Emsal Mahkeme Kararı Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/878 E. 2023/608 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/878 Esas – 2023/608
T.C.
ANKARA
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2022/878 Esas
KARAR NO : 2023/608

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, davacının vermiş olduğu elektrik satış hizmetinden yaralanabilmek için davacı şirketin … tesisat numaralı, … No’lu müşteri olarak … Sözleşme hesabına bağlandığını, Davalının üzerine düşen tüketilen enerji bedelini ödemediğini, bu faturalar ile birlikte taahhüt çıkış bedeli faturasını da ödemediğini, Ödeme yükümlülüğü yerine getirmemesi üzerine alacaklar icraen talep edildiğini, İtiraz üzerine arabulucuk başvurusu yapıldığını ve anlaşma sağlanamadığını, Davalı sözleşmede kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği gibi borca itiraz ettiğini, Sözleşme hükümleri ve verilen hizmetin niteliği düşünüldüğünde zaten itirazın haksızlığı ortaya çıkacağını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan 03.04.2023 tarihli raporda özetle; “Sayın Mahkemenin verdiği görev uyarınca, dava dosyası ve icra dosyası muhteviyatının incelenmesi, tespit ve değerlendirmeler sonucunda, nihai takdir ve hukuki değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Davacı tarafından …. E. Sayılı dosyasında, davalı adına davacı tarafından 29.11.2016 tarihinde 1 adet asıl alacak, işlemiş faiz ve KDV olmak üzere toplam 74.777,19 TL olarak başlatıldığı, Dosya üzerinden yapılan incelemeler sonucunda, davalıya ait 2016/01 dönem faturasında, geçmiş dönem borcu 38.817,87 TL olarak gösterilmiş olup, buna göre hesaplandığında asıl alacak 32.896,50 TL. , 5.921,37 TL. KDV olmak üzere toplam 38.817,87 TL alacağı olduğu, Davacı tarafından icra takibinde talep dayanağı ve alacağın kaynağı olan faturaların açıkça belirtilmediği, Dosya kapsamında bulunan faturaların davacı şirket tarafından mevzuata ve sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, Faturaların ödendiğine ve/veya sözleşmenin sona erdirildiğine dair, dosya kapsamında belge bulunmadığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği md. 4/1-i hükmünde uygulanacak gecikme zammının 6183 sayılı Kanunun 51. Maddesine göre belirlenen gecikme zammı olarak tanımlandığı, Tarafımızdan 13.03.2023 tarihinde Sayın Mahkemeye gönderilen dilekçe ile abonelik dosyası, perakende satış sözleşmesinin ekleri, ödeme listesi ve güvence bedeline ilişkin bilgiler istenmiş ise tarafımıza verilen süre içinde istenen belgelerin dosyaya sunulmadığı, Tespit ve hesaplanmış olup, HMK ‘un madde 279/1. ve 279/2. hükümleri gereğince, “görevlendirilen hususlar, tespit ve inceleme konusu yapılan dava konusu ile ilgili olarak değerlendirmeler, gerekçeler ve varılan sonuçla” birlikte düzenlenen toplam 6 sayfalık işbu rapordaki” şeklinde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 17.04.2023 tarihli ek raporda özetle; “Davacı tarafından ….. E. Sayılı dosyasında, davalı adına davacı tarafından 29.11.2016 tarihinde başlatılan ilamsız takibin; Asıl Alacak= 51.655,52 TL KDV Alacağı = 9.297,99 TL KDV Alacağı= 1.689,14 TL KDV Alacağı= 304,05 TL Gecikme Faizi=9.384,12 TL KDV = 1.689,14 TL Geçmiş Dönem Faizi = 757,23 TL Toplam = 74.777,19 TL olarak başlatıldığı, Dosya üzerinden yapılan incelemeler sonucunda, davalıya ait 2016/01 dönem faturasında, geçmiş dönem borcu 38.817,87 TL olarak gösterilmiş olup, buna göre hesaplandığında asıl alacak 32.896,50 TL., 5.921,37 TL. KDV olmak üzere toplam 38.817,87 TL alacağı olduğu, Davacı tarafından icra takibinde talep dayanağı ve alacağın kaynağı olan faturaların açıkça belirtilmediği, Dosya kapsamında bulunan faturaların davacı şirket tarafından mevzuata ve sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, Faturaların ödendiğine ve/veya sözleşmenin sona erdirildiğine dair, dosya kapsamında belge bulunmadığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği md. 4/1-i hükmünde uygulanacak gecikme zammının 6183 sayılı Kanunun 51. Maddesine göre belirlenen gecikme zammı olarak tanımlandığı, Tarafımızdan 13.03.2023 ve 30.05.2023 tarihinde Sayın Mahkemeye gönderilen dilekçe ile abonelik dosyası, perakende satış sözleşmesinin ekleri, ödeme listesi ve güvence bedeline ilişkin bilgiler istenmiş ise tarafımıza verilen süre içinde istenen belgelerin dosyaya sunulmadığı, Tespit ve hesaplanmıştır, Ancak Sayın Mahkemenin takdirine bırakmak açısından, davacı şirket vekilinin itiraz dilekçesinde yer alan güvence bedeline ilişkin itirazları doğrultusunda da hesaplama yapılmış olup, bu hesaplama çerçevesinde, Güncellenmiş Güvence Bedelinin toplam 17.252,93 TL olduğu, davalı tarafından ödenmeyen ilk tarihli güncel borç tutarının 26.042,00 TL olarak hesaplandığı, mahsuplaşma sonucu davacı şirket alacağının toplam 63.978,80 TL olarak hesaplandığı, Faturaların son ödeme tarihleri ile icra takip tarihi olan 29.11.2016 tarihi arasındaki süre için, her bir fatura için gecikme faizi aylık %1,4 oranıyla gecikme faizi hesaplandığında davacı şirket alacağının; Asıl Alacak= 63.978,80 TL Gecikme Faizi = 11.592,14 TL TOPLAM= 63.978,80+11.592,14 = 75.570,94 TL olarak hesaplandığı, Davacı tarafından icra takibindeki KDV dahil asıl alacağın gecikme faizine tekrar KDV eklenmiş olup, Sayın Mahkeme tarafından 3065 sayılı KDV Kanununun madde 1 hükmüne göre, gecikme zammının KDV’ye tabi işlemler arasında olduğuna ve gecikme faizine KDV eklenmesi gerektiğine karar verildiği takdirde davacı alacağı; Asıl Alacak= 63.978,80 TL Gecikme Faizi = 11.592,14 TL Gecikme Zammı KDV’si = 11.592,14 x 0,18= 2.086,59 TL TOPLAM = 63.978,80+ 11.592,14+2.086,59 =77.657,53 TL olarak hesaplandığı, Davacının taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde, Asıl alacak= 51.655,52 TL KDV =9.297,99 TL Gecikme faizi=9.384,12 TL KDV = 1.689,14 TL TOPLAM=72.026,77 TL talep edebileceği, Gecikme faizine KDV uygulanmaması halinde Asıl alacak= 51.655,52 TL KDV =9.297,99 TL Gecikme faizi=9.384,12 TL TOPLAM=70.337,63 TL talep edebileceği, Hesaplanmış olup” şeklinde görüş bildirmiştir.
Dava takibe konu fatura nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline yöneliktir.
Mahkememizce celp edilen …. sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacının … AŞ, davalısının ise … AŞ olduğu, dava konusunun … nolu ticarethane aboneliği tesis edilmesi sonrasında tüketim bedeli ile ek tahakkuk bedelinin ödenmemesinden kaynaklı olarak … Esas sayılı takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, mahkemesince davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine istinaf davasını inceleyen …. sayılı ilamı ile istinaf davasının esastan reddine karar verilerek hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır.
HMK’nın 114/1-i maddesinde; “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartı olarak düzenlenmiş olup, mahkemenin aynı alacağa ilişkin daha önce açılmış bir dava olması durumunda, bu davanın kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağını, HMK hükümleri çerçevesinde değerlendirmesi gereklidir.
Maddi anlamda kesin hükmün koşulları 6100 sayılı HMK’nın 303/1. maddesinde; “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu, müddeabihin aynılığı; üçüncü koşulu ise, dava sebebinin aynı olmasıdır.
Kesin hükmün ikinci koşulu olan müddeabih, dava konusu yapılmış olan hak, yani dava ile elde edilmek istenilen sonuçtur. Önceki dava ile yeni davanın müddeabihlerinin (konularının) aynı olup olmadığını anlamak için hakimin, eski davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni davada ileri sürülen talep sonucunu karşılaştırması gerekir. Eski ve yeni davanın konusu olan maddi şeyler fiziki bakımdan aynı olsa bile, bu şeyler üzerinde talep olunan haklar değişikse, müddeabihler aynı değil demektir.
Kesin hükmün üçüncü koşulu ise dava sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebi, hukuki sebep olmayıp, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Öyle ise; her iki davanın da dayandığı maddi vakıalar (olaylar) aynı ise, diğer iki koşulun da bulunması halinde kesin hükmün bulunduğundan söz edilebilir.
Dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz.
Eldeki dava dosyasının incelenmesinde, davanın taraflarının aynı olduğu, davacı tarafından her iki dava dosyasında itirazın iptali talep edilen takip dosyasının da aynı olduğu anlaşıldığından kesin hükümden kaynaklı olarak dava şartı yokluğunda davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğundan davanın HMK 114/1-i ve 115/1 maddeleri gereğince reddine,
2-Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 766,76 TL harçtan mahsubu ile 496,91‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-6325 sayılı yasanın 18/A-11. maddesi gereği …. tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen arabuluculuk ücreti karşılığı olan 3.120,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacının işbu dava nedeniyle yaptığı yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olmakla karar tarihindeki AAÜT göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal 2 haftalık sürede mahkememize müracaat ile …. Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 29/09/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.