Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/414 E. 2021/227 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA “
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/414 Esas
KARAR NO : 2021/227
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … mersis nolu
VEKİLİ : Av. … …

DAVALILAR : 1- … –
TC No…. -…
VEKİLİ : Av. … -…
: 2- … – … …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 05/04/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davalı şirketin müvekkili şirket ile 12/11/2015 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan…Mah. … Sok. No:618/A … /BALYA adresinde bulunan akaryakıt istasyonu üzerinde istasyonlu akaryakıt bayii durumunda ürün satın hakkına haiz olduğunu, diğer davalılardan …’ın ise sözleşme ekinde imzalanan kefaletnameye istinaden müştereken ve müteselsil sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme gereği üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini ancak davalı şirketin bayilik sözleşmesi ve eklerinde belirtilen koşulları yerine getirmediğini ve 22/12/2017 tarihinde… tarafından istasyonda yapılan denetim sonucunda kaçak akaryakıt tespiti yapılması ile istasyonunun mühürlenerek faaliyetlerinin durdurulmasına sebep olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kar mahrumiyeti başta olmak üzere maddi zarara uğradığını bunun yanında adının hukuka aykırı fiillerle anılması sebebiyle ticari itibarı, marka değerinin zedelendiğini, şirketin önceki yetkilisi … ile hissedarı … ‘ün müvekkili şirketin zarara ve itibar kaybına uğrattıktan sonra hisse e yetkilerini, könü niyetli olarak akdi hukuki ve cezai sorumluluklarından kaçmak için 08/02/2018 tarihli pay devri sözleşmesiyle 3. Bir şahsa devredip istasyonu terk ettiklerini, davalı …’ın davalı şirket ile birlikte müvekkilinin zararlarından müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkili şirketin taşınmazın uğradığı değer kaybı, ticari itibarının zedelenmesine sebep olan her türlü zararı, taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi ile Ariyet Sözleşmesinden doğmuş, doğacak hakları , bu sözleşmelerin feshi ile feshe bağlı cezai şartlar başta olmak üzere dava tarihinden sonraki ileriye dönük, fazlaya ilişkin her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydıyla ve dahi yanlışlıkla müstesna olmak üzere bayilik sözleşmesi ve mal alım taahhütnamesine istinaden şimdilik kar mahrumiyetinden kaynaklı zarar için 5.000 TL’nin Ankara 53. Noterliği tarafından keşide edilen 19/02/2018 tarih ve 05035 yevmiyen olu ihtarnamenin tebliğ tarihinden; akde ayrılık sebebiyle taahhütnamenin 1. Maddesinden kaynaklı cezai şart için 5.000 TL ‘nin akde aykırı imzalanan pay devri sözleşmesinin akdedildiği 08/02/2018 tarihinden, itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte toplamda 10.000 TL ‘nin davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
DAVALI … VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkili davalı … yönünden ileri sürdüğü iddialarının gerçek bir yönü bulunmadığını, yine davalı şirket ile davacı arasında yapılan sözleşmenin kefili konumunda olduğuna ilişkin iddialarda gerçeklik payı da bulunmadığını, davacı şirket ile davalı arasında imzalanan akaryakıt sözleşmesi ve ekleri şirket yetkilisi olarak müvekkilinin imzaladığını, ancak sözleşmenin imzalandığı sırada davacı şirket tarafından asıl sözleşmeyle birlikte kefalet sözleşmeni de imzalattığını, müvekkilinin şirket adına bir evrak olduğunu düşünerek kaşe üzerini imzalamış olduğundan dolayı kefalet iradesinin somut olayda oluşmadığını ileri sürerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, tüm deliller toplandıktan sonra dosya mali müşavir, hukukçu ve makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 06/01/2020 tarihli raporda, dava tarafın davalı yandan sözleşme ve taahhüt gereğince , eksik alıma dayalı kar mahrumiyeti ve ceza-i şart talebinde bulunup bulunamayacağı hususunun takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere eksik alıma dayalı kar mahrumiyeti ve ceza-i şart talebinde bulunabileceğinin kabulü halinde; davacının talep edebileceği, ceza-i şart bedelinin 50.000 € x 4.643,70 TL= 232.185,00 TL, eksik alıma dayalı kar mahrumiyeti zararının ( dava tarihine kadarki süreçteki eksik ürün bedeli olarak eksik ürün beher ton başına 150 $ olduğu değerlendirilerek ) 366.757,10 TL olarak hesaplandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf davasını ıslah etmeyeceğini mevcut dosya kapsamı ve taleplerine göre karar verilmesini 24/03/2021 tarihli duruşmada beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ve taahhütname çerçevesinde davalının verdiği, taahhütleri yerine getirmeyerek kaçak akaryakıt kullanması sebebiyle istasyonun mühürlenerek faaliyetlerinin durdurulmasına neden olduğundan bahisle sözleşmede kararlaştırılan kar kaybının ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle yine sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili isteminden kaynaklandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı …’ın kefil olarak sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme gereğince sözleşme süresi boyunca taahhüt edilen miktarda yakıt alanmaması nedeniyle 5 yıllık süre için öngörülen eksik alıma dayalı kar mahrumiyeti ile davacının cezai şart talep etmesinde haklı olup olmadığı, davacının taleplerinin haklı görülmesi halinde ne miktarda kar muhrumiyeti ve cezai şart talep edebileceği hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Sözleşme tarihine göre uygulanması gereken ve kefalette şekil şartını düzenleyen TBK 583. md. (BK. 484. md.) hükmüne göre kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe kefalet geçerli olamaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
TBK’nın 583. maddesi uyarınca kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihi ile müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmiş olması gerektiği, dayanak belge incelendiğinde davalının müteselsil kefil sıfatını üstlendiğine dair el yazılı bir beyana yer verilmediği, bu itibarla davalının müteselsil kefil olduğunun kabul edilemez (Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 2015/9456 Esas, 2016/3200 Kararı, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 2016/19905 Esas, 2018/5160 Kararı)
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin sözleşme gereği üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini ancak davalı şirketin bayilik sözleşmesi ve eklerinde belirtilen koşulları yerine getirmediği, 22/12/2017 tarihinde… tarafından istasyonda yapılan denetim sonucunda kaçak akaryakıt tespiti yapılması ile istasyonunun mühürlenerek faaliyetlerinin durdurulmasına sebep olduğunu, bu nedenle davacının kar mahrumiyeti başta olmak üzere maddi zarara uğradığı, ayrıca akde ayrılık sebebiyle taahhütnamenin 1. Maddesinden kaynaklı cezai şartın şartı oluştuğu tespit edilmekle, bunu göre bilirkişi raporunda da, dava tarafın davalı yandan sözleşme ve taahhüt gereğince , eksik alıma dayalı kar mahrumiyeti ve ceza-i şart talebinin, eksik alıma dayalı kar mahrumiyeti ve ceza-i şart talebinde bulunabileceğinden, davacının talep edebileceği, ceza-i şart bedelinin 50.000 € x 4.643,70 TL= 232.185,00 TL, eksik alıma dayalı kar mahrumiyeti zararının ( dava tarihine kadarki süreçteki eksik ürün bedeli olarak eksik ürün beher ton başına 150 $ olduğu değerlendirilerek) 366.757,10 TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporu denetime elverişli olup karar ve hüküm kurumaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davacı taraf kısmi davasını ıslah etmediğinden, dava dilekçesindeki talebi, HMK 26.maddesine göre göz önünde bulundurularak, Davanın kısmen kabulü ile, Davacının davalı şirkete karşı açtığı kar mahrumiyetin kaynaklı alacak davasının ve cezai şart kaynaklı alacak davasının ayrı ayrı Kabulü ile kar mahrumiyetin kaynaklı alacağı ve cezai şart kaynaklı alacağa davalı şirkete ihtarnamenin tebliğ edilip temerrüte düştüğü 28/ 02/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilecek şekilde davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı …’ın Borçlar Kanununda belirtilen şekilde, Sözleşmede, davalı kefil ile ilgili azami sorumluluk miktarı ve kefalet tarihi kendi el yazısıyla belirtilmediğinden kefalet sözleşmesi şekil şartına uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen davalı … ile yapılan kefalet sözleşmesinin şartlarını taşımadığından kefalet iradesinin somut olayda oluşmadığından, davacının, davalı …’a karşı açtığı kar mahrumiyetin kaynaklı alacak ile cezai şarttan kaynaklı alacak davasının ayrı ayrı reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a-) Davacının davalı şirkete karşı açtığı kar mahrumiyetin kaynaklı alacak davasının KABULÜ İLE, 5.000,00.TL alacağın davalı şirkete ihtarnamenin tebliğ edilip temerrüte düştüğü 28/ 02/2018 tarihinden itibaren avans faizi işletilecek şekilde davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
b-)Davacının davalı şirkete karşı açtığı cezai şart kaynaklı alacak davasının KABULÜ İLE, 5.000,00.TL alacağın davalı şirkete ihtarnamenin tebliğ edilip temerrüte düştüğü 28/02/2018 tarihinden itibaren avans faiz işletilecek şekilde davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
c-)Davacının davalı …’a karşı açtığı kar mahrumiyetin kaynaklı alacak ile cezai şarttan kaynaklı alacak davasının ayrı ayrı REDDİNE,
2) Dava açılışında alınan 170,78.TL peşin harcın alınması gereken 683,10.TL harçtan düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 512,32.TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 170,78.TL peşin harç, 35,90.TL başvurma harcı, 370,50.TL tebligat ücreti, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 2.077,18.TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5) Davalı … yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ERDOĞANverilmesine,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekili ile davalı şirketin yokluğundan kararın tebliğinden itibaren, HMK.nun 345.maddesine göre 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.