Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/226 E. 2023/619 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/226 Esas
KARAR NO : 2023/619

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – …
3- … – …
4- ….

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … 2016 yılında, …’ne … no’lu üye numarasıyla ortak olduğunu, taraflar arasında ana sözleşme imzalandığını ve sözleşme gereğince 3+1 daireler için maliyet 155.000,00 TL olarak belirlendiğini, konutlarda oturacak kişiler için noter huzurunda bir çekiliş de yapıldığını ve …. Noterliği’nin 09/09/2017 tarih ve … yevmiye numaralı kura çekilişinde bir daire de müvekkile çıktığını, davacı sözleşme maddelerine göre davalı kooperatife … Şubesi aracılığı ile 74.512,00- TL’lik bir ödeme yaptığını, daire teslimi davacının defalarca talep etmesine rağmen yapılmamış ve üstüne üstlük daire 3. bir kişiye bile devredilmiş olup, bunun üzerine davacı, kooperatif ortaklığından çıktığını, bununla beraber ödemiş olduğu ücretin iadesi talebiyle kooperatife ihtarname göndermiş fakat kooperatif oralı bile olmadığını ve sonuçsuz kaldığını, davacı … 2016 yılında, …’ne üye olarak ortak olduğunu ve bu kapsamda kooperatif ile aralarında akdedilen sözleşme gereği kendisine bir adet taşınmaz teslim edileceği kararlaştırıldığını, dava konusu konutlarda ikamet edecek kişilerin belirlenmesi için, 09/09/2017 tarihinde …. Noterliği huzurunda … yevmiye numaralı kura yapıldığını, anılan kura sonucunda, … Ada, …. Parsel, …. numaralı daire davacı …’a çıktığını, akabinde davacı …, sözleşme gereğince kendisinden istenen meblağın 21.650,00TL’sini havale/eft işlemi ile ”…” IBAN numaralı hesabından, davalıların ”…” IBAN numaralı hesabına gönderdiğini, lakin, davalılar 2018 yılında ilgili taşınmazı davacıya sözleşme gereği teslim etmeleri gerekse de, herhangi bir teslimat yapılmadığı gibi, anılan konut üçüncü kişilere devredildiğini, davacı 2018 yılında kendisine taşınmaz teslim edilmediğinden bahisle, …. Noterliği’nin 18/09/2019 tarih ve … yevmiye numaralı istifanamesi gereği, üyelikten istifa etmiş ve akabinde herhangi bir ödeme daha yapmadığını, hal böyle olunca, davacı ilgili konutun kendisine teslim edilmesini davalılardan defalarca talep etmesi üzerine, davacının geçiştirildiğini, ilgili konut kendisine teslim edilmediği gibi, kendisine hiçbir ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine davacının, …’ne giderek, kendisine teslim edilmesini beklediği konutu sorgulatmış ve üçüncü kişilere devrinin gerçekleştiğini öğrendiğini, netice itibarı ile davalılara yapılan sözlü ve yazılı ihtarlara karşın cevap vermemesi üzerine, taraflarca yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 3. maddesinde belirtilen; “İnşaatın sözleşme ile verilen 36 aylık süre boyunca bitirilmemesi üzerine yüklenici bir kereye mahsus olmak üzere arsa sahibinden 12 aylık ek süre isteyebilir. Yüklenicinin 12 aylık ek süre içinde inşaatın bitirilmemesi halinde kendisine bırakılan dairelerden bir tanesi uğranılan zarar ve ziyanın karşılığı olmak üzere mülk sahibine bırakılacaktır.” ifadesine istinaden, davalılara verilen ek süre içerisinde de anılan taşınmazları davacılara teslim etmedikleri gibi, haksız kazanç sağlayarak, davacıların işbu taşınmazların mülkiyet hakkını kazanmak maksadıyla banka aracılığıyla ödedikleri tutarlar da, kendilerine iade edilmediğini ileri sürerek davacılar nezdinde oluşan zararın belirlenerek, davacıların kooperatife ödedikleri bedel ile bu süreçte konut ihtiyacı sebebiyle oturdukları kiralanan taşınmazlara ödedikleri kira bedellerinden oluşan tüm alacağın davalılardan sorumluluğu oranında, dava tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ve gecikme tazminatı ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılara teslim edilmesi gereken taşınmazların üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara yapılan usulüne uygun tebligatlara rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
GEREKÇE;
Dava, alacak istemine ilişkin olup arabuluculuk yoluna gidilmeden dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış o mahkemenin “davanın ticari dava olduğu” gerekçesiyle görevsizlik kararından sonra da herhangi bir arabuluculuk yoluna gidilmemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesine göre, ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Davacı dava dilekçesi ile davalı aleyhine eldeki davayı açmış ise de; dava dilekçesinden ve ekli belgelerden davacı vekili tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmadığı, arabulucuya başvuru yapıldığına yönelik herhangi bir bilgi-belge sunulmadığı, zorunlu arabuluculuk başvuru yoluna gidilmeksizin davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davanın istirdat istemli olması ve davada bir miktar paranın ödenmesi talebinde bulunulması nedeniyle arabuluculuk dava şartına tabi olduğu 6201 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanununa 7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu hususun mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve eldeki davada da bu hususun arandığı, dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın HMK 114/1 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan başvurma harcının üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalıların vekili olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Talep halinde artan avansın iadesine,
Dair, davacının yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı