Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/188 E. 2021/40 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C… 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2019/37 Esas
KARAR NO : 2021/109

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – … …
MİRASÇILAR :1-…-… -…
VEKİLİ : Av. … -…
2-…-…
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … …
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 01/04/2013
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından verilen üyelikten çıkarılma kararlarının haksız, yasalara aykırı ve menfaat teminine dayanan bir karar olduğunu, davalı kooperatifte 16 adet hisseye sahip olan müvekkilinin hisselerine düşen ödemelerden çok fazlasını kooperatif hesabına yatırdığını, buna rağmen hiç sebep yokken üyeliğine son verilen işlemlerin yanlış olduğunu, yönetim tarafından dışlanılarak dairelerine el konulmak istendiğini, dairelerin noter marifeti ile paylaşıldığını, toplanan paraların yalnızca yönetimin fuzuli giderleri için toplandığını belirterek çıkarılma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında iki kez kooperatif ortaklığından çıkarılma kararının bulunduğunu, birinci çıkarma kararının davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi, ikinci çıkarma kararının davacının, kura sonunda kendisine isabet eden taşınmazlarda imara ve projeye aykırı tadilat ve ilaveler yapması olduğunu, her iki ortaklıktan çıkarma kararında da hak düşürücü sürelerin geçtiğini, çıkarma kararların kesinleştiğini, davacının fiiliyatta 4 ayrı adres kullandığını, tebligatlar usulüne uygun yapıldığı halde ve bazı tebligatları bizzat tebellüğ etmesine rağmen davacının tüm tebligatları aldığını inkar ettiğini, tebligat yapılan kişileri tanımadığını, onlarla aynı konutta oturmadığını ileri sürdüğünü, davacının 1996 tarihinden 15 Mart 2011 tarihine kadar 15 yıl yönetim kurulu üyeliği ve ilaveten kesintisiz olarak muhasip üyelik görevini yürüttüğünü, eğer davacının yatırdığı aidatlar, diğer ortak olan eşi ve oğlunun hesaplarına aktarıldı ise bunu bizzat kendisinin veya muhasip üye sıfatıyla talimat vererek muhasebeciye yaptırdığını, banka kayıtlarına göre, 01.01.2011 tarihinden bu tarihe kadar geçen sürede aidat ödemesinin yapılmadığını, davacının, 02.05.2012 tarihinde borcuna mahsuben yatırdığı 900,00 TL ile 03.09.2012 tarihinde yatırdığı 600,00 TL’nin, talebi doğrultusunda 2.726,44 TL elektrik borcundan mahsup edildiğini, yatırılan paranın aidat borcu ile bir ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Mahkememizin 2013/122 Esas sırasında kayıtlı dava dosyasında, 17.07.2014 tarihinde yetkisizlik kararı verilerek dosya, yetkili Kızılcahamam Nöbetçi Asliye (Hukuk) Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2018 tarihli ve 2015/156 Esas – 2018/255 Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 10.01.2019 tarihli ve 2018/2129 – 1886 Sayılı ilamı ile mahkememiz Yargı Yeri olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler tarafından düzenlenen 15.04.2014 tarihli raporda; parasal yükümlülüğün yerine getirilmemiş olması bakımından alınan 24.04.2012 tarihli, 63 sayılı yönetim kurulu ihraç kararının, davacı tarafa 30.04.2012 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş olduğu, bu haliyle davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, bununla birlikte, davacı yanın “Bizzat” tebliğe ilişkin imzanın kendisine ait olmadığı hususunun belirlenmesi halinde davanın süresine açılmış olduğunun kabulü ile ihraç kararının yasa ve ana sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı konusunun incelendiği, ihraca konu olan 10 günlük sürenin verildiği 23.02.2012 tarihli birinci ihtarnamenin tebligat yasasına uygun yapılmadığı, usule uygun olmayan ihtara dayalı ihraç kararının da yasa ve ana sözleşmeye aykırı olduğu, iptalinin gerektiği, konutlarda yapılan tadilat ve imara aykırılıklıkların giderilmemiş olması nedeniyle davalı kooperatif yönetim kurulunun 05.06.2012 tarihli ve 65 sayılı yönetim kurulu ihraç kararının tebligat yasasına uygun tebliğ edilmediği, bu haliyle davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu, mahallinde yapılan inceleme sonunda, kooperatif tarafından gönderilen ihtarda belirtilen bağımsız bölümler olan A-13,14,15 nolu bağımsız bölümlerde aykırı imalatların tespit edilemediği, ihtarda belirtilmeyen bölümlerde aykırılıklar tespit edildiği, bu haliyle ana sözleşmenin 14/4 maddesi gereği ihraç kararına dayanak teşkil edecek ihtarname gönderme koşulunun yerine getirilmemiş olduğu ve ihraç kararının iptalinin gerektiği belirtilmiştir.
Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/156 Esas sayılı dosyasında görevlendirilen bilirkişiler tarafından düzenlenen 22.02.2016 tarihli raporda; parasal yükümlülüğün yerine getirilmemiş olması bakımından, davalı kooperatif yönetim kurulunun birinci ihraç kararının 30.04.2012 tarihinde bizzat tebliğ belgesindeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi halinde, davanın 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olduğu, imzanın davacıya ait olmadığının tespiti halinde ise davanın süresinde açılmış olduğu, davacıya gönderilen 10 günlük süre verildiği birinci ihtarnamenin tebligat kanunun 21. maddesine uygun olmadığı, bu ihtara dayalı ihraç kararının kanun ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğu, iptalinin gerektiği, konutlarda yapılan tadilat ve imara aykırılıklarının giderilmemiş olmaması nedeniyle kooperatif yönetim kurulunca verilen 05.06.2012 tarihli ve 65 sayılı ihraç kararının yasaya ve ana sözleşmeye uygun olmadığı, iptalinin gerektiği açıklanmıştır.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 13.04.2017 tarihli raporda; 30.04.2012 tarihli tebliğ mazbatasında …’a atfen atılı imza ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiştir.
Mahkememizce Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat üzerine mahalinde yapılan keşif sonucu bilirkişiler tarafından düzenlenen 08.01.2021 tarihli raporda; fiili durumda blokların kaba inşaat halinde olup, ikamet edilmediği, gerçekleşme seviyesinin %70 olarak değerlendirildiği, A-13 ve A-14 katların projeye uygun olduğu, A-15 bina giriş cephesinde proje dışı pencere boşluğu açılarak PVC pencere imalatı yapıldığı, bu hususun projeye aykırı imalat olarak değerlendirildiği, site içinde davacının proje dışı imalatlar olarak belirtilen kamelya, barbekü, amerikan bar, ateş kuyusu imalatların görülmediği, önceki raporlarda da bu imalatların dava dışı başka parsellerde bulunduğunun belirtildiği, dava konusu blokların dışındaki diğer bloklarda da bina dışından gözle görülen fazla sayıda projeye aykırı tadilatların yapıldığı, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle ihraç ihtarnamesinin 30.04.2012 tarihinde bizzat davacı imzasına tebliğ edildiğinin yazılı olduğu, ancak yapılan yazı incelemesinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 13.04.2017 tarihli raporuyla imzanın davacıya ait olmadığının belirlenmiş olduğu, dolayısıyla ihraç kararının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle davanın süresinde açıldığı, usulüne uygun düzenlenmeyen geçersiz ihtarlara dayalı olarak alınan davacının ortaklıktan ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 24.04.2012 tarih ve 63 sayılı kararının 1163 sayılı Kooperatifler Yasası’nın 27. maddesi ve Ana Sözleşme’nin 14. maddesi hükümlerine aykırı olduğunun belirlendiği, projeye aykırılıkların giderilmemesi nedeniyle alınan ihraç kararı yönünden gönderilen ihtarnamenin tebliğinin usulüne uygun olmadığı, ancak ihraç ihtarnamesinin ikinci adres olarak gönderildiği ve 06.06.2012 tarihinde bizzat davacı imzasına tebliğ edildiğinin yazılı olduğu, davacı tarafça imzaya itiraz edildiği, tebligat parçasındaki imza yönünden imza incelemesi yapılarak, imzanın davacıya ait olmadığının belirlenmesi veyahut davacıya ait olduğunun kabul edilmesi ve dolayısıyla davanın süresi içerisinde açıldığının kabul edilmesi halinde, geçersiz ihtarnameye dayalı olarak alınan davacının ortaklıktan ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 05.06.2012 tarihli ve 65 sayılı ihraç kararının Ana Sözleşme’nin 14. maddesi hükmüne aykırı olduğunun belirlendiği, mahkemece davanın süresinde açılmadığının ve dolayısıyla ihraç kararının kesinleştiğinin düşünülmesi ihtimalinde ise projeye aykırılık nedeniyle alınan ihraç kararının yalnızca dayanak ihtarda yazılı A-13,14 ve 15 nolu olmak üzere 3 adet hissesi yönünden sonuç doğurabileceği, diğer hisselerine sirayet etmeyeceği düşünülmekle birlikte, projeye aykırılık nedeniyle gönderilen ihtarnamede sadece A-13,14 ve 15 olmak üzere 3 konutta projeye aykırılığın giderilmesi uyarısının yapılması, ancak ihraç kararında hangi hisseden dolayı ihraç kararı alındığının belirtilmemesi nedeniyle ihraç kararının tümden geçersizliği veya ihtarda belirtilen konutlardan sadece A-15 nolu konutta projeye aykırılık olması nedeniyle A-15 nolu konut hissesi yönünden ihraç, yahut ihtarda yazılı sadece A-13,14 ve 15 nolu konut hisselerinden ihraç sonucu doğurup doğuramayacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; parasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle davacının ortaklıktan ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 24.04.2012 tarihli ve 63 sayılı kararına dayanak ilk ihtarnamede, istenilen borcun davacının tüm hisselerini kapsayıp kapsamadığının yazılmadığı, usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu nedenle 1163 sayılı Kooperatifler Yasası’nın 27. maddesi ve Ana Sözleşme’nin 14. maddesi hükümlerine aykırı olduğu, projeye aykırılıklıkların giderilmemesi nedeniyle davacının ortaklıktan ihracına ilişkin 05.06.2012 tarihli ihtarda, hangi hisseden dolayı ihraç kararı alındığının belirtilmemesi, 22.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda ihraç kararına konu A-13,14 ve 15 nolu dairelerde aykırı bir imalatın yapılmadığının tespit edilmesi, 08.01.2021 tarihli bilirkişi raporunun ise daha sonra gerçekleştirilen keşif sonucu düzenlenmesi ve A-15 nolu dairedeki PVC pencere imalatının daha sonra yapılmış olabileceği ihtimali nedenleriyle bu ihraç kararının tümden geçersiz olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜNE,
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 24.04.2012 tarihli ve 63 sayılı kararı ile davalı kooperatif yönetim kurulunun 05.06.2012 tarihli ve 65 sayılı kararının İPTALİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı mirasçılar tarafından ödenen toplam 108,80 TL yenileme harcının üzerlerinde bırakılmasına,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davacı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 24,30 başvurma harcı, 24,30 TL peşin harç, 384,90 TL keşif harcı, 3,75 vekalet harcı, 381,40 TL posta gideri, 6.500,00 TL bilirkişi ücreti, 250,00 TL taksi ücreti olmak üzere toplam 7.568,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, davacı … vekili Av. … , davacı mirasçı … vekili Av. … ve davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisind… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/02/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …