Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/816 E. 2021/436 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/816 Esas – 2021/436
T.C.
ANKARA “TÜRK MİLLETİ ADINA “
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/816 Esas
KARAR NO : 2021/436
HAKİM :…
KATİP : …
DAVACI : …

VEKİLİ : Av….

DAVALILAR : 1-…
VEKİLİ : Av….
: 2-…

VEKİLİ : Av….
DAVA : Alacak-İhale (Eser Sözleşmesinden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/12/2017
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KARAR YAZMA TARİHİ : 21/06/2021
Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Müvekkili şirket ile davalı şirketin 16/03/2017 tarihinde …Ayr. Yolu 24+500-57+538,04 kesiminin yapımı işi kapsamında sözleşme imzaladıklarını, söz konusu sözleşmeye göre müvekkilinin tüm edimlerini zamanında yerine getirdiğini ve hak edişlerini almak üzere davalı şirkete fatura ettiğini, ancak davalı tarafın kötü niyetli olarak sözleşme devam ederken müvekkili şirketle birlikte çalışamayacaklarını beyan ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin söz konusu işi bırakmak zorunda kaldığını, davalı şirketin sözleşmeye konusu üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, alacaklarının ödenmediğini, müvekkili tarafından Mersin …. Noterliğinin 29987 yevmiye nolu ihtarname çekildiğini ancak davalı tarafından somut bir adım atılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin yapmış olduğu işler nedeni ile davalılardan… İnş. Karayolları Genel Müdürlüğüne kesmiş olduğu hak edişin tespit edilerek hak ediş miktarının taraflarına ödenmesine, şimdilik 10.000 TL ( fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla ) alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak aylık %9 kanuni faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
DAVALI… İNŞAAT A.Ş CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; müvekkili firmanın davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkili şirket ile alt işveren davacı şirket yetkilileri arasında 16/03/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 9. Maddesine göre işin bitim tarihinin 15/10/2017 tarihi olduğunu, sözleşmenin 18/2 maddesi uyarınca mağduriyetlere neden olunmaması açısından ücret ediminin derhal ifası için gerekli alt işveren işçilerinin ücret ve diğer sosyal haklarının ödenmesi koşulunun sağlanması yükümlülüğünün temini amacıyla Ankara … . Noterliğinin 30711 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar çekildiğini, bunun karşılığı olarak davacı tarafından ise Mersin …. Noterliğinin 29987 yevmiye numaralı ihtarnamesi ise edimlerini yerine getirdiklerini davalı müvekkili şirketin kötü niyetli olduğu şeklinde tebliğ edildiğini, akabinde de iş bu davanın açıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin her iki tarafa da borç yükleyen niteliğe haiz olduğunu, müvekkili şirketin tahsilini beklemeden kendi kasasından süresinden önce davacıya ödeme yaptığını ancak davacı şirketin sözleşmenin 18/2 maddesindeki koşulu yerine getirilmesi derhal istenilmesine rağmen ihtarnameye etkisiz bir ihtarname ile takiben dava ile cevap verdiğini, edimin ifasına müvekkili şirketin hazır olduğu bildirilmesi karşısında taraflarına hiçbir şekilde kusur atfedilemeyeceğini, sözleşme uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının açtığı iş bu dava, temas ettiği alan itibariyle dayanaksız ve sonuç itibariyle haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini, yargılama giderli ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DAVALI KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ CEVAP DİLEKÇESİNE ÖZETLE; müvekkili idare ile davacı arasında akdedilmiş bir eser sözleşmesinin bulunmadığını, …Ayr. Yolu 24+500-57+538,04 kesimi ile ilgili de… İnşaata müvekkili idarece kesilen bir hakedişin bulunmadığını, dava dilekçesine bahsi geçen …Ayr. Yolu 24+500-57+538,04 kesiminin yapımı işinin dava dışı …İnş. San. Turz. Nak. Tic. A.Ş yükleniminde yapıldığını ve idarelerine bildirilen herhangi bir alt yüklenici de bulunmadığını, bu nedenle davanın müvekkili idareleri yönünden husumetten reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu edilen tüm alacak zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca müvekkili idare aleyhine ticaret mahkemesinde dava açılmasının kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili idare tarafından düzenlenen ve sözleşme hükümlerine göre dava dışı yüklenici …İnş. San. Turz. Nak. Tic. A.Ş’ye hakediş ödemeleri yapıldığını, söz konusu genel açıklamalar ışığında somut davada var olduğu iddia edilen alacaklardan müvekkili idarenin sorumlu olmadığının açıkça görüldüğünü, davacı tarafın iddialarının teknik ve hukuki geçerliliğinin bulunmadığı gibi gerçekliği de bulunmadığını, ayrıca kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere dava dilekçesinde belirtilen faize ve faiz oranlarına da itiraz ettiklerini ileri sürerek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın müvekkili idare yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
08/05/2019 TARİHLİ BORÇLAR HUKUKU UZMANI BİLİRKİŞİ İLE MALİ MÜŞAVİR BİLİRKİŞİSİ RAPORUNDA ÖZETLE; dava konusu uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında akdedilen 16/03/2017 tarihli taşeronluk sözleşmesine dayandığını, söz konusu sözleşme incelendiğinde sözleşme hükümlerinin sadece davacı ile davalı firmaya bağlayıcı nitelikte hükümler olduğunu, bu nedenle sözleşme ilişkisine yabancı olan üçüncü kişi konumundaki Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı husumet yönetilmesinin mümkün olamayacağını, ulaşılan bu kanaat borçlar hukukuna hakim olan borç ilişkilerinin nispiliği ilkesinin de doğal sonucu olduğunu, davacı ile davalı arasında 16/03/2017 tarihinde akdedilen taşeronluk sözleşmesinden doğan alacağın tahsili talebine dayandığını bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığından bahsedilemeyeceğini, dosyaya ibraz edilen ticari defter kayıtları ve taraflarca karşılıklı olarak imzalanan hak ediş kayıtlarından, davacı tarafından 16/03/2017 tarihinde taşeronluk sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmiş olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle; davalı şirketin defter ve belgeleri üzerinden yapılan incelemeler neticesinde 31/12/2017 tarihi itibariyle 129.820,54 TL davacı şirkete borcu bulunduğunu, ancak davacı şirketin kendi defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde ise 31/12/2017 tarihi itibariyle 86.896,85 TL davalı şirketten alacağı bulunduğunun tespit edildiğini, davacı şirketin defteri kendi aleyhine delil teşkil edeceği hususu dikkate alınarak davacının alacağının 86.896,85 TL olarak kabul edip edilmeyeceği hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 09/12/2019 tarihli ek raporda; kök raporun sonuç bölümündeki açıklamalarda gözüken 86.896,85 TL davacının alacağının olduğu görüşlerinde bir değişiklik olmadığını, mahkeme fatura içeriğinin değerlendirilmesi istenirse taraf vekillerinin hakediş alacağına ilişkin itirazlarının değerlendirilmesinin uzmanlık dışında kaldığı için heyete İnşaat Mühendisi bir bilirkişinin de atanmasının isabetli olacağı sonucuna varılmıştır.
Mali Müşavir ve Borçlar Hukuku Uzmanından oluşan bilirkişi heyetine İnşaat Mühendisi bilirkişinin de eklenmesine karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda özetle; Mali Müşavir ve Borçlar Hukuk Uzmanı bilirkişisi heyeti olarak hazırladıkları raporlarda ulaşılan sonuçlardan bir değişiklik olmadığını kök ve ek raporda ulaşılan sonuçların aynen geçerli olduğu belirtilerek,
İnşaat Mühendisi bilirkişinin incelemesinde; somut olay için iki tarafında kabulünde olan 995.334,24 m3 imalat üzerinden davacının kesin hak edişini hesaplamış, davacının davalıdan hak ediş alacağı olarak 2.302.212,34 TL alacaklı olduğu değerlendirildiğini, teminat çeki davacı tarafından davalıya hiç verilmemiş olması nedeniyle bu konu ile ilgili ayrıca bir değerlendirme yapılmaya gerek kalmadığını, işçilik alacakları ile ilgili raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı tarafın bahse konu işte çalışmış ve / veya çalışıp ayrılmış tüm işçilerin listesi ile birlikte bu işçilerin alacaklarını yatırdığına dair evrakları ya da kalan tüm işçi alacaklarının tutarını bildiren evrakı dava dosyasına kazandırması gerektiğini, gelen bu evraka göre eğer tüm alacaklar yatırıldı ise konu ile ilgili başkaca bir şey yapmaya gerek olmayacağını, eğer yatırılmadı ise tutarı belli olan bu işçi alacakları davalı tarafından davacıya ödenecek tutardan minha edilmek suretiyle davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, sözleşmede işçilik ödemelerinin yapılmaması durumunda hakediş ödemelerinin yapılıp yapılmamasıyla ilgili çelişen iki madde olduğu, davacının hak ediş alacağının bu denli büyük olduğu durum için davalı tarafından yapılması gereken işçilik borcunun tespit edilerek, sözleşmenin 12 nolu ödeme koşulları adlı maddesi uyarınca davacının hak dişinden minha edilmesi ve kalan bakiyenin davacıya ödenmesi gerektiğini, ancak davalının bunun yerine hakediş ödemelerini durdurduğu, göz önüne alındığında davalının hakediş ödemesi yapmamasının haklı gerekçeye dayanmadığı kanaati oluştuğunu, tarafların mali defterlerinin incelenmesi sonucu davacı şirketin defteri kendi aleyhine delil teşkil edeceği hususu dikkate alınarak davacının alacağının 86.896,85 TL olarak kabul edilip edilmeyeceğinin mahkemeye ait olduğu görüşünde bir değişiklik olmadığını, bu durumun davacının davalıdan 2.302.212,34+86.896,85= 2.389.109,19 TL alacaklı olduğu, eğer işçi alacakları davacı tarafından ödenmemişse , işçi alacaklarının bu tutardan minha edilerek davalı tarafından yatırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
14/10/2020 TARİHLİ BİLİRKİŞİ HEYETİ EK RAPORUNDA; teminat çekinin davacı tarafından davalıya hiç verilmemiş olduğundan, bu konu ile ilgili ayrıca bir değerlendirme yapılmaya gerek olmadığını, işçilik alacaklarının davacı tarafından dava tarihinden sonraki tarihlerde yatırılmış olduğunu, 09/09/2020 tarihli raporda, davalınına davacının hakedişinin 2.000.000 TL den daha yüksek bir bedelinin davalı tarafından ödenmemesi durumu ele alınmış olup, bu denli büyük bir ödemenin işçilik alacakları için bekletilmesinin davalı sözleşmesel gücünü kötüye kullandığı yönünde değerlendirilebileceği belirtildiğini, ancak doya eki klasörler incelendiğinde davacının davalıdan bu denle büyük bir hakediş alacağı olmadığı aksine alacağının 86.896,85 TL olduğu, bu bedelin yaklaşık ödenmesi gerekli işçilik ödemeleri tutarına yakın olması nedeniyle taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 18. Maddesi şartının uygulanmasının uygun olacağı değerlendirildiğini, tüm bu hususlar göz önüne alındığında davalının hakediş ödemesi yapmamasının haklı gerekçeye dayandığı kanaati oluştuğunu, taraflar arasında yapılan işin miktarı konusunda bir çekişme olmadığı, tarafların yapılan iş miktarının995.334,24 m3 olduğunu kabul ettiği, bu kapsamda kesin hesabın düzenlendiği ve taraflarca imzalandığı, davacının bahse konu kesin hesaba veya yapılmış olan kesintilere herhangi bir itiraz kaydı not etmeden imzalamış olduğu , bu durumda davacının, taraflar arasında imzalanmış sözleşme ve hak edişler dikkate alındığında, mali defter incelemesinde hesaplanan tutar harici herhangi bir alacağı olmadığı değerlendirildiğini, tarafların mali defterlerinin incelenmesi sonucu davacı şirketin defteri kendi aleyhine delil teşkil edeceği husus dikkate alınarak davacının alacağının 86.896,85 TL olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunda takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davanın taraflar arasındaki ihale- eser sözleşmesinden kaynaklanan hak edişe ilişkin fatura alacağının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre bilirkişi kuruludan alınan raporlara göre, bilirkişi kurulunun 14/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda, taraflar arasında yapılan işin miktarı konusunda bir çekişme olmadığı, tarafların yapılan iş miktarının 995.334,24 m3 olduğunu kabul ettiği, bu kapsamda kesin hesabın düzenlendiği ve taraflarca imzalandığı, davacının bahse konu kesin hesaba veya yapılmış olan kesintilere herhangi bir itiraz kaydı not etmeden imzalamış olduğu, bu durumda davacının, taraflar arasında imzalanmış sözleşme ve hak edişler dikkate alındığında, mali defter incelemesinde hesaplanan tutar harici herhangi bir alacağı olmadığı değerlendirildiği, belirtilmiş olup bilirkişi kurulunun bu raporu gerekçeli ve denetemi elverişli olup karar ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan, davacı tarafın bir alacağı olmadığı tespit edildiğinden, buna göre açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davanın REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.TL red karar harcının, dava açılışında davacıdan alınan 170,78.TL peşin harçtan düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 111,48.TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacıya iadesine,
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4) Davalılar yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davalı… İnş. A. Ş Vekilinin yüzüne karşı davacı vekili ile diğer davalı vekilinin yokluğundan gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.