Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/835 E. 2021/34 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2017/835 Esas
KARAR NO : 2021/34
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :12/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin 08/09/2016 tarihli sözleşme ile, müvekkili şirketin Erzincan’da inşa ettiği alışveriş merkezi niteliğindeki gayrimenkule 2 adet araç platformu imal ve montaj işini 67.000,00 Euro+KDV (47.720,00 TL) bedelle yüklendiğini, araç platformunun 03/02/2017 tarihinde müvekkili şirkete teslim edildiğini, sözleşmede teslim yapılmasında itibaren 2 yıl süreyle garanti verildiğini, bu garantinin devamında bakım-onarımın davalı şirket tarafından aylık 800,00 TL ücret karşılığı yapılacağının kararlaştırıldığını, araç platformları 03/02/2017 tarihinde teslim edilmiş ise de, ana gayrimenkulde inşaat işleri 2-3 ay kadar daha devam ettiğinden kullanımına ihtiyaç duyulmadığını, ana gayrimenkul kullanılmaya başlandıktan sonra asansörün sürekli arıza verdiğini ve ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, meydana gelen arızaların gecikmeksizin elektronik ortamda davalı şirkete ihbar edildiğini, bu bildirimler üzerine davalı şirket yetkililerinin arızayı gidermek için Erzurum’daki teknik servisi yönlendirseler de, tamire müdahale süresinin en kısa 2 gün olmak üzere bazen 4-5 gün bazen de haftalar sürdüğünü bu süreçte araç asansörlerinin çalışmadığını, şu anda müvekkili şirkete ait ana taşınmazdaki birçok dükkan ve ofisin sırf araç asansörünün çalışmaması nedeniyle kiraya verilemediğini veya satılamadığını, araç platformlarının bakım ve onarımının her ay davalı şirket tarafından yapılmasına rağmen kullanılmaya başlandığı 2017 yılı Mayıs ayından itibaren devamlı suretle arıza verdiğini, meydana gelen arızaların hep aynı arızalar olduğunu, araç platformlarının çalışmaması nedeniyle geri alınması ve bedelinin ödenmesi istenilmiş ise de, cevaben bir takım onarımlar yapılması halinde çalışabileceği, ayıpların giderim bedelinin 22.300,00 Euro civarında olacağı, bu bedelin ise müvekkili şirket tarafından karşılanması gerektiğinin belirtildiğini, eserden beklenen amaç gerçekleşmediğinden, iade alınıp bedelinin geri ödenmesine yönelik talepleri kabul görmeyince Erzincan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/149 D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu düzenlenen 28/09/2017 tarihli raporda da, araç platformlarının arızalı ve hatalı olduğu, yüklenicinin kusurlu olduğunun belirtildiğini belirterek; Asli Talep olarak; sözleşmeden dönme hakkını kullanarak eserin davalıya iadesi şartıyla satış bedeli olan 67.000,00 Euro ile birlikte 45.720,00 TL KDV’nin davalıdan tahsiline yönelik kısmi dava olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinde itibaren işleyen avans faizi ile tahsilini, Asli Taleplerinin Kabul Edilmemesi Halinde Feri Talep olarak; ayıp oranında bedelden indirim hakkının kullanılması nedeniyle kısmi dava olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ayıp giderim bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini ve TBK’nın 475/2 fıkrası gereği kısmi dava olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 03/09/2018 tarihli dilekçesinde, dosyanın sürüncemede kalmaması için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla mahkemenin talebi üzerine eksik harç miktarını tamamladıklarını bildirmiştir.
Davacı vekili 29/06/2020 tarihli ıslah dilekçesinde, asli talebe yönelik olarak; yabancı para cinsinden talep ve alacak miktarını ıslahı ile 67.000,00 Euroya yükselttiklerini, bu bedelin 29/06/2020 tarihinden itibaren yabancı para faizi ile tahsilini, dava dilekçesinde talep ettikleri 10.000,00 TL’yi 35.720,00 TL arttırmak suretiyle 45.720,00 TL KDV alacağının 10.000,00 TL’sinin dava tarihi itibariyle, 35.720,00 TL’sinin 29/06/2020 ıslah tarihi itibariyle işleyecek faiz ile tahsilini, asli talebin kabul görmemesi halinde ise, feri talebin kabul edilerek dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL ayıp giderim bedeli bilirkişi raporunda 16.731,00 Euro olarak tespit edildiğinden, ıslah tarihi itibariyle TL karşılığı olarak 128.880,74 TL alacağın 10.000,00 TL’sini dava tarihinden itibaren, 118.880,74 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, 1987 yılından bu yana insan/yük asansörleri ve yük platformlarının satış ve montajını yapan bir şirket olduğunu, 08/09/2016 tarihinde mutabık kalınan 2 adet araç platformunun alımı ve davacı tarafından verilen binanın mimari projesine uygun şekilde montajının yapılması hususunda sözleşme imzalandığını, daha sonra da bakım için 01/04/2017 başlangıç tarihli periyodik bakım ve onarım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sorumluluğunun binanın mevcut mimari projesinde araç platformu için oluşturulan alana taahhüt ettiği platformun doğru şekilde montajının yapılması olduğunu, binanın mimari projesinin çizimi esnasında binanın kapasitesine göre ya araç asansörü için ya da araç platformu için yer bırakıldığını, 2 taşıyıcı sistemin birbirinden farklı olup, araç asansörünün daha hızlı, taşıma kapasitesinin daha fazla olduğunu ancak geniş alan istediğini ve daha pahalı olduğunu, müvekkiline gönderilen mimari projenin araç platformuna göre çizdirildiğini, müvekkili şirketin mimari proje üzerinde inceleme yaparak araç platformuna ayrılmış olan alanı en fazla yükü taşıyacak şekilde platform için teklif verdiğini, araç platformu hızının teklifte de belirtildiğini ve davacı şirket tarafından kabul edildiğini, söz konusu platformun sertifikalı paket ürün olup tüm test ve kontrolleri ile doğrulama işlemlerinin imalatçı firma tarafından yapıldığını, ayrıca TMMOB Makine Mühendisleri Odası Erzincan İl Temsilciliği tarafından da 03/02/2017 tarihinde “Hidrolik Araç Kaldırma Platformu Periyodik Kontrol Raporu” tanzim edilerek kullanılmasında sakınca olmadığının belirtildiğini, akabinde de davacının nezaretinde tüm kontroller yapıldıktan sonra çalışır vaziyette teslim edildiğini, davacı tarafından gerekli inşai tedbirlerin alınmaması sebebiyle platform kuyularına su dolduğunu, müvekkili şirket tarafından 05/10/2016 tarihinde davacının asansörle ilgili olarak montaj öncesinde ve sonrasında yapması gereken inşaat işlerinin tek tek bildirildiğini, zamanında tedbir alınmaması nedeniyle aksamların oksitlenmeyeceğini, aksamın oksitlenmesinin platformun çalışmamasına, arıza vermesine ya da teknik ömrünün kısalmasına sebebiyet vermediğini, sık sık arızalanmanın sebebinin davacı tarafın araç platformu seçimi olduğunu, aylık bakım kartlarında görüleceği üzere müvekkili şirket tarafından onarımı gereken arızalara anında müdahale edildiğini, projede, araç platform kuyusunda yana doğru açılan kapıların açıldıklarında gidecekleri alan bulunmadığından teklif tarihinde sarmal kapı dışında uygulanacak başka bir seçenek bulunmadığını, binaya uygun sistemin mimari projede öngörülmemiş olması, bu nedenle yoğun trafiğin ve ayrıca araç platformunun yanlış ve amacına aykırı bir şekilde kullanımının sonucunda araç platformunda gerçekleşen arızaların ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, ayıbın varlığını kabul etmemekle birlikte TTK’nın 23.maddesine göre tacirler arasında, açık ayıp da 2 gün içerisinde, gizli ayıp halinde ise 8 gün içinde ihbar gerektiğini, ihbar ediminin yerine getirilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden dönme nedeniyle sözleşme bedelinin iadesi, bu talebin kabul edilmemesi halinde tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, Erzincan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/149 D.iş sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Dava değeri itibariyle yargılamaya tek hakimli olarak başlanmış ise de, davacı vekili tarafından harcın tamamlanması üzerine dosya heyete tevdi edilmiş, yargılamaya mahkememiz heyeti tarafından devam edilmek suretiyle karar verilmiştir.
Taraflar arasında 08/09/2016 tarihinde, teknik özellikler bölümünde belirtildiği şekilde 2 adet araç platformun, ilgili standart ve kurallara göre her türlü malzeme temini, işçilik ve montajı hususunda 67.000,00 Euro + KDV bedelle yapılması hususunda sözleşme imzalandığı, sözleşmede kararlaştırılan bedelinin ödendiği, araç platformlarının 03/02/2017 tarihinde teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Erzincan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/149 D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu düzenlenen 28/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda; sonuç olarak satış ve montajı yapan Tekno Lift Asansör Sanayi firmasının asli kusurlu olduğu, bina sorumlusu MER Plaza firmasının kusursuz olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı şirket vekili tarafından sunulan 31/08/2018 tarihli “Uzman Görüşü Raporu”nda; Makina Emniyeti Yönetmeliği göz önüne alındığında, MER Plaza’da bulanan 2 adet araç platformunda bir çok hatanın bulunduğu, mevcut hali ile bu platformların işletilmesinin uygun olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Erzincan Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yazılan talimat sonucu mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 18/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 2 adet araç platformunun Makina Emniyet Yönetmeliğini karşılamadığı, özellikle kumanda sistemini oluşturan switch, seviyeleme ve kepenk kapı arızalarının sıklığından dolayı amacına hizmet etmediği, istenilen teknik özellikleri ve kapasiteyi karşılayacak şekilde çalıştırılamadığının tespit edildiği açıklanmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler tarafından düzenlenen 16/10/2019 tarihli raporda; platformla ilgili teknik özellikleri gösteren belgede dava konusu araç platformlarının 98/37/AT Yönetmeliğine uygun olduğunun belirtildiği, oysa 98/37/AT Yönetmeliğinin 03/06/2006 tarih, 27158 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2006/42/AT Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırıldığı, dava konusu araç platformunun imal tarihi dikkate alındığında, 2006/42/AT Yönetmeliğinde ön görülen koşulları karşılamasının zorunlu olduğu, Erzincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/149 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, sarmal kapı üzerinde kapının nevi, markası, menşei özelliklerini, kalite ve standartlarını gösteren hiçbir etiket bulunmadığının belirtildiği, kumanda sisteminin çalışmasıyla ilgili uygunsuzlukların tespit edildiği, davacının mahkemeye sunduğu uzman görüşünde de, dava konusu araç platformunun 2006/42/AT Yönetmeliğine uygun olmadığı ve birden fazla teknik sorunlarının olduğu tespit edildiği, davacının, eserin taşınmazda montajının tamamlanması ve teslim edilmesinden sonra ayıbın varlığından haberdar olduğu, gizli ayıp bulunduğu, tarafların beyanlarından uyuşmazlığa konu araç platformlarının davacı tarafından söküldüğü ve yerine dava dışı üçüncü kişi tarafından imal edilen yeni araç platformlarının monte edildiğinin anlaşıldığı, bu nedenlerle imkansızlık şeklinde bir ifa engelinin söz konusu olmadığı, sözleşmeye konu araç platformlarındaki ayıpların giderilmesi mümkün olmakla birlikte, bu amaçla davalı tarafından talep edilen bedel, dönülen sözleşmedeki bedel ile orantısız olması bakımından, ayıplı ifanın giderilmesinin yararsız hale geldiğinin anlaşıldığı, bu hususlar dikkate alındığında davacının TBK’nın 475. maddesindeki seçimlik haklarından sözleşmeden dönmeyi kullandığının anlaşıldığı, davacının sözleşmeye konu eserden yararlanması ayıp nedeniyle mümkün olmadığından ve söz konusu ayıplı araç platformları sökülmüş olduğundan, bedelde indirim talep edilmesinin mümkün olup olmaması hususunda takdirin mahkemeye ait bulunduğu, bu durumda davacının sözleşme bedelinin iadesini talep etmesinin mümkün olduğu, ayıp oranında bedel indiriminin hesabında, indirilmesi gereken bedelin 16.731,24 Euro olarak hesap edildiği, davalının ayıbın giderilmesi için 22.300,00 Euro teklifinin sözleşme bedelinin %33’üne tekabül ettiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin beyan ve itirazları üzerine düzenlenen 16/03/2020 tarihli ek raporda; dava konusu 2 adet araç platformunun makine direktiflerine uygun olmadığı ve sertifika şartlarını karşılamadığı ve sorumluluğun davalı tarafa ait olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin itirazları üzerine düzenlenen 15/12/2020 havale tarihli ek raporda; 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatının Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun, Makina Emniyeti Yönetmeliği, EC Makina Direktiflerine uygunluk taşımadığı tespit edilen araç platformlarının ayıplı ürün olarak kabul edilip edilmemesi hususunda nihai takdir mahkemeye ait olmakla birlikte, iş sahibi davacının kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı, bir diğer ifade ile sözleşme ile vaat edilen niteliklere aykırı olduğu yönünde oluşan ve kök raporda da ifade edilen kanaatin yinelendiği belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından Erzincan Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimatta, tarafların katılımı ile yerinde keşif sonucu inceleme yapılması bildirilmesine rağmen, kendilerine tebligat yapılmadan yerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı belirtilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmesi talep edilmiş ise de, sözleşme konusu araç platformlarının yerinden sökülmüş olması, bu nedenle de yeniden keşif yapılmasında bir yarar bulunmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin bu yönündeki talebine ve itirazına itibar edilmemiştir.
Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, sözleşme konusu 2 adet araç platformunun standart ve kurallara göre malzeme temini, işçilik ve montajının yapılması taahhüt edilmesine rağmen, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatının Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun, Makina Emniyeti Yönetmeliği, EC Makina Direktiflerine uygunluk taşımadığı, davacı iş sahibinin kullanmayacağı ve kabule zorlanmayacağı ölçüde ve kullanmayla ortaya çıkan gizli ayıplı olduğu, beklenen amacı gerçekleştirememesi nedeniyle eseri kabulden imtina edilebileceği, davalı yüklenicinin davacı iş sahibi şirketi uyarma yükümlülüğünü yerine getirmediği, sözleşmede 2 yıllık garanti süresi kabul edildiği, sözleşme konusu platformların söküldüğü anlaşılmakla sözleşme konusu platformların iadesi koşuluyla dava dilekçesindeki asli talebin kabulüne karar vermek gerekmiş, taraflar arasındaki imzalanan sözleşmede iş bedelinin yabancı para olarak kararlaştırılmış olması nedeniyle, davacı vekilinin, aynen veya fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesi hususunda seçimlik hakkı bulunmasına rağmen, dava dilekçesinde talebini Türk Lirası olarak belirlediği, kullanılan seçimlik haktan ıslah ile dahi dönülemeyeceği, bu nedenle yabancı para alacağının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığının talep edilebileceği anlaşıldığından sözleşme bedeli olan 67.000,00 Euronun dava tarihindeki kur üzerinden karşılığı olan 305.144,80 TL ile KDV tutarı 45.720,00 TL’nin toplamı olan 350.864,80 TL’nin 10.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, kalan 340.864,80 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, sözleşme konusu araç platformunun kapısının araç üzerine düşmesi sonucunda oluşan zarar ispatlanamadığından bu talep yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Sözleşme konusu sökülen malzemelerin davalı şirkete iade edilmesi koşulu ile;
10.000,00 TL’nin 20.12.2017 dava tarihinden, 340.864,80 TL’nin 26.06.2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 23.967,57 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 TL harç, 4.841,00 TL tamamlama harcı ve 54,40 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 18.645,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davacı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 33.010,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı yararına reddedilen kısım üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 426,94 TL peşin harç, 4.841,00 TL tamamlama harcı, 54,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.332,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 277,00 TL posta gideri, 100,00 TL talimat keşif taksi gideri ve 4.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.613,60 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 4.548,78 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ve davalı şirket yetkilisi … ile davalı vekili Av. … ‘ın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …