Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/738 E. 2021/50 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
14. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
KARAR
ESAS NO : 2017/738 Esas
KARAR NO : 2021/50

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali (Şirket Hisse Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Şirket Hisse Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18.11.2013 tarihinde… Enerji…Ltd Şti’nin ortaklığının giderilmesi ve tasfiyesine ilişkin protokol imzalandığını, müvekkilinin, protokolün tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenleyen 3/B/a maddesindeki hisse devri yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalının ise ödemekle yükümlü olduğu 1.800.000,00 TL’nin ilk 4 taksitini ödemek dışında yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Ankara …. Noterliğinin 16.04.2015 tarihli ve 00927 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile temerrüte düştüğünü, ihtilafın halli için hakem… hakemlik görevini yerine getirmesi için Ankara …. Noterliğinin 03.11.2016 tarihli ve 29972 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtarnameye rağmen hakem…in protokolün 6. maddesine göre 3 aylık süre içerisinde herhangi bir işlem yapmadığını, müvekkili tarafından Ankara 35. Noterliğinin 03.11.2016 tarihli ve 29971 yevmiye nolu ihtarname ile davalıya, hakem…in halen avukatı olması nedeniyle bu hukuka aykırılık giderilmesi için muvafakat edilmesi, aksi halde adli yargı yoluna başvurulacağının bildirildiğini, davalının bu ihtarnameye cevap vermediğini, tahkim şartının geçersiz hale geldiğini, davalı borçlu hakkında Ankara …Dairesinin 2017/12501 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğini, tahkim ilk itirazında bulunduklarını, davacının hakeme başvuru şartını yerine getirmediğini, hakem tayin edilen…in davacının vekili olmasının hakemliğine engel olmadığını, müvekkilinin, davacının davalı şirketteki tüm hisselerini Ankara 44. Noterliğinin 18.11.2013 tarihli ve 20639 yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi kapsamında devraldığını, hisse devir bedeli olarak kararlaştırılan 125.000,00 TL’nin müvekkili tarafından davacıya nakden ve tamamen ödendiğini, 18.11.2013 tarihli adi yazılı protokole dayanılarak hak talep edilmesini kabul etmediklerini, müvekkilinin hem noter senedinin hem de protokolün gereğini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, 18.11.2013 tarihli protokolün 13.A.a maddesinde, toplam devir bedelinin 1.800.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, protokolün 3.A.d maddesi gereği, Yenimahalle’de bulunan taşınmazın konut kredisi bedeli olan 147.348,00 TL bedelin toplam bedelden mahsup edildiğini, kalan 1.652.651,00 TL’lik ödemenin 720.000,00 TL ve 215.652,00 TL şeklinde iki taksit halinde ödeneceğini, 720.000,00 TL’lik ilk taksitin 15.12.2014 tarihinden itibaren 12 eşit taksitte, 212.652,00 TL’lik ikinci taksitin 15.12.2015 tarihinden itibaren 5 eşit taksitte ödeneceğini, müvekkilinin kararlaştırılan taksit tarihleri ve bedellere göre 29 adet senet düzenleyerek davacıya teslim edeceğini, müvekkilinin bu senetleri düzenleyerek davacıya teslim ettiğini, davacının da dava dilekçesinde ilk 4 taksitin ödendiğini ikrar ettiğini, müvekkilinin ilk 5 senedi banka kanalıyla davacıya ödediğini, diğer senetlerin de ödendiğini, davacının ödenmediğini iddia ettiği kambiyo senetlerini sunmasının zorunlu olduğunu, zira borcun kambiyo senedine bağlandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Limited Şirket Devir Sözleşmesi nedeniyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; öncelikle tahkim şartı nedeniyle görev, davacı alacağının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise tutarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan protokolde belirlenen hakemin davacı vekili olması nedeniyle, davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtarnameye rağmen hakem olarak görev yapmasına makul sürede muvaffakat edilmediği, HMK’nın 426/1. maddesi uyarınca, tahkim davasının, uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesi talebinin alındığı 04.11.2016 tarihinde açılmış sayılacağı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 427. maddesi uyarınca, bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde karar verilmesi gerektiği, 10.10.2017 tarihinde mahkememizde açılan dava tarihi itibariyle 1 yıllık sürenin geçtiği ve sözleşmedeki tahkim şartının geçersiz hale geldiği, ayrıca bu aşamada tahkim şartının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu kanaatine varıldığından davalı tarafın tahkim şartı itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, Ankara …Dairesinin 2017/12501 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Ankara …Dairesinin 2017/12501 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 19.06.2017 tarihinde, 1.554.280,00 TL asıl alacak, 343.884,45 TL işlemiş faiz olmaz üzere toplam 1.898.164,45 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, süresi içerisinde mahkememize dava açıldığı görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 2, 3 ve 4 numaralı senet asılları ile fotokopisi sunulan 5 ve 6 numaralı senetler için Türkiye… Bankası A.Ş.’ye yazılan yazıya 14.12.2020 tarihinde verilen cevapta; belirtilen senetlerin …’in hesabına tahsil için verildiği, …’e iade edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen 22.05.2019 tarihli raporda; 18.11.2013 tarihli protokolde, tarafların hisse devrine ilişkin yükümlülüklerinin belirlendiği, davacının şirkette bulunan 500 paya karşılık gelen hissesinin Ankara 44. Noterliğinin 18 Kasım 2013 tarihli ve 20639 yevmiye nolu “Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi” ile davalı …’e devir etmiş olması nedeniyle yükümlülüğünü yerine getirdiği, protokolde davalının yükümlülüğünün ise, hisse devri olarak kararlaştırılan 1.800.000,00 TLlik tutarın 147.348,00 TL’lik kısmını konut kredisi, geri kalan 1.652.651,00 TL’yi de 29 adet senet vermek suretiyle 15.12.2013 tarihinden başlamak üzere ödenmesi olduğu, davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan dekontların incelenmesinde, 245.000,00 TL’lik tutarın protokole ilişkin olarak davacı yana yapılmış ödeme toplamı olduğu, toplam 233.000,00 TL’ye ilişkin ödeme dekontlarının açıklama kısmında, “…nolu senete ilişkin yapılan ödeme…” şeklinde açıklama bulunmaması ve taraflar arasında Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/491 Esas sayılı dosyası üzerinden yine hisse devrine ilişkin bir dava bulunması nedeniyle, bu ödemelerin dava konusu protokole ilişkin yapılıp yapılamadığının net olarak tespit edilemediği, dava dosyasında protokolde belirtilen senetlerden sadece üçüne ait fotokopi bulunduğu, diğer senetlere ilişkin ise herhangi bir fotokopi bulunmadığı, belirtilen hususların açıklığa kavuşturulmasından sonra alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne kadar alacaklı olduğunun tespit edilebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin beyan ve itirazları üzerine düzenlenen 17.02.2020 tarihli ek raporda; ilk 4 adet toplam bedeli 240.000,00 TL olan senetlere ve bu senetlerin ödendiğine ilişkin taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davalı vekilinin itiraz dilekçesi ekinde senetlerin fotokopisinin sunulduğu, bu senet fotokopilerinin incelenmesinde, davalı yan tarafından davacı adına protokol tarihi olan 18.11.2013 tarihinde toplam bedeli 1.412.500,00 TL olan senet düzenlenmiş olduğu, senetlerde … Ltd Şti’nin kefil olarak imza ve kaşesinin bulunduğu, bu senetlerden 15.04.2014 ödeme tarihli 5 nolu 60.000,00 TL’lik ve 15.05.2014 ödeme tarihli 6 nolu 60.000,00 TL’lik senetlerin …’e ciro edildiğinin görüldüğü, davalı vekili tarafından fotokopisi sunulan 25 adet senedin davalı yan tarafından davacı adına düzenlenip düzenlenmediğinin mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece senetlerin davacı adına düzenlendiği kanaati hasıl olur ise, senetlerin düzenleyen davalının elinde bulunması nedeniyle senet bedellerinin ödenip ödenmediği hususunun mahkemenin taktirinde bulunduğu açıklanmıştır.
Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 18.11.2013 tarihli protokolde, hisse devir bedeli karşılığı olmak üzere davacıya 1.800.000,00 TL ödeneceği, konut kredisi bedeli mahsup edildikten sonra kalan 1.652.651,00 TL için 29 adet senet düzenlenerek verileceğinin kararlaştırıldığı, icra takibinin ödenmeyen taksitler/senetler nedeniyle kaynaklanan borç için başlatıldığı, ilk 4 senet bedeli 240.000,00 TL’nin davacının banka hesabına, 5 ve 6 nolu senetlerin davacı tarafından ciro edilerek …’e verildiği ve … tarafından tahsil için bankaya ibraz edildiği, kural olarak ödeme yükümlüsünün bu hususu kanıtlaması gerekmesine rağmen davaya dayanak protokolde ödemelerin 29 adet senet ile taksitler halinde yapılacağının kararlaştırıldığı ve davalı tarafından ilk 6 adet senedin teslim edildiğinin yazılı belge ile kanıtlandığı, protokolde 29 adet senet ile ödeme yapılacağının kararlaştırılmış olması ve 6 adet senedin teslim edildiğinin kanıtlanması karşısında, senetlerin tamamının teslim alınmadığının iddia edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ispat yükünün davacıda bulunduğu, davacı tarafın ödenmediğini iddia ettiği senetleri ibraz etmesi gerektiği, ancak ibraz edemediği ve alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacı kötü niyetli olarak değerlendirilmediğinden davalı lehine tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:
Davanın REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 17.052,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.993,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 87.199,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı … ile vekili Av. … ve davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’ne İSTİNAF BAŞVURU YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …