Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/14 E. 2021/28 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/14
KARAR NO : 2021/28

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …, Av. …

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında 15/01/2011 tarihli bayilik sözleşmesi ve sözleşmeye ek olarak protokol ve satış taahhütnamesi ile 15/01/2016 ve 15/07/2016 tarihli bayilik sözleşmesi ve ek protokolün imzalandığını, davalı tarafından sözleşme süresinin bitiminde cezai şart ödenmesi yönünde ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye karşı sözleşme süresince taahhüt edilen miktar kadar ürün alınmamasına rağmen herhangi bir işlem yapılmaması nedeniyle cezai şart hükümlerinin uygulanmasından zımnen vazgeçildiği belirtilerek cezai şartın istenilemeyeceği yönünde beyanda bulunulduğunu, davalı tarafından buna rağmen teminat mektubunun cezai şart alacağına yönelik olarak kısmen nakde çevrildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları uyarınca cezai şart talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davalı tarafından cezai şart tazminatı olarak alınan 231.845,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, taraflar arasında 15/01/2011, 15/01/2016 ve 15/07/2016 tarihli bayilik sözleşmesi ve protokoller ile ek protokollerin imzalandığını, 15/01/2011 tarihli satış taahhütnamesi ile 15/01/2016 ve 15/07/2016 tarihli ek protokoller ile taahhütlerin tamamlanamaması halinde cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacının taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, cevabi ihtarname kapsamında davacının sözleşme tarihinden itibaren satış taahhütlerini yerine getirmediklerini kabul ettiklerini, eksik ürün alımından kaynaklanan cezai şart alacağının teminat mektubunun nakde çevrilmesi yolu ile alındığını ve buna ilişkin düzenlenen faturanın davacıya gönderildiğini, daha önce cezai talep edilmemesinin cezai şartın uygulanmayacağı anlamına gelmediğini, cezai şartın sözleşmenin sona ermesinden sonra istenilmesinin mümkün olduğunu, davacının sözleşme hükümleri uyarınca ürün alım taahhüdünü yerine getirmemiş olması nedeniyle cezai şart talebinin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ayrıntısı cevaba cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, cezai şartın talep edilebilmesi için cezai şart borçlusunun kusurunun bulunmasının gerektiğini, davacının elinde olmayan nedenlerle sözleşme hükümleri uyarınca belirlenen satış oranlarına ulaşamadığını, davacının taraflar arasında taşınmazın tahliyesine yönelik uyuşmazlık çıkması sonrasında cezai şart alacağını talep ettiğini, cezai şart alacağı talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, sözleşme hakkının kötüye kullanılması niteliğini taşıdığını, davacının elinde olmayan nedenlerle satış yapamaması nedeniyle zarara uğradığını, sözleşme hükümlerini yerine getirmek konusunda davacının gerekli çabayı gösterdiğini, değişen şartların sözleşmelerde menfaat dengesi yönünden gözetilmesinin gerektiğini, davalının cezai şart talep etme hakkının bulunmadığını, sözleşmelere konulan cezai şart hükmünün TBK’nin 20/1, 21 ve 22. madde hükümleri gereğince hükümsüz olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili ayrıntısı ikinci cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davacının öne sürdüğü hususların dayanaksız olduğunu, cezai şart talep hakkının taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eki protokollere dayandığını, davacının sözleşme ve protokol hükümlerini ihlal etmesi ve eksik ifa etmesinin kusur olduğunu, zorunlu sebep iddiasının gerçeği yansıtmadığını, düşük fiyata ürün satılmasının davalı ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacının satışlarını ve kârını artırmak amacıyla yaptığı işlem olduğunu, cezai şart talep haklarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi ve protokoller kapsamında cezai şart alacağı adı altında alınan bedelin haksız olduğunun tespiti ile iadesine yönelik istirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme ve eki protokoller kapsamında cezai şart talebinin haklı olup olmadığı, cezai şart istenilip istenilemeyeceği, sözleşme süresi boyunca cezai şart istenilmemesi nedeniyle sözleşmenin bitiminden sonra cezai şart talebinin hakkaniyete ve tarafların menfaat dengelerine uygun olup olmadığı hususlarına yöneliktir.
Taraflar arasında imzalanan 15/01/2011 tarihli bayilik sözleşmesinin 28 maddeden, aynı tarihli protokolün 10 maddeden ve aynı tarihli satış taahhütnamesinin 8 maddeden oluştuğu, cezai şarta ilişkin hükümlerin sözleşmenin 19. maddesi ile protokolün 5.1.4.2 maddesinde düzenlendiği, satış taahhütnamesinin 3. maddesi ile 4.000 metreküp beyaz ürün ve 1.000 ton otogaz alınmasının kararlaştırıldığı, 4. maddesi ile taahhüdün yerine getirilmemesi halinde beher metreküp beyaz ürün için 34 USD, beher ton otogaz için 30 USD cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 15/01/2016 tarihinde 6 ay süreli, 15/07/2016 tarihinde ise 3 ay süreli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, her iki sözleşmenin tip sözleşme olduğu ve aynı hükümleri içeren 28 maddeden oluştukları anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 15/07/2016 tarihli ek protokolün 6 maddeden oluştuğu, 3. maddesi ile taraflar arasında imzalanan 15/01/2011 tarihli bayilik sözleşmesi ve eki protokol kapsamında belirlenen cezai şart hükümlerinin sözleşme kapsamında uygulanacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Ankara 63. Noterliğinin 17/11/2016 tarih, 39586 yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde, davalı tarafından sözleşmeler kapsamında ürün alım taahhüdünü yerine getirmeyen davacıdan 67.230,69 USD cezai şartın ödenmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
Beyoğlu 7. Noterliğinin 22/11/2016 tarih, 21752 yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde, ihtarnameye davacı tarafından verilen cevap niteliğinde olduğu, sözleşme kapsamında taahhütlerin yerine getirilmemesine rağmen cezai şartın talep edilmemesi nedeniyle artık cezai şart talep edilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Hızır OKUTUCU tarafından düzenlenen 28/05/2018 tarihli rapor ile, davacının 15/01/2011 tarihli sözleşme kapsamında ürün alım taahhüdünü yerine getirmediğinin, eksik tonaj nedeniyle ödenmesi gereken cezai şart alacağının 67.513,05 USD olarak hesaplandığının ve davalının ise 67.230,69 USD cezai şart alacağını teminat mektubunu paraya çevirmek suretiyle aldığının tespit edildiği, tarafların itirazları üzerine düzenlenen 08/04/2019 tarihli rapor ile, 15/01/2011, 15/01/2016 ve 15/07/2016 tarihli sözleşmeler kapsamında davacı tarafından eksik ürün alımının yapıldığının ve cezai şart alacağı miktarının 68.740,58 USD olarak tespit edildiği, tarafların itirazları üzerine düzenlenen ikinci ek rapor ile, sözleşmeler kapsamında davacının alım taahhüdünü yerine getirmediğinin ve cezai şart alacağı miktarının 66.416,07 USD olarak tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nin Ceza koşulu, alacaklının hakları, Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi başlıklı 179. maddesi “(1) Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. (2) Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” hükmünü içermektedir.
Akaryakıt bayilik sözleşmeleri ve eki protokoller kapsamında kararlaştırılan asgari alım taahhüdüne uyulmaması halinde ödenmesi kararlaştırılan cezai şart TBK’nin 179/2. maddesi uyarınca ifaya ekli ceza koşulu niteliğindedir. Kanun metninden de anlaşılacağı üzere alacaklı borçludan hem ifayı, hem de cezayı talep edebilecektir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, taraflar arasında imzalanan 15/01/2011 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ve eki protokoller kapsamında 5.000 ton ürün alınmasının, 15/01/2016 tarihli 6 ay süreli bayilik sözleşmesi ve eki protokoller ile 150 ton ürün alınmasının, 15/07/2016 tarihli 3 ay süreli bayilik sözleşmesi ve eki protokoller ile 75 ton ürün alınmasının kararlaştırıldığı, böylelikle taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında sözleşme süresi içerisinde alınması kararlaştırılan ürün miktarının 5.225 ton olduğu, dönemsel veya yıllık olarak ürün alınmasına yönelik sözleşme ve eki protokollerde hüküm bulunmadığı, sözleşme süresince davacı tarafından sözleşmeler kapsamında yapılan alım miktarının ise 3.011,13 ton olduğu, taraflar arasında imzalanan 15/01/2011 tarihli satış taahhütnamesinin 5. maddesi ile alım taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde davalının yıllık olarak veya sözleşmenin bitimi itibari ile cezai şartı talep edebileceğinin belirlendiği, sözleşme süresi içerisinde davalı tarafından dönemsel olarak cezai şart alacağı talebinde bulunulmamasının sözleşme sonunda bulunulmayacağı yönünde bir güven oluşturmasının sözleşme eki satış taahhütnamesinin 5. maddesi hükmü dikkate alındığında mümkün olmadığı, tarafların tacir olması karşısında TBK’nin 20 ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarının uygulanmasının mümkün olmadığı, tacir olan tarafların TTK hükümleri uyarınca basiretli davranmalarının gerektiği, alınan bilirkişi raporları ile davacının 15/01/2011, 15/01/2016 ve 15/07/2016 tarihinde imzalanan sözleşmeler ile eki protokoller kapsamında taahhüt edilen miktar kadar ürün almadığı ve taahhüt edilen ürün miktarından alınan ürün miktarının düşülmesi sonucunda davalı tarafından hesaplanarak davacının teminat mektubundan alınan cezai şart miktarının uygun olduğunun tespit edildiği, davacının sözleşme hükümlerini yerine getirmemesine yönelik olarak öne sürdüğü sebeplerin mücbir sebep niteliğinde bulunmadığı gibi sözleşme şartlarının taraflar arasında menfaat dengesini bozması halinde tarafların sözleşme süresi içerisinde sözleşme şartlarının taraf menfaatleri doğrultusunda uyarlanmasını talep edebilecekleri, davacı tarafın sözleşme hükümlerinin yürürlükte olduğu süre boyunca bu yönde bir talebi olduğuna dair dosya kapsamına herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığı, eksik ürün alımı yapılması suretiyle sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesinin davacının kusuru olduğu ve bu nedenle sözleşme hükümlerini yerine getirmeyen davacıdan TBK’nin 179/2. maddesi kapsamında cezai şart alınması ve talep edilebilmesi koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın REDDİNE,
2) Alınması gereken 59,30 TL harcın dava açılışında alınan 3.959,34 TL peşin harçtan düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 3.900,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 24.679,15 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
4) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/01/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.