Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR
ESAS NO : 2023/51 Esas
KARAR NO : 2023/653
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … (T.C … )
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İhraç kararının iptali
DAVA TARİHİ : 20/01/2023
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan ihraç kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı yapı kooperatifi üyesi olduğu andan itibaren tüm yükümlülüklerini özveri ile yerine getirdiğini, kendisine 22.11.2020 tarihinde sms ve whatsapp aracılığı ile aidat iadesine dair mesaj gelince hem üyelik durumu hemde aidat iadesinin sebebini öğrenmek için 02.12.2022 tarihinde …. Noterliğinin … yev numaralı ihtarname gönderdiğini, davalının … noterliği …yev numaralı 14.12.2022 tarihli cevabi ihtarnamesinin 15.12.2022 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, davalının ihtarında davacının genel kurul kararı ile üyelikten çıkarıldığı, kararın …. Noterliğinin … yev nolu ihtarnamesi ile iletildiği ve davacıya 23.07.2019’da tebliğ edildiğini belirtildiğini, böyle bir evrak almayan davacının …. Noterliğine giderek tebliğ mazbatasını istediğini ve kendisi işteyken komşusuna 11.07.2019 tarihinde usulsüz tebliğ yapıldığını öğrendiğini, bu sebeple üyelikten çıkarıldığını öğrenme tarihi olan 15.12.2022 tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde davayı açtığını, davacıya tebliğ evrakında 21. maddeye göre yapılan tebligatın baştan sona usulsüz olduğunu, tebliğin tebligat kanunu 21 ve nizamnamenin 28. Maddesine göre yapıldığının yazılmış olduğunu, yönetmelik 28. Maddenin tutuklu ve hükümlülere tebligat usulünü düzenlediğini, uyulması gereken yönetmelik hükümlerinin 30 ve 31. maddeler olduğunu, ev hanımı olan müvekkilim işte olduğu bilgisi edinildiğini ifade edildiğini, kaçıncı dairedeki komşuya haber verildiğinin belirtilmediğini, içerikleri bilinmeyen her iki ihtarın haksız olduğunu belirterek 07.07.2019 tarihli kooperatif genel kurul kararının davacının ortaklıktan çıkarılması ile ilgili kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kooperatife üye olduğu andan itibaren tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediği için kendisine …. Noterliği … yev numaralı 10.01.2019 tarihli birinci ihtarname gönderilerek sermaye borcunu 15 gün içerisinde ödemesini istediğini, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacının ihtara rağmen borcunu ödemediğini, bu defa aynı noterliğin … yev numaralı 17.05.2019 tarihli ikinci ihtarname gönderilerek ödeme için 1 ay süre verildiğini, ihtarnamenin davacının oğluna tebliğ edildiğini, 1 aylık sürede hiç bir ödemede bulunmadığını, 07.07.2018 tarihli genel kurul toplantısına davacının da davet edildiğini, genel kurulca ortak olup ana sözleşmenin 14. maddesi gereği yasal süreçleri tamamlanmış olan ortaklarla birlikte davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini, genel kuruldan sonra 11.07.2019 tarihinde …. Noterliği kanalıyla … yev numarası ile ihraç kararı ve ekinde genel kurul tutanağı gönderildiğini, 23.07.2019 tarihinde Tebligat Kanunu 21. maddesine göre ismini söylemeyen ve imza vermekten kaçınan apartman görevlisine haber verildiğini, haber kağıdı kapısına yapıştırıldığı ve muhtara tebliğ edilmiş olduğunu, Tebligat Kanunu 21. maddede haber bırakılan kişinin isim ve imzasının alınacağına dair bir hüküm bulunmadığını, aynı tarihte davacının eşi ve ayrı bir hisse sahibi olan kooperatif ortağı …’e de aynı şekilde ihraç kararı gönderildiği, ihraçtan sonra davacının eşinin borcunu ödediği, kendisini kooperatif üyeliğine geri döndürmüş olduğunu, eşinin ihraçtan haber olup borcunu ödediği halde davacının olmaması ihtarname ekindeki ihraç kararının içeren genel kurul kararında kendi ismini görmemesi iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacının 3 aylık hak düşürücü süreden çok daha uzun bir süre bekleyip 2 yıl 6 ay sonra ihraç kararının iptali için dava açtığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraf delilleri toplanmış, davalı kooperatifin sicil özeti ile sicil dosyası örneği, davalı kooperatifin 07.07.2019 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin belgeler …. temin edilmiş, davalı tarafından dilekçe ekinde davacıya keşide edilen ihtarnameler ve tebliğ şerhleri dosya kapsamına sunulmuş, tüm dosya kapsamı ile davalı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri üzerinde mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiler tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle; “Davalı kooperatif genel kurulunca davacı yan hakkında kooperatife olan parasal yükümlülüklerini süresinde yerine getirmediğinden bahisle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve 27. davalı kooperatif ana sözleşmesinin ise 14. maddesi uyarınca alınan 07.07.2019 tarihli ortaklıktan ihraç kararının Kanun ve ana sözleşme hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak alınmış bir ihraç kararı niteliğinde olmadığı, davacı yan hakkında alınan ihraç kararının davacı yana davalı kooperatif tarafından usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, davacı yanın söz konusu ihraç kararından haberdar olup olmadığı ile neticede davanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde belirtilen üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığına yönelik itirazların takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait bulunacağı” ifade edilmiştir.
Dava; davalı kooperatif ortağı olan davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin alınan genel kurul kararının iptali talebine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 16. maddesinde çıkarma kararının ortağa tebliğinden itibaren 3 ay içerisinde dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği öngörülmüştür. Maddede belirtilen 3 aylık süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlayabilmesi için kararın tebliği zorunludur. Bu kapsamda ortağın haricen kararı öğrenmesi hatta kararın yüzüne karşı verilmesi sonuca etkili bulunmamakta olup 3 aylık dava açma süresi her halükarda tebliğ tarihinden itibaren başlamaktadır.
Davalı kooperatif ortağı olan davacıya, kooperatifin 07.07.2019 tarihli genel kurul toplantısının 6. maddesinde alınan karar ile kooperatif üyeliğinden çıkarıldığı hususunun, ekinde genel kurul toplantı tutanağı ile birlikte …. Noterliğinin … yev nolu 11.07.2019 tarihli ihtarnamesi ile tebliğe çıkarıldığı, tebligatın Tebligat Kanunu 21. maddesin göre ismini vermekten kaçınan görevliye haber bırakılarak muhatabın kapısına yapıştırılıp muhtara 23.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür. Tebliğ memuru tarafından haber bırakılan görevlinin kim olduğu açık bir şekilde tespit edilmeyerek tebligata kim olduğu anlaşılamayacak şekilde sadece “apartman görevli” yazıldığı, beyanı alınan ve haber bırakılan kişinin isminin tespit edilmediği anlaşılmakla bu durumda tebliğ mazbatasında beyanı alınan kişinin isim vermediğinin şerh edilmesi tebligatı geçerli hale getirmeyeceğinden yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 21/1 maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan usulsüz olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen …. Noterliği …yev nolu ihtarnamede ortaklığın sonlandırıldığının 11.07.2019 tarihli ihtarname ile daha önce gönderildiği hususu davacıya 15.12.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla bu tarihten itibaren yasal 3 aylık hak düşürücü sürenin başladığı kabul edilerek işbu davanın süresinde açıldığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı tarafından aynı genel kurul kararında davacının eşinin de kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği ve bu karardan sonra davacının eşi tarafından kooperatife olan borcu ödenerek yeniden üyeliğe döndürüldüğü bu kapsamda davacının ihraç kararından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ileri sürülmüş ise de ihraç kararının varlığından haberdar olunması 1163 sayılı yasanın 16. maddesi kapsamında yasanın aradığı şekilde tebliğ anlamına gelmediği, öğrenmede ihraç kararının tüm unsurları yer almadığından hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamayacağı sürenin başlayabilmesi için ilgili kararın tebliği zorunlu olduğundan davalı iddiası yerinde bulunmamıştır.
Kooperatifler Kanununun 27. maddesi uyarınca parasal yükümülüklerini yerine getirmeyen ortağa münasip bir süre belirtilerek yükümlülüklerini yerine getirmesinin istenileceği ilk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra 1 ay içeresinde yükümlülüklerine yerine getirmeyen ortağın ortaklığının düşürüleceği ön görülmüş olup kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde ilk ihtar için 10 gün ikinci ihtar için 1 aylık süre verileceğinin ifade edildiği görülmekle davacıya gönderilen birinci ve ikinci ödeme ihtarlarında verilen sürelerin KK 27. maddesi ile ana sözleşmenin 14. maddesine uygun olduğu anlaşılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesi ile davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddesi hükümlerine göre, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağın ihracına karar verilebilmesi için ortağa gönderilecek her iki ihtarda da ortağın ödemesi gereken ana paranın ve varsa işlemiş faizinin açıkça gösterilmesi, diğer anlatımla ana para ve gecikme faizi borcunun ayrıntılı olarak ay ve yıllar itibariyle belirtilmesi gerekmekte olup davacıya keşide edilen 1. ve 2. ödeme ihtarlarında ayrıntılı borç dökümünün yer almadığı, işlemiş faizi de içerdiği belirtilerek tek kalem borç miktarının talep edildiği, öte yandan …. Noterliğinin 10.01.2019 tarih … yev nolu birinci ihtarnamede talep edilen 482.188,66 TL tutar içerisindeki 32.706,96 TL yönünden ana sözleşmenin 14. maddesi kapsamında 30 günlük ödeme süresinin ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibari ile henüz dolmamış olduğundan ihtarname tarihi itibari ile bu tutara ilişkin muaccel bir borcun bulunmadığı, …. Noterliğinden keşide edilen 17.05.2019 tarihli … yev nolu ikinci ihtarnamede ilk ihtarnamede talep edilen borç tutarından daha fazla bir borç tutarı talep edildiği ve bu borcun nelerden kaynaklandığı, asıl borç ve gecikme faiz tutarlarının nelerden ibaret olduğu belirtilmeksizin faizi ile birlikte tek bir kalemde 536.549,99 TL bakiye borcun ödenmesinin talep edildiği görülmekle yasa ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak keşide edilmeyen ihtarnamelerin ortaklıktan çıkarılma kararına esas alınamayacağı sonuç ve kanaatine varılmakla kanıtlanan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davalı kooperatifin 07.07.2019 tarihli olağan gelen kurul toplantısının 6/b-1 maddesinde davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin alınan kararın iptaline,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre hesaplanan 17.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 179,90 TL başvuru harcı, 179,90 TL peşin harç, 437,00 TL tebligat, 171,50 TL müzekkere ve 5.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.968,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
12/10/2023
Gerekçeli kararın yazıldığı tarih: 24.10.2023
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …