilmiş sayaç ve ölçüm sistemiyle ölçülen endeks esaslı tahakkukların yok sayılmasının yürürlükteki mevzuata uygun olmadığı, davacı şirket tarafından 20.06.2014 tarih ve 82552 sayı ile davalı şirkete yazılan yazıda, Genel Aydınlatma Yönetmeliği kapsamında yer alan aydınlatma sayaçlarının OSOS kapsamına alındığı bildirilerek, OSOS erişim bilgileri kullanıcı adı ve şifre bilgisinin davalı şirkete gönderildiği de dikkate alındığında nihai denetim raporunun oluşturulduğu ve saha denetiminin yapıldığı 09-19.09.2014 (2. Denetim) döneminde OSOS erişim bilgilerinin davalı …’a gönderilmiş olduğu, bu durumda OSOS kapsamında olan sayaçların denetiminin OSOS kayıtlarının esas alınması ile mümkün olacağı açıklanmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin beyan ve itirazları üzerine bilirkişiler tarafından düzenlenen 19/11/2022 tarihli ek raporda sonuç olarak, kök rapordaki görüşler tekrar edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin beyan ve itirazları üzerine gerçeğin daha ziyade tezahürü için mahkememizce görevlendirilen yeni bilirkişi tarafından düzenlenen 28/06/2022 tarihli raporda sonuç olarak; …’ın aydınlatma tesislerine yönelik faturaların denetimini yapma yetki ve yükümlülüğünün bulunduğu, bu açıdan önceki Bilirkişi Heyetlerinin Raporları arasında bir çelişkinin söz konusu olmadığı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı (2021/520 E., 2021/2229 K.) ile de yetkinin …’ta olduğunun belirtildiği, bununla birlikte, denetim sonucu oluşan raporların, EPDK’ya gönderilerek bir işleme tabi tutulup tutulmayacağının incelendiği, davalı vekilinin 10.01.2022 tarihli dilekçesinde de belirtildiği üzere söz konusu kararda yargı yolu farklılığından dolayı idari işlemin sıhhati bakımından değerlendirmeler yapıldığı, işlemin içeriği yönünden önemli tespitler yapılmakla birlikte, söz konusu Kararda, İkinci Bilirkişi Heyeti Raporunda detaylı olarak ele alınan ‘*işlemin içeriğine yönelik” belirtilen hususlarda farklılık içeren bir tespit bulunmadığı, sonuç olarak söz konusu Kararın İkinci Bilirkişi Heyeti Raporunda belirtilen hususlara yönelik davalı savlarını destekler nitelikte olmadığı, … tarafından yapılacak denetimler sonucu talep edilebilecek orana yönelik %3,49’luk bir limitin söz konusu olmadığı, konuya yönelik özel düzenlemeler ile (27 Temmuz 2013 tarihinden önce Aydınlatma 27.07.2013 tarihinden sonra Genel Aydınlatma Yönetmeliği, Genelge-l ve Genelge-2) denetime esas işlemlerin nasıl yapılacağı detaylı olarak belirlendiği, ikinci bilirkişi Heyeti Raporunda denetimin ve sonucunda ortaya konulan raporun mevzuatla uyumuna yönelik detaylı bir çalışma yapıldığı ve tarafınca da katıldığı sonuçlara ulaşıldığı, OSOS kapsamında bulunan sayaçlardaki OSOS verilerinin alınması gerektiği, o tarihlerde OSOS kapsamında olmayan sayaçlar için, SEYT değerleri dikkate alınarak hesaplanması ve her fatura için iade tutarının, fatura kalemleri bazında hesaplanması gerektiği, SEYT değerine %4 tolerans eklenmesi gerektiği, öte yandan, davalı tarafından her abonelik için SEYT ve EYT değerlerini sunmadığı, SEYT değerine %4 toleransın eklenip/eklenmediğinin bilinmediği, ayrıntılı SEYT hesaplamasına yer verilmediği, denetime konu dönemde incelemeye tabi olan fatura tarihleri itibariyle Yönetmeliğin öngördüğü şekilde onaylı Aydınlatma Profili dikkate alınarak toplam devrede kalma (TDS) saatlerinin dikkate alınıp/alınmadığı, hangi aboneliklerde OSOS verisi kullanıldığının anlaşılmadığı bildirilmiştir.
Dairemizin görev nedeniyle kaldırma kararından sonra, benzer olayda verilen Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 25/01/2021 tarih, 2021/4 E. ve 2021/31 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, “Elektrik dağıtım faaliyeti yürütmek ile görevlendirilen davacı şirket tarafından, davalı …’ın gerçekleştirdiği denetim sonucunda genel aydınlatma ödemelerinden tenzil edilmesini kararlaştırarak davacının genel aydınlatma alacaklarından kesinti yapmak suretiyle tahsil ettiği tutarın haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ve kesilen tutarın 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un uyarınca gecikme zammı ile birlikte davacıya iade edilmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerekmektedir.”
EMSAL…BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24.HUKUK DAİRESİNİN 01/06/2022 TARİHLİ 2022/539 ESAS, 2022/687 KARARINDA:”… O halde, mahkemece; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda, görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetileceğinden ve görev konusunda kazanılmış hak olmayacağından, benzer olayda Dairemizin 20.3.2019 gün ve 2019/74 E., 2019/367 K. sayılı kararına konu…8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.5.2019 tarih ve E:2019/227 sayılı görevlilik kararının Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 28/05/2020 tarih, 2019/697 E. ve 2020/332 K. sayılı kararı ile kaldırıldığı anlaşıldığından, mahkemece, idari yargının görevli olması nedeniyle, yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmediğinden, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA karar verilmesi gerekmiştir. Buna göre; Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 12/01/2022 tarih, 2019/393 E., 2022/21 K. sayılı kararının kaldırılmasına, Dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine,” karar verdiği tespit edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; elektrik faaliyeti yürütmek ile görevlendirilen davacı şirket tarafından, davalı …’ın gerçekleştirildiği denetim sonucunda genel aydınlatma ödemelerinden tenzil edilmesini kararlaştırarak davacının genel aydınlatma ödemelerinden kesinti yapmak suretiyle tahsil ettiği tutarın haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ve iptaline istemine ilişkin iş bu davanın, yukarıda yazılan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 01/06/2022 Tarihli 2022/539 Esas, 2022/687 Kararına belirtildiği gibi; görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetileceğinden ve görev konusunda kazanılmış hak olmayacağından, benzer olayda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 20.3.2019 gün ve 2019/74 E., 2019/367 K. sayılı kararına konu…8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.5.2019 tarih ve E:2019/227 sayılı görevlilik kararının Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 28/05/2020 tarih, 2019/697 E. ve 2020/332 K. sayılı kararı ile kaldırıldığı anlaşıldığından, bu kapsamda, uyuşmazlık Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 01/06/2022 Tarihli 2022/539 Esas, 2022/687 Kararına belirtildiği gibi idari yargının görevli olması nedeniyle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından HMK’nın 114/1-b, 115/1-2 maddeleri gereğince davanın, yargı yolu dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlere göre;
1-Davanın, HMK’nın 114/1-b, 115/1-2 maddeleri uyarınca yargı yolu (görev) dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL karar ve ilam harcının peşin alınan 202.196,97.TL harçtan mahsubu ile bakiye 202.116,27‬.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …. ‘in yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/11/2022

Başkan …
✍e-imzalı
Katip….
✍e-imzalı

¸* Bu karar 5070 sayılı kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır*¸