Emsal Mahkeme Kararı Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/409 E. 2021/684 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/409
KARAR NO : 2021/684

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … TC nolu
VEKİLİ : Av. … [elektronik tebliğ]

DAVALI : … – … mersis nolu
VEKİLİ : Av. … [elektronik tebliğ]

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/03/2015
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ;
Davacı vekili ayrıntısı dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, 04/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, yaralanmaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini belirterek 15.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, aşamalarda taleplerini ve beyanlarını tekrarlamıştır.
Davalı vekili ayrıntısı cevap dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davalının sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalılarının kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını, davacının sürekli iş göremezlik durumunun tespit edilmesinin, zarar hesabının aktüer siciline kayıtlı bilirkişi tarafından yapılmasının, zarar hesabında asgari ücretin dikkate alınmasının, müterafik kusur indiriminin yapılmasının gerektiğini, faiz talebinin yerinde olmadığını, dava öncesinde herhangi bir başvurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, aşamalarda taleplerini ve beyanlarını tekrarlamıştır.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat ödenmesine yöneliktir.
Bilirkişi Refik AKIN tarafından düzenlenen dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığı, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlenen araç sürücüsünün ise % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişiler…. tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu kaza nedeniyle Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca davacının sürekli iş göremezlik oranının % 17, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ay olduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Kesin süre başlıklı 94/1. maddesi “Kanunun belirlediği süreler kesindir.” hükmünü, 94/2. maddesi “Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.” hükmünü, 94/3. maddesi “Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davanın davacının 04/09/2014 tarihinde meydana gelen kazada yaralanması nedeniyle maddi tazminat talebi ile ilgili olarak açıldığı, davacının iş göremezlik durumunun tespitine ilişkin olarak düzenlenen rapora davalı vekili tarafından uzman raporu sunulmak suretiyle itiraz edildiği, itiraz üzerine oluşan çelişkinin giderilmesi amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu … . İhtisas Dairesinden davacının iş göremezlik durumunun tespiti hususunda rapor alınmasına karar verildiği, yazılan yazı üzerine düzenlenen 13/04/2018 tarihli ön rapor ile davacının bir takım son durum raporlarının alınması sonrasında rapor düzenlenebileceğinin belirtildiği, davacı vekili tarafından davacının yurt dışında olması nedeniyle son durum raporlarının alınamayacağı yönünde beyanda bulunulması üzerine mevcut tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle rapor düzenlenmesi için yeniden yazı yazıldığı, yazılan yazı üzerine düzenlenen 21/02/2020 tarihli ön rapor ile son duruma ilişkin raporlar alınmaksızın rapor düzenlenmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, belirtilen raporun davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından öncelikle yurt dışında bulunan davacının konsolosluk aracılığıyla son durum raporlarının alınmasının talep edildiği, davacı vekiline tercüme işlemlerini yaptırmak hususunda süre verildiği, daha sonra davacı vekilinin son durum raporlarını temin edemeyecekleri yönündeki beyanı nedeniyle 15/06/2021 tarihli duruşmada sonuçları da hatırlatılmak suretiyle davacı vekiline İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairelerinin ön raporlarında belirtilen davacının son durum raporlarının alınması için davacıyı hazır etmesi yada belirtilen hususlarda davacının son durum raporunun alınacağı sağlık kuruluşunu bildirmesi, aksi takdirde dosya kapsamına göre karar verileceği hususuna ilişkin olarak davacı vekiline usulüne uygun şekilde kesin süre verildiği, davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde kesin sürenin gereklerini yerine getirmediği gibi herhangi bir beyanda bulunmadığı, duruşma sırasında son durum raporu alınmaksızın yeniden rapor alınması için yazı yazılması hususundaki talebinin ise mahkememizce reddine karar verildiği, trafik kazasında yaralanma nedeniyle tazminat talebine ilişkin davalarda meydana gelen kazadaki kusur durumunun ve davacıda trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen yaralanma sonucunda oluşan iş göremezlik durumunun tespitinin ve sonrasında ise tespit edilen hususlar dikkate alınarak zarar miktarının hesaplanmasının gerektiği, davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen davacının dava konusu kaza nedeniyle iş göremezlik durumunun bulunduğu hususunda raporunun alınamadığı ve bu hali ile dava konusu kazaya bağlı olarak iş göremezlik halinin bulunduğu hususunun ispat edilemediği, HMK’nin 94/3. maddesi uyarınca ise kesin süre içerisinde belirtilen hususun yerine getirilmemesi nedeniyle artık davacı tarafından bu yöndeki iddianın ortaya konularak ispat edilmesi imkanının kalmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M ; gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1) Davanın REDDİNE,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, dava açılışında alınan 51,24 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 8,06 TL harcın DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin YÜZÜNE KARŞI, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2021

Katip … Hakim …
e – imzalıdır e – imzalıdır
Bu gerekçeli karar güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.