Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/168 E. 2022/353 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Karar
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/168
KARAR NO : 2022/353

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … TC nolu
VEKİLİ : Av. … [elektronik tebliğ]

DAVALI : … – … TC nolu
VEKİLİ : Av. … [elektronik tebliğ]

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/06/2022

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davacı ve davalı ile dava dışı … n … parselde kayıtlı bulunan taşınmazda hissedar olduklarını, hissedar olan davalının davacı dışında kalan diğer hissedarlar ile düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, davacı ile sözleşme imzalanmaması üzerinde belirtilen taşınmaza yönelik ortaklığın giderilmesi yönünde dava açtığını, yapılan yargılama sonucunda ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiğini, Ankara … İcra Dairesinin 2017/160 ortaklığın giderilmesi satış sayılı dosyada satış işlemlerine başlanıldığını, satışın 19/06/2018 günü saat 14:45 – 14:55 saatleri arasında yapılmasına karar verildiğini, davalının davacıya ulaşarak satışın icra yolu ile yapılması halinde düşük bedel ile satışın yapılacağını belirterek davacıya ait hisseyi almaya hazır olduğunu bildirdiğini, satış günü sabahında davacı, kızı, … ile davalının ve korumasının olduğu bir ortamda buluştuklarını, taşınmazdaki davacı hissesinin 150.000,00 TL karşılığında davalıya satışının yapılması ve ortaklığın giderilmesine ilişkin satış talebinden vazgeçilmesi hususunda anlaştıklarını, anlaşma uyarınca davalının satıştan vazgeçeceğini, davacının ise hisseyi davalıya devredeceğini, satış bedelinin teminatı olarak ise satışın düşürülmesinden sonra iade edilmek üzere davacı ve kızı tarafından 147.000,00 TL bedelli bononun imzalanarak davalıya verildiğini, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının kandırıldığını, tecrübesizliğinden faydalanılarak ve hile ile elinden senet alındığını, kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet üzerine davalı hakkında ceza davası açıldığını belirterek davacının Ankara … İcra Dairesinin 2018/7622 esas sayılı dosyasında takibe konu edilen bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ayrıntısı Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın kabul edilemez nitelikte bulunduğunu, davacı ile davalının aynı taşınmazda hissedar olduğunu, zaman zaman görüşmelerinin olduğunu, satış hususunda anlaşamadıklarını, davalı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, satış aşamasına geçildiğini, kıymet takdiri raporunun 10/01/2018 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacının davalı ile hissenin satışı hususunda görüşmelere başladığını, davacının paraya ihtiyacının olduğunu da söylemesi üzerine taşınmazın 147.000,00 TL bedel ile satışının yapılması hususunda anlaşıldığını, davalı tarafından bu miktar bedelin davacıya borç olarak verildiğini, bedele karşılık olarak ise 20/03/2018 ve 18/06/2018 tarihli bonoların davacı tarafından düzenlenerek verildiğini, sonrasında tüm hissedarların anlaşarak satıştan vazgeçilmesi üzerine satışın düşürülmesine karar verildiğini, davacının aldatıldığına ilişkin beyanının yerinde olmadığını, mahkemede algı oluşturmak amacıyla ileri sürüldüğünü, davacının satışın düşürülmesi sonrasında hissesine yönelik olarak ek taleplerde bulunduğunu, taşınmaz hissesinin satışını gerçekleştirmediğini, davalının da bunun üzerine düzenlenen bono nedeniyle icra takibi başlattığını, kambiyo senetlerine ilişkin bedelsizlik iddiasının yazılı delillerle ispat edilmesinin gerektiğini, bononun geçersiz sözleşme nedeniyle düzenlendiği kabul edilse bile bono bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödenmesinin gerektiğini, hile iddiasına dayanılmasının mümkün olmadığını, nakten ibaresinin bonoda yazılı olduğunu, bedelsizliğin yazılı delil ile ispat edilmesinin gerektiğini, davalının tanınan ve itibar gören iş adamı olduğunu, davacının parasına ihtiyacının olmadığını, aynı taşınmazda hissedar olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, TBK’nin 36. maddesi uyarınca aldatma – hile sebebine dayalı kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/10/2018 tarih, 2018/462 esas, 2018/516 karar sayılı görevsizlik kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 07/02/2019 tarih, 2019/113 esas, 2019/151 karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verilmesi sonrasında dosya mahkememize gönderilmiş ve yazılı esas sırasına kaydı yapılmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Ankara … İcra Dairesinin 2018/7622 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından davacı hakkında 20/03/2018 düzenleme, 18/06/2018 ödeme tarihli 147.000,00 TL bedelli bono dayanak gösterilmek suretiyle icra takibi başlatıldığı, mahkememize görevsizlikle gönderilen Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/07/2018 tarih, 2018/462 esas sayılı kararı ile icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde verilen karar üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafından dosya kapak hesabında belirtilen bedelin teminat olarak icra dosyasına yatırıldığı anlaşılmıştır.
Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/370 esas, 2017/1057 karar sayılı kararının incelenmesinde, davacının …, davalıların …, … olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda … parsel sayılı taşınmazda yer alan ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, kararın 08/09/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ankara … İcra Dairesinin 2018/194 (yeni) (2017/160 eski) ortaklığın giderilmesi satış sayılı dosyasının incelenmesinde, Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/370 esas, 2017/1057 karar sayılı kararının infazına ilişkin olduğu, taşınmaza ilişkin kıymet takdirinin hissedarlara tebliğ edildiği, 04/05/2018 tarihinde satış memuru tarafından satış kararının alındığı ve taşınmazın satışının 19/06/2018 ve 20/07/2018 tarihlerinde 14:45 – 14:55 saatleri arasında yapılmasına karar verildiği, 19/06/2018 tarihinde tüm hissedarların satıştan vazgeçmeleri nedeniyle satışın düşürülmesine karar verildiği, 27/06/2018 tarihinde yeniden satış yapılmasının talep edildiği, 04/08/2018 tarihinde taşınmazın yeniden kıymet takdirinin yapıldığı, hissedarlara tebliğ edildiği, 29/11/2018 tarihinde satış memuru tarafından satış kararının alındığı ve satışın 15/01/2019 ve 15/02/2019 tarihlerinde saat 09:45 – 09:55 saatleri arasında yapılmasına karar verildiği, 15/01/2019 tarihinde yapılan açık artırma sonucunda …’a 2.000.000,00 TL bedel karşılığında satışının yapıldığı, satışın kesinleştiği, taşınmazın tescil işlemlerinin ve satış bedelinin ilgililere dağıtımının yapıldığı anlaşılmıştır.
Ankara … Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/414 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 26/03/2019 tarih, 2018/132974 soruşturma, 2019/17276 esas, 2019/12196 iddia sayılı iddianamesi ile şüpheli … hakkında 09/07/2018 tarihinde işlediği iddia olunan Bedelsiz senedi kullanma suçundan dolayı kamu davacı açıldığı, davanın derdest olduğu ve mahkememizce yapılacak yargılama sonucunda verilecek kararın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır.
A… parsel sayılı taşınmazın aktif ve pasiflerini gösterir tapu kaydı dosya arasına getirilmiştir.
Davanın doğrudan bedelsizlik iddiasına dayalı olmaması ve aldatma hile yolu ile dava konusu bononun düzenlettirildiği iddiasına dayalı olması nedeniyle tarafların bildirdikleri tanıkları duruşmada dinlenilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Aldatma başlıklı 36/1. maddesi “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.” hükmünü, İrade bozukluğunun giderilmesi başlıklı 39/1. maddesi “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.” hükmünü içermektedir.
Aldatma, her türlü delil ile ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması bir şekle de bağlı değildir.
Aldatma, öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Davalı tarafından davacıya 147.000,00 TL borç para verildiği hususunda dosyaya herhangi bir bilgi veya belge sunulmamış, paranın elden verildiği hususunda beyanda bulunulmuştur.
Davaya konu icra takibinin 28/06/2018 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin 03/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 09/07/2018 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet başvurusunda bulunduğu ve aynı tarihte görülmekte olan menfi tespit davasını açtığı, bu hali ile davanın 6100 sayılı TBK’nin 39/1. maddesinde yazılı bulunan süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, tarafların aynı taşınmazda hissedar oldukları, taşınmaza yönelik olarak davalı tarafından ortaklığın giderilmesi yönünde dava açıldığı, açılan dava sonucunda davanın kabulüne ve ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiği, tarafların aşamalarda sunmuş oldukları dilekçeler, yargılama aşamasında dinlenen tanık beyanları ve satışa ilişkin olarak taraflar arasında başkaca görüşme yapıldığına dair dosya kapsamına sunulan bir bilgi veya belgenin bulunmaması hususlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda mahkememizce yapılan kabule göre satış kararından sonra taraflar arasında satışa ilişkin görüşmenin satış günü sabahında yapıldığı, yapılan bu kabul karşısında davalı tanığının beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, düzenlendiği iddia olunan ikinci bononun veya ikinci bononun ödenmesine yönelik herhangi bir bilgi veya belgenin sunulamadığı gibi takibe konu bonoya karşılık olarak davacıya borç olarak para verildiği hususunun da ispat edilemediği, dinlenen tanık beyanlarına göre ise taraflar arasında yapılan görüşme sırasında satıştan vazgeçilmesine yönelik teminat amacıyla davacı ile kızı tarafından imzalanan 1 adet bono düzenlendiği, satış günü tüm hissedarlar tarafından satıştan vazgeçilmesi sonrasında davacıya ait taşınmaz hissesinin davalıya devredilmesine ilişkin bir işlem yapıldığı yönünde herhangi bir iddia ve belgenin dosyaya sunulmadığı, satış günü ile takibin başlatılması tarihi arasındaki süre dikkate alındığında davalı tarafından hissedar olunan taşınmazda yer alan davacıya ait hissenin devredilmesi yönünde bir işlem yapılmadığı, davacıya veya ilgili tapu müdürlüğüne yapılan herhangi bir başvurunun bulunmadığı, takibe konu bononun doğrudan icra takibine konu edildiği, bononun borca karşılık olarak verildiğinin kabul edilmesi halinde ise davalının satıştan vazgeçme iradesini neden ortaya koyduğu hususunun ispat edilemediği, ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyası, ortaklığın giderilmesi satış dosyası, icra dosyası, savcılık dosyası aşamaları dikkate alındığında davalının davacıya yazılı miktarda borç verdiği hususunun ispat edilemediği gibi davacının borç almaya gereksinimi olduğu hususunun da ispat edilemediği, taraflar arasında yazılı miktarda ticari ve hukuki ilişki bulunmasını gerekli kılan bir sebebin de bulunmadığı ve davalının davacının iyi niyetinden, olay tarihindeki yaşından ve olay anındaki durumundan faydalanmak, teminat olarak bono düzenlendiği izlenimini vermek ve bu şekilde davacıyı aldatmak suretiyle takibe konu bononun imzalanarak kendisine verilmesini sağladığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının gerçek olmayan ticari ilişki kapsamında, davacının aldatılması suretiyle imzalanan bonoyu takibe koyarak kötü niyetli olarak hareket ettiği ve haksız olarak takip başlattığı anlaşıldığından kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay … HD. 12/02/2020 tarih, 2018/3348 e, 2020/419 k).

H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) (a) Davanın KABULÜ ile Ankara … İcra Dairesinin 2018/7622 esas sayılı dosyası ve dosyaya dayanak düzenleyeni …, lehtarı …, düzenleme tarihi 20/03/2015, düzenleme yeri Ankara, ödeme günü 18/06/2018 olan 147.000,00 TL bedelli bonodan dolayı DAVACININ DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
(b) Davaya konu takibin haksız ve kötü niyetli olarak başlatıldığı anlaşıldığından İİK’nin 72/5. maddesi uyarınca takibe konu asıl alacak olan 147.000,00 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 29.400,00 TL kötü niyet tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.041,57 TL harçtan, dava açılışında alınan 2.510,40 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 7.531,17 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 2.510,40 TL peşin harç, 173,00 TL tebligat ücreti, 35,90 TL başvurma harcı, 32,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.752,20 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.915,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
31/05/2022

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır

Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.