Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/291 E. 2023/507 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/291 Esas
KARAR NO : 2023/507

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2023
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını borçlunun borca itiraz ederek takibi durduğunu, müvekkili …’ın, … ada … parseldeki taşınmazları satın almak üzere davalı borçlu ile görüştüğünü ve tarafların taşınmazların satışı konusunda anlaştığını, alım satım işlemine mahsuben açıklamasıyla 06/02/2015 tarihinde 1.290.000,00 TL ve 24/02/2015 tarihinde 1.087.000,00 TL olmak üzere 2 adet havale gerçekleştiğini, davalı borçluya taşınmazların alımına ilişkin tüm bedel ödenmesine rağmen, davalı borçlu taşınmazların devrine yanaşmadığını ve gönderilen paranın iadesini de yapmadığını, davalı borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, alacağın likit bir alacak olduğunu, bu nedenle icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini belirterek, şimdilik 10.000,00 TL yönünden davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun takip bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif ile davacı arasında devir sözleşmesi olmadığını, ilgili taşınmazın satışıyla ilgili müvekkili ile dava dışı … arasında bir sözleşme olduğunu, sözleşmeye istinaden ilgili taşınmazların devrinin de dava dışı …’e gerçekleştiğini, müvekkil kooperatif hesabına gönderilen paranın da … hesabına gönderildiği, müvekkili şirket ile … arasında 5.800.000,00 TL bedelli arsa satış sözleşmesinin mevcut olduğunu, anlaşma gereği 3.000.000,00 TL ödendiğini bakiye kalan kısımı için sözleşme gereği bu parselden biri üzerine kooperatif lehine ipotek tesis edildiğini, … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, söz konusu borç halen ödenmediğini, icra dosyasının derdest olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda; davacı vekili, taraflar arasındaki gayrimenkul satımına ilişkin anlaşma kapsamında satım bedellerinin ödenmesine rağmen gayrimenkulün devredilmediğinden davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş olup iddia ve savunmanın ileri sürülüş şekli itibariyle uyuşmazlığın, gayrimenkul satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu nitelikteki davaların mutlak ticari dava olduğuna dair TTK’da açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Nispi ticari davanın varlığı bakımından ise dosya kapsamından, davacının gerçek kişi olduğu, … 28/04/2023 tarihli yazısından davacının potansiyel vergi mükellefi olup mükellef kaydının olmadığının bildirildiği, …’nün 15/05/2023 tarihli yazısından da davacının tacir kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle; davalı şirketin tacir olduğu, ticari ilişkinin karşı tarafı olan gerçek kişi davacının tacir sayılmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği için davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal 2 haftalık sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli …. NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile …. Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
11/07/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı