Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/597 E. 2021/614 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2018/597 Esas
KARAR NO : 2021/614

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … -….
Av. … -….
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin; davalı kurumun 2015/136819 ihale kayıt numaralı “5. Bölge kapsamında 01.01.2016-31.12.2016 Tarihleri Arasında Olmak Üzere Toplam 463 İşçi İle Genel Temizlik” ihalesini üstlendiğini, iale konusu işin kabul işlemlerinin davalı kurum tarafından yapıldığını ve işin 31.12.2016 tarihinde sona erdiğini, müvekkili şirketin, davalı kuruma veya SGK’ya bu iş kapsamında herhangi bir borcunun bulunmadığını, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, buna rağmen 25/12/2015 tarihli … AŞ… Şubesi tarafından düzenlenen 735 TM KE 268 no’lu ve 337.363,38 TL bedelli kesin teminat mektubunun halen ilgili bankaya iade edilmediğini ve süre uzatımı talep edildiğini, bunun üzerine 29.06.2018 tarihine kadar süre uzatımı yapıldığını, bu uzatım sonrasında 2018 yılı 6. ay içerisinde tüm yükümlülüklerin tamamlandığı bildirilerek teminat mektubunun iadesinin talep edildiğini, ancak davalı İdarenin son güne kadar bu taleplerine cevap vermediğini ve ardından teminat mektubunun paraya çevrilmesi için ilgili bankaya başvurulduğunu, mektubun paraya çevrilmesi baskısı sonrasında taraflarının uğraşları ile mektubunun yenilenerek 219 TM KE 13719 no’lu ve 337.363,38 TL bedelli kesin teminat mektubunun verildiğini, en son 13.08.2018 tarihinde 105273 evrak kayıt numarası ile 7 gün içerisinde teminat miktarlarının iadesi talep edilmiş ancak davalı kurumun başvuruya cevap vermediğini ve teminat miktarlarının da iade edilmediğini, müvekkil şirket ile davalı taraf arasında kıdem tazminatının müvekkil şirket üzerinde olduğuna dair bir sözleşme bulunmadığını, Kamu İhale Genel Tebliği hükmü gereğince de kıdem tazminatından müvekkil şirketin sorumlu olmadığını, davalı kurumun müvekkil şirkete karşı rücu etme hakkının, teminatı paraya çevirme hakkının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmeye ve yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile davalı uhdesinde bulunan 219 TM KE 13719 no’lu ve 337.363,38 TL bedelli kesin teminat mektubunun iadesini, 29.006,97 TL nakit teminatın 31.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, Genel Müdürlükleri bünyesinde 5. Bölge kapsamında 01.01.2016 – 31.12.2016 tarihleri arasında temizlik hizmetlerini yürüttüğünü, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun “kesin teminat ve ek kesin teminatların geri verilmesi” başlıklı 13. maddesinin; “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların; Yapım işlerinde; varsa eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından sonra yarısının, Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanının, Yapım işleri dışındaki işlerde Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz belgesinin getirildiği saptandıktan sonra; alınan mal veya yapılan iş için bir garanti süresi öngörülmesi halinde yarısının, garanti süresi dolduktan sonra kalanının, garanti süresi öngörülmeyen hallerde ise tamamının yükleniciye iade edileceğinin düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 36.2. maddesine göre de yüklenici bu işle ilgili çalıştırdığı personelin İş Kanunlarından doğan her türlü haklarından, tazminat vs. ödemelerinden sorumlu bulunduğunu, dava konusu sözleşme ile ilgili olarak… sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından Genel Müdürlüklerine gönderilen 20.09.2018 tarih ve 12230964 sayılı yazıda, davacı şirketin SGK borcu olduğu, bu nedenle de talep ettiği ilişiksiz belgesinin verilmediği, ilişiksiz belgesi verilinceye kadar dava konusu kesin teminatın iade edilmemesi gerektiğinin bildirildiğini, diğer yandan dava konusu sözleşme kapsamında çalışan işçiler tarafından Genel Müdürlükleri aleyhine açılan davalar neticesinde Genel Müdürlüklerince yapılan ödemelerin rücu edilmesi amacıyla davacı şirket aleyhine rücu davaları açıldığını, bu davaların halen derdest durumda olduğunu, davacı yüklenici firma ile müvekkili arasında, dava konusu rücu ilişkisine yönelik olarak sözleşmenin ilgili maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamede belirlendığını, davacı yüklenicinin bunlara aynen uymakla yükümlü olduğunu, 4857 Sayılı İş kanunun 112. maddesine eklenen yeni düzenleme ile yalnızca kıdem tazminatına ilişkin değişiklik yapıldığını, konuya ilişkin olarak mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda; 6552 sayılı Torba Yasa 11/9/2014 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, mezkûr dava açısından Kanunların Geçmişe Yürümezliği ilkesi gereğince uygulama alanı bulunmadığını, tüm bu hususlar çerçevesinde davacı tarafın iadesini talep ettiği teminatlarla ilgili 4735 sayılı Kanunun aradığı iade şartlarının gerçekleşmemiş olduğunun açık olduğunu, açılmış olan iş bu davanın hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu belirterek reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Ticari Nitelikte Hizmet Sözleşmesi nedeniyle menfi tespit, teminat mektubunun iadesi, hakedişten kesilen nakit teminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, SGK’ya yazılar yazılmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen tarihsiz raporda; yüklenici davacı firmadan sözleşmenin cezalarla ilgili 16. maddesinde yer alan “ Çalışan İşçi eksikliği, Temizlik Malzemesi eksikliği, İşçi Ücretlerinin Süresinde ödenmemesiyle ilgili tahakkuk eden cezaların” her ay Hizmet İşleri Kabul Tutanaklarında yer aldığı, bu tutanaklardan Ordu Giresun Hava Limanıyla ilgili 12 adet, Kars Hava Limanıyla ilgili Mart, Nisan, Ağustos ve Aralık 2016 aylarıyla ilgili 4 adet, Hakkari Yüksekova Hava Limanıyla ilgili Haziran 2016 ayıyla ilgili bir adet ve Tokat Hava Limanıyla ilgili Şubat 2016 ayıyla ilgili bir adet ve Merzifon-Amasya Havaalanıyla ilgili 6 adet Hizmet İşleri Kabul Tutanağı dışındaki tutanaklar hariç diğerlerinin tamamının yüklenici davacı şirket kaşesiyle o ildeki firma temsilcisi tarafından imzalandığının saptandığı, somut olayda da yüklenicinin yazılı talebi üzerine zaman zaman İşçilik ücretleri, bazı aylara ait Sosyal Güvenlik Prim Borcu, bir aya ait vergi borcunun ihale konusu işin tamamlandığı 2016 Aralık ayı dahil idare tarafından ödendiği, bilahare davacı hakedişleriden kesildiğinin görüldüğü, dosya ve eklerinden anlaşıldığı üzere davalı tarafından alıkonulan teminatların Davalı …’nce (DHMİ) 5. Bölge kapsamındaki Hava Limanlarının 01.01.2016 – 31.12.2016 tarihleri arasında 463 adet işçi ile “Genel Temizlik Hizmet Alımı’ için çıkılan 2015/136819 İKN’li ihaleyi kazanan davacı yüklenici şirket tarafından davalı İdareye verilen teminatlar olduğu, davalı İdare tarafından ihale konusu işçilere ödenecek Kıdem Tazminatı ödemeleri ve işçiler tarafından açılan davaların kaybedilmesi sonucu çıkacak ödemeleri karşılamak amacıyla alıkonduğu, SGK Başkanlığı TOKAT İl Müdürlüğünce 20.07.2018 tarihinde…Genel Müdürlüğüne yazılan yazıda; davacı şirketin üstlenerek tamamlamış bulunduğu 01.01.2016 – 31.12.2016 devresi “Temizlik Hizmet Alım İşi” için makamınıza vermiş olduğu teminatın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 90. maddesi gereğince kendisine iadesinde sakıncası yoktur,” şeklinde beyanda bulunulduğu, davalı yanın da yüklenici davacı şirketin Maliyeye vergi borcu, SGK prim borcu oluğu için teminatlarının tutulduğu şeklinde herhangi bir beyanı bulunmadığı, bu tespitlerin ışığında davacı şirketin yüklenimdeki işle ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna herhangi bir borcunun kalmadığının anlaşıldığı, 11.09.2014 tarihinden sonra imzalanan hizmet alım sözleşmeleri nedeniyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin Kıdem Tazminatlarından asıl işverenlerin sorumlu tutulduğu, bu tarihten önce imzalanmış sözleşmeler gereği devam eden hizmet alımları varsa bu sözleşmelerde 11.09.2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişki Kamu kurum ve Kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödenmesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık hükme yer verilmediği, alt işverene rücu edilemeyeceğine dair de kanuni düzenleme yapıldığı, somut olayda dava konusu sözleşmenin 31.12.2015 tarihinde imzalandığı göz önüne alındığında…Genel Müdürlüğü 5. Bölgesi kapsamındaki iş yerlerinde 01.01.2016-31.12.2016 tarihleri arasındaki Temizlik Hizmeti Alım işinde çalışan işçilerin iş akitlerinin İş Kanuna göre kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde son bulması durumunda bu tazminattan asıl işverenin sorumlu olacağı ve bu tarihten sonra imzalanan sözleşmeler nedeniyle de herhangi bir şekilde alt işverene rücu edilemeyeceğinin anlaşıldığı, sözleşmelerin kanuna aykırı bir şekilde düzenlenemeyeceği genel kuralı dikkate alındığında, davalı vekilince bu konuda ileri sürülen savunmaların dayanaktan yoksun olduğunun değerlendirildiği, yasalarla yapılan düzenlemelere paralel olarak 25.10.2014 tarihinde Kamu İhale Genel Tebliğinde gerekli değişiklikler yapıldığı, anılan Tebliğin 78.30 maddesinde tanımlanan “Sözleşme Giderleri ve Genel Giderler” kalemi içinde yer alan iş kalemleri içerisinde “Kıdem Tazminatı” kalemine yer verilmediği, bu nedenle davalı idarenin aleyhine açılan davalar sonucu Kıdem Tazminatı ödenmesi ihtimali nedeniyle davacı teminatlarını tutma hakkının olmadığının değerlendirildiği, davalı vekilince cevap dilekçesinde ileri sürdüğü, “dava konusu sözleşme kapsamında çalışan işçiler tarafından Davalı Genel Müdürlük aleyhine açılan davalar nedeniyle yapılan ödemelere rücu edilmesi amacıyla davacı şirket aleyhine Rücu davalarının açıldığı, bu davaların halen derdest olduğu” gerekçesi ile teminatları iade etmeme hakkının bulunmadığı, ayrıca, davacı vekilinin “6552 Torba Yasanın 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle mezkur dava açısından kanunların geriye yürümezliği ilkesi gereğince uygulama alanı bulunmadığı, dava konusu sözleşmenin 31.12.2015 tarihinde yani yasal değişikliğin yapıldığı 11.09.2014 tarihinden sonraki bir tarihte imzalandığından kanunların geriye yürümeyeceği ilkesi ile alakalı bir durumun bulunmadığı, 4735 sayılı yasanın 13. maddesinde yer alan Teminatların iadesi ile ilgili düzenlemelerde yer alan şartların tamamen gerçekleştiği, sonuç olarak, kesintiler konusunda sözleşme ve sözleşme eklerinde öngörülen şekilde usulüne uygun herhangi bir itiraz dilekçesine rastlanmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın hakedişler üzerinden yapılan kesintilerle ilgisinin olmadığı, davacının, davalı İdareye muaccel hale gelmiş bir borcu olduğunu kanıtlayan herhangi bir belgenin dava dosyası içerisinde yer almadığı, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davacı tarafından 2015/136819 İKN’li ihale ilgili olarak davalı’ya verdiği 337.363,38 TL tutarındaki Teminat Mektubu ile davacının talep ettiği 29.006,97 TL’lik nakdi teminatının iadesi koşulları gerçekleştiğinden, davacıya iade edilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin itirazı ile bilirkişi raporunun 10. sayfasında sözleşmenin 36.2.1 maddesinde yer alan ifade olarak açıklanan ifadenin sözleşmenin 36.2.2 maddesinde yer aldığı, davacı savunmasında dile getirilen 36.2.1 maddesinde yer alan ifadelerin değerlendirilmediği, aynı şekilde raporda 4734 sayılı yasanın 62/e maddesinde yer alan düzenlemenin taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ne şekilde bağlantılandırıldığının net şekilde açıklanmadığı hususları yönünden bilirkişiden ek rapor istenilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 01/09/2020 havale tarihli ek raporda özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 36.2.1 maddesi işçi haklarıyla ilgili bir düzenleme olduğu, burada tazminat ifadesine yer verilmediği, sadece İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik mevzuatına atıfta bulunulduğu, sözleşmenin 36.2.2 maddesinde ise ; “Yüklenici ve İstihdam ettiği işçiler tarafından üçüncü kişi veya kurumlara verilecek zarar ziyan ve üçüncü kişilerce talep edilecek tüm zarar, ziyan tazminatlarının muhatabı ve sorumlusu yüklenicidir.” düzenlemesinin yer aldığı, bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere burada bahsedilen tazminatın Borçlar Kanunu gereğince ödenecek zarar ve ziyan tazminatı olduğu, bunun işçilere asıl işverence ödenecek veya ödenmesi muhtemel Kıdem Tazminatı ile ilgisi bulunmadığı, davacı yüklenicinin ve/veya işçilerinin üçüncü kişilere verdikleri zarar nedeniyle kendileri aleyhine açılmış bir dava olduğu iddiasının da bulunmadığı, sözleşmenin 36.2.2. maddesinde ödenmesi muhtemel Kıdem tazminatları kastedilmiş olsa idi bu hususun açıkça belirtileceği, sonuç olarak, kök rapordaki teminatın iade edilmesi gerektiği hususundaki görüşünü değiştirecek bir husus bulunmadığı, davalının sözleşmenin 36.2.2 maddesine dayanan savunmasının dayanağının bulunmadığı, “22.09.2019 tarih 7166 sayılı yasanın 141. maddesiyle 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, alt işverenler tarafından çalıştırılan İşçilere, 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait iş yerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilemez” şeklinde yapılan kanun değişikliği göz önünde bulundurulduğunda, uyuşmazlık konusu sözleşme 31.12.2015 tarihinde imzalandığından davalı idarenin, takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafından 2015/136819 İKN’li ihale ilgili olarak davalı’ya verdiği 337.363,38 TL tutarındaki Teminat Mektubu ile davacının talep ettiği 29.006,97 TL’lik nakdi teminatının iadesi koşullan gerçekleştiğinden, davacıya iade edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 36.2. maddesi uyarınca işçilik alacaklarının davalıya yüklenemeyeceği, HİGŞ’nin 13. maddesine göre, yüklenicinin idarede herhangi bir borcunun bulunmadığı tespit edildikten sonra kesin teminatların iade edilebileceği, Bingöl … yazısına göre davacı şirketin SGK borcu bulunmasa dahi, davalı yazılarında belirtilen mahkeme dosyalarında davacı hakkında, davalı tarafından açılan rücu davalarının bulunduğu, kesin teminatların iade edilmemesinin haklı olduğu, davanın erken açıldığı kanaatine varılmakla reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davanın REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 6.256,59 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.197,29‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Katip …
✍e-imzalı